YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
664a877fcfbd9
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 7 0 0
Bugün : 3615
Dün : 21806
Bu ay : 410858
Geçen ay : 737322
Toplam : 23927144
IP'niz : 18.224.184.149

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

10 MUHARREM SOHBETİ

ESSELAMÜ ALEYKÜM

      

Tüm kardeşlerimizin 10 Muharrem’ini tebrik ediyor ve dualarla başlıyorum. Özellikle, teşrif buyuran Ehl-i Beyt âşıkı, muhabbet ve uhuvvet sadıkı ASUM Dede’nin ve diğer Alevi canların mübarek Muharrem etkinlik ve taziyelerini paylaşıyorum. Ayrıca davetli olarak katılan diğer saygıdeğer konuklarımıza da selam ve saygılarımı sunuyorum. Bu arada, Konya Milli Çözüm Ekibi olarak çok hayırlı hizmetlere vesile olan başta Necmettin Musa ve tüm kardeşlerimi tebrik ediyor ve hasretle kucaklıyorum.

Ehl-i Beyt’i sevmek ve sahiplenmek imanımızın icabıdır:

“(Ey Nebim:) De ki; ‘Ben buna (İslam’a çağrıma) karşılık yakın akrabalık bağımız olan Ehl-i Beyt’ime sevgi ve destek dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum’” (Şurâ: 23)

Meveddet; mesuliyet ve gayret içeren muhabbettir. Sorumlu ve onurlu bir insan, hanımını ve evlatlarını sevip sahiplendiği gibi Ehl-i Beyt’e de saygı duymalıdır. Hz. Peygamberimiz (SAV) Veda Hutbesi’nde:

“Size iki şey bırakıyorum. Onlara yapışırsanız kurtuluşa ulaşırsınız; 1- Kur’an-ı Kerim 2- Ehl-i Beyt’im” buyurmuşlardır. Bu Hak Din, Ehl-i Beyt’in ve sadık sahabelerin üstün gayret ve dirayetiyle bize kadar ulaşmıştır.

Bazı hain ve münafık tipler, Hz. Peygamber Efendimizden alamadıkları intikamı Kerbela’da Onun Ehl-i Beyt’inden almışlar; Hz. Hüseyin Efendimizle beraber ailesinden ve sevenlerinden 72 mübarek cana kıymışlardır. Hz. Hüseyin Efendimizin mübarek oğlu muhterem İmam Zeynel Abidin hasta olduğu için sarılıp saklanmış ve Peygamber Efendimizin nurlu soyu onunla tekrar çoğalmıştır.

Ve bugün, dünyanın her yanı bir Kerbela’dır. İnşaallah ancak Adil Düzen ve Milli Çözüm inkılabıyla masum, mağdur ve mazlum insanlar, yeniden huzura ve onura kavuşacaklardır!

Peki, 10 Muharrem’de neler olmuştu? Bugünü bu kadar özel kılan sebepler nelerdi?

10 Muharrem (Aşure) günü, içerisinde büyük tecellilerin yaşandığı bir gündür:

Hz. Adem Aleyhisselam’ın tevbesi, bugünde kabul edilmiştir. Demek ki bugün “tevbe-istiğfar” günüdür.

10 Muharrem; Hz. Nuh Aleyhisselam’ın tufandan kurtulup, gemisinin selâmete erdiği gündür. Demek ki bugün Hz. Nuh Aleyhisselam’ın 950 sene süren çilelerle dolu tebliğ hayatındaki sabır ve sebatını tefekkür ederek, kendi hizmet ve gayretlerimizi gözümüzde büyütmeme günüdür.

10 Muharrem; Hz. İbrahim Aleyhisselam’ın, Nemrut’un ateşine atılıp Cenab-ı Hakkın lütfuyla kurtarıldığı gündür. Demek ki bugün Hakka dostluk yolunda karşılaştığımız İlahi imtihanlardaki halimizi muhasebe etme, samimiyet ve seviyemizi yükseltme günüdür.

