‘Büyükanıt'tı, "Şimdi Daha Büyük Anıt" oldu!'
Devletin zirvesi, Şemdinli İddianamesi'nde adı geçen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a sahip çıktı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, "Şimdi daha büyük anıt oldu" derken, Cumhurbaşkanı Sezer de "Son gelişmeleri olağan görmüyorum" diye konuştu. Acaba oyun tuttu mu?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Şemdinli İddianamesi'nde adı geçen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a tam destek verdi. "Yaşar Paşa arkadaşımdır. Taa Harbiye'den beri arkadaşız" diyen Özkök, "Adı üstünde Büyükanıt'tı, şimdi daha büyük anıt oldu" diyerek tavrını ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de "Son gelişmeleri olağan görüyor musunuz?" sorusuna "Hayır görmüyorum. Olağan gelişmeler değil" diye yanıtladı. Sezer, "Alışalım mı bunlara?" sorusuna ise "Hayır alışmayalım" cevabını verdi.
Gayr-i milli ve gayr-i meşru AKP Hükümeti'ni, AKP'yi ve eş genel başkanları ile Büyükanıt Paşa'ya oynanan oyunu detay vererek analiz ediyoruz…
•1. AKP'yi kurduranlar, TSK'yı tam kontrol altına almak ve RTE'den bir Saddam, Türkiye'den ise bir Irak üretmek istemektedir ve bu sebeple içerideki uzantılarını kullanarak "Şemdinli ihanet provokasyonu"nu gerçekleştirmişlerdir.
•2. "RTE'den Saddam, Türkiye'den de yeni bir Irak üretmek isteyen küresel baronlar" için en uygun Genelkurmay Başkanı'nın Yaşar Büyükanıt olacağı tespit edilmiştir.
•3. Büyükanıt dezenforme, manüple ve provoke edilerek oyunun içine çekilmiştir.
•4. RTE, parti içinde kurmaylarına öncelikle Büyükanıt, sonra da Işık Koşaner veya Fevzi Türkeri Genelkurmay Başkan'ı olursa, başörtüsü yasağının kalkacağını, Türkiye'de "ılımlı İslam"ın hakim olduğu bir rejimin kurulacağını, belki de halifeliğin BOP kapsamında hayata geçirileceğini, ABD, İsrail ve İngiliz'lerden oluşan küresel baronlar ağına dahil Neo-Con'lar ile bu konuda mutabakat sağlandığını ve BOP'ta hilafet, ılımlı İslam'ın tesisi ve başörtüsü yasağının kaldırılması karşılığında yer almayı taahhüt ettiğini anlatır. (AKP kulisleri ve RTE'nin danışmanlarının kulisleri bu konu ile meşgul). Hatta RTE, "ABD, İngiltere ve İsrail bu operasyon için (TSK'yı AKP'nin bir birimi haline getirme operasyonu) tüm askerleri ikna edebilecekleri garantisi verdiler" demiştir.
(RTE'ye, bu bilgilerin partisinin ve danışmanlarının kulislerinden derlendiğini bir kez daha hatırlatalım.)
RTE devam eder, "Şimdi Büyükanıt'ı Genelkurmay Başkanı yapacağız, artık TSK elimizde!" der ve yabancı senaristlerin eline tutuşturduğu stratejiyi açıklar:
- a. Güneydoğu'da bir provokasyon olacak. Bu olay Büyükanıt'ı ön plana çıkaracak. Bu hadisedeki askerler, Büyükanıt tarafından kollanacak. Paşa askeri her hal ve şart altında savunan kimliği ile TSK'dan büyük destek sağlayacak.
- b. Daha sonra Büyükanıt'ı bölücüler ve yabancıların güdümündeki İslamcı örgütler suçlayacak ve hedef alacak. TSK, millet ve devlet, Büyükanıt Paşa'nın arkasında toplanacak.
•c. AKP'nin "Büyükanıt Paşa'yı istemediği" ortaya konulacak. Şemdinli Olayı'nı soruşturan Savcıya dezenforme edilecek. Savcıya dezenforme işi Çiçek ile bölge milletvekillerine ve Şemdinli Komisyonu'ndaki milletvekillerine ait olacak.
