YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
685251bf006df
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 5 8 7
Bugün : 1779
Dün : 42338
Bu ay : 857862
Geçen ay : 1488216
Toplam : 38125535
IP'niz : 18.97.14.87

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Türkiye’yi Siyonist JP. Morgan’lar mı
Yoksa;
İSLAMİST (!) RT. ERDOĞAN’LAR MI YÖNETİYORLARDI?

5 30 oy
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Abone Ol
Bildir
24 Yorum
En Yeni
En Eski En Çok Oylanan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

İbrahim Suresi 46. Ayet’in Mucizesi İnşallah Milli Çözüm’le Gerçekleşecektir…
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)

https://www.mealikerim.com/14/ibrahim/46

Son düzenleme 10 ay önce Hüseyin Selman İsen

1.
Kimse parasının ve silahının çokluğuna güvenerek gazâ meydanına çık­masın
2.
Kimse de imkânlarının azlığından korkup, gazâ meydanından kaçmasın.
3.
Gazâ meydanlarında imkân ve silah er-geç tükenir; gazâların mukad­deratı imkân ve silahla değil, şecâat ve iman ile belirlenir.
4.

İşte Filistin’de tüm şeytani merkezleri arkasına alan Kuduz İsrail’i dize getiren HAMAS’ın sırrı bu imanda gizlidir!
5.
Az imkânlı çok iman, bil ki kul eyler sana, bol imkânlı düşmanını.
6.
İmansızsa eğer, bol paralı ve silahlı da olsa, güçlüdür sanma düşmanını,
7.
Yenmek istersen düşmanını, önce sen kendinde güçlendir imanını.
8.
Güçsüz iman kişinin kendi gözünde, güçlü kılar güçsüz düşmanını.
9.
Kötülerden korkarak, hayat onurla sürdürülebilir mi hiç?
10.
Haksızlıklara susarak, haklı hakkını koruyabilir mi hiç?

Çünkü demokrasi, bu Siyonist merkezlerin talimatıyla çalışan bir üst kademeye taşınmış durumdadır. Artık ülke içi demokrasi de ülkeler arası demokrasi de sadece bir tuzak ve tezgâhtır.

Artık bir ülkede kimin Başbakan olacağı, kimin yüksek makamlara atanacağı, hangi ülkenin ekonomisinin zayıflayacağı, hangi ülkenin ekonomisinin rahatlayacağı, hangi ülkeye savaş açılıp yönetim değişikliği yapılacağı, hangi ülkede terörizmin azdırılacağı… Bu ve benzer hiçbir olay kendi başına yaşanmamaktadır. Dünya ile ilgili bu kararlar tek bir noktadan alınmaktadır. Bütün alt noktalara sunulmakta ve dünya bu kararların istikametinde yol almaktadır. İşte bunlar Siyonist odaklardır.

Örneğin; “Türkiye’de iktidar, din istismarcısı kesimden olacak” diye karar alınmaktadır. Kiralık medyası, yazar ve yorumcuları bu yönde beyinleri yıkamaktadır. Ama halkımız hâlâ “Biz seçtik!” sanmaktadır. Erbakan Hoca’nın söylediği gibi “demokratur” rejimi uygulanmaktadır.

Evet siyonizmin 5800 yıllık planın şuanda en zirvesini yaşamakta idi. Dünyamızın geldiği hal şeytanın şaheseri idi. Bunca senelik uğraş sonunda bütün dünyayı masa başında oturarak yöneten siyonist yapılanması vardı. Hiç bir alanı boş bırakmamış bir yapılanma, Aziz Erbakan Hocamızın tarifiyle her taşın altında yahudi var demiyoruz ama Yahudi hiç bir taşın altını boş bırakmaz diyordu. Bu makalemizde bunu hücrelerimize kadar hissediyorduk.

Bu şeytanın şaheserini sadece yıkabilecek gücün Erbakan projeleri olduğunu ve onun sadık takipçisi Milli Çözüm yani Ahmet Akgül eli ile olacağına inanıyor ve iman ediyoruz.

Allah bu nimetini ancak buna inanan insana verecektir, keşke sizde inanın ve Allah’ın bu nimetinden mahrum kalmayın ama nerede…. Allah bu nimetini Ahmet Hocamız eliyle verince bütün hıncınız ve kininizle kahrolacaksınız ama o saatten sonra dönüş olmayacaktı.

Tek kelimeyle mükemmel bir analiz olmuş. Ülkemizdeki ve dünyadaki olayları anlamak için sağlam bir bakış açısı kazandıran muazzam bir makale. Milli Çözüme ve Üstad Ahmet AKGÜL Hocamıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Makaleden öne çıkan bazı cümleleri, dikkatlerinize arz ediyorum:

Tekelci Siyonist Sermayenin Amaçları:

Council on Foreign Relations (CFR), Bilderberg Group (BG), Trilateral Commission (TC), üçü bir yerdesinin amaç sistemine bakılınca şu anlaşılmaktadır:

İlk amaç, tekelci sermayenin dünya egemenliğini, askeri güce dayalı olarak sürdürmesini sağlamaktır. İkinci amaç, dünyanın halklarca değil, Küresel Elit’ler tarafından yönetilmesini sağlamaktır. Üçüncü amaç, ulus devletlerin ortadan kaldırılması ve ulusların emperyalist çekirdek örgütler aracılığıyla yönetilmesini sağlamaktır. Dördüncü amaç, özgürlükçü demokrasi adı altında, bir tür sahte demokrasinin dünya halklarına dayatılmasıdır.



CFR üye temeli incelendiğinde dört grup üyeye sahip olduğu ortaya çıkmaktadır:

1- Birinci gruptaki üyeler: Merkez ve iç halkaya mensup üyeler olup, Küresel Dünya Birliği hareketini yönlendiren kararları alır ve yönetirler. Bu gruptaki üyelerden Rockefeller ve Rothschild ailesinin dışındaki üyeler gizli üyelerdir.

2- İkinci gruptaki üyeler: CFR, BG, TC’ye mensup üyelerdir. David Rockefeller tarafından Küresel Dünya Birliği hareketinin yöneticileri olarak seçilmektedir.

3- Üçüncü gruptaki üyeler: Yine CFR, TC’ye mensup ve ikinci gruba göre daha orta düzey üyelerdir.

4- Dördüncü gruptaki üyeler: CFR’nin öngördüğü dünya düzeninin (buna Yeni Dünya Düzeni de deniyor) benimsetilmesi için dünya çapındaki şöhretler arasından seçilen üyelerdir.

İlk iki gruptakiler, mutlaka Yahudilerdir. Üçüncü gruptakiler Evanjelik Hristiyan kimselerdir. Dördüncü gruptakiler ise, işbirlikçi kişiler ve yönetimlerdir.

Son zamanlardaki yaklaşık 203 bin payın 36 bini Rockefeller’ın, 36 bini de Morgan’ın olduğunu hatırlatırsak, Siyonist Yahudi sermayesinin güdümündeki FED’in kimliği (ipliği) pazara çıkmış olacaktır. Dünyayı yöneten, ekonomisinden siyasetine, hamburgerinden gazlı içeceklerine, moda kılık kıyafetinden çirkef filmlerine, turizminden eğitim sistemine, evet hepsine yön veren 11 seçkin Yahudi ailesi baronlarının geri kalan 9’unun ise yaklaşık 15’er bin FED hisseleri bulunmaktadır. Ama bütün dünyaya FED’in Amerikan Devlet Bankası olduğu yalanı aşılanmıştır!.. Dünyayı yöneten küresel şirketlerin sahibi olan küresel sermaye sahipleri (bunlara son zamanlarda biraz tartışmalı bir deyimle Küresel Elit deniyor), ABD’deki egemenliklerini ABD Merkez Bankası (Federal Reserve) ve vakıflar aracılığıyla sağlamaktadır. Finansal sermaye gruplarının birleşmesinden oluşan bu banka yönetimi CFR (Council of Foreign Relations) elitlerinin denetimi altındadır. FED Başkanı, ABD Kongre Başkanı veya ABD Başkanından çok daha etkin konumdadır. Ayrıca FED, Kongreden ve Başkandan bağımsızdır.

Zaten ABD Başkanları, Kongre ve hükümet organları hepsi Siyonist sermayenin kontrolü altındadır. Halkın simgeleriyle söylersek Demokratları mı yoksa Cumhuriyetçileri mi (eş deyişle fili mi yoksa eşeği mi) seçtiği bunlar için hiçbir anlam taşımamaktadır. Bu yüzden ABD’de bunak Biden mı, manyak Donald Trump mı Başkan olacak? Bu sadece demokrat köleler olan zavallı halkın sorunlarıdır. Önemli olan ormanın kralı olmuş domuzların, orman yasalarına göre ormandaki saltanatıdır.

32 yıl sonra yeniden Türkiye’de yapılan Bilderberg toplantısının katılımcıları arasında yine ilginç isimler vardı. O seneki toplantıda, küresel finans ve silah ticareti devi Rothschild, ABD’nin önde gelen yeni muhafazakâr düşünce kuruluşu Hudson Institute, Carlyle Group gibi kuruluşların yanı sıra, ABD’nin eski Dışişleri Bakanı ve NeoConların akıl hocası olarak bilinen Henry Kissenger, ABD’nin eski Dışişleri Müsteşarı Richard Holbrooke’un yanı sıra, David Rockefeller, Dünya Bankası eski Başkanı James Wolfensohn, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet gibi isimler yer almışlardı. Türkiye’den ise şu katılımcılar göze çarpmaktaydı:

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru (Bu şahıs; Saadet, Gelecek ve Deva Partilerinin Abdullah Gül Başkanlığında birleşmesinin, Siyonizm hesabına taşeronluğunu yapanlardandı) ve Referans gazetesi yazarı Cengiz Çandar; ABD, Kanada ve Avrupa’dan da birçok ülkenin ekonomi bakanı ve üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıya, Financial Times, The Economist ve Le Figaro gibi medya kuruluşlarından da gazeteciler çağrılmıştı. Ayrıca, Microsoft, Royal Dutch Shell, DaimlerChrysler, Deutsche Post AG, Axa, Lafarge, Coca-Cola ve Fiat da, o seneki toplantıda yer alan diğer çok uluslu şirketler arasındaydı.

Avrupalı Rothschild Hanedanının öncülüğünde 1954’te kurulan Bilderberg toplantılarının ilki Nazi Hollanda Kralı Bernhard’ın oteli olan Bilderberg Oteli’nde yapılmıştır. Rothschild Hanedanının 2000 tarihinde bilinen tahmini serveti 5 trilyon dolar civarındadır.

Bu toplantıya ev sahipliği eden ülkeler arasında Dindar demokrat Adnan Menderes’in ve Celal Bayar’ın başındaki Türkiye de vardır. Bu ilk toplantının ardından sırasıyla Fransa, Almanya, Danimarka, İtalya, Amerika ve Türkiye’de yapılmıştır. 1959’da Türkiye’de Yeşilköy Çınar Oteli’nde buluşmuşlardır. Bu sıralamaya bakıldığında bu Siyonist örgütler için Türkiye’nin ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye’de yapılan bir diğer Bilderberg toplantısı ise 1975 yılında Çeşme Altın Yunus Oteli’nde yapılmıştır. Çeşme’de yapılan bu toplantıya Türkiye’den Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit de katılmıştır. Ve yine Bilderberg’in 1990’daki toplantısına Mesut Yılmaz teşrif buyurmuşlardır! Ve bu Siyonist toplantıların hemen hepsinde “Erbakan’dan nasıl kurtulacakları” tartışılmıştır!

Şimdi başlık sorusunu tekrar hatırlatmamız lazımdı: İz’an ve insafla düşünüp söyleyin; Türkiye’yi Siyonist JP. Morgan’lar mı, yoksa İslamist (!) RT. Erdoğan’lar mı yönetiyorlardı?!

Sonuç: Bu Şeytan Şebekesini ve bu zulüm ve sömürü sistemini Milli Çözüm zihniyeti çökertmiş olacaktır!

Gaza meydanında olanlar bütün batıl sistemi çökertecektir.

Makale baştan sona bir şuur manifestosu. Makaleden anladığım On temel paragraf.

