YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68524ae834291
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 5 8 7
Bugün : 1634
Dün : 42338
Bu ay : 857717
Geçen ay : 1488216
Toplam : 38125390
IP'niz : 18.97.14.87

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

SÖZDE UKRAYNA BARIŞI
VE
ZALİMLERİN GAZZE PLANI

Trump, Zelenski’yi ve AB’yi devre dışı bırakıp direkt Putin’le Ukrayna’da baskıcı ve dayatmacı barış planlarını devreye sokmuştu. Zelenski ise aciz ve çaresiz şekilde, yerleşik Siyonizm’in güvencesi gördüğü Erdoğan’a koşmuştu.

Bu sırada -daha önce İsrail- HAMAS barışına ev sahipliği yapan KATAR gibi şimdi Suudi Amerika’nın, Rusya-Ukrayna barışına ev sahipliği yapması (daha doğrusu yaptırılması) da özel bir anlam taşıyordu!.. Bu yüzden “Trump, Rusya ile yakınlaşarak küresel bir barışa mı, yoksa 3. Dünya Savaşı’na mı sebep olacak?” sorusu tartışılıyordu.

Putin’in barış şartlarına göre:

– Ukrayna’da seçim yapılacak. (Rusya yanlısı bir iktidar kurulacaktı.)

– Rusya, işgal ettiği topraklarda kalacak ve Ukrayna’dan çıkmayacaktı.

Trump da bunları onaylamış görünüyordu. Oysa bu durum, Rusya’nın sadece Ukrayna’ya değil, Avrupa’ya ve NATO’ya karşı zaferi anlamını taşıyordu!

Putin’den: “Ukrayna ile Ön Koşulsuz Görüşmeye Hazırız” Mesajı!

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Aralık 2024’te Ukrayna ile ön koşul olmadan, İstanbul’da 2022’de varılan anlaşmalar temelinde görüşmeye hazır olduklarını açıklamıştı. Putin, ülkesindeki televizyon ve radyolarda ortak yayımlanan yıllık basın toplantısı ve “Doğrudan Hat” şeklindeki birleşik programda gazete yazarlarının ve halkın sorularını yanıtlamıştı. Başkent Moskova’daki “Gostiny Dvor” isimli merkezde düzenlenen ve yaklaşık 4 saat 30 dakika süren programda Putin, iç ve dış siyasetle ilgili 2 milyon 400 binden fazla sorudan 76’sını cevaplamıştı.

Putin, Ukrayna’da Başkanlık seçimlerinin yapılması halinde seçilecek Başkanla görüşebileceklerini belirterek, “Buna Zelenski de dahil. Eğer Ukrayna gerçekten barışçıl bir çözüm isterse bunu yapabilir. Ukrayna’nın meşru yönetiminde kim olursa onunla görüşebiliriz.” ifadesini kullanmıştı.

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’la görüşmeye de hazır olduğunu yineleyen Putin, kendisiyle bir görüşme yapması halinde çok sayıda gündem başlığını ele alacaklarını vurgulamıştı. Ukrayna’da ateşkese ihtiyaç duymadıklarını hatırlatarak; “Bize, Rusya ve vatandaşları için garantiler içeren uzun vadeli ve kalıcı barış gerekiyor. Bu garantilerin nasıl sağlanabileceği zor bir konu, ancak bunun arayışındayız.” diyen Putin, Rus ekonomisinin iyi bir durumda olduğunu anlatmış ve: “Her şeye rağmen, dış tehditlere ve bizi etkileme girişimlerine rağmen kalkınıyoruz.” cümlesini kurmuşlardı.

Rus doğalgazının Ukrayna üzerinden sevkiyatına yönelik yıl sonu süresi dolacak olan anlaşmayı değerlendiren Putin, “Bu sözleşme artık olmayacak, her şey açık, hayatta kalacağız, Gazprom hayatta kalacak.” diye çıkışmıştı. Ukrayna’nın Rusya’dan yılda sevkiyat için 800 milyon dolar gelir elde ettiğini anlatan Putin, Rusya’nın küresel sıvılaştırılmış doğalgaz pazarındaki payını artıracağını aktarmıştı. Putin, Ukrayna’yı; “Slovakya’daki doğalgaz sistemine yönelik terör saldırısı girişiminde bulunmakla da” suçlamıştı.

Bizdeki yerli küreselcilere ve CIA’nın tespitlerine göre; “Narsist ve seçilmiş kutlu şahsiyet olduğuna inandığından, aklıyla değil duygularıyla hareket ettiği” konuşulan, bu yüzden “çok kısa sürede bu görevden uzaklaştırılacağı tartışılan” Trump, ABD’nin müesses nizamını değiştirmeyi başaracak mıydı?

Putin ise, Trump’ın bu narsist ve faşist psikolojisini kışkırtıp, kendi hesabına kullanmak istiyordu. Ancak, Amerika’da “Trump Putin’e teslim oldu” dedirtmekten de sakınıyordu. Yani Putin’le Trump arasında bir danışıklı dövüş sergileniyordu…

Bu arada Putin, Rusya’nın Gazprombank’ına, Trump’ın ekibinden Elon Musk’la ticari iş birliği yapması için talimat verdiğini açıklıyordu.

Trump, Ukrayna’ya verilen paraların hesabını sormuşlardı!

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya Avrupa askeri gönderilmesine karşı olmadığını, ancak orada Amerikan askeri bulunmayacağını açıklamıştı. Trump ayrıca, ‘Ukrayna’ya verilen onca para nerede?’ diye sormaktaydı. Suudi Arabistan’daki görüşmelerin iyi başladığını ve sürecin iyi gideceğini umduğunu kaydeden Trump, savaşta yüz binlerce askerin öldüğünü ve bunun artık sona ermesi gerektiğini vurgulamıştı.

Ukrayna’nın; “bu gereksiz savaşı daha önce bitirme imkânına sahip olduğu halde Joe Biden yönetiminin de desteğiyle çatışmayı sürdürmeyi tercih ettiğini” savunan Trump, Zelenski’ye şunları hatırlatmıştı…

“Bugün duydum ki ‘biz davet edilmedik’ diyorlarmış. Üç yıldır oradasınız, üç yıl önce bunu bitirmeliydiniz. Aslında bu savaşa hiç başlamamalıydınız. Daha önce bir anlaşma yapabilirdiniz. Ukrayna için öyle bir anlaşma yapabilirdim ki, onlara neredeyse tüm topraklarını verebilirdim. Ama onlar bu şekilde yapmamayı tercih ettiler. Ve Başkan Biden, bu konuda ne kadar yanlış hareket ettiğine dair en ufak bir fikri bile yok. Çok kötü ve üzücü.” diyen Trump, bu savaşı Putin’in başlattığını bilmiyor gibi davranmıştı.

Savaşın nedeni konusunda Rusya ile ilgili net bir değerlendirme yapmayan Trump, zayıf liderlik gösterdikleri için hem Biden’ın hem de Zelenski’nin “hiç başlamaması gereken” bir savaşa sebep olduklarını anlatmıştı.

Trump, “Ukrayna seçim yapmayalı uzun zaman oldu” diyerek Zelenski’yi suçlamıştı.

ABD Başkanı ayrıca, Ukrayna’da güncel durumdan dolayı savaş yasalarının geçerli olduğunu, uzun zamandır seçim yapılmadığını ancak halkın Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’den pek de memnun olmadığını hatırlatmıştı.

Trump, “(Ukrayna’da) Seçim yapmayalı uzun zaman oldu. Bu Rusya ile ilgili bir şey değil. Bu düşünce benden ve diğer birçok ülkeden geliyor. Ukrayna’daki şehirler kelimenin tam anlamıyla Gazze’ye benziyor. İnsanlar bundan bıktı. İnsanlar bir şeylerin olduğunu görmek istiyor.” diye uyarmıştı.