Savcı, dezenforme edildiği için iddianamede Büyükanıt'ı, TSK'yı ve bazı paşaları hedef alacak. Burada Büyükanıt'ı tanıyan Mehmet Ali Altındağ'ın ifadesi kullanılacak.
•d. "Bölücülerin, radikal İslamcıların ve AKP'nin istemediği paşa; Büyükanıt!?" portresi oluşturulacak ve bizim adamımız (yani AKP'nin adamı) Genelkurmay Başkanı olacak.
Bu arada ortaya bir soru atılır:
Radikal İslamcıları ve Fethullahçılar'ı kim dezenforme edecek?
•e. (Bu sorunun cevabı) ABD, İngiltere ve İsrail kontrol ettikleri örgüt, tarikat ve cemaat aracılığı ile "Büyükanıt karşıtı bir dalga" oluşturacak. Bu dalgaya karşı liberaller, milliyetçiler, askerler, Masonlar, Atatürkçüler, medya ve her yerde Büyükanıt'ı destekleyecek ve Büyükanıt Genelkurmay Başkan'ı olacak.
•f. Planın başarısız olma olasılığına karşı RTE Meclis Grupları'nda TSK'yı arkalayan açıklamalar yaparken, bazı milletvekilleri ve bazı bakanlar Büyükanıt'a karşı duruş sergileyerek TSK'yı etkilemeye çalışacaklar…
•5. Plan başarılı olursa, Büyükanıt, Koşaner veya Türkeri'den biri Genelkurmay Başkanı olacak. Zaten AKP'nin isteği de buydu. Rüyası ve planı tutacak…
•6. Plan başarılı olmazsa, TSK zaten önemli ölçüde kontrol altında bulunuyor. Kontrol dışındaki kesim de İsrail, İngiliz ve ABD tarafından yola getirilmesi zor olmayacak.
•7. TSK'da birçok operasyonda OYAK'ın başındaki Coşkun Ulusoy'u ve Masonlar'ı kullanıyoruz. Coşkun Ulusoy, Fransa'nın etkili olduğu localardaki Masonlar ve OYAK'ın imkânları ile birçok paşayı ve komutanı AKP çizgisine getirdi. Planda bir sorun çıkarsa, OYAK'tan Coşkun Ulusoy devreye sokulacak.
•8. Medya ayarlanmış durumda. Büyükanıt savunulacak ve desteklenip öne çıkarılacak.
•9. Cumhurbaşkanlığı'nda Kemal Nehrozoğlu görevini başarıyla yürütüyor. Cumhurbaşkanı'nı bloke etmek ve yönlendirmek onun görevi. Fiilen Cumhurbaşkanı Kemal Nehrozoğlu olduğu için Çankaya'dan sorun çıkmayacak.
•10. Bu operasyonun sonunda AKP en az 20 yıl daha iktidar olur. Bu iktidar, tasfiye edeceğimiz rejimden daha diktatör olacak. Çünkü süreci destekleyenler ilk muhaliflerimiz olacak. Liberallerden, milliyetçilerden, Atatürkçüler'den ve (Milli Çözüm gibi) İslamcılar'dan bu sinsi oyunu fark edenler, radikal muhalefet yapacaklardır. Bu muhalefeti silindir gibi ezmek üzere özgürlükler askıya alınacak.
•11. Türkiye bu süreçte "federal devlet" olacak, BOP yeni Osmanlı Projesi'ni gerçekleştirecek. Ancak bu projede Türkler olmayacak, TSK'da da Türkler tasfiye edilecek. TSK, çeşitli milletlerden gelen lejyonerlerden oluşacak.
Maalesef yukarıda detaylarını verdiğimiz toplantı, ABD ve Türkiye'de yapıldı. Bu konuda devletin elinde yeterli bilgi mevcut! "RTE'nin Bush'a para vererek randevu alabildiği iddia edilen ABD Ziyareti'nden sonra hangi paşalar ABD'ye gitti?" sorusunun cevabı, "RTE'nin yaptığı toplantı"nın detayları ile örtüşüyor.