♦️Kaçırma, işkence, zarar verme, rehin alma, tecavüz etme gibi durumlarda bazen kurban, saldırgana duygusal olarak aşırı düzeyde bağlanmakta, onun yaptıklarını haklı çıkarmaya çalışmaktadır. Bu, üzerinde çalışılması gereken ciddi bir sosyal fenomendir. Türk halkının da Ulus Devlet bilinci, 21. yüzyılda adeta rehin alınmıştır. Türk halkı ağır bir Stockholm Sendromu yaşamaktadır.

♦️Artık bir ülkede kimin Başbakan olacağı, kimin yüksek makamlara atanacağı, hangi ülkenin ekonomisinin zayıflayacağı, hangi ülkenin ekonomisinin rahatlayacağı, hangi ülkeye savaş açılıp yönetim değişikliği yapılacağı, hangi ülkede terörizmin azdırılacağı… Bu ve benzer hiçbir olay kendi başına yaşanmamaktadır. Dünya ile ilgili bu kararlar tek bir noktadan alınmaktadır. Bütün alt noktalara sunulmakta ve dünya bu kararların istikametinde yol almaktadır. İşte bunlar Siyonist odaklardır.

♦️Örneğin; “Türkiye’de iktidar, din istismarcısı kesimden olacak” diye karar alınmaktadır. Kiralık medyası, yazar ve yorumcuları bu yönde beyinleri yıkamaktadır. Ama halkımız hâlâ “Biz seçtik!” sanmaktadır.

♦️Anarşi; adaletsiz sistemin ve ahlâksız bünyenin acı veren bir çıbanıdır.

♦️Anarşi; manevi ve milli değerleri unutturulan, cinsî ve maddi arzularının tatmini peşinde koşturulan toplumların kaçınılmaz sonlarıdır ve Dış Güçler tarafından kışkırtılmaktadır.

♦️Aslında FED, faiz oranlarını doğrudan değiştiremez, çünkü FED’in açık piyasa işlemleri, kısa vadeli menkul değerlerin toplam piyasasıyla karşılaştırıldığında küçük ve yapay bir pazar olan federal fon piyasalarında ayarlanmaktadır.

♦️ABD’de bunak Biden mı, manyak Donald Trump mı Başkan olacak? Bu sadece demokrat köleler olan zavallı halkın sorunlarıdır. Önemli olan ormanın kralı olmuş domuzların, orman yasalarına göre ormandaki saltanatıdır.

♦️Beşi Bir Yerde Küresel Şeytan Mafyası!

Mısırlı iktisatçı Samir Amin, merkez kapitalist ülkelerin hegemonyalarını beş tür tekelle sağladığını saptamıştır: 1- Finansal akımları denetleyen tekeller. 2- Doğal kaynakları denetleyen tekeller. 3- Teknoloji tekelleri. 4- Kitle iletişim ve medya tekelleri. 5- Kitle imha silahları tekelleri olmaktadır.

♦️Kimse parasının ve silahının çokluğuna güvenerek gazâ meydanına çık­masın. Kimse de imkânlarının azlığından korkup, gazâ meydanından kaçmasın. Gazâ meydanlarında imkân ve silah er-geç tükenir; gazâların mukad­deratı imkân ve silahla değil, şecâat ve iman ile belirlenir. İşte Filistin’de tüm şeytani merkezleri arkasına alan Kuduz İsrail’i dize getiren HAMAS’ın sırrı bu imanda gizlidir!

♦️Güçsüz iman kişinin kendi gözünde, güçlü kılar güçsüz düşmanını.

Yenmek istersen düşmanını, önce sen kendinde güçlendir imanını.

İmansızsa eğer, bol paralı ve silahlı da olsa, güçlüdür sanma düşmanını,

Az imkânlı çok iman, bil ki kul eyler sana, bol imkânlı düşmanını.

Ülkemizin nasıl bir sömürü ağının içinde kıvrandığını, nasıl bütün damarlarındaki kanın emildiğini ve sömürücülerin arsızlığını net bir şekilde tekrar gördük. Madalyalı bop eş başkanının ülkemizin başına sardığı bu tuzaklardan kurtulduğumuz günleri görmek nasip olur inşallah.

Makalenin sonunda yer alan ;

Kimse parasının ve silahının çokluğuna güvenerek gazâ meydanına çık­masın. Kimse de imkânlarının azlığından korkup, gazâ meydanından kaçmasın. Gazâ meydanlarında imkân ve silah er-geç tükenir; gazâların mukad­deratı imkân ve silahla değil, şecâat ve iman ile belirlenir. İşte Filistin’de tüm şeytani merkezleri arkasına alan Kuduz İsrail’i dize getiren HAMAS’ın sırrı bu imanda gizlidir!”

cümleleri gerçekten çok önemlidir. Bizim bu siyonizm şebekesini çökertebilmek için sahip olmamız gereken en önemli özelliğin sarsılmaz bir iman olması gerektiğini bize göstermektedir. Bu imanın bir sonucu olarak bu projeler için gece gündüz çalışılması, islami ve insani çözümlerin üretilmesi ise başta Erbakan Hocamızın sonrasında onun tek gerçek talebesi olan Ahmet hocamızın yaşamları ile bize gösterdiği metottur.

Allah bu imanı en sağlam şekilde bizlere nasip etsin.

Evet bir kez daha görüldü, Siyonizm (şeytanın şaheseri) karşısında;

Sıradan insanlar pula dönüyor. (Sp’nin başına Akp’den beter Gül’ü seçmek için kıvır kıvır dönüyor. Yani Siyonizm için çalışıyor, farkında bile olmayanlar oluyor)

Kendini bilgiç sanıp akıl danesi geçinenler de cırk çıkıyor. (Fetö’ler eliyle ABD’nin piyonu oluyorlar)

Okumuş kanat önderleri, ilahiyat profesörleri, şeyhleri maymuna dönüyor. (Akp’nin, AB kriterlerine uymak için her türlü ahlaksız, haksız yasalarına boyun büker, mazeret üretir hale geliyorlar)

İslamcı geçinip mangalda kül bırakmayanlar! Üstad Ahmet Akgül’ün mealini/kitabını okumadan, İsrail’in razı olduğu “İslamcılık evciliğini” oynamakta öteye geçemiyorlar!..
 
En forsluları (sahte pulluları) “Adil Düzen- Yeni Bir Dünya”nın kendileri tarafından kurulacağına inanlar! (YRP’ler) iki gün içinde, AKP’ye yedek lastik oluyor.

Yahu geriye kalan (böyle düşünenleri) ıvır zıvırı konuşmaya gerek var mı!.. Ancak onlar AKP’nin yedek lastiği “YRP” gibilerin yedek sibobu olurlar!..

Ez cümle Siyonizm (şeytanın şaheseri) karşısında her kişi ŞEYTANIN OYUNCAĞI OLUYOR.

Ancak! TEK KİŞİ (Aziz ERBAKAN Hocamız ve onun siyaset ve stratejisine hakim bilge takipçisi) ÜSTAD AHMET AKGÜL, Siyonizm’in oyunlarını ve uşaklarını bilip tuzaklarına düşmüyor.  

Yetmez tüm münafıkların (Fetö ve türevlerinin) Erbakan İslam düşmanlarının, Milli Çözüm hınçlılarının da hakkını avuçlarına bırakıyor! Ve Milli Çözüm yolları sunuyor.

Kudurun ve elinizden geleni yapın, isterseniz kendinizi tavdan aşağıya asın, ey Siyonizm ve şeytanın uşakları! Üstad Ahmet Akgül öncülüğünde Yeni Bir Dünyanın kurulmasına engel olmayı değil, farkında olmadan hizmetkarlık etmeye bile mani olamayacaksınız!..    

Makale her paragrafı her cümlesi kaydadeğer gerçekler… Bu gerçekleri bilmeyen kimseler, dünya hadiselerini doğru okuyamaz ve gereken çabayı ortaya koyamazlar… Muhterem Ahmet Hocamıza; olayalrı doğru okumak ve sorumluluklarımızı kuşandırmaya yönelik kaleme aldıkları bu makale için şükranlarımı arzetmeyi borç bilirim.. Elinize yüreğinize sağlık hocam.

Makaledeki gerçeklerden şu konunun üzerini tekrar hatırlatmak istiyorum:

ABD NATO Parlamento Başkanları Zirvesinden dönen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Türkiye’yi F-35 ortaklığından çıkaran, üstelik parasını yıllar önce peşin verdiğimiz bu savaş uçaklarının teslimatını yapmadığı gibi onların yerine eski model F-16’ları bile bize satmayan ABD için kullandığı şu sitemli sözler, köleleşme ve dışarıdan güdülme zihniyetini açığa vurmaktaydı: 

“Biz ülke olarak en az Müttefiklerimizin yararları kadar, kendi Milli Çıkarlarımızı da düşünmek durumundayız!..” (9 Temmuz 2024)

Yani, asıl önceliğimiz NATO ve AB gibi müttefiklerimizin talimatlarıdır… Bu arada Türkiye’nin ihtiyaçlarını da düşünmemiz lazımdı!? İşte bu kiralık işbirlikçi kafasıydı…

Peki Milli Çözüm dışında bu acı ve alçaltıcı gerçekleri niye duyan ve gündeme taşıyan çıkmamıştı… Cumhur Hükümeti de Muhalefeti de aynı oranda sağır mıydı?

İşte bu gerçeği üstün bir hidayet ve ferasetle farkedip dirayetle kaleme almak herkesin harcı değildi. Çünkü bu hidayet feraset ve dirayetle gereğini yerine getirme gayreti çabası ve olayları doğru okuyup sorumluluklarını kuşanan şuan sadece MİLLİ ÇÖZÜM EHLİ ve Üstad Ahmet AKGÜL HOCAMIZ da bulunmaktaydı… İyi ki varsınız… Bu yüzden diyoruz ki ve Erbakan Hocamızın hatırlattıklarını tekrar hatırlatıyoruz ki:

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Yıllardır “IMF’den borç almıyoruz, biz IMF’ ye borç veriyoruz. Nereden nereye…” diye hava atanlar, JP Morgan Chase gibi yapılanmalar bir de müstemleke valisi atamışlardı. Şimdi Mehmet Şimşek asıl bağlı olduğu odakların toplantı ve talimatlarını yerine getirmekteydi. Milli Çözüm Mehmet Şimşek’in getiriliş amacını ta o zaman yazmıştı. Onun için Milli Çözüm okurları bu tür haberler çıkınca çok da şaşırmamışlardı. Numan Kurtulmuş’un ayarını ta yıllar önce ortaya koyan Milli Çözüm hidayet, feraset, dirayet üzerinde Erbakan Hocamızın çizgisinde mutlak zafere doğru yürümekteydi. Tabi Rockefeller ve Rothschild gibi çatı yapılanmanın içerisinde gizli yapıda Koç-Kıraç grubunun olduğu da sırıtmaktaydı.
Düşün bir ülkenin işbirlikçi siyasetçisi onlardan, Siyonist Eliti onlardan…
Anadoluda bir söz vardı ” Hırsız evden olursa, öküz bacadan çıkar”dı. Şimdi ev sahibi Erbakan Hocamıza düşmanlıklarının sebebi de ortadaydı.
Son söz: “Bu böyle gitmez!”

Siyonist Yahudiler, dev bir gizli örgüt yapılanması ile Gizli Dünya Devletini oluşturmuş bulunmaktadırlar.
Dünya ile ilgili kararlar tek bir Siyonist merkezden alınmaktadır. Alınan şeytani kararlar bütün alt noktalara sunulmakta ve dünya bu kararların istikametinde yol almaktadır. İşte bunlar Siyonist odaklardır.
Üçgenin tepe noktasında CFR (Council on Foreign Relations: Dış İlişkiler Konseyi), alttaki sağ köşede Bilderberg Grubu (Bilderberg Group), sol alt köşede Üçlü Komisyon (Trilateral Commission) vardır.
Siyonistler, hegemonyalarını beş tür tekelle sağlamaktadır. 1- Finansal akımları denetleyen tekeller. 2- Doğal kaynakları denetleyen tekeller. 3- Teknoloji tekelleri. 4- Kitle iletişim ve medya tekelleri. 5- Kitle imha silahları tekelleri olmaktadır.
Siyonizm’in temel felsefesi; bugün için var olan tüm tüketim sistemlerini, enerjiyi ve üretimi kendi kontrolünde tutmak, sınırsız bir egoizmle kendi sınıfları içindeki Siyonist Yahudileri ve onlara destek sağlayan işbirlikçi hainleri zenginleştirme pahasına, dünyanın geri kalanlarının aç kalması çabasıdır.
JP Morgan Chase gibi Siyonist Yahudi sermayesinin kurduğu küresel bir tefeci ağı ve özel sömürü sermayesi ile Türkiye gibi bütün ülkeleri “Faizli borçlandırma yoluyla kendi tuzağına alıp kontrol altında tutmaya” çalışmaktadırlar.