10 Muharrem; Hz. Musa Aleyhisselam’ın, Firavun’un zulmünden… Ve yine, Hz. Yusuf Aleyhisselam’ın zindan hapsinden kurtulduğu gündür. Demek ki bugün, “büyük saadetlerin, büyük çilelerden sonra geldiğini idrak etme” ve Milli Çözüm’ün kıymetini bilme günüdür.

10 Muharrem; Hz. Eyyub Aleyhisselam’ın hastalık ve iptilâlardan kurtulduğu gündür. Demek ki bugün, İlahi imtihan tecellileri karşısındaki sabır, rıza ve şükür hâlimizi gözden geçirme, itiraz, usanç ve sızlanmalarımızdan tevbe etme günüdür.

Ayrıca bugün, İslam tarihinin gördüğü en acı felaketlerden biri olan, Aleyhisselatü Vesselam Efendimizin Aziz torunları ve gözünün nurları olan Hz. Hüseyin (RA) Efendimizin şehit edildiği gündür. Diğer bir ifadeyle İslam’ın bağrına fitne hançerinin vurulduğu bir gündür.

Bu noktada sorulabilir; Rabbimiz birçok Peygamberi, içerisinde bulundukları sıkıntılardan kurtarıverirken, onları selamete ve feraha kavuştururken, Hz. Hüseyin’i niçin kurtarmamış ve Aleyhisselatü Vesselam Efendimizin severken; “Cennet reyhanım, gül goncalarım!” buyurdukları ve koklamalara kıyamadıkları torununun ve torununun bütün ailesinin ve sevenlerinin hep birlikte şehit edilmesine müsaade etmiştir? Maalesef ki bizler saatlerce düşününce aklımıza gelen tek kurtuluş, hayatta kalmak oluyor, öyle değil mi? Peki Hz. Hüseyin’in, ailesinin ve tüm sevenlerinin hep birlikte cennete koşmaları, hayatlarını ve mallarını Allah’a bağışlamaları ve tabi Aleyhisselatü Vesselam Efendimize kavuşmaları… Yetmez, Rablerinin rızasına ulaşıp Cennetlerin Efendileri ve Hanımefendileri olmaları… Yani sonsuz ve kusursuz birer sultan makamına konmaları, hayatta kalmalarından daha büyük bir kurtuluş ve zafer sayılmaz mıydı? O halde asıl kurtuluş; Rabbinin, senin için dilediği en hayırlı sonda saklıdır! Evet Hz. Hüseyin ve şehit yoldaşları cennetlerin Fatihi olmuşlardır!

Yezit için şeytani başarı ise; Aleyhisselatü Vesselam Efendimizin mübarek soylarını kurutmak niyeti ile şehit ettiği tüm Ehl-i Beyt’ten kurtulmaktı, hepsini şehit edip ortadan kaldırmaktı. Böylece Hz. Peygamberin torunlarını ve Kur’an’ı savunan kahramanları saf dışı bırakacaktı. Fakat tüm Ehl-i Beyt’i kendi deyimi ile kırıp geçirirken, o boğuşma ve kargaşada Ehl-i Beyt’ten, Hz. Hüseyin’in torunlarından bir tanesini Rabbimiz Hz.leri, kızgın kumlarda emekleyerek uzaklaşmasına yol ve yön verip hayatta bırakmıştı. Ve Efendimizin mübarek soyu ve Ehl-i Beyt yolu ondan çoğalıp yayılmıştı. Yezit yanılmış, yenilmiş; hem Aleyhisselatü Vesselam Efendimizin soylarını kurutamamış, hem de ebedi cehennem nârıyla damgalanmış, aslında kendine zulmedip lanete uğramıştı. Bunun yanında Ehl-i Beyt’ten minik Muhammed çöllerde emekleyerek yol almış, bir bedevi onu bulmuş, evlat olarak büyütmüş ve saklamıştı. Böylece Efendimizin o mübarek torunları, Rabbinin dilemesi ile kurtulmuş ve nurani evlatları dünyayı kaplamıştı.