Ayrıca detayların RTE'nin yaptığı toplantı ile aynen örtüşmesi; "gayr-i milli ve gayr-i meşru AKP'nin arka planındaki yabancı senarist"i de ortaya çıkarıyor!
AKP Kulisleri'nden derlediğimiz bilgilerle oluşturduğumuz bu bölümü, herkesin ibretle değerlendirmesini istiyoruz…!
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın İddianamesi'nin Doğurduğu Fırsatlar Değerlendirilmeli:
Gayr-i meşru ve gayr-i milli AKP Hükümeti dezenforme ederek kullanmak istediği Savcı üzerinden şiddetli bir darbe alacaktır. Ancak öncelikle Savcı Ferhat Sarıkaya'nın dezenforme edildiğinin çarpıcı göstergesi iddianamede ihmal edilen taraf: BÖLÜCÜLER
1- Gerçekten de Sarıkaya, iddianamede bölücülerin ve bölgede yuvalanmış, halkın etnik, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi taleplerini uyandıran, yönlendiren, provoke eden ve bölücülüğü ivme kazandıran yabancı servislerin himayesindeki ve yönlendirmesindeki kitleyi es geçmiş ve hatta kollamış ve "acı"nın şiddete sebep olamayacağını sanmıştır.
Ancak Savcı, "acı"nın şiddete sebep olamayacağı savını ileri sürerken taraflı davranmış ve aynı ibareyi bölücü şiddete başvuranları içererek kullanmamıştır.
2- İkinci olarak Savcı, TSK ve devletin içinde yuvalanmış yapılardan söz ederken, hiç bölgede konuşlanmış bölücülerden, terörden beslenen bölgesel oluşumlardan, terörü destekleyen ve organize eden yabancı devletlerin yargıda, medyada, bürokraside, politikada, ticarette, STK'larda, dini ve kültürel alanlarda uyumlu davranabileceği işbirlikçi gruplar oluşturduğu gerçeğinden söz etmemiş; bu önemli noktaları görmezden gelmiş ve bilerek atlamıştır.
3- Üçüncü olarak Savcı, güvenlik güçlerinin elinde bulunması gereken materyalleri suç unsuru sayarken, olayı linç haline getirenlerin eylemlerini dikkate almamıştır.
4- En önemlisi Savcı, Türk Milleti'ni ve devletini hedef alan yapılanmanın en önemli parçalarının AKP ve AKP Hükümeti içinde yer aldığını göstermiş oldu, yargının da içinde milleti, devleti, huzur ve sükûnu bozma hedefinde olan odakların da hareket halinde olduğunu böylece ortaya çıkarmıştır.
Yani gayr-i meşru ve gayr-i milli AKP Hükümeti'nin Emanuel Karasu ve heyeti gibi çalışarak devletin kurumlarına yerli işbirlikçiler yerleştirdiği Savcı sayesinde anlaşılmıştır.
Sonuç: Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, bu iddianamesi ile Türk Milleti'ne ve devletine tarihi bir fırsat hediye etmiş bulunmaktadır.
Şimdi devlete düşen iddianameyi Şemdinli ile sınırlı tutmayıp genişletmesi, devletin, toplumun güvenlik bürokrasisinin, siyasetin, yargının, medyanın, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, cemaatlerin, tarikatların, mezheplerin, eğitimin, sağlık kuruluşlarının ve istihbaratının içine yuvalanmış millet ve devleti hedef alan, yabancı devletlerle uyumlu çalışan, onların ajanı olan şebekeyi ortaya dökmesi ve mıntıka temizliği yapmasıdır.
Savcı'nın devlete ve millete verdiği önemli bir diğer fırsat da, toplumdaki ve idaredeki çürümüşlüğü bir kez daha not etmesi ve dikkatleri çekmiş olmasıdır.
Giderek anlık yaşayan ve bu sebeple sorunları kendi aleyhine değerlendiren bir düşünce ve davranış paralelliğini kurumsallaştıran ve çözülen toplum ile devletin mensuplarının olaylara yaklaşımı ve görev algılayışı; Savcı'nın iddianamesinde Van Gogh'un tablosu gibi durmaktadır.
