YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6634cf538f62b
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 6 3
Bugün : 8314
Dün : 20782
Bu ay : 53697
Geçen ay : 737322
Toplam : 23569983
IP'niz : 13.58.60.192

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

Bir dostumuz, Elazığ'da ilk sayısı çıkan "Kent ve İnsan" diye dergi özentili bir bülten gönderdi.

AKP ve MHP'nin belediye başkan aday adaylarının reklamını yapan, sonra "Erbakan ve Milli Görüş, bir çok başbakan ve cumhurbaşkanı çıkarmıştır. Ama artık miadını doldurup tarihin mahzenine kaldırılmıştır. Şimdi Onun mirasını ve misyonunu AKP taşımaktadır" kanaatini yerleştirmek için rüşveti kelam cinsinden yazılan ve sos misali de rahmetli Ahmet Kabaklı ile ilgili ansiklopedik bilgiler sunan birkaç yazının aslında: "Ahmet Akgül, Ergenekon yapılanmasıyla anılmıştır" demeye kılıf olsun diye hazırlandığı sırıtıyordu.

 

Böylece Ahmet Akgül aleyhtarlığıyla bir yerlere yaranmak ve pirim yapmak hesabı seziliyordu.

Ve bu arada, Mason Localarının, marazlı medyanın, Fetullahçı yapılanmanın ve Milli Görüş'e sızmış bazı kart münafıkların ortak tertibiyle; 2 sene boyunca hazırlanan, medyaya sızdırılıp karalama kampanyası başlatılan ve Ergenekon'la irtibatlandırılmaya çalışılan "Milli Çözüm Operasyonunun", üç gün sonra kofluğu anlaşılıp serbest bırakılmamıza rağmen, bu bayat iddiaların hala sık sık ısıtılmasının ve servis yapılmasının ardında, herhalde çok daha derinlikli ve irinli çıban başları bulunuyordu.

Fetullahçıların yardım paralarını, AKP'lilerin Deniz Feneri bağışlarını çalıp çırptıkları gibi, yoksa İHH'cılar da fakir fukaranın hakkını bol keseden harcamaya mı başlıyordu?! Ahmet Hocadan nice iyilikler gören bazı nankörleri acaba kimler ve niçin kışkırtıyordu?

Suat Yıldız imzalı iki sayfalık bu yazı; bir sürü çelişkileri ve kuru itham ifadeleri içeriyordu:

Hemen 4. paragrafında: "Eğer farklı kesimlere mensup birtakım dostluklarınız varsa ve siz zaman zaman telefonla konuşmuş veya bir düğün-dernekte buluşmuşsanız, çetenin içinde siz de varsınız demektir" gibi dürüst ve gerçekçi bir tespit yapılmışken, hemen altındaki paragrafta Savcı Zekariya Öz'e övgüler diziliyordu.

Eğer, "ispat edilemeyen bir iddia kimseyi suçlu saymamıza yeterli değilse (ki öyle olması gerekir); o zaman: bu çocuklar, kahraman diye alkışladıkları savcıya: 1994 yılında Aydın Çine ilçesine tayini çıktığı, 1995'te Kıdemli Savcı Ayhan Uğur'a gidip "Adaleti Güçlendirme Vakfı" için toplanan külliyetleri paraları kendi aralarında paylaşma teklifi yaptığı, bunun üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikâyet edilip soruşturma geçirip Bitlis Mutki'ye sürgüne yollandığı" ithamlarını yöneltenlerin niçin tutuklandığını niye düşünmüyordu?  Fetullahçı ve yalancı medya Onun özgeçmişini hep Mutki'den başlatıyor ve Çine'deki 4 yılını acaba niye atlıyordu? Oysa bu tayin kararı 2 Temmuz 1998 tarih ve 23390 sayılı Resmi Gazetede bile yer alıyordu… Zaten Fetullahçıların, Amerika'daki Siyonist ağabeylerinden akıtılan karşılıksız dolarları aklamak üzere halktan topladıkları, deri, zekât ve hayır paralarını, il imamlarının ve birim sorumlularının kendi aralarında ganimet gibi bölüştüklerini herkes biliyordu. AKP'lilerin Deniz Feneri lağımı ise daha yeni deşiliyordu. "Elazizcilere göre AKP Milli Derin Devletin, yani doğal lider (Erbakan Hoca'nın) emrindeydi…

