ÖNCE OLUP, SONRA ÖLEMEDİM Kİ!..
Olup eremedim, çok peşimanım
Ömrün kıymetini, bilemedim ki…
Sermayem iflasta, bak perişanım
Garip gözyaşını, silemedim ki…
Nice günahlara, çirkefe daldım
Gönlümü hep fani, hayale saldım
Nefse esaretle, gaflette kaldım
Tüm Bâtıldan Hakka, gelemedim ki…
Dünyevi hevesler, sardı gözümü
Nefsani dürtüler, bozdu özümü
Rehber edinmeden, Milli Çözüm’ü
Allah rızasını, dilemedim ki…
Kaynamadan kaymak, gelmez husule
Zirveyi isteyen, uysun usule
Sonsuz cennetlerde, kutlu vusule
Sevdamın yolunda, ölemedim ki…
Taatsız takvasız, manevi felçtim
Zevkü rahat için, ukbadan geçtim
Helalı haramı, keyfimce seçtim
Kur’an kalburunda, elemedim ki…
Salih amellerle, halis fikirle
Türlü nimetlere, candan şükürle
Huzuruna varıp, tevbe zikirle
Seherde uykumu, bölemedim ki…
Son nefes melekler, saf saf inecek
Mü’mine cenneti, müjde verecek
Ehli takva cihat, Dosta erecek
İmanı kurtarıp, gülemedim ki…
Kur’an uygulanmaz, çok hükmü atıl
Faiz fuhuş azmış, bu sistem bâtıl
Hak nizam kuralım, gel safa katıl
Ferhat olup dağlar, delemedim ki…
Bu ortamda derviş, dahi kudurur
Bak hayâsızlığa, fetva uydurur
Çirkef düzenine, şükredip durur
Hacı hoca bile, çelemedim ki…
Rahmetine Muhtaçız!
Salih amellerle, halis fikirle
Türlü nimetlere, candan şükürle
Huzuruna varıp, tevbe zikirle
Seherde uykumu, bölemedim ki…
Son nefes melekler, saf saf inecek
Mü’mine cenneti, müjde verecek
Ehli takva cihat, Dosta erecek
İmanı kurtarıp, gülemedim ki…
KURTULUŞUN ADRESİ: MİLLİ ÇÖZÜM!
Dünyevi hevesler, sardı gözümü
Nefsani dürtüler, bozdu özümü
Rehber edinmeden, Milli Çözüm’ü
Allah rızasını, dilemedim ki…
Çağımızda İslamı (Kuran ve Sünnet yolunu) en kamil manada yaşayıp takip eden ve Kuran Nizamının yeryüzünde hakim kılınması için plan, program ve düzen inşa eden yegane görüş Millî Görüş ve onun en sadık takipçisi olan Millî Çözüm’dür elhamdülillah. Kurtuluş da ancak, bu sağlam ve sahih yola tabi olup, canla başla gayret göstermekten geçmektedir.
Kurtuluş İçin
İlahi emire uyanlar gelsin,
Mazlumun sesini duyanlar gelsin
Hakkı esas alıp duyanlar gelsin
Adil Düzeni kuracak gelsin…
İnşallah
Ey sivil toplum kuruluşları madem insanlığın kurtuluşuna proje ve hazırlığınız yok , projesi olan Milli Görüş’ün tek temsilcisi Milli Çözüm”e neden destek olmaz sahip çıkmazsınız?!!!!
[b]Hak nizam kuralım, gel safa katıl
Ferhat olup dağlar, delemedim ki…[/b]
İnsanlığın saadeti için şimdiki sömürü ve haksızlık ve ahlaksızlık düzeninin yerine , hakka ve qdalete dayalı ADİL BİR NİZAMIN kurulmasıı için plan ve proje hazırlayan , kurulması ve yürütülmesi için gayret ve çaba gösteren MİLLİ ÇÖZÜM’E destek vermeyen ey sivil toplum kuruluşları , partiler , vakıflar tarikatlar cemaatler; proje hazırlamak gibi bir derdiniz amacınız madem olmuyor neden proje hazırlayanı desteklemez ve sahip çıkmazsınız?!!!!
Ama hiç problem değil, Allah çalışana hazırlık yapana isteyene bu batıl bozuk faizci kapitalist düzenin iflasıyla inşaallah ADİL DÜZEN ‘İ hayata hakim kılmayı lütfeyleyecek rabbimiz.
Çirkef düzenine, şükredip durur Hacı hoca bile, çelemedim ki…
Yeryüzünde kötülüğü örgütleyen güç odakları yok edilmeden, işbirlikçi münafık çaresiz bırakılıp fitne kurutulmadan Kıymetli Yazarımızın mısrada belirttiği gibi Hacı hoca bile net hak (zinayı selbest bırakanları desteklememe gibi) konulardan yan çiziyor. Çünkü güç merkezlerinin ve uzantılarının tesirinde kalanlar olayları Kur’an kalburunda eleyememiyor ve akılla, vicdanla, imanla hareket edemiyor.
Günahlarım koksa…
Üç günlük fani dünyada, şeytana kandım
Mutsuzluğum galip geldi, günahlara daldım
Aynaya bakmadım, milletin eksiklerini aradım
Günahlarım koksa ben, benden kaçardım…
Allah nurunu tamamlayacaktır .” Hiçbir güç buna engel olamayacaktır. Hakkı tutan ve halkın hayrına çalışan sevap ve şeref kazanacak
İSLAM; Yüce Yaratıcı’ya tazim ve hürmet, bütün mahlûkata karşı da şefkat ve merhamet esasına dayanır. Ancak bütün bunlar zulüm ve zorbalıklara duyarsız kalmak, haksızlık ve ahlâksızlık karşısında “neme lazım” deyip susmak anlamını taşımamalıdır. Çünkü müsamaha ve hoşgörü başkadır, vurdumduymazlık ve “boş ver” mantığı başkadır. İslam Dininde, kimler tarafından ve hangi kesimlere karşı yapılırsa yapılsın; her türlü haksızlık ve ahlâksızlığa engel olmaya ve bu maksatla adalet ve hürriyeti sağlayacak Adil bir Düzen kurmaya yönelik çabalar CİHAT sayılmıştır. Ancak bunun öyle kendi başına buyruk fertler veya ekiplerce değil; devlet eliyle ve evrensel hukuk çerçevesinde yapılmasını da şarta bağlamıştır. İslam’ın, insanlığa huzur ve onur sağlayacak bu CİHAT şuuru ve sorumluğu ayakta kaldıkça, kendi zulüm ve tahakküm girişimlerinin başarılı olamayacağını anlayan dış güçler ve şeytani çevreler, Hak dini bozup yozlaştırmaya çalışmış ve Şiiliğin sapkın kolları olan Babilik ve Bahailik mezheplerinde cihadı yasaklatıp en büyük günahlardan saymışlardı. Daha sonra “Ilımlı İslam” safsatasıyla Fetullah Gülen’i ortaya çıkaranlar da aynı odaklardı.
İnsanlık tarihi boyunca, imansızlıkları sebebiyle helâke dûçar olup da tövbe ederek kurtulan tek kavim, Yunus Aleyhisselam’ın kavmidir. Bu, lütf-u İlâhînin farklı bir tecellisidir ve Yunus Suresi’nin pek çok Ayet-i Kerimeleri; rahmet-i Rahman’ın, azab-ı İlâhîden daha ziyade olduğunu beyan etmektedir. Şimdi bu asrın azgın ve sapkın kavimleri olarak bizlerin samimi tövbemiz ve Kur’an kaynaklı Adil bir Düzene dönme irademiz de bu Korona felaketini ve Siyonizm illetini başımızdan defedebilir.
Kapına geldik
Çok tevbeler bozdum, Rabbime döndüm
Nice pişmanlığım, içime gömdüm
Bazen öfkelendim, parlayıp söndüm
Amma adaletten, cayar olmadım…
Reddetme kapından, yüzüm mahcubum
Pek pişmanım Ya Rab, özüm mahzunum
Mecburum Zatına, Sana mahkûmum
Hakka uyarlayıp, ayar olmadım…
İmtihanım kusurlarla dolu…
Ömür dediğin sanma ki dört harf bir kelime
Doğumdan ölüme nefes nefese mücadele…
Yalan dünyaya sürüldüm
İmtihanım kusurlarla dolu
Başkasını görmek ne mümkün
Kendi kusurlarımda kayboldum
Bugün de geçti ömründen bir gün
Verebilir misin hesabını, bir düşün
Fetihler başlamalı
Öncelikle yüreklerden
Keyfiyet inşa olmalı
Kemiyetten önce fetihten…
Bu ortamda Derviş dahi kudurur
Bu ortamda derviş, dahi kudurur
Bak hayâsızlığa, fetva uydurur
Çirkef düzenine, şükredip durur
Hacı hoca bile, çelemedim ki… bu milletin ahlakını nasıl bozdular ebesi dedesi tertemiz olan Necip milletin çocuklarını düzen Öyle bir hale getirdi ki tanınmaz olmuş Bu satırlar bu dizeler bu acı hali çok güzel ifade ediyor Ne yapalım Allah hidayet etsin aslımıza döndürsün
Allah’ın Rızasını Kazananlardan Olalım inşAllah.
Hızla tükenmekte olan ömür sermayemizi, yanlışın her türlüsünden kaçınarak doğru ve faydalı işlerle geçirmemiz gerekiyor. Sonsuz mutluluk, sonsuz ahiret âleminde bizlere vaad edilmiş. Onu da bu dünyada kazanmak icap ediyor. Hakkın hakimiyeti, insanlığın kurtuluşu için çalışan, Kur’an Kerim’i rehber edinmiş, dilde değil özde yaşayan, Rabbimin razı olduğu kullarından olmak nasip olsun herbirerimize inşAllah. Selam ve Dua ile.
Rehber edinmeden, Milli Çözüm’ü Allah rızasını, dilemedim ki…
Asla unutmayalım ki bütün bu musibet ve felaketler, bizim gaflet, cehalet, dalalet ve hıyanetimizle işlediğimiz kötülükler yüzünden başımıza belâ olmaktadır.
[b]En büyük gaflet: [/b]Kur’an ahkâmının ve İslam ahlâkının uygulanmadığı, Allah’ın ve Resulüllah’ın haram kıldığı faizin, fuhşun, kumarın, her türlü hırsızlık ve hayâsızlığın kanunen serbest bırakıldığı bir düzen içerisinde ve bu bâtıl gidişi yürüten bir hükümet döneminde huzur ve refahın bulunacağının sanılmasıdır.
[b]En büyük cehalet:[/b] Sadece namaz kılıp oruç tutarak ve bazı günahlardan şahsen uzak durarak, iyi bir Müslüman olunacağını ve Allah’ın rahmetine cennetine ulaşılacağını sanmak; ülkedeki küfür ve kötülüklerin ortadan kaldırılması için dinen ve vicdanen sorumlu olduğumuz görev ve gayretleri yapmamaktır. Ve hele haksızlık ve ahlâksızlık düzeninden rahatsız bile olmamaktır.
[b]En büyük dalâlet (sapkınlık): [/b]Kur’an’ın hükümlerine, Hz. Resulüllah’ın öğütlerine uygun bir anayasa ve devlet nizamı yapılırsa, toplumun geri kalacağını ve temel insan haklarından mahrum bırakılacağını iddia edip; aklı, vicdanı, evrensel kuralları ve Kur’an’ı esas alarak yapılacak bir Adil Düzene şiddetle karşı çıkmaktır.
[b]En büyük ve en yaygın hıyanet: [/b]Elinde imkân ve iktidar olduğu halde ve İslami esasların topluma huzur ve refah sağlayacağını bilip durduğu halde; Kur’an’a aykırı gidişatı düzeltmeye çalışmamak, tam aksine Haçlı Batı’nın, haksızlık ve ahlâksızlık temelli kanun ve kurallarını ülkeye sokmak ve yaygınlaştırmaktır.
[b]Ve en büyük sefalet (düşüklük ve aşağılık) ise: [/b]Bu gerçekleri yazdığı, başkalarına anlatıp hatırlattığı ve bilgiçlik havası attığı halde, kendisi günah ve kötülüklerden sakınmamak, sorumluluklarının gereğini yapmamak ve göründüğü gibi olmamaktır.
[b]Erbakan Hoca, Kurtuluşun Temel Esasları olarak şunları sıkça hatırlatmıştı:[/b]
[b]1- “Bir kavim, saadet bulamaz, kendisini ıslah etmedikçe.” [/b]Onun için, aziz milletimize sesleniyorum, eski devir kapandı, artık gaflet ve cehalet mantığını bırakalım… Futbol takımı tutarmış gibi, sen sağcısın, ben solcuyum gibi boş lafları bırakıp, Hak’ta birleşip kucaklaşalım. Geliniz, bütün insanlığa en hayırlı hizmeti yapalım.
[b]2- İkinci temel esas şudur: “Bir kavmin içinde, Hakkı tebliğ eden bir zümre bulunursa, Allah o zümreye hidayet verir, onların yüzü suyu hürmetine de o kavme saadet verir.” [/b]Bundan dolayıdır ki, inananların Hakkı tebliğ ve tavsiye eden sıfatını kazanmaları lazımdır. Buna da ancak canla başla çalışmakla ulaşılır.
[b]3- Üçüncü temel esas şudur: “Üzülmeyin, gevşemeyin, eğer inanıyorsanız üstün gelecek sizsiniz!” [/b]Bundan dolayıdır ki, bâtılların hepsi yok olacaklardır. Biz burada değişmez kanunları konuşuyoruz. İnanıyorsanız üstünlük kazanacaksınız, yok eğer başkasını taklit ediyorsanız uşak olacaksınız!
[b]4- “Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.” [/b]Dördüncü temel esas da budur. Allah’ın va’adine iman ve kudretine itimat ederek davranmalıyız.
[b]5- Beşinci temel esas da: “Allah nurunu tamamlayacaktır.”[/b] Hiçbir güç buna engel olamayacaktır. Hakkı tutan ve halkın hayrına çalışan sevap ve şeref kazanacak, Bâtılı tutan ve nemelâzımcı olanlar ise mahrum kalacak ve perişan olacaklardır.
https://www.millicozum.com/mc/temmuz-2020/korona-virusu-ilahi-intikam-ve-tarihi-inkilap-vesilesi-miydi