Gizlilik, Siyonizm’in politik sistemlerinin, siyasi yapılarının ve çok uluslu şirketlerin kurmuş olduğu gizli topluluklardan dolayıdır. Bazı ülkelerde istihbarat örgütleri, sivil örgütler, düşünce kuruluşları ve üniversitelerdeki bazı yapılarla kendini gösteren Derin Devletler, hem kendi ülkesini hem de dünyayı kontrol etmeye, yönetmeye çalışmaktadırlar.
Gizli ve kirli oluşumların ve küresel sömürü çarkının kendileri tarafından tezgâhlandığını özellikle saklamak da Siyonist Yahudilerin şeytani planlarının bir parçasıdır.

Kendilerini gizlemeyi başaran bu Yahudi elitlerin, farklı ülkelerdeki işbirlikçi yöneticileri, şahsi makam ve çıkarları uğruna halklarını ezip Siyonizm’e köle yaptıkları halde, gafil ve cahil kalabalıklar “Stockholm Sendromu”na kapıldıklarından, bunları hâlâ kutsayıp bir nevi tapınmaktadır.
Köleleşme ve dışarıdan güdülme zihniyetinde olan işbirlikçi hain iktidarın asıl önceliği NATO ve AB gibi Siyonist müttefiklerinin talimatlarıdır.

Siyonistlerin yönettiği bir dünyada demokrasi;  Siyonist merkezlerin talimatıyla çalışan ve işbirlikçi hainleri iktidara taşımak için kullandıkları bir tuzak ve tezgâhtır.

Ali Babacan gibi Bilderbergçi birisinin partisi de katılarak, Abdullah Gül Başkanlığında Saadet Partisi’ni ve Milli Görüş düşüncesini tarihe karıştırma hesapları yapılmaktaydı.
Milli Çözüm dışında bu acı ve alçaltıcı gerçekleri duyan ve gündeme taşıyan kimse çıkmamıştır.

Siyonist toplantıların hemen hepsinde “Erbakan’dan nasıl kurtulacakları” tartışılmıştır!
Bu Şeytan Şebekesini ve bu zulüm ve sömürü sistemini Milli Çözüm zihniyeti çökertmiş olacaktır!

Mazlum kanı bulaşmış hiçbir fikir; şu dünyada ebediyen pâyidar olmayacaktır.
Unutma; her kaçanın önü, gün gelir uçurum olur; korkaklıkla asla kaza­nılmaz onur.

Kimse parasının ve silahının çokluğuna güvenerek gazâ meydanına çık­masın. Kimse de imkânlarının azlığından korkup, gazâ meydanından kaçmasın.
Gazâ meydanlarında imkân ve silah er-geç tükenir; gazâların mukad­deratı imkân ve silahla değil, şecâat ve iman ile belirlenir.
İşte Filistin’de tüm şeytani merkezleri arkasına alan Kuduz İsrail’i dize getiren HAMAS’ın sırrı bu imanda gizlidir!

Son düzenleme 11 ay önce Necati AKGÜL

ABD’de dahil olmak üzere dünya ülkelerinin politik, ekonomik, askeri ve stratejik
şekillendirme mekanizmalarının uluslararası dev şirketlerin elinde bulunduğunu, bu şirketlerin
örgütü olan CFR’nin dünya ülkelerini içine alacak bir “Dünya Devleti”ni inşa etmektek için gayret etmektedir.

Ayrıca;NATO Türkiye’yi korumak için değil Türkiye’yi elinde tutmak için birlikteliğini sürdürmektedir.
Türkiye’ye gelince bile bile lades demekte ve NATO’nun şerrinden korunmak için birlikteliğini şimdilik sürdürmektedir

Hatırlayınız; İnönü yönetimindeki Türkiye, ABD’den Marshall yardımları alarak yerli uçak üretimini durdurmuştu.

BM’nin nasıl kimlerin emrinde çalıştığı kimlere hizmet ettiği, Irak,  Suriye, Libya ve Yemen’in yerle yeksan edilerek çıkarılan kaos ortamında İsrail’e zemin hazırlamak İsrail’in etrafını zayıflatmak, İsrail’i emniyete almak için milyonlarca insanı gözlerini kırpmadan hemde “DEMOKRASİ getiriyoruz” diyerek yok atom bombası var, yok füzeleri var yalanları ile perişan edip kaosa sürüklediler.
Bütün bunların tek amacı var;
SİYONİST TEK DÜNYA DEVLETİ’ni kurmak!
Bu niyetlerini gerçekleştirmek uğruna hiçbir şeyi yapmaktan çekinmiyorlar.
Bunlar “gücü hak sebebi”sayıyorlar! Erbakan Hocamıza karşı olmalarının sebebi, Ülkemizin korunaklı hale gelmesini ve Lider Ülke olmasını stemedikleri için -28 Şubat vb. Olayları çıkardılar.Erbakan zihniyetindeki bir -Türkiye bunun önündeki en büyük engellerdendi.
İşte Erbakan Hocamız a ihanet ederek Siyonizmin güdümüne girenler, yapılan bu zulme ortak oldular.

  • Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.
  •  
  • Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.) İbrahim 46-47

Hayır, aksine; doğrusu Biz Hakkı Bâtılın tepesine fırlatırız, O da onun beynini parçalayarak mahvedip bitirir. (Ardından) Bir de bakarsın ki, o (bâtıl ve barbar rejimler, zalimler ve işbirlikçiler yıkılıp) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı; “sözünde durmaz, süper güçlerle başa çıkamaz” gibi zanlardan ve) nitelendirdiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! [Not: Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan bâtıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.]enbiya 18

……Allah’(ın va’adine, nusretine ve rahmetine) kavuşacaklarına iman ve itimatları (ve Rablerine hüsnüzanları tam ve sağlam) olanlar ise dediler ki: “Allah’ın izniyle, nice az (ama itaatkâr ve sebatkâr) topluluk, çok daha kalabalık (ve güçlü sanılan) topluluklara galip gelmiştir. (Çünkü) Allah sabreden (mü’minlerle) beraberdir.”Bakara 249

Mazlum kanı bulaşmış hiçbir fikir; şu dünyada ebediyen pâyidar olmayacaktır.

Akıllı bir baş, doğru fikri, fikren çökertemeyen bozuk fikre, şiddetle payanda vurmayacaktır.

Tokların kahkahasını, açların âhından daha çok duyan iktidarlar ayakta duramayacaktır.

Yakında çıkacak İlahi bir fırtına, tacı başta, başı taht üzerinde bırakmayacaktır.

Kimse parasının ve silahının çokluğuna güvenerek gazâ meydanına çık­masın. Kimse de imkânlarının azlığından korkup, gazâ meydanından kaçmasın. Gazâ meydanlarında imkân ve silah er-geç tükenir; gazâların mukad­deratı imkân ve silahla değil, şecâat ve iman ile belirlenir. İşte Filistin’de tüm şeytani merkezleri arkasına alan Kuduz İsrail’i dize getiren HAMAS’ın sırrı bu imanda gizlidir!

Enfal 49
(Dış Güçler ve Şeytani Merkezlerle irtibat kurup imkân ve iktidara kavuşan) Münafıklar ve kalbinde maraz olanlar (Hakk davada ve hayır yolunda sabit ve sağlam kalan mü’minlere): “Bunları dinleri (ve Allah’ın va’adine olan hayali güvenleri) aldatıp şımartmıştır (ve bu yüzden büyük güçlere ve zalim yönetimlere kafa tutmaya başlamışlardır)” diyorlardı. Oysa kim Allah’a tevekkül (ve teslimiyet) gösterirse, şüphesiz (onu zafere ulaştıracaktır, çünkü) Allah Üstün ve Güçlü olandır, Hüküm ve Hikmet sahibi (mutlak hükümrandır).

Tarih,coğrafya ve gelişmeler göstermektedir ki;1000 yıl boyunca insanlığa rehberlik yapmış, YERYÜZÜNÜN MERKEZ ÜLKESİ OLAN TÜRKİYE’nin tutumu-duruşu;başta İslam Alemi olmak üzere tüm insanlığın geleceğinin şekillenmesinde çok büyük bir etkiye sahiptir!..Sağlam ,şuurlu gerçek anlamda MİLLİ bir yönetim işbaşında olduğunda insanlığın huzur,refah ve barışına öncülük edilmiş-yön verilmiştir!..Ancak taklitçi ve işbirlikçi yönetimlerle iş çığırından çıkmış,zulum ve haksızlıklar yayılmıştır!..

Örneğin Türkiye ERBAKAN Hocanın hükümetlerinde olduğu gibi “Gerçek Anlamda Milli” bir hükümete sahip olsaydı; 9 aydır GAZZE ‘de yaşanan felaketlerin hiçbiri yaşanmazdı!..Bunun en büyük ispatı Erbakan Hocamızın Koalisyon şartlarındaki hükümet ortaklıklarındaki asaletli,şuurlu,insanî…,yani MİLLİ DURUŞU ‘dur!..Milli Çözümün de defaatle vurguladığı gibi 1996-97 Haziran tarihleri arasında işbaşında bulunan Erbakan Hocanın başbakanlığındaki Refahyol Hükümeti döneminde; Filistin topraklarında bir tek masumum burnunun kanatılmasına bile izin verilmemiştir!..(Türk askerimiz 20 Şubat Bakanlar kurulu Kararıyla ta El Halil Kentine gönderilerek zulmun önü alınmıştır) Demek ki sağlam durulursa yapılabilirmiş!..Öbür yandan bu onurlu duruş sayesinde Kafkaslar Bölgesinde -ÇEÇENİSTAN-Orta Avrupada BOSNA-HERSEK,KOSOVA da akan kanlarda durdurulmuş, zulme müsade edilmemiştir!

 Tüm bunların yanında ekonomi -toplumun refahı..vb alanlarda da çok kısa sürede,hiç bir acı reçete uygulanmadan tamamen tatlı yöntemlerle tarihte görülmemiş bir başarı yakalanmış…Aınan enkaz kısa sürede kaldırılmıştır!..Tüm iç ve dış tehdit,şantaj ve engellemelere rağmen bunlar başarılmıştır!..
Demekki istenirse ve gereği yerine getirilirse yapılabilirmiş!..

Şimdilerde,tıpkı öncesinde müstafi ekonomi bakanı Berat Albayrağın farklı isimlerdeki şebekelerle yapmak istediği gibi; JP Morgan gibi küresel çetelere ülke ekonomisini- dolaysıyla yönetimini-teslim etme gayretleri!..Ve diğer YÖNETİM FACİALARI’na rağmen toplumdaki edilgen manzara; “Din İstismarcılığı”nın bir afyon misali toplumu nasıl uyuşturduğunun çok acı bir göstergesidir!..

Özetle;sorunları çözmek,topluma çıkış yolları açma mevkiinde olanların…Bırakınız bunları çözmeyi,bizzat sorunların sebepleri,buhranın nedenleri oldukları görülmektedir!..Bu beylerin uçurumdan aşağı ittikleri ÜLKE GEMİMİZ ancak ÇOK ACİL, ETKİN ve BİLGECE MÜDAHALELERLE sahil-i selamete çıkabilir!..

Aziz ERBAKAN Hocamızın sıklıkla vurguladıkları:”Doğru tedavi için öncelikle doğru teşhisin yapılması”esası,bugün en şuurlu ve isabetli bir şekilde Milli Çözüm tarafından uygulanmaktadır!..Pekçok makalede olduğu gibi bu makalemizde de etraflıca analiz edilmeye çalışılan dünya genelindeki sorunların  gerçek sebep ve sahipleri olan karanlık-küresel şeytani merkezlere projektör tutulmuştur!..Bu senaristlerin sinsi oyunlarını;hırs ve çıkarları uğrunda oynamaktan çekinmeyen yerli figüranların işbirlikçilikleri bir kez daha,en kör adamın bile görebileceği netlikte deşifre edilmiştir!..

Ülke,bölge ve dünya genelindeki sorunlara köklü ,etkin ve kalıcı çözümler bulma!..Bunları bilgi,basiret,dirayet ve cesaretle uygulama konusunda Milli Çözümün varlığı insanlık için çok büyük bir şanstır!..

TEK KİŞİLİK ORDU!

Erbakan Hocamız;
Şeytanın saltanatının en güçlü olduğu dönemde, Siyonistlerin 5700 yıllık plan ve hazırlıklarıyla tek başına mücadele etti.
Siyonistlerin ve işbirlikçilerinin içeriden ve dışarıdan bütün saldırılarına göğüs gerdi ve şeytanın avaneleri ile bütün cephelerde savaştı!
Siyonistlerin dünya hakimiyetine son verecek, İsrail çıbanını haritadan silecek, Emperyalistleri hizaya sokacak ve işbirlikçileri kahredecek bütün hazırlıkları tamamladı!
“Erbakan’ın ölmesi yetmez! Üzerine beton dökmek lazım!” diyererek bütün gücünü kullanan Siyonistler şeytani hedeflerine ulaşamayacaklar Allah’ın izniyle!
Çünkü; Erbakan Hocamızın yenildiğini zanneden gafiller! Hocamızın finale getirdiği davasının sancağını zafer burcuna dikecek ve zalimleri kahredecek tek bir sadık yetiştirmesi lazımdı, onu da yetiştirdi zaten!

Enfal 44
Karşı karşıya geldiğinizde, Allah, ‘olacağı olan (takdir buyrulan) işi gerçekleştirmek’ için, onları (düşmanları) gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. (Böylece siz onları güçlü görüp ürkmüyor, onlar ise sizi zayıf görüp tedbirsiz davranıyordu.) Ve (bütün) işler Allah’a döndürülmektedir. (Herkesin ve her şeyin hesabı O’nun huzurunda görülecektir.)

“Allah bazen zalimlerin ve hainlerin gözlerine perde çeker. Kıtmiri deli gömleği giymiş gösterir. (üzerine üç boy büyük gecelik giymiş bir deli mi dünyayı kurtacakmış?) derler.
Sonra da zalim ve hainlerin dünyada ki azabı artsın diye, kıtmirin eliyle Hakkı Hakim kılar!”

“Bulutlar dağılınca, Erbakan mührünü göreceksiniz!” Üstad AHMET AK-GÜL!

Zaferin kimin eliyle geldiğini gördüğünüzde ise kahrınızdan gebereceksiniz!

Mehmet Şimşek Haim Nahum Doktrini’nin Uygulayıcısı mıydı?

“Yerel halkı ikna etmeliyiz” diyerek, bağlı olduğu küresel merkeze brifing veren Mehmet Şimşek hangi tahribatlarla görevli kılınmıştı?

− Türkiye’yi “Küresel Kutuplu Tek Dünya Devleti’ne” hazırlamak.

− Yüksek enflasyonla halkı daha da fakirleştirip etkisiz bırakmak.

− Yeşil dönüşüm kapsamında üretim, tarım ve hayvancılığı bitirip Türkiye’yi dışa bağımlı kılmak.

− Türkiye’yi dış finans lobilerine daha fazla borçlandırmak.

− Halkı, bankalara borçlu ve bağımlı halde tutmak.

− Nakitsiz toplumu inşa etmek ve sosyal kredi (vatandaşlık puanı) tam kölelik sistemini kurmak.

− “Karbon ayak izi sömürü sisteminin” temellerini atmak.

− Türkiye’yi kendi vatandaşına yaşanmaz, ama yabancılara cazip konuma taşımak. Demografik yapıyı değiştirecek finansal adımları hızlandırmak.

− Çiftçiyi tarlalarından el çektirip, endüstriyel tarım adı altında, tarımsal faaliyetleri küresel şirketlerin emrine sunmak.

− Et fiyatlarını yükselterek et tüketimini azaltmak, sonrasında hayvancılığı bitirip yapay (sahte) ete pazar oluşturmak.

− Küçük ve orta ölçekli işletmeleri, yüksek maliyetler karşısında iş göremez hale getirip kepenk kapattırmak.

− Büyük ölçekli fabrikalara, yurt dışından ucuz işçi getirerek kendi vatandaşını işsiz ve aç bırakmak.

− “Kentsel dönüşüm ve rezerv alan” adı altında, kendi vatandaşının malına el koymak ve yabancı yatırımcılara (işgalcilere) yeni yatırım alanları açmak.

− Tüm finans sistemini, TEK DÜNYA DEVLETİ’nin (Siyonizm’in) kontrolüne sokmak.

− İklim değişikliği bahanesi ile yeni vergi alanları açıp, milleti daha fazla sömürüp susturmak. Evet Erdoğan iktidarı, Erbakan Hocamızın sıklıkla vurguladığı; Siyonist Haim Nahum’un Türkiye’yi batırma programını uygulamaktaydı.

Ancak, bir kez daha uyarıyoruz; Siyonizm merkezli “Küresel Tek Dünya Devleti” fanteziniz asla amacına ulaşamayacaktır.

Yaptığınız anlaşmaların ve kirli planların Anayasa’ya aykırı olduğunu bildiğiniz için “Yeni Anayasa” çığırtkanlığı yaparak anayasayı değiştirmek suretiyle bu suçların üstünü örteceğini zannedenler de yanılmaktadır. Çünkü Anayasa’yı değiştirmeyi başaramayacaksınız. Bu suçların üstünü örtmeye çalışsanız da tutturamayacaksınız!



Çünkü, sizin bir planınız varsa, Allah’ın da bir planı vardır!..

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/yaklasan-3-dunya-savasi-ve-erdogan-iktidarinin-agiz-dalasi/

Yıllar önce meclisten bir küçük kitap getirmişti Kamalak hoca gizli dünya devletiydi ismi cevat rıfat atılhan1958’de çevirmiş yani neladar önceden planlar yapılmış düşünün21 maddelik yahudi protokollerini vs anlatıyordu mesela bir maddede halkı demokrasiye özendirin demokrasi seçimdir seçim ise paradır istediğimiz kişileri seçtirir istediklerimizi yaptırırız diyordu başka bir maddede siysetçileri kirli kişilerden seçin temizse kirletin kirletemiyorsanız itibarsızlaştırın diyorduErban hocaya yaptıklarını hatırlarsak bugünkilerin22 yıldır nasıl kaldıklarıda nasıl zengin olduklarıda israilin etrafındaki islam ülkelerinin ve bşknlarının nasıl israilin lehine boşaltıldığınıda anlarız İSLAM ÜLKELERİ BİRLİĞİ İSLAM NATOSU İSLAM EKONOMİK İŞBİRLİĞİNİN KURULMAMASI İÇİN SİYONİZM TÜM TEŞKİLATI KURMUŞ BİZİ BİZE KIRDIRARARK EMELLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR

Demokrasi Palavrası ve Dünya Halklarını Uyuşturma Politikası!

Önce, ülkemizde ve pek çok yerde yapılan seçimlerin perde arkasını anlamaya çalışalım. Bizler ülke halkı olarak her şeyin demokratik çerçeve içerisinde yapıldığını sanıyoruz. “Seçimler yapılıyor, oy atıyoruz ve en fazla oyu alan taraf hükümete geliyor” diye inanıyoruz. Oysa bu, işin görünen tarafıdır. Fakat gerçekler bizim gördüğümüzden tamamen farklıdır.

Çünkü demokrasi, bu Siyonist merkezlerin talimatıyla çalışan bir üst kademeye taşınmış durumdadır. Artık ülke içi demokrasi de ülkeler arası demokrasi de sadece bir tuzak ve tezgâhtır.

Artık bir ülkede kimin Başbakan olacağı, kimin yüksek makamlara atanacağı, hangi ülkenin ekonomisinin zayıflayacağı, hangi ülkenin ekonomisinin rahatlayacağı, hangi ülkeye savaş açılıp yönetim değişikliği yapılacağı, hangi ülkede terörizmin azdırılacağı… Bu ve benzer hiçbir olay kendi başına yaşanmamaktadır. Dünya ile ilgili bu kararlar tek bir noktadan alınmaktadır. Bütün alt noktalara sunulmakta ve dünya bu kararların istikametinde yol almaktadır. İşte bunlar Siyonist odaklardır.

Örneğin; “Türkiye’de iktidar, din istismarcısı kesimden olacak” diye karar alınmaktadır. Kiralık medyası, yazar ve yorumcuları bu yönde beyinleri yıkamaktadır. Ama halkımız hâlâ “Biz seçtik!” sanmaktadır.

“Bu iş sadece bizim ülkemizde böyle” olmamaktadır. “Neredeyse” dünyanın her ülkesi bu Siyonist çarkın kıskacındadır. Böyle bir düzeneğe sözde komutanlık eden Amerika’da bile durum aynıdır. Amerikan halkının bunak Biden’a mı yoksa manyak Trump’a mı oy vermek zorunda bırakılması ve bunun demokrasi=halkın hür iradesi sanılması, bir Siyonist tezgâh harikasıdır!

Gelinen süreç gösteriyor ki; başta Türkiye ve İslam alemi olmak üzere bütün mazlumları daha nasıl sömürürüz,ifsat ederiz diye toplanan bu şer odaklarının son toplantıları olacak inşaallah…

Milli Görüş Milli Çözüm’e inan ve bu amaçta çalışan bir avuç sadık, samimi topluluk önderliğinde kurulacak olan Adil Düzen çok yakın Allah’ın izniyle…

Tüm Dünyayı gizli ve açık kanser urları gibi sarmış Siyonizmin başından kıçına kadar deşifre eden.. Tüm kirli ve çetrefilli irtibat ve organizasyonlarını en ince ayrıntısına kadar çözüp tüm plan ve programlarını ifşa eden ve tedavilerini sunan, ve bu şebekenin hiç beklemediği anlamadığı çözemediği bir şekilde yok edecek olan Bu süper beyinle Muhteşem iman ve azimle nasıl başedeceksiniz!?

Şimdi ey vatandaş! Yangın; yangından kaçılarak söndürülebilir mi hiç?

Kötülerden korkarak, hayat onurla sürdürülebilir mi hiç?

Haksızlıklara susarak, haklı hakkını koruyabilir mi hiç?

Evladır ölüm; çünkü, böyle yaşamaya yaşamak denir mi hiç?

 

Unutma; her kaçanın önü, gün gelir uçurum olur; korkaklıkla asla kaza­nılmaz onur.

 

Güçsüz iman kişinin kendi gözünde, güçlü kılar güçsüz düşmanını.

Yenmek istersen düşmanını, önce sen kendinde güçlendir imanını.

İmansızsa eğer, bol paralı ve silahlı da olsa, güçlüdür sanma düşmanını,

Az imkânlı çok iman, bil ki kul eyler sana, bol imkânlı düşmanını.

 

Kimse parasının ve silahının çokluğuna güvenerek gazâ meydanına çık­masın. Kimse de imkânlarının azlığından korkup, gazâ meydanından kaçmasın. Gazâ meydanlarında imkân ve silah er-geç tükenir; gazâların mukad­deratı imkân ve silahla değil, şecâat ve iman ile belirlenir. İşte Filistin’de tüm şeytani merkezleri arkasına alan Kuduz İsrail’i dize getiren HAMAS’ın sırrı bu imanda gizlidir!

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/turkiyeyi-siyonist-jp-morganlar-mi-yoksa-islamist-rt-erdoganlar-mi-yonetiyorlardi/

Türkiyeyi maalesef bu Akp+Mhp Cumhur ittifakı hariç dış iç bağlantılar yönetiyor. Türkiyeyi para baronları yönetiyor. Türkiyeyi beşli çete yönetiyor. Türkiyeyi Siyonizmin ve masonluğun kolları yönetiyor. Türkiyeyi mafya ve çeteler yönetiyor. Türkiyeyi milli yerli yapılar hariç ihanet şebekeleri yönetiyor.

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
24
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...