Suudi Amerika Başkenti Riyad’da; ABD ve Rusya’nın Tarihi Görüşmesinde Neler Yaşanmıştı?

Suudi Arabistan’da Rusya ile ABD arasında yapılan Ukrayna zirvesinden barış umudu çıkmıştı. Savaşı bitirmek için üst düzey ekipler atama konusunda anlaşıldığı açıklanmıştı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, toplantıya katılmazken, Trump ve Putin görüşmesinin tarihi de konuşulmaktaydı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Yardımcısı Yuri Ushakov, Rus-Amerikan görüşmelerine katılmak için Riyad’a uçmuşlardı.

ABD ve Rus heyetleri, ikili ilişkileri normalleştirmeyi ve Ukrayna’daki savaşı sonlandırmayı hedefleyen görüşmeleri Riyad’da tamamlamıştı. TASS haber ajansına göre, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 12 Şubat 2025 günü yaptığı telefon görüşmesinden sonra Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir araya gelen iki ülkenin heyetlerinin toplantısı 4,5 saate yaklaşmıştı.

Gelecekte iş birliği konusunda anlaşmaya varılmıştı!

Rubio ve Lavrov’un ABD-Rusya ilişkilerindeki tahrik edici unsurları ele almak üzere istişare mekanizması kurulması ve karşılıklı jeopolitik çıkarların korunması, Ukrayna’daki çatışmaların son bulması konularında ve ardından doğacak tarihi ekonomik ve yatırım fırsatları hususunda gelecekte iş birliği yapılması üzerinde anlaştığını vurgulamıştı.

Ukrayna konusunda yeniden görüşmeler yapılacaktı!

Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuri Ushakov, basın mensuplarına toplantının sona erdiğini belirtirken, iki ülke heyetlerinin Ukrayna konusunda ilerleyen zamanda görüşmeye devam edeceğini hatırlatmıştı. Tarafların Ukrayna meselesiyle ilgili ilkesel yaklaşımlarını ortaya koyduklarını anlatan Ushakov, “Bu konuya yönelik müzakere ekiplerinin zamanı geldiğinde temas kurmasına dair mutabakat sağladık” ifadesini kullanmıştı.

Trump ve Putin görüşmesi ne zamandı?

Rusya Devlet Başkanı Putin ile ABD Başkanı Trump arasında bir görüşme yapılma ihtimalinin düşük olduğuna işaret eden Ushakov, “İki ülke heyetleri arasında yakın çalışmalar yapılması gerekiyor. Biz buna hazırız ancak liderlerin görüşmesine ilişkin bir tarih vermek henüz zor.” itirafında bulunmuşlardı.

Rubio’dan: “Burada kimse kenara itilmiyor” yaklaşımı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio “Hedef, Ukrayna savaşına; adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir son vermek” diyerek Avrupa Birliği’nin bir noktada müdahil olması gerektiğini vurgulamıştı.

Rubio: “Burada kimse kenara itilmiyor. Ukrayna’daki çatışmanın sona ermesi; Ukrayna, Avrupa ve Rusya dahil tüm taraflar için kabul edilebilir olmalı. Ruslar ciddi bir sürece katılmaya hazır. Sonraki adımlarda, ABD ve Rusya arasında canlı diplomatik misyonların kurulması yer alıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Zelenski, Erdoğan’a mı sığınmışlardı?

Bütün bu gelişmeler üzerine, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, 17 Şubat 2025 tarihinde resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya koşarken kendisini Ticaret Bakanı Ömer Bolat karşılamıştı. Başkente iniş yapan Zelenski Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Sn. Erdoğan ile buluşmuşlardı.

Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin 3 saatlik görüşme sonrasında önemli açıklamalar yapılmıştı. Sn. Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile anlaşmaların imza töreni ve ortak basın toplantısına katılmıştı. Erdoğan, Ukrayna-Rusya savaşına değinerek, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı anlayışıyla, savaşın ilk gününden bu yana taraflar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiklerini” hatırlatmıştı.

Sn. Erdoğan: “Rusya ile ABD arasındaki görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığına olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Müzakere sürecinde kalıcı barış için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim.” dese de ABD ve Rusya bu şerefi(!) Suudilere layık bulmuşlardı.

Gazze Konusunda Asıl Tehlike Trump’ın Saçma Planı Değil; İşbirlikçi İktidarların Münafıklığıdır![1]

Gazze’nin geleceği ve Filistinlilerin haklı devlet hedefiyle ilgili asıl tehlike; Mısır rejimince hazırlanan ve yaklaşan zirvede Arap dünyası tarafından benimsenerek dayatılacak olan plandır. Bu plan, Filistin meselesini ve Arap ulusal güvenliğini, Trump’ın “korkuluk misali sahte tehditlerinin” oluşturduğu tehlikelerden kurtarmak için zorunlu bir çözüm olarak (Müslüman ülkelere) sunulacaktır. Planın asıl amacı da bu noktada saklıdır.

Trump ve tüm dünya, onun yaptığı onlarca açıklamanın uygulamaya konulmak için yapılmadığının farkındadır. Bizim öne sürdüğümüz şey ise şudur: Bu büyük tehdit dalgası, gerçekte asıl planın önünü açmak için sahneyi hazırlamaktadır. Her şeyi tehdit ederek, Filistin meselesini uçurumun kenarına getirerek ve Arap halklarını (ve Müslümanları) tahrik edecek, onurlarını zedeleyecek şekilde ulusal güvenlik tehdidi üreterek, Arap ve Filistin halklarında korkuya yol açacak ve şok seviyesini artıracaklardı. Böylece, Arap dünyasının sunacağı resmi çözüm, bir “kurtuluş hamlesi” veya “kahramanca bir müdahale” gibi gösterilecek ve Amerika’nın küstah iradesine karşı bir meydan okuma olarak sunulacaktır.

Merak ediyoruz; acaba Sn. Erdoğan bu tuzaklara karşı nasıl tavır alacaktır… Ve özellikle Dış Bakanı Hakan Fidan, bu planlara hangi katkıları sunacaktır?

Yakında ilan edilecek Arap çözümü, “Arap cesareti ve birliği” olarak sunulacak ve “Amerikan kovboyuna karşı duruş” şeklinde tanıtılacaktır. Bu yüzden de Arap halklarının geniş kesimleri tarafından desteklenmesi sağlanacaktır. Bütün Arapların (ve işbirlikçi İslamcıların) propaganda araçları, halkları ve toplumları, rejimlerin bu resmi tutumunu desteklemeye çağıracak; bunun bir birlik anı olduğu ve “birlikten kuvvet doğduğu” vurgulanacaktır. Ve tabii ki, tüm ihtilafları bir kenara bırakıp, bu “Kalıcı, kahramanca ve cesur!?” çözüme hep birlikte destek vermemiz gerektiği pompalanacaktır.

Peki, Sisi rejiminin hazırladığı, Arap-İslam âleminin de razı olacağı çözüm nasıl olacaktır?

1- Gazze’nin, Mısır’ın askeri ve güvenlik yönetimine devredilmesi sağlanacak. Bu süreç, Körfez ülkelerinin finansmanıyla gerçekleşmiş olacaktır.

2- Filistinli sivil bir yönetim kurulacak; ancak bu yönetim, Filistin yönetimine değil, doğrudan Mısır hükümetine bağlı olacaktır. (Batı Şeria’nın ilhak edilmesinden sonra Filistin yönetiminin tasfiye edilmesi planlanmıştır.)