O halde, bugün bizler kendimiz için de en güzel, en kıymetli kurtuluşlarımızı isteyip hazırlanalım. Allah’ın tüm sevdikleri ile cennete girip Cemal izleyecek güzel sonlar için çabalayalım ve bugün bunu dua olarak isteyip arzulayalım! Hz. Hüseyin Efendimiz gibi, haksızlıklar ve Dini yozlaştırmalar karşısında susulmayacağını, gerekirse tatlı canların Allah yolunda kurban kılınacağını ispatlayalım!

Bugün ibadetimizi, Din ve Hak Davanın hâkimiyeti için gayretlerimizi arttıralım. Bütün bunları hem tüm geçmişlerimiz hem kendimiz için yapalım. Bugün daha çok sadakalar verip, tasaddukta bulunalım. Etrafımızdaki maddi-manevi ihtiyaçlı hissettiğimiz kişilerin ellerinden tutup rahatlatalım…

      

Alevi-Sünni Kardeşlerime Muharrem Mesajı:

        

ASUM DEDE’YE, KERBELA AĞITI

        

Kerbela’ya vardı, o kutlu kervan

Pusu kurmuşlardı, Yezit ve Mervan

Lanet okunacak, durdukça devran

Bağiyler Nur Hüseyn, yolunu bağlar

Her andıkça hâlâ, özüm kan ağlar…

      

Peygamber öpmeye, kıyamamıştı

Secdedeyken yere, koyamamıştı

Hak gören göz ondan, kayamamıştı

Şimdi acısıyla, ciğerin dağlar

Hâlâ her andıkça, gözüm kan ağlar…

        

İntikam aldılar, Yüce Nebi’den

Dine kin kustular, billah harbiden

Siz ne istediniz, masum sabiden

Bu derin acıya, dayanmaz dağlar

Her andıkça hâlâ, gönül kan ağlar…

        

Tam yetmiş iki can, şehit oldular

Gafil sanır onlar, meyyit oldular

Hepsi cennetlere, seyyit oldular

Fatıma cennette, karalar bağlar

Hâlâ her andıkça, yürek kan ağlar…

        

Tek Zeynel Abidin, kurtuldu hasta

Bütün nuraniler, melekler yasta

Bir ucu Afgan’da, bir ucu Fas’ta

Cümle Müslümanlar, ah edip çağlar

Her andıkça hâlâ, gözüm kan ağlar…

      

Cennet güllerine, kıydı zalimler

Ay Güneş karardı, diyor âlimler

Mevlâ’ya yönelir, kalbi salimler

Hainler Yezid’e, her imkân sağlar

Hâlâ her andıkça, özüm kan ağlar…

      

Gelin ha dostlarım, Hakkı tutalım

Haram yemektense, taş kum yutalım

Kerbela facia, nasl unutalım

Vicdanlar kaynıyor, gözyaşı çağlar

Her andıkça hâlâ, gönlüm kan ağlar…

      

Birlik dirlik yoksa, gelir her bela

Bak dünya perişan, her yer Kerbela

Adil Düzen’siz herkes, zulme müptela

Ya Hakk!.. Ya Hû!.. çek ki; yeşersin bağlar

Hâlâ her andıkça, özüm kan ağlar…

        

Bizleri cennette, buluştur Ya Rab

Bu dünya fanidir, hayali serap

Ölümle yıkılır, saraylar harap

Zehre döner haksız, bal ile yağlar

Kerbela andıkça, yürek kan ağlar…

        

Hasan Hüseynime, gülmeyen dünya

Ali Fatıma’ya, kalmayan dünya

Muhammed’e vefa, kılmayan dünya

Bize mi kalacak, beyler ağalar

Her andıkça hâlâ, gönlüm kan ağlar…

      

Ahmet Akgül
Milli Çözüm Dergisi

  

 

 

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Ali MERT

Ali MERT

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx