YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
670bd65349515
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 0 4 5
Bugün : 20790
Dün : 34178
Bu ay : 417484
Geçen ay : 1024615
Toplam : 28287524
IP'niz : 44.220.184.63

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

NAZIM NİYAZIMDIR, YETİŞ ALLAH’IM!

NAZIM NİYAZIMDIR,
YETİŞ ALLAH’IM!

İnayet buyur ki, nusret Senindir
Zalimin defterin, dürmeye geldim…
Bağrımı kavuran, hasret derindir
Adil Düzen devran, sürmeye geldim…

Elli yıl cehd ettim, kendi çapımda
Hurma yetişmezmiş, kabak sapında
Ey Dost Kıtmirinim, kutlu kapında
Münafık haine, ürmeye geldim…

Yolunda ezilmek, üzülmek gerek
Huzurunda mahcup, büzülmek gerek
Hakka tercüman dil, çözülmek gerek
Her belaya göğüs, germeye geldim…

Faiz fuhuş sarmış, yaşlı ve körpe
Çıplaklık azıtmış, hep sere serpe
“İktidar masum!” der, cübbeli züppe
Süfyan Deccal yere, sermeye geldim…

Hakikat çağrından, geri kalmadım
Makam çıkar için, davam salmadım
Malumun dünyada, murad almadım
Artık muradıma, ermeye geldim…

Kur’an’ın lafzına, âşık bir toplum
Manasına yüzü, asık bir toplum
Lütfet ki uyansın, fasık bir toplum
Alnım eşiğine, sürmeye geldim…

Lut kavminin güna-hını taşıyan
Ahlâksız düzenden, memnun yaşıyan
Din tahrip edenin, sırtın kaşıyan
Gafil der; cennete, girmeye geldim…

Uğrunda dolaştım, Edirne Tercan
Burda çakıl infak, ukbada mercan
Aşkınla tutuşup, yanmışım Ey Can
Göster cemalini, görmeye geldim…

Rasül rehberimdir, ölçüm Kur’an’dır
Erbakan liderim, Rabbim Rahman’dır
Ahmedin kapında, kulun kurbandır
Kabul et canımı, vermeye geldim…

5 13 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Orhan YILAN

Orhan YILAN

Yorumu Takip Et
Bildir
14 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

🌹🇹🇷👏👏👏

Yolunda ezilmek, üzülmek gerek
Huzurunda mahcup, büzülmek gerek
Hakka tercüman dil, çözülmek gerek
Her belaya göğüs, germeye geldim…
         *******
Aziz Erbakan Hocamızdan bir eğitim programında dinlemiştim;”Rabbi, dini, davası için her hangi bir güçlüğe dayanmak, karşı koymak, kafa tutmaktır insanı özel kılan!
Hayatın binbir lezzeti içinde yüzen insaan, elbette gelip geçici birçok zahmete katlanmaya ve birçok zorluğa göğüs germeye mecburdur!
Göğüs gerdiği zorluklar insanı yenilmez yapar ve insanı karşı konulamaz bir güce ulaştırır.
Ve kişiyi asırlık tecrübe sahibi yapar!.
****
Rabbinin yolunda ezilmiş..
Ümmetin ve insanlığın derdine/yanlışa boğulurcasına batışına üzülmüş..
Tüm bu sıkıntı dert ve yanlışlara tek tek çare olacak recetelere tercüman olmuş,çözülmüş yalın anlaşılır bir dil olmuş..
Dini ve davası uğruna başına gelmiş ve gelmeye devam eden binbir bela ve zorluğa mertçe göğüs germenin yaşayan örneği olmuş Muhterem Hocamıza Rabbimizden;sağlık sıhhat ve fetih müjdeleri ile dolu upuzun bir ömür diler..
Kendimiz içinde;dünya ahiret aynı yolun yolcusu olmayı,
tecrübelerinden faydalanıp yanlarında tüm bela ve zorluklara göğüs gerip kafa tutanlardan olmayı Rabbimizden niyaz ederiz..

Kur’an’ın lafzına, âşık bir toplum
Manasına yüzü, asık bir toplum
Lütfet ki uyansın, fasık bir toplum
Alnım eşiğine, sürmeye geldim…

(Kâinat kitabını, kendi nefsindeki hakikati, Kur’an’ın kelâmını ve hitabını devamlı ve dikkatle) Oku! (Anla ve anlat ki) Rabbin en büyük kerem sahibi (olandır). (96.3)

Müslüman Hakkın hakimiyeti için motor şerrin yok olması için firen olma ğörevlisidir. Dedi Erbakan hocamız…
En başta Allah’ın nimetlerini mevcutiyetini sanat eserlerini görüp de şükür etmeyi unutmamalıyız. Bu şükrün karşılığında bizim yapmamız gereken en büyük nimet cıhaddır. Allah ‘a ve Rasulüne itaat Kuran-ı Kerimin manasına uygun yaşamak duygusal degil duygulu olmak hak hakim olsun diye mücadeleden hiç vaz geçmemek bizim için çok kıymetlidir. Kuran-ı Kerim in meali ne uygun yaşamak bizim için şereftir. (Allah’ın rasulü de şöyle diyecektir, yarabbi kavmim gerçekten bu kuranı terkedilmiş bıraktılar, lafsını okuyup durdular manasını mealini okumaya anlamaya yanaşmadılar, hikmetini ve hükmünü araştırıp temel başvuru kaynagı yapmadılar)… Diye şikayet edecektir. Furkan 30

Kur’an’ın lafzına, âşık bir toplum
Manasına yüzü, asık bir toplum
Lütfet ki uyansın, fasık bir toplum
Alnım eşiğine, sürmeye geldim…

Sürekli, üstüne basa basa, neden Meal-i Kerim okumalıyız? Okumamız gerekliliğinin şartını hatırlatan Milli Çözümden Allah razı olsun.
Daha önce “Milli Çözüm” sitesinde okumuş olduğum makaleden, bir kısım notları paylaşalım.

ALLAH (CC) AŞKINA OKUYUN!.

*Yaratılış amacımız; Allah’ı tanımak, Kur’an’a uyum sağlayarak kulluk şuuruna ve insanlık onuruna ulaşmaktır.

Yüce Yaratıcı’nın varlığını, birliğini, kudret ve hikmetini tanımak için de, hem kâinattaki alâmetleri, hem de Kur’an’daki ayetleri okumak ve anlamaya çalışmak şarttır. Okumayan kör, dinlemeyen sağır, anlamayan kalpsiz ve beyinsiz konumundadır.

*“Körle gören, karanlıkla aydınlık, serin gölge ile kavurucu sıcaklık, dirilerle ölüler asla bir olmadıkları gibi;”[1] okuyan, araştıran ve anlayan kimselerle, okumaya ve öğrenmeye ilgisiz ve bilgisiz kişiler de asla bir tutulamazlar.
İşte bunun içindir ki Allah’ın, Resulüne ve ümmetine ilk emri ve Kur’an’ın ilk ayeti “Oku!..” olmuştur.

*Hâlbuki bugün Batılılar Müslümanlardan çok daha fazla okumaktadır. Biz hâlâ okumayı öğrenmeye çalışırken, onlar öğrenmek için okumaktadır. Bugünkü zillet ve sefaletimizin çok önemli bir nedeni de okumayı ve araştırmayı terk etmemiz, müspet ilimler, sosyal ve ekonomik gelişmeler karşısındaki tembelliğimizdir… Artık biz de okumalıyız. Allah adına okumalıyız. İnsanlık aşkına okumalıyız… Sadece kendimize, ailemize, çevremize ve yalnız kendi partimiz, tarikatımız ve meşrep üyelerimize değil, tüm halkımıza ve topyekûn insanlığa yararlı ve yeterli olmak için okumalı ve çalışmalıyız.