3- Gazze’deki direnişin yıllar içinde tasfiye edilmesine çalışılacaktır. Buna karşılık, Gazze’nin yeniden imarı tamamen Mısır’ın kontrolünde olacaktır. Bina ve altyapılar, BAE’nin belirlediği mühendislik standartlarına göre kurgulanacaktır. Böylece, Gazze’nin gelecekte yeniden direnişe ev sahipliği yapamayacağı bir şehir planlaması uygulanacaktır. (Tıpkı 2000 yılındaki İntifada sonrası Batı Şeria’da yapıldığı gibi.)

Mısır hükümeti, Körfez fonlarını yönetmeye başlayacak ve istihbarat teşkilatına bağlı müteahhitlik firmalarına imar projelerini devretmiş olacaktır. Sonra da “Yaşasın Mısır!” naraları atılarak “Gazze’yi kurtaran ve Arap dünyasını koruyan kahraman!” olarak sunulacaktır. Elektrik, su, yollar, hizmetler sağlanacak; sınır kapısı açılacak, Gazze yeniden kurulacaktır. Ancak, tüm bunlar yalnız ve sadece direnişin tamamen tasfiye edilmesi şartıyla mümkün olacaktır. Çünkü eğer direniş devam ederse, gelecekte yeni savaşlar patlayacak ve yapılan yatırımlar boşa çıkacaktır. O halde, Siyonist şeytanlara ve işbirlikçi şarlatanlara göre çözüm nedir? HAMAS’ı silahsızlandırma ve devre dışı bırakma karşılığında Gazze’nin yeniden inşası tamamlanacaktır.

Büyük tehditler karşısında, bu planın Arap ve İslam dünyasında hem resmiyette hem de halk düzeyinde geniş bir kabul göreceği sanılmaktadır. Direniş, bu durumda yalnız kalacak; tüm Arap kamuoyu, resmi söylemler ve halk desteği, direnişi suçlu ve sorumlu tutacaklardır. Sürekli: “HAMAS neden Filistinlilerin çıkarlarını engelliyor?” diye sorulacak; “Mesele artık sadece Filistin meselesi değil; Trump’ın çılgın ve dişlerini gösteren tehdidine karşı bir Arap ulusal güvenlik meselesi!” denilerek aslında Trump’ın ve Siyonist odakların sinsi ve Siyonist hedeflerine hizmet edilmiş olacaktır.

Trump’ın: “Gazze’nin boşaltılması” teklifi, belki de Mısır ve Körfez yönetimlerinin bu kahpe ve hain projelerinin fark edilmesine yol açacaktır!?

Bu planın çok fazla detayı ve iç içe geçmiş boyutları vardır:

Böylece İsrail, Gazze’deki direnişle on yıllarca doğrudan savaşmak zorunda kalmayacaktır.

Filistin yönetimi dağıtılacak, böylece “Filistin devleti projesi” tarihe karışacaktır.

Arap devletleri, sözde tehcir tehlikesinden ve Filistinli mültecilerin ülkelerini işgalinden korunacaktır.

Araplar ve dünya, Gazze’ye yapılan saldırıların sürekli tekrarlanması nedeniyle duydukları vicdan azabından(!) kurtulacaktır!

Uluslararası toplum, artık bu meseleyle ilgilenmek zorunda kalmayacak ve oyunun yeni kuralları herkesi rahatlandıracaktır!?

Mısır’ın Refah’ta düzenlediği polis güçleri tatbikatlarına dikkatle bakın. Ağır silahlarla güçlendirilen, zırhlı araçlarla desteklenen, terör ve ayaklanmaları bastırmak için özel olarak eğitilmiş on binlerce asker ve polis, HAMAS’ın bu projelerine karşı çıkmasını bastırmak için bölgeye yığılmıştır!

Bu görkemli askeri geçit törenlerinin İsrail’e gözdağı vermek için yapıldığını sananlar aldanmaktadır. Hayır! Bu, sadece polis güçlerinin yaptığı bir tatbikattır… O zaman mesajın kime olduğu çok açıktır ve HAMAS’a gözdağıdır!.. Bu yüksek eğitimli, ağır silahlarla donatılmış kadın ve erkek birlikler, HAMAS’ı ve Gazze halkını kontrol altına almak için hazırlanmıştır.

Bütün bunlar, sinsi ve Siyonist şeytani bir senaryonun parçalarıdır. Yani; Filistin için gerçek tehlike, Trump’ın mikrofon patırtıları değil; işbirlikçi Arap ve İslam yönetimlerinin hıyanet ortaklığıdır!?

Allah’ım, ben bu tuzağı yazıp uyardım. Artık: “Onlar tuzak kuruyor, Allah da tuzak kuruyor. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfâl: 30) ayetinin va’adine ve hükmüne sığındım!

Kuduz İsrail Saldırısında HAMAS Komutanı Muhammed Şahin Şehadete Ulaşmıştı!

İsrail Ordusunun, Lübnan’ın güneyindeki Sayda kentinde bir aracı hedef alan saldırısında HAMAS Komutanı Muhammed Şahin’in hayatını kaybettiği anlaşılmıştı. Yolsuzluk davaları sebebiyle hâkim karşısına çıkan Netanyahu’nun, saldırının düzenlendiği sırada “acil güvenlik görüşmesi” sebebiyle mahkeme salonundan yaklaşık 20 dakika ayrılması belki de bu saldırılarının talimatını vermek amaçlıydı.

İsrail kanalında “suikast girişimi” manşete taşınmıştı!

İsrail’de yayın yapan Kanal 12’nin haberinde, saldırının suikast girişimi olduğuna işaret edilerek, “bir HAMAS yetkilisinin” hedef alındığı vurgulanmıştı. Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada da saldırıda bir kişinin öldüğü doğrulanmıştı. HAMAS’tan isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak yaptığı açıklamada, araçta HAMAS Komutanı Muhammed Şahin’in bulunduğunu aktarmıştı.

HAMAS’ın İsrailli Esirlerinden Mesajlar!

“Aksa Tufanı” sadece cephede değil, sosyal medya üzerinden; siyasal, sosyal ve ahlâki cephede de devam ediyordu. Filistin’in yiğit evlatları; kıyası mümkün olmayan bir güç dengesizliğine rağmen bu kutlu direnişte ne denli mert ve yiğit olduklarını dünya âleme kanıtlamıştı. Yine aynı imkânsızlıklara rağmen sanal âlemde de insani ve ahlâki duruşlarını, mertlik, cömertlik ve yiğitlik destanlarını dosta düşmana ispatlamışlardı. Tüm imkânsızlıklara rağmen esir takası esnasında gösterdikleri parmak ısırtacak dirayet ve cesaret gösterileriyle de Siyonistlerin yüreğine oturmuşlardı. Onlar şu ayetin canlı tefsiri olup davranışlarıyla tüm dünyaya İslam’ın adalet ve müsamahakârlığını anlatmışlardı: “Ey iman edenler! Allah için Hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide: 8)

İşte, HAMAS’ın serbest bıraktığı İsrailli esirlerden bazılarının itirafları:

1- “Alexander Turbanov”un duyguları!

“Ey HAMAS’lı kahramanlar! Sizin nezaketiniz vicdanıma kazındı. Aranızda yaşadığım 498 gün boyunca, maruz kaldığınız saldırganlık ve suçlara rağmen, gerçek Müslümanlığın, saf kahramanlığın, insanlığa ve ahlâki değerlere saygının anlamını kavradım.

Siz vicdanen özgür ama zahirde kuşatılmış olanlardınız… Ben ise tutsaktım ve siz hayatımın koruyucularıydınız. Bana şefkatli bir babanın çocuklarına gösterdiği gibi baktınız. Sağlığımı, onurumu koruyup ihtiyaçlarımı karşıladınız. Ben toprakları ve gaspedilmiş hakları için savaşan adamların pençesinde olmama ve ülkem İsrail’in hükümeti tarafından kuşatılmış bir halka karşı en iğrenç soykırım uygulanmasına rağmen, açlığın veya aşağılanmanın bana dokunmasına izin vermediniz.

Erkekliğin gerçek anlamını sizin gözünüzde ve özünüzde görene kadar bilmiyordum. Fedakârlığın değerini, aranızda yaşayana kadar, ölümü gülümseyerek karşılayıp, son sistem öldürme ve yok etme araçlarına sahip düşmana karşı çıplak bedeninizle nasıl direndiğinizi gördüğüme kadar anlamamıştım. Ne kadar belagatli ve açık sözlü olsam da, sizin değerinizi yansıtacak, yüce ahlâkınız karşısındaki hayretimi ve hayranlığımı haykıracak kelimeler bulamayacağım.

Dininiz size, esirlere karşı böyle mi davranmanızı öğretiyor? Bu ne büyük dindir ki, sizi bu kadar yüce bir mertebeye çıkarmıştır. Bu Dinin karşısında insan yapımı bütün insan hakları kanunları sönük kalır, düşmanlarla mücadelede sözde çağdaş protokollerin hepsi çöpe atılır! En zor anlarda yalan sloganlarla değil, yaşadığımız gerçek savunma ve insan haklarına sahip çıkma tavrınızla adaleti ve merhameti gösterdiniz, en karanlık koşullarda bile ilkelerinizden vazgeçmediniz.

İnanın bana, eğer bir gün buraya tekrar geri dönersem ancak sizin saflarınızda bir mücahit olarak dönerim. Çünkü hakikati halkınızdan öğrendim ve sizin sadece toprağın değil, aynı zamanda ilkenin ve haklı davanın da sahipleri olduğunuzu anladım.”

2- “Keith Siegel”in samimi itirafları!

“Kassam Mücahitlerine… Benim adım Keith Siegel ve Gazze’de esir tutulan İsrailliyim. 7 Ekim 2023’ten 1 Şubat 2025’e kadar Gazze’de esir olarak bulundum. Beni esir tutan mücahitler, bu süre boyunca bütün temel ihtiyaçlarımı karşılamaya özen gösterdiler. Yiyecek, içecek, ilaç, vitamin, göz tedavisi ve tansiyon ölçüm cihazı gibi birçok ihtiyacımı karşıladılar. Ayrıca, kendimi kötü hissettiğimde bana bir doktor getirdiler ve tedavi görmemi sağladılar.

Bana karşı gardiyanlar son derece iyi davrandılar. İsrail Hükümeti ve Ordusunun, eğer Kassam Mücahitlerinden biri onların eline esir düşseydi, ona aynı insani muameleyi göstereceğini sanmıyorum. Beni özgürlüğüme kavuşturmak için bir anlaşmaya varılmadı, fakat yeniden aileme ve ülkeme dönebildiğim için mutluyum. Esaret sürecinde hiçbir fiziki işkenceye veya şiddete maruz kalmadım. Bu süre boyunca bana insanca davranan mücahitlere teşekkür etmek istiyorum.”

3- Esir kız annesi “Danielle ve Emilia”nın şükranları!

“Son birkaç haftadır bana eşlik eden (HAMAS’lı) generallere…

Yarın yollarımız ayrılacak gibi görünüyor, ama size tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Kızım Emilia’ya gösterdiğiniz olağanüstü insaniyet için minnettarım. Siz onun ebeveyni gibi davrandınız… Onu istediği zaman odanıza davet ediyordunuz. (Emilia) Hepinizin sadece arkadaş değil, aynı zamanda gerçek iyi kalpli, sevilen kişiler olduğunuzu anladı ve bize aktardı. Teşekkür ederim, teşekkür ederim. Onunla geçirdiğiniz saatler için teşekkür ederim. Ona karşı sabırlı olduğunuz ve onu tatlılarla, meyvelerle şımarttığınız için teşekkür ederim.

Çocuklar savaş bölgelerinde olmamalıdır, ama sizin sayenizde ve yol boyunca tanıştığımız diğer nazik insanlar sayesinde kızım kendini Gazze’de bir esir değil kraliçe olarak gördü. ‘Bize nezaket, özen ve sevgiyle davranmayan tek bir kişiye bile rastlamadık.’ diye sizleri övdü… Sonsuza dek size karşı minnettarlığın esiri olacağım, çünkü kızım buradan kalıcı bir psikolojik travmayla ayrılmadı. İçinde bulunduğunuz çok zor duruma ve Gazze’de uğradığınız ağır kayıplara rağmen gösterdiğiniz nazik davranışı hep şükranla ve hayranlıkla hatırlayacağım. Hepinize ve ailelerinize sağlık ve sevgi diliyorum. Çok teşekkür ederim.”[2]

  1. Mısır’ın duyarlı yazarlarından Azizüddin Duweydar’ın hazırladığı A. Z. İbrahimoğlu’nun Türkçeye aktardığı yorumlardır.
  2. M. Özkılıç / Milat / 17.02.2025
4.7 13 oy
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Abone Ol
Bildir
17 Yorum
En Yeni
En Eski En Çok Oylanan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

“Onlar tuzak kuruyor, Allah da tuzak kuruyor. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfâl: 30)

“Ey iman edenler! Allah için Hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide: 8)

Trump’ın Rusya’ya yakınlaşmasına ve AB’yi devre dışı bırakmaya çalışması, buna rağmen bu konuya AB’nin cılız çıkışları kendi aralarındaki çekişme ve çatışmaları göstermesi açısından çok önemlidir. İşte burada Haşr suresinin 14. ayetinin mucizesiyle karşılaşıyoruz:
“Onlar, (Siyonist ve emperyalist odaklar) iyice korunmuş (sağlam tedbirler alınmış) şehirlerde veya surlar-kaleler gerisinde (ve demir kubbeler içerisinde) olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşa girişemezler (ve kendilerine güvenemezler. Müşriklerin ve münafık kesimlerin) kendi aralarındaki çarpışmaları (birbirlerine kin ve haset duyguları) ise pek daha şiddetlidir. Sen onların (zahiren) birlik ve dirlik (içerisinde olduklarını zan ve) hesap edersin; oysa onların kalpleri paramparça vaziyettedir (çıkarları ve ihtirasları uğrunda her an kapışmaya hazır haldedirler). Bu, şüphesiz onların akletmeyen (ve imana gelmeyen) bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.”
https://www.mealikerim.com/59/hasr/14
Böyle durumlarda bu çekişme ve çatışmaları yöneterek ümmetin ve insanlığın hayrına kullanabilecek, Aziz Erbakan hocamız gibi yüksek feraset, basiret ve ilim sahibi liderlere ihtiyaç vardır. İslam ülkelerinin liderlerine baktığımızda; bırakın bu tür çatışmaları yönetmeyi daha bağımsızlık ruhuna bile sahip olmadıkları görülmektedir. Siyonistlerin ellerine verdikleri hain planları bir kahramanlık edasıyla ve yerli kılıfıyla ümmete sunup siyonistlere hizmette kusur etmemektedirler. Bu konuda mahirler. Baksanıza Gazze planı diye Hamas’ı bir daha mücadele edemeyecek duruma düşürmek için ne hinlikler peşindeler. Yeniden şehir planlamasının bile halk ayaklanmasını önleme amaçlı düşünüldüğü açıkça sezilmektedir.

Çok önemli bulduğum ve İslam’ın İzzet ve Şerefini kuduz İsrail’lillere bile kabullendiren şanlı Hamas direnişcilerinin elindeki esirlerin itirafları bu savaşta psokojik üstünlüğün en önemli belirtisiydi.

1- “Alexander Turbanov”un duyguları!

“Ey HAMAS’lı kahramanlar! Sizin nezaketiniz vicdanıma kazındı. Aranızda yaşadığım 498 gün boyunca, maruz kaldığınız saldırganlık ve suçlara rağmen, gerçek Müslümanlığın, saf kahramanlığın, insanlığa ve ahlâki değerlere saygının anlamını kavradım.

Siz vicdanen özgür ama zahirde kuşatılmış olanlardınız… Ben ise tutsaktım ve siz hayatımın koruyucularıydınız. Bana şefkatli bir babanın çocuklarına gösterdiği gibi baktınız. Sağlığımı, onurumu koruyup ihtiyaçlarımı karşıladınız. Ben toprakları ve gaspedilmiş hakları için savaşan adamların pençesinde olmama ve ülkem İsrail’in hükümeti tarafından kuşatılmış bir halka karşı en iğrenç soykırım uygulanmasına rağmen, açlığın veya aşağılanmanın bana dokunmasına izin vermediniz.

Erkekliğin gerçek anlamını sizin gözünüzde ve özünüzde görene kadar bilmiyordum. Fedakârlığın değerini, aranızda yaşayana kadar, ölümü gülümseyerek karşılayıp, son sistem öldürme ve yok etme araçlarına sahip düşmana karşı çıplak bedeninizle nasıl direndiğinizi gördüğüme kadar anlamamıştım. Ne kadar belagatli ve açık sözlü olsam da, sizin değerinizi yansıtacak, yüce ahlâkınız karşısındaki hayretimi ve hayranlığımı haykıracak kelimeler bulamayacağım.

Dininiz size, esirlere karşı böyle mi davranmanızı öğretiyor? Bu ne büyük dindir ki, sizi bu kadar yüce bir mertebeye çıkarmıştır. Bu Dinin karşısında insan yapımı bütün insan hakları kanunları sönük kalır, düşmanlarla mücadelede sözde çağdaş protokollerin hepsi çöpe atılır! En zor anlarda yalan sloganlarla değil, yaşadığımız gerçek savunma ve insan haklarına sahip çıkma tavrınızla adaleti ve merhameti gösterdiniz, en karanlık koşullarda bile ilkelerinizden vazgeçmediniz.

İnanın bana, eğer bir gün buraya tekrar geri dönersem ancak sizin saflarınızda bir mücahit olarak dönerim. Çünkü hakikati halkınızdan öğrendim ve sizin sadece toprağın değil, aynı zamanda ilkenin ve haklı davanın da sahipleri olduğunuzu anladım.”
Not : Makeleden alıntı yapılmıştır

Son düzenleme 3 ay önce Saffet

Kuruluş ve öncülüğünü Prf. Dr. Necmettin Erbakan’ın yaptığı Hamas’ın 7 Ekim’deki başlattığı şanlı mücadelenin ardından tüm Dünya şaşkınlığa uğramış, şer şebekesinin tamamı işbirlikçi İslam ülkelerinin Liderleri dahi direk yada dolaylı destek vermesine rağmen, zahiren bir avuç Mücahit tüm dünyaya rest çekmişti. Akabinde başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Abd, Japonya ve birçok ülke halkları nezdinde İsrail’e karşı ciddi antipati oluşmuş ve İslam’a karşıda sempati meydana gelmişti. Siyonist İsrail Hamas’la masaya oturmak zorunda kalarak bi nevi Hamas’lı Mücahitlere (zahiri tüm üstünlüklerine rağmen) bi nevi yenik düşmüştü.
Tam bu esnada Suriye’de Esed rejimi düşürülerek Suriye’nin üç’e bölünerek arz-ı mevdud için siyonizm oyunun yeni perdesine geçmişti. Irak’ta olduğu gibi kukla kürt devleti kurarak Bip’in son perdesini aralamak içindi.
Geldiğimiz noktada manyak Trump eliyle siyonizm’e ve İsrail’e karşı özellikle Avrupa Halklarında oluşan antipati yi kırmak, Rusya’nın doğalgazı kesme tehditleri vb. sebeplerle gündemi değiştirip buradaki halkları dizginlemek gibi sebeplerle Abd Ukrayna ve Ab’ye sırt dönmüş bi nevi onları yarı yolda bırakmış oldu.
Siyonistler’in ise geldiğimiz aşamada önündeki tek engel Bağımsız Türkiye olmaktaydı. Asıl hedef ülkemizdi. Bunun için siyonistler Ukrayna’da hedefine ulaşmış Dedeağaç’tan sonra Ukrayna’da da ülkemize karşı üsler konuşlandırmıştı. Siyonist hedefler doğrultusunda alt ve üst çenesi (Abd ve Rusya) masaya çoktan oturtulmuştu. Siyonist şeytani amaçlar uğruna ölen insanların Müslüman yada Hristiyan olması önemli değildi.
Ülkemizi bölüp parçalamak içinse şimdi yeni çözüm süreci jelatiniyle ve apo eliyle barış çığırtkanlığı yapanlar İnşallah Milli Çözüm’ün tohumlarını atıp yıllarca gözü gibi bakıp yeşerttiği Kuva-yı Milliye ruhunun canlanmasıyla hüsrana uğrayacaklardır. Şimdi mevcut iktidarı eleştirirmiş kamuflajıyla siyonizm’e askerlik yapan sözde solcularla, İslam’a hizmet edermiş gibi yine siyonizm’e yaraşlık yapanların ayırt eden bi nevi elek vazifesi yapan Milli Çözüm eliyle bunlar netleştirilmiştir. Halkımızın geri kalanı ise derhal Milli Mutabakat’la Milli Çözüm’ün reçeteleri etrafında toplanarak tek vücut olmasına sıra gelmiştir.

Gazze konusunda asıl tehlike “Trump’ın Saçma Planı” değil; “işbirlikçi iktidarların münafıklığı”dır!
Filistin için gerçek tehlike, “Trump’ın mikrofon patırtıları” değil; “işbirlikçi Arap ve İslam yönetimlerinin hıyanet ortaklığı”dır!?
Siyonist şeytanların ve işbirlikçi şarlatanların sinsi ve şeytani planları:
HAMAS’ı silahsızlandırma ve devre dışı bırakma karşılığında Gazze’nin yeniden inşasıdır.
Büyük tehditler karşısında, bu planın Arap ve İslam dünyasında hem resmiyette hem de halk düzeyinde geniş bir kabul göreceği sanılmaktadır.
Hamas Direnişi, bu durumda yalnız kalacak; tüm Arap kamuoyu, resmi söylemler ve halk desteği, direnişi suçlu ve sorumlu tutacaklardır.
Sürekli: “HAMAS neden Filistinlilerin çıkarlarını engelliyor?” diye sorulacak; “Mesele artık sadece Filistin meselesi değil; Trump’ın çılgın ve dişlerini gösteren tehdidine karşı bir Arap ulusal güvenlik meselesi!” denilerek aslında Trump’ın ve Siyonist odakların sinsi ve Siyonist hedeflerine hizmet edilmiş olacaktır.
Trump’ın: “Gazze’nin boşaltılması” teklifi, Siyonist Şeytanların ve işbirlikçi Mısır ve Körfez yönetimlerinin bu kahpe ve hain projelerinin fark edilmesine yol açmaktadır!

Siyonizm uşağın, besler kepekle
Arslan bir tutulmaz, kuduz köpekle
“Yakında görürler, az daha bekle!..”2
Kur’an’dan cihana, bir i’lam3 olsun
Bizden Filistin’e, hoş selam olsun!..

“Boş vermek…” nifaktır, kalbin sakındır
Gayrete gel mü’min, izzet hakkındır
“Yardım Allah’tandır, zafer yakındır!..”4
Hangi söz var bundan, has kelâm olsun
Bizden Filistin’e, hoş selam olsun!..

“Trump, Zelenski’yi ve AB’yi devre dışı bırakıp direkt Putin’le Ukrayna’da baskıcı ve dayatmacı barış planlarını devreye sokmuştu. Zelenski ise aciz ve çaresiz şekilde, yerleşik Siyonizm’in güvencesi gördüğü Erdoğan’a koşmuştu.
Bu sırada -daha önce İsrail- HAMAS barışına ev sahipliği yapan KATAR gibi şimdi Suudi Amerika’nın, Rusya-Ukrayna barışına ev sahipliği yapması (daha doğrusu yaptırılması) da özel bir anlam taşıyordu!.. Bu yüzden Trump, Rusya ile yakınlaşarak küresel bir barışa mı, yoksa 3. Dünya Savaşı’na mı sebep olacak? sorusu tartışılıyordu.”
Trump’un Ukrayna savaşını sonlandırmaya çalışması timsahı alt ve üst çenelerinden birisinin fazla yorulmaması beklenen Amik obası merkezli  üçüncü dünya savaşına hazırlık için güç kaybetmemesini sağlamak amaçlıdı olabilir diye okuna bilir. Rusya’nın dikkatinin Ukrayna ile dağılmaması asıl hedefleri olan Türkiye’ye yoğunlaşma amaçlıda olabilir. Bir diğer sebebide Ukrayna’da bulunan ve İsrail’e göç etmek istemeyen rahatları ve keyifleri yerinde olan zengin yahudilerin yeterince göçü sağlanmışta olabilir.

“Bütün bunlar, sinsi ve Siyonist şeytani bir senaryonun parçalarıdır. Yani; Filistin için gerçek tehlike, Trump’ın mikrofon patırtıları değil; işbirlikçi Arap ve İslam yönetimlerinin hıyanet ortaklığıdır!?
Allah’ım, ben bu tuzağı yazıp uyardım. Artık: “Onlar tuzak kuruyor, Allah da tuzak kuruyor. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfâl: 30) ayetinin va’adine ve hükmüne sığındım!” 
Düşman içimizde olmasa idi zaten düşman bizi hiçbir zaman silah ve sayı üstünlüğü ile yenemedi ve yenemezdi. İşte bunun net cevabını Hamaslı mücahitlerde görmekteyiz. İşbirlikçi iktidarlar eliyle hıyanetlerin en büyükleri sergileniyor ve Filistin (Kudüs) davasına dışarıdan gavurun yapamayacağı kötülük ve hainlikler yapılıyordu.

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/sozde-ukrayna-barisi-ve-zalimlerin-gazze-plani/

Ukrayna’da da Filistin’de de aynı siyonist plan işletilmekteydi. En büyük gerçeklik ve bütün mesele timsahın alt çenesi ve üst çenesi arasındaki hareketliliğin çatışma gibi görünüp aslında ortak hareketle gövde olan Siyonizmi beslemek olduğudur.

Hamas direnişinin nasıl bir oyunla saf dışı edileceği ve bunu bölgenin istikrarı için elzem bir proje gibi sunup münafık iktidarlarca destekleneceğini makalede mükemmel tespitlerle özetlenmiştir. Bu dezenformasyon politikalarına ve ayak oyunlarına karşı insanlığı uyaran Elhamdulillah ki Milli Çözüm Dergisi var…

Siyonist şeytan İsrail ve uzantları Abd-Rusya ile birlikte müslüman görünümlü tüm işbirlikçileri tıpkı bir karton gibi yıkılacak ve zulüm-sömürü sistemleri yok olacak. Yerine tüm insanlığın huzur bulacağı ERBAKAN HOCAMIZIN, ADİL DÜZEN’i mutlaka kurulacak…
Bu Devrimin Fikri Altyapısı Erbakan Hocamız’a, bugün için Milli Çözüm e ait olup ; fiili ateşini de Tıpkı Bedrin Aslanları konumundaki Hamas lı mücahidler yakmışlardır. İsrail li esirlerin itirafları da bu mücahidlerin Asaletini göstermektedir…

70 yıla yakın Aziz Erbakan Hocamız, 50 yıl ise şuan Onun en sadık takipçisi olan Milli Çözüm ve Şahsi Manevisi, bu SİYONİZM GERÇEĞİNİ deşifre ettiler insanlığı bu Şeytan ve Düzenine karşı ikaz ettiler yetmez bu bozuk Batıl Şeytan’ın düzenini tarumar edecek planlar projeler hazırlıklar yapıldı… Hem maddi teknolojik Savaş Silah harikaları olsun, hem de Batıl’ın sistemini her yönden çökertecek plan proje bazında olsun gayretler ve çabaların çok şükür meyvesini tam anlamıyla alacağımız o KUTLU DÖNÜŞÜME ramak kaldı inşaallah.

Hatırlarsınız, Milli Çözüm’ün yazdığı makalelerde olsun kitaplarında olsun, onun ifadesiyle Siyonistler kendi aralarında 2 kısma ayrılmış durumda olduğu adlarına da Küresel Siyonistler ( veya Kapitalist Siyonistler) , diğerine de Armegedoncu Siyonistler ( veya Kabbalist Siyonistler) olarak ifade etmişti.

Trump’ın kabinesi ağırlıklı Arzı Mev’udcu yani vadedilmiş topraklara hakim olmak Büyük İsrail Projesini (BİP) gerçekleştirme düşüncesinde olanlar. Bundan mütevellit ABD, Siyonizm’in BİP projesinin hedeflerine yönelik şuan güncel olan Suriye Kuzey Kürdistanı’nın kurulmasına yardımcı olmaya çalışma gayesinde olduğu için ve bunun için Rusya’nın Rojava =Suriye Kuzey Kürdistanı’nın kuruluşunda bir ters tepkisi veya müdahalesi olmaması için Rusya’ya şimdiye kadar Ukrayna bölgesinden aldığı işgal ettiği yerler Rusya’nın olması yönünde Rusya’yı barış masasına oturtarak, Ukrayna savaşının bitirilmesi konusunda Trump’ın Ukraynayla anlaşma yapmak istemesi… YANİ ONCA ZULÜMLER KAN AKITILMALARI, ONCA GÖZ YAŞI, ONCA KİRLİ İŞLER ; HERŞEY AMERİKA İÇİN DEĞİL, HER ŞEY BÜYÜK İSRAİL PROJESİ İÇİN = HER ŞEY VA’DEDİLMİŞ TOPRAKLAR İÇİN…!!! Olduğu hakikatini Milli Görüş – Milli Çözüm sayesinde 70 yılın sonunda sorumluluk duygusu taşıyanlar başta olmak üzere toplumlar bu gerçeği idrak etti.. Peki bu gerçeği 70 yıl önce farkeden ve topluma anlatan Milli Görüş – Milli Çözüm Zihniyeti, bugünler için bir hazırlık yapmamış olmasını düşünebilir miyiz?!!! Tabi ki düşündü hazırladı ve o Kutlu Devranın ayak sesini hep birlikte duyuyoruz elhamdülillah. İsrail Hamas’ın karşısında yenildi hedefine ulaşamadı. Hamas = Milli Görüş – Milli Çözüm Zihniyetinin Filistin bölgesindeki fiili mücadele ekibinin adı oluyor malum.

Milli Çözüm’ün şu ifadelerini de hatırlatmak istiyorum:
” Ve ” Hayrul Makirin ” olan, yani zalim hilekarların şeytani planlarını ve tuzaklarını kendi başlarına yıkıp Mücahit Mü’minlere zafer kapısını açan Yüce Allah; gaflet ve hıyanet ehlinin eştiği kuyulara, kendilerini düşürüp boyunlarını kıracaktır. Birleşik Kürdistan oluşumuna ve Türkiye’nin parçalanmasına ” barış kılıfı ” geçirmek üzere PKK’nın yurt dışına çekilmesi bile İsrail’le ve NATO birlikleriyle yaşanacak bir kapışmada , Allah’ın izniyle TSK’nın işini kolaylaştıracaktır.
” … De ki: “(Ey zalimler ve işbirlikçi hainler!) Siz (tedirginlikle) gözleyip bekleyin; çünkü Biz de kesinlikle (acı ve alçaltıcı akıbetinizi) bekleyip gözetlemekteyiz! ” ( Bak: https://www.mealikerim.com/6/enam/158 ) ayeti, ümit ve teselli kaynağımızdır…
Çünkü ABD, AB ülkelerinin ve NATO birliklerinin desteklediği İsrail ile Türkiye arasında tarihi bir hesaplaşma kaçınılmazdır ve Batılıların Armegeddon dediği, İslam kaynakalrının Hatay Amik Ovasında yaşanacağını haber verdiği savaş oldukça yakındır. İslam’ı ılımlaştırmak, Müslümanı protestanlaştırmak, böylece halkımızı Haçlı – Siyonist emperyalizmiyle uyumlu hale sokmak üzere tertiplenen ” Dinlerarası Diyalog ” merkezi olarak Hatay’ımızın seçilmeside oldukça anlamlıdır ve Armegeddon’a hazırlıkla alakalıdır. Ancak paniğe kapılmamalı, Allah’ın va’dine ve Hz. Resulüllah’ın müjdesine iman ve itimat duyulmalı ve sadece düşmanı ve tezgahını iyi tanımalıdır. Unutmayınız; tarihi her zaman kötüler ve kafirler değil, bu sefer kahraman askeriyle beraber Türkiye’nin mü’minleri yazacaktır. ” İNŞAALLAH.

Son düzenleme 3 ay önce Osman Nuri ÇELİK

Siyonizm, çarpışan her iki kesimin kontrolünü kendi elinde tutma yönünde kadim bir taktiğe sahiptir. İşbirlikçileri, medyası ve fonladığı medya hocaları… sayesinde hedef kitleye istediğini düşündürüp oyalayabilmektedir.
Yani savaşların ve çatışmaların sonucu en başından bellidir: Siyonizm kazanacak, milletler hakkını kaybedecektir.

Ancak Siyonizm’in baş edemediği Hamas, Aziz Erbakan Hocamızın manevi bereketi ve Allah’ın himaye ve inayetiyle günümüzde fiili ve askeri mücadeleyi yürütmekte ve İsrail’e diz çöktürmektedir.

Cephede kaybeden Siyonizm, en önemli alan olan fikri cephede de Aziz Erbakan Hocamızın temsilcisi karşısında iflas etmiş ve şaşkına dönmüştür. FETÖ’sü, DEAŞ’ı, sağcısı, solcusu, Atatürk’ü putlaştıranı ya da onu Deccal göreni hepsi Siyonizm’in elinde patlamış, iş göremez hale gelmiştir.

Siyonizm’in batıl fikirlerinin hiçbirine kanmayan ve her meselede hakkı ortaya getiren bilge bir gücün karşısında, Siyonizm’in devrilmesi artık kaçınılmazdır.

Günümüzde cereyan eden yeni tuzaklar en açık şekilde makalede dile getirilmiştir. Artık kim bu tuzaklara düşecek, kim hakka taraf olacak bu her kesimin kendi bileceği iştir.

Ve makalede hatırlatılan şu ayet-i kerime, Allah’ın (cc)’nün Hak olan tarafta yer alanın nihai zaferine dair kesin hükmüdür:
“Onlar tuzak kuruyor, Allah da tuzak kuruyor. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfâl: 30)

ERBAKAN HOCA’NIN YIKIL(A)MAYAN KALELERİ!

Hamas’ın bütün dünyayı şaşkınlığa uğratan tarihi 7 Ekim operasyonuyla birlikte başlayan savaşın üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Emperyalistlerin desteğini alan Siyonistler, Gazze’de hiçbir hedeflerine ulaşamadılar. İsrail tarihin en büyük hezimetini yaşadı ve Hamas ile ateşkes masasına oturmak zorunda kaldı.
Hamas tarihi direnişinde her geçen gün askeri ve psikolojik olarak güçlenirken; İsrail, Gazze’de kaybettiği itibarını (yıkılan yenilmezlik algısını) toparlayabilmek için Lübnan, Suriye ve İran’a karşı maalesef başarılı operasyonlar gerçekleştirdi.
İran’ın 45 yıllık askeri strateji ve birikimini, İslam Ülkelerini yöneten iktidar yardımı ile kısa süre içerisinde çökertti.
(Siyonistlerin uşaklığını yapan İslam Ülkeleri İkridarları, sürecin başından bu yana Hamas’a destek olmak ve İsrail’i durdurmak şöyle dursun bir çoğu katliam ve zulümleri izledi yahut İsraille ticareti dahi kesmeyerek zalimleri desteklemeye devam ediyor. )
Zalim İsrail;
Esad Rejimini bir, bir buçuk haftada bitirdi ve Suriye topraklarını işgal etmiye devam ediyor. İran Rejiminin danışıklı dövüşü sayesinde rahatladı ve Hizbullah’ın etkisini bitirdi. Ancak
Erbakan Hocamızın öncülüğünde kurulan Hamas’ın iman gücü bütün zalimlere kan kusturmaya devam ediyor!

PATLAYAN BALONLAR!

Rusya – Ukrayna Savaşında;
Ukrayna’yı üç günde ilhak edeceğini zanneden Putin, büyük bir savaş başlattı ve üç yılı aşkın süredir devam ediyor.
Rusya’nın gücü; kağıt üzerinde ve oluşturdukları algının çok uzağında olduğu anlaşıldı. Kuzey Kore gibi ülkelerden asker yardımı alan Rusya binlerce askerini kaybetti.
ABD ve AB’den milyarlarca dolar maddi ve silah, istihbarat ve lojistik destek ve binlerce paralı asker yardımı alan Ukrayna ise topraklarının üçte birini kaybetti.
AB ise 500 milyonluk nüfusa, gelişmiş teknoloji ve ekonomisine rağmen ABD’nin baskılarına boyun eğmek zorunda kaldı.
Şuan da Ukrayna’nın nasıl paylaşılacağı konuşulurken, Putin ve Trump’ın danışıklı dövüşüyle birlikte dünyanın ilgisini Gazze’den çekerek şeytani hedeflerine ulaşmak istemektedirler. Ve en büyük yardımcıları ise İslam Ülkelerinin işbirlikçi uşaklarıdır.

ATEŞTEN KORU ELİNDE TAŞIYAN, MİLLİ ÇÖZÜM!

22 yıl önce yayın hayatına başlayan MİLLİ ÇÖZÜM, ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZIN Milli Gazetede ki yazılarıyla birlikte yarım asırlık mücadelesine İLK GÜNKİ çizgisinde devam etmektedir, Elhamdülillah…
Bütün ERBAKAN düşmanları ile mücadele eden, kendi parti tabanı tarafından bile anlaşılmayan, iftira, baskı ve tehditlere maruz kalan, Fetö ve işbirlikçileri eliyle operasyon düzenlenen ve zindanlara kapatılan MİLLİ ÇÖZÜM; yıkılmayan, yıkılamayan ve yıkılamayacak bir fikri mücadele sürdürmektedir. Çünkü, Milli Görüş davasının bizzat kendisidir!
MİLLİ ÇÖZÜM; Okurların ilk kez duyacağı (Mısır eliyle Gazze planlarında olduğu gibi) özgün, cesur, mert ve sert yazılarıyla özellikle 7 Ekim’den bu yana İngilizce yayın yapmaya başlaması ile birlikte İngilizce “Siyonizm ve Siyonist” kelimeler yasaklanmış..
İnstagram, x, youtube vb sosyal medya platformlarında sürekli kısıtlama ve engellemelere maruz kalmış. İktidar ve ortakları tarafından sürekli dava açılmış, göz dağı için yeni yasalar ortaya atılmış olmasına rağmen (HAMAS fiili cihadını sürdürürken) MİLLİ ÇÖZÜM fikri cihadına devam etmektedir. Bu kutlu süreç MİLLİ ÇÖZÜM – MİLLİ MÜTABAKAT HÜKÜMETİ’NİN kurulması ve ERBAKAN HOCAMIZIN teknoloji harikalarının seçkin şahsiyetin kontrolüne geçmesiyle birlikte tarihin en büyük zaferine dönüşecektir ALLAH’IN izniyle.
ADİL DÜZEN’İN kurulması artık an meselesidir.
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!

Hicr 94
(Ey Nebim ve Onun varisleri!) Sana emrolunan (hüküm ve hakikatleri) açıkça (kâfir ve zalimleri çatlatırcasına) anlat ve müşriklerden yüz çevirip (saldırılarına aldırma ki, onlardan intikamımızı alacağız!)

https://www.mealikerim.com/15/hicr/94

En’am 112
Böylece bütün Nebilere (ve Hakk dava elçilerine), insan ve cinn şeytanlarından düşmanlar kıldık. Onlar birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözler fısıldaşırlar. (Hakka davetçilerle onların yakın çevrelerine yerleşmiş bazı şeytani ekipler, sanki birbirlerine güveniyormuş tavrıyla sahte iltifatlar yağdırırlar.) Rabbin dileseydi (izin vermeseydi, elbette) bunu yapamazlardı. Öyleyse onları (Hakk dine ve hizbe sızmış insan suretli şeytanları) yalan olarak uydurmakta oldukları iftiralarıyla baş başa bırak. (Seyret ki sonları nasıl olacaktır!) [Not: Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette belirtildiği gibi, insanlar; 1- Ya Hizbullah=Allah’ın Tarafgirleri, Destekçileri, Partisi ve Ekibi olmaktadır. (Bak: Maide: 56), 2- Ya da; Hizbüşşeytan=Şeytanın Tâbileri, Destekçileri, Partisi ve Ekibi olmaktadır. (Bak: Mücadele: 19)]






https://www.mealikerim.com/6/enam/112

Sahte Ukrayna Barışı ve Zalimlerin Gazze Planı

• Rus-Ukrayna savaşında Trump’ın Putin ile işbirliği yaparak dayatmacı bir barış planı uygulamaya çalıştığı, Zelenski’nin ise Erdoğan’a sığındığınid görülüyor.

• Putin, Ukrayna’da koşulsuz görüşmeye hazır olduğunu belirtirken, Ukrayna’da seçim yapılması ve Rusya’nın işgal ettiği toprakları bırakmaması gibi şartlar öne sürüyor.

• Trump, Ukrayna’ya verilen paraların hesabını soruyor ve Zelenski’yi savaşın uzamasından sorumlu tutarak, Ukrayna şehirlerinin Gazze’ye benzediğini ve halkın artık bir çözüm istediğini belirtiyor.

• Suudi Arabistan’da ABD ve Rusya arasında yapılan zirvede Ukrayna savaşı konusunda ilerleyen zamanda görüşmelere devam edilmesine karar veriliyor.

• Makale, Gazze’nin geleceği için asıl tehlikenin Mısır’ın önderliğinde hazırlanan ve Arap dünyası tarafından benimsenmesi planlanan bir plan olduğunu, bu planın Gazze’nin Mısır’ın kontrolüne geçmesini ortaya koyuyor.

Sonuç:

Milli Çözüm Siyonizmin tüm alçak planlarını ortaya koyuyor. Artık ne yapsalar Erbakan teknolojileri ile Siyonizmin yok edileceği, akabinde siyonizm kontrolünde abd ab rusya nın Akdenizde burnu kırılıcak ve tüm işbirlikçi iktiarlar düşecek başta Filistin ve tüm mazlum halklar huzura kavuşacak. İnsanlık özlemle beklenen Adil Düzene kavuşacaktır inşaAllah!..

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/sozde-ukrayna-barisi-ve-zalimlerin-gazze-plani/

Son düzenleme 3 ay önce Aykut Akdağ

Ukrayna’nın kaderi Putin ve Trump’un eline verilirdiği taktirde muhtemel bir barışın söz konusu olmayacağı son derece aşikardır.
Ve Ukrayna devlet başkanı Zelensky’nin apar topar Ankara’da Erdoğanla görüşmesi ve Erdoğanın “Barış için yoğun çaba gösterdik” söylemleri bize hiç inandırıcı gelmiyordu. Kaldı ki Zelensky’nin  İsrailci ve Amerikancı Erdoğan ile görüşmesi onun Erdoğanın şimdiye kadarki işbirlikçi tavrını bilmeyecek kadar da olamazdı. Olası bir savaş sonrası Ülkemiz yine hiç yokmuş gibi sığınmacı sığınağı olacak olması tecrübe edilmiş bir gerçektir.
Gazze’nin yeniden inşası işbirlikçi Sisi’ye mi bırakılmıştı. Ve Hamas’ı silahsızlandırma girişimleri sonucunda ortada bir Gazze kalacak mıydı? Bütün bu işbirlikçi ve siyonist senaryodan acaba islam dünyasının liderleri hiç rahatsızlık duyuyorlar mıydı?
Ama “Allah tuzak kuranların  en hayırlısıydı”

Trump’ın ne dostluğuna nede düşmanlığına itibar edilmez bir manyak..

Trampın tek emir aldığı yer İsrail.
gerçek dostu Netenyahu dur..

Ukraynalı zelenskiyi , Ruslara karşı Amerika üslerini kurarken Amerika destekçi oldu.. Şimdi de Zelenskiyi suçluyor Tramp.

Ukrayna- Rusya savaşın bitmesi için Arap ülkelerı ev sahipliği yaparken, Gazze deki vahşetin son bulması İsrail’in durdurulması için , ne Arap liderleri ,ne Türkiye’deki iktidar Trump’ın yuzüne bir tek kelime edemediler..

Tramp gelir gelmez “Erdoğan benim dostum, Erdoğan ise” Tramp benim dostum “ifadelerini kullanmişlardı..

Gazze’deki vahşeti katliama durduramıyan, sadece laf kalabalığı yapan, ancak İsrail’in dostu olur..

İslam dünyasının Duyarsız ,Arap ve Türkiye dekı yetkililer den,
Hamasın,;
israilli esirleri bıraktığı kişilerin ,Hamas ve Filistin lehine olan açıklamaları,
Filistin ve Gazze ye Hamas a en büyük katkıyı sağlamıştır.

Rus – Ukrayna savaşı sömürüye ve ahlaksızlığa dayalı, emperyalist Batı bloğunun adeta iç yüzünü tüm dünyaya gösteren bir turnusol kağıdı niteliği taşımaktadır.!
Gazzedeki şanlı Hamas’ın asil direnişi ise Siyonist kuduzların, tüm insanlık tarafından lanet edilerek, dünya sisteminin dışına atılmasına vesile olacaktır.

Ve Allahın yardımı ve lütfuyla, Netanyahu hükümeti ve Siyonist rejim başta olmak üzere, içinde Türkiyedeki işbirlikçi Akp İktidarı ve birçok ülkedeki Yahudi taşeronu olan iktidarlar, miadını doldurup değişecek ve Türkiye merkezli, Millî Çözüm iradesine dayanan Adil, Asil bir dünya mutlaka kurulacaktır..

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
17
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...