Savcı'nın devletin savcısı olduğundan eminiz! Her ne kadar dezenformasyona, manipülasyona ve yönlendirmeye maruz kaldı ise de Savcı bu girişimiyle: gayr-i meşru ve gayr-i milli AKP'nin elinde: devletin, devletin bürokrasisinin, askerinin, yargı mesleğinin, milletvekilinin, medya ve mason sermayenin, entelektüelin ve malesef cemiyetin ne hale getirildiğini, Yunus Emre gibi, Fuzuli gibi çarpıcı bir biçimde anlatmıştır.
Savcı'nın iddianamesinin, yetkililere verdiği imkânlar ve fırsatlar devlet ve millet için Karun Hazinesi'nden, ABD'nin elindeki toplam Dolar emisyonundan fazladır, ancak değerlendirebilirsek.
İşte Tarihi Tesbitler ve Alınması Gereken Tedbirler:
Türkiye'de yaşadığımız son dönem sorunların temel sebebi; ABD, İngiliz ve İsrail ortak yapımı olan ve 28 Şubatla planlanan AKP İktidarıdır:
•1. 28 Şubat'ı kurgulayan sahte Atatürkçüler ve sahte İslamcılar, daha doğru ifade ile Türk Milleti'nin ve devletinin bekasını hedef alanlar; AKP türü bir iktidarı hedefleyen dış güçler ile işbirliği yapmışlar ve aşama aşama Türkiye'yi AKP İktidarı'na taşımışlardır!
•2. Bush'un rakibine kaybettiği seçimi kazandırılması ile 57. Hükümet'in (gaflet, dalalet ve hıyanet çetelerinin yuvalandığı yapılanma) ve Ömer İzgü namlı hain uşağının kotardığı erken seçim kararı arasındaki paralellik, sadece AKP'nin Siyonistler'le ve Neo-Conlar'la işbirliğini değil, Bahçeli'nin, Ömer İzgü'nün, Bülent Ecevit'in, Mesut Yılmaz'ın da işbirliğini, gafletini, dalaletini ve hıyanetini ortaya koymaktadır!
•3. Edelman'ın YSK'ya müdahalesi ile vücut bulan AKP Hükümeti'nin gayr-i meşruluğu ortadadır. Türkiye'de karmaşanın sona ermesi, bu gayr-i meşru hükümetin istifası ile mümkün olacaktır.
•4. YSK'ya Edelman'ı kabul eden, dönemin YSK Başkanı Tufan Algan ve heyeti; mutlaka yargılanmalıdır!
•5. AKP nasıl Neo-Con'ların Edelman destekli hükümetini temsil ederek, milletten ve TBMM'den kopmuş ise; milletvekilleri de aynen AKP'nin gayr-i meşruluğuna ilişkin şartlarına haiz olmaları sebebi ile "milli irade"yi temsilden kopmuşlardır! 2002 Genel Seçimleri ve sonuçları bu sebeple butlandır!
•6. ABD, İngiliz, İsrail ve masonların ortak yapımı gayr-i meşru ve gayr-i milli AKP Hükümeti; Türkiye'yi tıkamakta, Türk Milleti ile devletini ayrıştırmakta ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tasfiye edip Türk Milleti'ni de esirleştirip geleceğimizi karartmaktadır!
•7. AKP'nin eş genel başkanları ve eş başbakanları ile Neo-Con'ların Edelman destekli gayr-i meşru ve gayr-i milli işbirlikçi liderleri RTE, Abdullah Gül, Bülent Arınç, İ. Melih Gökçek, Cemil Çiçek, Kemal Unakıtan, Hilmi Güler, Binali Yıldırım, Hüseyin Çelik ve diğer bakanlar ile tüm AKP Milletvekilleri yargılanmalıdır!
•8. Gayr-i meşru ve gayr-i milli AKP Hükümeti'ne yol veren Anayasal sistemin yürütücüleri istifa etmeli ve yargılanarak aklanmayı bizzat istemelidirler! Bu kendileri için de bir şanstır.
•9. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; Türk Ekonomisi'ni, eğitim sistemini, Türk Bürokrasisi'ni, milli güvenliği, bağımsızlığı, güvenlik bürokrasisini ve sonuçta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni felç etmeye hazırlanan AKP Hükümeti'nin bu ihanetini gözler önüne serip cezasını vermek için derhal harekete geçmelidir ve derhal suç duyurusunda bulunmalıdır.
•10. Gayr-i meşru olduklarını artık öğrenen milletvekilleri Meclis'in fesih sürecini başlatmak için harekete geçmeli; AKP'liler partisinden ve milletvekilliğinden, CHP'liler ve diğer partili milletvekilleri de partilerinden ve milletvekilliğinden istifa ederek Türkiye'yi rahatlatmalıdırlar!
•11. Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği görevini Türk Milleti ve devletini temsilen değil, aynen AKP ve AKP Hükümeti gibi NATO, ABD, İngiliz ve İsrail çıkarlarına hizmet için yapan Kemal Nehrozoğlu da görevinden alınmalı ve yargılanmalıdır!
•12. Sayın Cumhurbaşkanı, görev sizindir! Anayasa'dan kaynaklanan yetkilerinizi kullanarak milleti ve devleti "Atatürk'e ve cumhuriyet Türkiyesi'ne yaraşır şekilde" yeniden ihya etmenin önlemlerini alınız!
Evet Sn. Büyükanıt Paşa! Açıkçası Emanuel Karasu'nun, Damat Ferit'in çizgisinde mi, yoksa Atatürk'ün, yani milletin ve devletin çizgisinde mi yürüyeceğinize siz karar vereceksiniz! "Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ndeki mesajları yeniden algılamış ve iman etmiş genç Büyükanıt" için kitleler arkanızda sel olur ama gayr-ı milli ve gayr-ı meşru AKP'nin planının bir parçası olursanız bu kez kitleleri arkanızda değil karşınızda göreceksiniz!.. Evet, paşam tercih sizin! Koltuk mu, onur mu; Kuvva-i İnzibatiye mi, milli kuvvetler mi? Ethem olmak mı, Atatürk olmak mı? Acaba, tarih yazmak mı, Yoksa talihli fırsatı yakalamak mı? |
Büyükanıt Paşa'nın Siyonist ABD Lobilerinin Resmi Olmayan Davetlerine Katılması Doğru mu?
Şemdinli iddianamesinde çetecilikle suçlanan Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıtın ay sonu Amerika'da yapılacak Türk-Amerikan Konseyi toplantılarına katılabileceği belirtildi. Türk ve Amerikalı diplomatik kaynaklara göre, Washington Org. Büyükanıt gibi güçlü biriyle bu toplantıları yapmak istiyor. Gül de toplantılar için Amerika'ya gidecek.
Şemdinli iddianamesinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde çete kurmakla suçlanan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Mart ayı sonunda Washington'da yapılacak Türk-Amerikan Konseyi (American-Turkish Council-ATC) toplantılarına asker adına katılabileceği belirtildi. Türk ve Amerikalı diplomatik kaynaklar Washington yönetiminin Orgeneral Büyükanıt gibi güçlü bir askeri yetkiliyle bu toplantıları yapmaktan memnun olacağına hatta bunu isteyeceğine dikkat çektiler. Diplomatik kaynaklara göre, görüşmelerde askeri de yakından ilgilendiren Irak, İran, terörle mücadele, Karadeniz'in statüsü gibi konular ele alınacak. Bu nedenle askerin toplantılara hangi düzeyde katılacağı önemli. Askeri kaynaklara göre, Genelkurmay karargâhında, bu yılki Türk-Amerikan Konseyi toplantılarının bölgesel gelişmeler nedeniyle önemli olduğu değerlendirilmesi yapıldı.
Kritik Önem
Türkiye ile Amerika arasında resmi olmayan görüşme düzlemlerinden biri olan Türk-Amerikan Konseyi, bu yılki toplantılarını Mart ayı sonunda Washington'da yapacak. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül başkanlığında bir heyet toplantılar nedeniyle Amerika'ya gidecek. Toplantılar, kritik bir dönemde yapılacak olması bakımından önemli.
ATC, Türkiye'yle ilgili her kritik dönemeçte gayrı resmi girişimler başlatmasıyla dikkat çeken bir kuruluş. ATC toplantıları, Türk Silahlı Kuvvetleri'yle Pentagon'un gayrıresmi toplantıları olarak niteleniyor. Türk Ordusu, Çevik Bir'in Genelkurmay İkinci Başkanlığı dönemi hariç, bu toplantılara en fazla Korgeneral seviyesinde temsilci gönderiyordu. Çevik Bir, İkinci Başkanlığı döneminde bu toplantılara bizzat katılmış, hatta ATC'den Türk-Amerikan ilişkilerine katkısı nedeniyle bir de ödül almıştı. Geçen yılki ATC toplantısına da dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ gitmişti.
Toplantılar gündeminde öncelikle Irak ve Iran konularının bulunduğu belirtiliyor. Amerikan yönetimi Irak'ın kuzeyindeki kukla yapının anayasal güvenceye alınması için Türkiye'nin destek vermesini istiyor. Nükleer programı nedeniyle İran'a olası bir müdahalede yine Amerika'nın Türkiye'den beklentileri var.
HAMAS ziyareti, ABD'nin Karadeniz'e ilişkin talepleri, ekonomik konular ve Kıbrıs'ta yeni süreç görüşme konuları arasında.
Dışişleri Bakanı Gül'ün New York'a geçerek BM Genel Sekreteri Annan'la da görüşmesi öngörülüyor. Görüşme konusu Annan'ın Kıbrıs'ta başlatmayı öngördüğü yeni görüşme süreci.
Son Dört Ayda İkinci
Orgeneral Büyükanıt, geçen yılın Aralık ayında ABD'li meslektaşının davetiyle bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirmişti. Bu ziyaret, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Başkanı'nın Ankara ziyaretiyle aynı zamana denk gelmesi ve İran'la ilgili gelişmeler nedeniyle tartışmalara neden olmuştu. Çeşitli çevreler, Org. Büyükanıt'a "ABD'den icazet almaya gitti" eleştirisini yöneltmişlerdi. Org. Yaşar Büyükanıt, bu suçlamalara, "Türk Silahlı Kuvvetleri kimseden icazet almaz" şeklinde karşılık vermişti.
Org. Büyükanıt, ABD'ye giderse, bu ülkeyi dört ay içinde ikinci kez ziyaret etmiş olacak. Genelkurmayı temsil edecek olan Kara Kuvvetleri Komutanı, "Geleceğin Genelkurmay Başkanı" olarak 30 Ağustos öncesinde ABD'de görüşmeler yapacak.
Kara Kuvvetleri Komutanı Resmi Olmayan Davete Gider mi?
Kara Kuvvetleri Komutanı'nın ABD veya başka bir ülkenin resmi daveti üzerine muhataplarıyla görüşmeler yapması, görev kapsamı içindedir ve ülke çıkarlarına da uygundur. Ancak bu düzeyde bir komutanın resmi olmayan davetlere katılması, Türkiye'yi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin konumunu güçlendirecek bir uygulama olarak değerlendirilemez.
Öte yandan bu ziyareti yerinde bulan bazı askeri çevreler, ABD'nin uzaktan etkilenemeyeceğini, yakınında durarak zararsız kılınabileceğini belirtiyorlar.[1]
Irak Batağına Doğru mu?
Geçtiğimiz perşembe ve cuma günü İstanbul Harp Akademileri Komutanlığı'nda Org. Aydoğan Babaoğlu'nun ev sahipliğinde 'Türkiye'nin çevresinde meydana gelen gelişmelerin Türkiye'nin güvenlik politikasına etkileri' konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumda, İran, Suriye, Kafkaslar, Hazar havzasının Türkiye'nin güvenliğine etkilerine dair konunun uzmanlarınca hazırlanan bildiriler sunuldu, Irak'ın yeniden yapılandırılma senaryoları ile BOP'un muhtemel açılımları tartışıldı. Hepsi birbirinden önemli mesajlarla yüklü analizlerdi bunlar, konuşmacılar arasında bulunan eski 1. Ordu Komutanı E.Orgeneral Çetin Doğan, iç savaşın eşiğine gelen ve mevcut bu kaotik durumun arasından bir Kürdistan devletinin çıkmasının an meselesi olduğu bilinen Irak konusunda 'Türkiye'nin acilen meydana çıkma zamanının geldiğine' inanıyor. Doğan, 'Türkiye'nin meydana çıkmasının da ABD'yi karşısına alarak değil, ABD ve de bölgedeki diğer ülkelerle de işbirliği içinde, denge koyucu tarzda, Kürtlerin aşırı isteklerini törpüleyecek şekilde hareket edilmesi gerektiğini' belirtti. Türkiye'yi Irak batağına çekme bahanesi mi?
Kosovalı işadamı Ali Şen ile konuştuklarımızın büyük bölümü yazılmamak kaydıylaydı, yazılabilir bölüme geçeyim hemen; Miloşeviç'in ölümünü, etnik temizlik gerekçesiyle bölgeye NATO müdahalesi ve referandumlar, parçalanan, içinden 5 devlet çıkaran eski Yugoslavya'yı konuştuk, Şen'in yorumunu altını çizerek not ediniz (ki yıllar önce de aynı ikazı bir dergi aracılığıyla yine yapmıştı); 'Kosova'da, Sırpların etnik temizliğine bölge halkının davetiyle müdahale eden NATO güçleri, Güneydoğu sorunu nedeniyle de bir gün Türkiye'ye, birilerince davet edilip-müdahale etmeye kalkabilir, bunu asla unutmayalım. Mesela, bu gerekçeyle Şırnak'ta konuşlanmış NATO ya da BM güçleriyle karşılaştığınızda ne yapacaksınız?
Kosova'da referandumu savunursanız, yarın birileri çıkıp -soralım bakalım Kürtlerinize, Türkiye sınırları içinde mi yaşamak istiyorlar yoksa malum güçlerin kurduracağı Kürdistan'da mı- derse, referandum isterse ne diyeceksininiz?'
Ali Şen'in bu analizi Güler Kömürcü'nün Sayın Yaşar Büyükanıt'ın çekilmek istendiği tartışma ortamında 'Hedef; etnik temizlik bahanesiyle referandum mu!' başlıklı yazısını bir daha okumamızı gerektiriyor.
[1] Özer Çetinkaya / Aydınlık

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Yahudi kucağında keramet satan O ırzı kırık, sahte; ermişe lanet! Hem parsel parsel elden; giderken…
Ve bekleyin göreceksiniz, Kur’an’ın İsrâ Suresi 4-7 ayetlerinde haber verildiği gibi, İslam coğrafyasının çıbanbaşı ve…
BUGÜN "HAMAS"SIZ KURULMAK İSTENEN BİR GAZZE VAR. O HAMAS VAR YA O HAMAS AZİZ ERBAKAN…
Atatürkçülük adına uydurulan Kemalizm sizi kurtarmaya yetecek mi? “Bugünün Türkiyesi’nde, AKP hükümeti ve yandaşlarının hemen…
Siyonist Merkezler, Türkiye için yeni bir izm arayışlarına başlamışlardı 40 sene önce diyebiliriz... Hatırlayınız Üstad…
A'raf 2 (Bu Kur’an öyle) Bir Kitap'tır ki Onunla (insanları) uyarman için ve mü'minlere bir…
Bil ilimsiz, irfansız; yol yok ümrana Ya Kur’an’a uyarız, ya da buhrana İslamsız bütün yollar,…
"...Kula kulluğu bozan, cumhuriyettir İslam’a uygun nizam, çün hürriyettir..." Ne güzel mısralar! İşte aydın olmak…
AHZAP SURESİ 67. AYETİ KERİME TAM DA BU KİMSELERDEN BAHSETMEKTE. LANET OLSUN KAFİR VE ZALİM…
İmam Gazali'nin Nasihatül Mülük (Hükümdarlık Ahlakı) adlı eserinde Yöneticilere yaptığı uyarılardan birisi de şöyledir: "Kalbinde…