*Aziz Hocamız, mana âleminde şöyle buyurmuşlardı:

“Herkes iyice bilsin ki, Kur’an’ı okuyup anlama dili Türkçe, yani Meal-i Kerim, ibadet dili ise Arapça metnidir. O sebeple her fırsatta “Meal-i Kerim, Meal-i Kerim…” diyoruz. Eğer inananlar Kur’an-ı Kerim’i meal olarak okuyup anlamaya başlarlarsa, artık kötü niyetli idarecileri onları Kur’an’la kandıramaz, saraylara çekilip lüks içinde yaşayamaz, halkının gözlerinin içine baka baka çalamaz, çırpamazlardı… Özellikle Milli Çözüm’ün hazırladığı Meal-i Kerim inanarak ve anlayarak okunursa; öyle yalancı, istismarcı şeyhler ve tarikatlar da barınamazdı… Kur’an’la halkı istismar edip aldatamazlardı… Ahmet Akgül’ün hazırladığı Kur’an mealine düşmanlığın altında da işte bu gerçekler yatmaktaydı…”

Teşekkürler “Milli Çözüm”.

Ahlak bozuldu kalmadı vicdan
Namus kutsalı çarşı-pazar ikram
Azametinle İnkilap bekleriz heran
Adil Düzene kavuştur Ya Rabb..

Filistin kan ağlar feryatlar çağlar
Dünya kör sağır, siyon taparlar
Gözyaşı dinsin, akmasın kanlar
İntikamınla imdada yetiş Ya Rabb..

Kur’an’ın lafzına, âşık bir toplum
Manasına yüzü, asık bir toplum
Lütfet ki uyansın, fasık bir toplum
Alnım eşiğine, sürmeye geldim…

Furkan 30
(Kıyamet günü Allah’ın gönderdiği) Resul de şöyle diyecektir: “Ya Rabbi; gerçekten kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş bıraktılar. (Lafzını okuyup durdular, manasını ve mealini anlayıp uygulamaya yanaşmadılar, hikmetini ve hükmünü araştırıp uygulamak üzere Onu temel başvuru kaynağı yapmadılar” diye şikâyet edecektir.)

https://www.mealikerim.com/25/furkan/30

İnayet buyur ki, nusret Senindir
Zalimin defterin, dürmeye geldim…
Bağrımı kavuran, hasret derindir
Adil Düzen devran, sürmeye geldim…

İbrahim 46
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)

https://www.mealikerim.com/14/ibrahim/46

İbrahim 47
Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)

https://www.mealikerim.com/14/ibrahim/47

Faiz fuhuş sarmış, yaşlı ve körpe
Çıplaklık azıtmış, hep sere serpe
“İktidar masum!” der, cübbeli züppe
Süfyan Deccal yere, sermeye geldim…

Nisâ 51
Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri (ama bu bilgi ve becerilerini nefsi hevesler ve dünyevi hedefler için istismar edenleri ve halk arasında âlim ve fazıl bilinen münafık tipleri) görmez misin? Onlar tağut’a (şeytani rejimlere ve zalim güçlere) ve cibt’e (hain ve işbirlikçi liderlere) inanıp (peşlerine takılıyorlar) ve (saldırgan) kâfirler için: “Bunlar, mü’minlerden daha doğru bir yoldadır!?” diyorlar. (Hakk nizam kurulsun diye çalışanları fitne-fesat çıkarmakla suçluyorlar. Oysa asıl kendileri fasık ve münafık kişilerdir.)

Elli yıl cehd ettim, kendi çapımda
Hurma yetişmezmiş, kabak sapında
Ey Dost Kıtmirinim, kutlu kapında
Münafık haine, ürmeye geldim…

Dost kapısında, Dostun Kıtmiri olabildimse bu şeref bana yeter inşallah.

İnayet buyur ki, nusret Senindir
Zalimin defterin, dürmeye geldim…
Bağrımı kavuran, hasret derindir
Adil Düzen devran, sürmeye geldim…

Yolunda ezilmek, üzülmek gerek
Huzurunda mahcup, büzülmek gerek
Hakka tercüman dil, çözülmek gerek
Her belaya göğüs, germeye geldim…

(Elçiler ve mü’minler Allah’tan) Fetih istediler; (Hakk yolda sabır ve sadakatlerinin ardından da zafere eriştiler, sonunda) her zorba ve inatçı (kimseler) ise bozguna uğrayarak yok olup gitmişlerdir. İbrahim Suresi 15. Ayet
Rabbim zalimlerin soyunu kurutup tüm dünyaya Adil Düzeni hâkim eylesin. ( amin )

Nazı bile niyaz,olan Hak Dostu
Bir ömür Dava’nın,peşinde koştu
Mert metin karakter, zalime zordu
Fethi Mübin MÜJDE,vermeye geldin!..

Tek başına Ümmet,biliriz Sizi
Sadıklara Pîr,oldunuz belli
Bendeliğe kabul buyurun bizi
Hak Adil Düzeni,kurmaya geldin!..

” Kur’an’ın lafzına aşık bir toplum
“Manasına yüzü asık bir toplum”

Toplumumuzun ahlaki yapısını ve bu yozlaşmış ahlaki anlayışın tetiklediği her türlü davranış biçimini tek bir dize ile açıklamış değerli üstadımız. Ülkemiz insanının sosyolojik yapısının ve güncel üst düzey ahlaki yozlaşmayı tanımlayabilmek için belki ciltlerce kitap yazılması gerekmektedir. Ama asıl marifetin yeri geldiğinde ciltlerce bilgiyi tek bir cümleyle açıklayabilmek olduğunu Erbakan hocamız bizlere defalarca göstermiştir.

Toplumumuz artık bütün gerçeklere kulaklarını kapamış durumdadır. Fakat dizilerde filmlerde haksızlıklara karşı çıkan karakterleri hayranlıkla izlemekte yetmezmiş gibi sosyal medya hesaplarından afilli sözler paylaşmayı da ihmal etmemektedir. Haksızlığı ve adeletsizliği dizilerden izlerken ağlayıp kendi evladını torpille iltimasla bir yerlere getirirken güle oynaya siyasilerin kapısında yatmaktadır.

Bakara suresi 188. ayette “Aranızda birbirinizin mallarını (hırsızlık, kumar, gasp, faiz, aldatma, hile gibi) haksız ve bâtıl sebeplerle yemeyin. (Bu kötülükleri serbest bırakan zulüm ve sömürü sistemlerine ve işbirlikçi hain yönetimlere fırsat tanımayın ve arka çıkmayın.) Ve insanların mallarının bir kısmını (yalancı şahitliği ve çek senet hilesi gibi) bile bile günah ve haksız yöntemlerle yemek için, onları (rüşvet olarak) hâkimlere aktarmayın.” şeklinde yüce Mevla bizlere emir vermiştir.

İçerisinde bulunduğumuz Ramazan ayında Bakara suresi 188. ayetin lafzını birçok müslüman mukabelelerde dinlemiştir. Fakat manası yukarda Meali Kerim’de belirtildiği gibi toplumuza açıklandığında çoğu insan ne yazık ki yüzünü asmaktadır.

Hidayet en büyük nimettir ve ona sahip olabilmek için mutlaka bedeli ödenmelidir. Firavunun sihirbazları gibi, ellerini Ve ayaklarını çaprazlama kesilmesi ve idam edilmeli, tehdidi karşısında bile, Biz imanımızda sebat edeceğiz Çünkü Nasıl olsa mutlaka Rabbimize döneceğiz, diyebilmelidir. Aksi halde, çeşitli baskılar ve dünyalık arzular yüzünden,
Hidayeti verip, dalaleti satın alanların bu ticaretleri asla kar etmeyecektir. (Bakara 16.ayet)
Nefislerine zor gelen kur’ani kuralların değişmesini, Ve keyiflerine göre tevil edilmesini gözleyen, (Araf 53.ayet) sorumluluk ve sıkıntılar karşısında devamlı yan çizen kimseler Hidayet yoluna girmeyecektir.. İyi kimseler her türlü bitkinin bolluk ve bereketli yetiştiği verimli ve temiz toprak gibidir. Kötü kimseler ise Ekin bitmeyen verimsiz ve çorak araziye benzemektedir. (Araf 58.ayet) Bunlar asla hayır ve hizmet üretemeyenlerdir, kendilerinden İlim ve ibadet ve iyilik çıkmayan kimseler hidayetten nasipsizdir.
Yarabbi bizleri kur’ansızlık, vatansızlık, imansızlık ve ahlaksızlık, girdaplarına düşürme gaflet, cehalet, zillet ve esaretle İmtihan etme…. Âmin

Hakkı hâkim kılmak ve halkı huzura kavuşturmak yolundaki en hayırlı ve en yararlı hizmetlerin yapılmasına günümüzde Üstad Ahmet Akgül Hocamız vesile olmuşlardır.   

Zamanımızda tek başına dünya Siyonizm’ine ve işbirlikçilerine kafa tutan ve asla hakikati izah etmekten geri durmayan Muhterem Üstadımızdır.

Hiç kimsenin ve hiçbir kesimin kınamasına ve saldırısına aldırmadan, gerçek İslam şuurunu ve örnek insanlık onurunu ve sorumluluğunu aşılamaya çalışan kendileridir.

Kur’ani kavramlarla çağdaş kurumları, İslami esaslarla insani ihtiyaçları kaynaştırma çabasındadır.

Milli Görüş’le müspet milliyetçiliği, İslam’ın sosyal adaletiyle, cumhuriyetçi ve devrimci düşünceyi; akli, imani ve ahlâki prensipler etrafında kucaklaştırma amacıyla ilmi proje ve programlar hazırlamakta ve bu gayretin sonucu ülkemizde hiç bir araya gelmez denilen kesimler arasında bir barış köprüsünün kurulmasını (milli ortak hedeflerde buluşulmasını) sağlamışlardı.  

Asrımızın en kutlu şahsiyeti Aziz Erbakan Hocamızı anlam yönünde samimi/iyi niyetli insanlar için “Üstad Ahmet Akgül Hocamızın” anlatımları ve yaşantısı en eşsiz kaynaktı. Zaten başka yollarla da Erbakan Hocamızı tanımak özgeçmişi bilmekten öteye gitmeyecekti. Buda Erbakan Hocamızı hiç tanımamak demekti.

Zamanın sahibi en Bilge (rehber ve önder kişiler,) hakikati arayanların hekimidir. Eğer zamanın sahibi Bilge şahsiyetin yazdığı reçeteyle hakikati arayanlar buluşamazsa, tedavi olması, şifa bulaması, aydınlanması mümkün değil. 
İşte, Üstad Ahmet Akgül Hocamız huzur ve kurtuluş şartlarını tek tek sayıyor/yazıyor/anlatıyor gecesini gündüz ederek, hasta olacak derecede çalışarak tüm insanlığa sunmakta.
Maalesef tarihte hep öyle olmuştur ya sadık bir avuç tan öteside narı/nuru eline almıyordu.
Fakat O Bir Tek Kişi, Hep Öyle Olmuştur / Kur’an Sayısız Örnek Vermiştir / Yine İnşallah O Bir Tek Kişi Cihanı Değiştirecektir.     

Müslüman bir kadının namusunun kirletilmesine sebep olmanın vebali nedir?
Gazze’de şifa hastanesinde Müslüman bacılarımızın namusu kirletiyor Siyonist zalimler!
Yarılalara müdahale eden doktorları Şehid ediyorlar!
Rabbim kahhar ismin hürmetine, mübarek ramazan ayın hürmetine zalim ve işbirlikçilerine cehennemi yaşat!
İntikamımızı ellerimizle almayı nasip et!
Amin…

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
14
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...