Demokratik bir ülkede acaba seçimler niçin yapılır? Niçin bir parlamento oluşturulur, niçin o parlamento kendi içinden bir hükümet çıkartır? Hatta bir hükümet çıkartmayı niçin belirli kurallara ve sayısal üstünlüğe bağlar?
Sayın Başbakan, meslek liselerine yönelik haksızlığı ortadan kaldırmayışlarını savunurken topu millete atıyor; “Toplum bize yeterli desteği vermedi” diyor. Hatta bir adım daha ileri giderek çocuklarını meslek liselerine gönderen ailelerin meseleye sahip çıkmadığını iddia ediyor.
Bu öncelikle insafsız bir suçlama. O suçladığı aileler Sayın Erdoğan‘ı hala bir ümit olarak gördükleri için sakin bir vakarla çözüm bekliyorlar. AKP‘liler gerek İmam Hatipler konusunda, gerekse başörtüsü konusunda tabana “Aman sesinizi çıkarmayın. Bu işi biz çözeceğiz” diye az baskı yapmadılar. Şimdi onların sözüne itimat edip bekleyen aileleri suçlamak, “Çocuklarının meselesine sahip çıkmadılar” demek insafla bağdaşmaz.
Üstelik bu bakışın bir başka problemi daha var. Bu bakış kitleleri kendi işlerini kendileri görme eğilimine sürükler. O zaman ne iktidarın, ne parlamentonun gerekliliği kalmaz. Böyle bir şeyi düşünmek bile mümkün değildir. Suçladıkları kitleler onları Meclis‘e süs için değil, bu problemlerin üstesinden gelsinler diye gönderdi.
Peki AKP bu problemlerin üstesinden gelebilir mi? Hayır gelemez. Çünkü Başbakan, “Bunları halletmek bir bedel ödemeyi gerektirir. Bizse bedel ödemek istemiyoruz” diyor.
Bu yaklaşım son derece ciddi problemler içeren bir yaklaşımdır. Biz bunun tersini biliyoruz. Zamanın Başbakan Yardımcısı “Siyasi hayatıma mal olsa bile ben bu yasayı çıkartacağım” demişti. Ve onlar çıkarttıkları yasaların bedelini siyaset sahnesinden silinerek ödediler.
Demokrasilerde mihraklar, odaklar değil, millet esastır. Şimdi Başbakan‘ın söylediği bedel millete ödenmeyeceğine göre kime, ya da kimlere ödenecek?
Bu kim sorusuna verilebilecek cevap yeni bir soruyu daha getirir önümüze:
Parlamentoyu millet seçmiyor mu? Kendisini seçenlerden bir başka merciye bedel ödeyip ödememeyi hesap eden bir iktidarla Türkiye nereye kadar gidebilir?[1]
[1] Milli Gazete / 07 07 2004 / Başyazı.
CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Makaleden de anlaşılacağı üzere ilk fitneyi şeytan'ın ırkçı bir düşünceyle başlattığı görülmektedir. Bu düşünce bugün…
Milli Çözüm, Milli sorumluluk ve vicdan ehli herkese sesleniyordu! "İran’a saldıran İsrail, aynı uyduruk bahane…
AHİR ZAMANDA MEHDİYET VE MESİHİYET HAREKETİNİN KUTLU ŞAHSİYETLERİNE DE DOLAYISIYLA ALLAH C.C.'NÜN DE ŞANINA ;…
MEHDİ-MESİH ÇOKTAN BULUŞTU!.. Kendini çok güçlü, sanan gafiller Aciz kıvranıyor, süper mahfiller İnançsız ahlâksız,…
SEVGİLİ MEHMET SEZAİ AYDINGÖZ, Ümit; Cenab-ı Hakkın sonsuz kudretine, kullarına va’adine ve Hz. Resulüllah’ın müjde…
Bazen bir cümle çok şey anlatır; Bel'am bile ihtiyaç bırakmayan izansız,vicdansızlar !!!
İnsan kılığında, nice Şeytanlar Özgürlük savunur, bak şarlatanlar Kendi kalesine, hep şut atanlar Ey Şeytan…
Asıl Hedef Türkiye dir İsrail in asıl hedefi Türkiye dir. Bunun için BOP uygulanmaktadır. Irak,…
SONUN GELDİ İSRAİL Dünyanın vampiri, zulüm ocağı Piyonların amiri, şeytanın karargâhı Domuz postlu, hayvandan da…
Eğerki bir işi yapmak istemiyorsan Olaylara keramet uydurmak kolay,Bahane bulmak çok kolayda,hiçmi yaşadığın dönemdeki tarihten…