Ahmet Akgül ise tam tersi görüşteydi. O, AKP'nin, küresel siyonistlerin emir eri, BOP'un eşbaşkanı ve gönüllü fedaisi, İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayalinin işbirlikçisi.. vesaire vesaire" diyen genç kardeş, insaf yahu;

  • 28 Şubat tertibiyle Erbakan'ı saf dışı bırakıp Recep T. Erdoğan'ı iktidara taşıyan ve Milli Görüş'e "cesaret"le hıyanet etme madalyası takıldığı, bir görüş mü, yoksa gerçek mi?
  • Recep T. Erdoğan'ın BOP eşbaşkanlığı bizim iddia ve görüşümüz mü, yoksa kendi açıkladıkları resmi görev mi?
  • İsrail Başbakanının "Erdoğan'a minnettar ve müteşekkiriz. Her işimizi kolaylaştırıyor" demeci tekzip mi edildi?
  • Siyonist İsrail katillerini TBMM'de kim konuk edip, İran'a ve İslam'a hakaretlerini kim dinlemişti?

İkide bir: Ahmet Akgül'ün Ulusalcılara ve Ergenekon'a payandalık yaptığına inanmak istemiyoruz" gibi sözler yumurtlayarak, bizi Ergenekon'la ilişkilendirme gayretiniz ne denli insancıl ve İslamcıl bir yaklaşımdır?

Şimdi sizin hakkınızda olumsuz ve onursuz, suizan oluşturacak bir iddia ortaya atsak ve ardından "şöyle bir iddia ile suçlanmıştı" diyerek bunu sık sık gündeme taşısak; aslında bunun sizi karalamak ve töhmet altında bırakmak için yapıldığını düşünmeyecek misiniz? "İnanmak istemiyoruz" gibi jelatinli sözlerin bu zehirli isnatları yutturmak için söylendiğini fark etmeyecek misiniz?

Hem Ahmet Akgül'ün "uçuk ve ayakları yere basmayan fikirleri" nelermiş, niye bir iki örnek vermemişsiniz…

  • "Siyonist İsrail'in ve emperyalist ABD'nin çözülüp çökeceğini" belirtmesi mi?
  • Türkiye merkezli ve İslam endeksli bir barış ve bereket devriminin, hem de çok yakında gerçekleşeceğini söylemesi mi?

Birilerinin Kur'an'ın vadine ve Resulüllahın müjdesine aklı ve imanı yetmiyorsa, bunları "uçuk"luk sayması normaldir.

Ve yine iddia ettiğiniz gibi, evet satış rekorları kıran hiçbir kitabımızın farklı isimlerle aynı baskısı da yapılmış değildir. Sadece zamanla hacmi çok genişleyen ve farklı konuları içerdiği için ayrıştırılıp yeni oluşan kitaplara, elbette yeni isimler konulması gerekmiştir. Yoksa bir çoğu 2 cilt olan 33 kitabımızın son baskıları 800-1000 sayfaya ulaşmasına rağmen, çok zorunlu bir ihtiyaç duyulmadıkça aynı konunun bir iki kitap dışında aynen tekrarlandığı bile gösterilemeyecektir.

Kaldı ki bu kitaplarımızın büyük bir kısmı orijinaldir. Taklit, kopya ve alıntı değildir. Özel yorumlar ve yaklaşımlar içermektedir. Yeni çözümler ve projeler üretilmektedir. Örneğin 1200 sayfalık "Cumhuriyet Türkiye'sinde Nifak Hareketleri", "İslam davası ve Cihadın Manası",  "Din Devlet ve Demokrasi", "Erbakan devrimi", "Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya", "Mehdiyet Medeniyeti",  "Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız", "Milli Görüşün Marazlıları", "Kur'ani Kavramlar ve Yorumlar", "Yakın Tarihimizde Yüceler ve Cüceler", "Bizim Atatürk" gibi kitapların tamamına yakını öyle derleme-tekerleme değil, kendi tespit ve düşüncelerimizdir. Ve bunlar kendi alanında pek çok kitabın yazılmasına kaynaklık etmiştir. Elbette yeri geldikçe tenkit ve tebrik niyetiyle ve belgelendirmek mecburiyetiyle bazı kitaplarda kaynak gösterilerek alıntılara da yer verilmiştir. Ama bunlarda bile asıl ağırlık kendi görüşlerimizdir.

Bize göre derme-çatma, toplama ve çalma bilgilerle tembel ve kiralık bir beyinle ilim ve fikir adamı olmak mümkün değildir.

Özetle: Aslında duygu ve düşüncelerinizi toplumla paylaşmak cesaret ve gayretiniz için tebrik etmek isterdik… Ama böylesine peşin fikirli, birikimsiz ve art niyetli çıkışınız, herkesten önce kendinizi israf etmek ve ucuza harcamaktır. Umarız toparlanır ve sorumlu bir tavır takınırsınız.

Aslında bu kadar masrafa, bu kadar martavala gerek yoktu.

"Ahmet Akgül Siyonist İsrail'in, ABD'nin şeytaniyetlerini ve ülkemizdeki AKP'liler ve Fetullah Gülenciler gibi işbirlikçilerin hıyanetlerini deşifre ediyor, münafıkların çıbanlarını deşiyor. Biz Onun karşısında ve işbirlikçilerin yanındayız… Bu iyiliğimizi ödüllendirin!" demeniz yeterliydi. Bre zavallılar, Ergenekon çetesini ve tetikçilerini kullananlarla, Recep T. Erdoğan'a madalya takanlar ve Fetullah'a arka çıkanlar aynı merkezlerdi. Keşke bunu bilmeyecek kadar akıl fukarası olsaydınız, belki sorumlu tutulmazdınız.. Ama bile bile hinlik ve hainlik  peşindesiniz..

Bu yazınızı Hocamıza gösterip;

"Sinek bir şey değil amma, mide bulandırır!" dediğimizde:

"Hayır, sinek de bir şeydir ve elbette bir gaye ve hikmetle var edilmiştir. Yanlış olan, sinekten bal üretmesini beklemektir!." yanıtını verdi.

Aslında bunların bir dönem, geçici bir heves ve heyecanla Milli Görüş camiasında bulundukları anlaşılıyor… Ama sonunda gömleğini, haysiyetli kimliğini terk edip kıvıranlara; ancak yazık, çok ucuz ve uyuz takımına katılmışlar.

Ahmet Hocamız, bu yazıyla ilgili;

"En saçma sözleri ise, Recep T. Erdoğan'a düşmanlık iddiaları… Hayır, biz sadece şeytana ve Siyonist uşaklarına düşmanız.. Yoksa, öyle beşinci değil, elli beşinci sınıf piyonlarına sadece acırız.. Biz imani gayretimizi boşa harcamayız" demişti.

Bir arkadaşımız ne güzel söylemişti:

Şu Ahmet Hoca'nın yumruğu ne şeytanlar deviriyordu.. O Şaron'a, Bush'a vuruyordu, ama ta Elazığ'daki birileri yelleniyordu!.."

Evet çocuklar!

Bakınız, Ahmet Hoca'nın Fetullahçılar gibi, Recep Denizfenerisyonlar gibi: arkasında iktidarı yok, medyası yok, savcıları yargıçları yok, bankaları yok, fabrikaları yok, televizyonları yok, parti ve teşkilatları yok, sizin gibi zağarları yok, Amerika'sı yok, Avrupa'sı yok!..

Amma Hakkı savunuyor ve Hakkın yardımını ve halkın duasını alıyor!

İşte sizlerin bütün Tanrıları ve Tağutları, bizim Rabbımızla asla başa çıkamaz ve çıkamıyor! Ah bilseniz, sizleri ve Siyonist şeytanın hizmetçilerini ne çetin bir akıbet bekliyor!

İsterseniz İHH'nin marifetlerine (!) önümüzdeki sayıda devam edelim.

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Ramazan YÜCEL

Ramazan YÜCEL

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx