YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6630d23d8a759
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 5 6
Bugün : 10729
Dün : 29424
Bu ay : 724683
Geçen ay : 453014
Toplam : 23503647
IP'niz : 18.117.183.172

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

İran nükleer santrale yakıt doldurmaya başladı

Üretime bir adım kaldı

Rusya’nın İran’ın Buşehir kentinde inşa ettiği nükleer santralde ilk elektrik üretimi için yakıt dolumuna başlanmıştı. Moskova’nın zenginleştirilmiş uranyumu Ağustos ayında yakıt odasına getirmesinin ardından reaktör merkezine yüklemeler hızlanmıştı. İran’ın ilk nükleer santralinin 2011 başında elektrik üretebileceği açıklanmıştı.

AKP köşeye sıkışmıştı

1 Mart Tezkeresi’ne; “Müslüman Türkiye Müslümanlara silah çekmez” diye karşı çıkılmıştı. BM’nin İran’a yaptırım kararına çekimser kalması Erdoğan’ı Ortadoğu’da kahraman yapmıştı. Peki, şimdi Müslüman Türkiye, Müslüman İran’a doğru füzeleri nasıl doğrultacaktı? Bu tavrını Ortadoğu sokaklarına ve Müslüman halklara nasıl anlatacaktı?

NATO kapsamında caydırıcı/savunma amaçlı füze kalkanlarının Türkiye’ye yerleştirilmesi Türkiye’nin esir alınmasıdır. Teklifin sahibi ABD öncülüğünde NATO konuyu, 19-20 Kasım’da Lizbon’da yapılan ve ittifakın önümüzdeki 10 yıllık “savunma konsepti”nin kararlaştırılacağı zirvesine taşımıştır. Konseptin bu bölümü NATO’yu İran’ın olası nükleer saldırısından korumak için planlanmıştır. Bu konuda Türkiye tam anlamıyla köşeye sıkışmıştır:

Bu teklifi kabul ederse, Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu sokaklarındaki imajı kararacak, etmezse; NATO’ya ortak savunma taahhüdü vermiş Türkiye kuruluşun 10 yıllık konseptinden ayrı düşmüş olacaktır. Bu durum Türkiye’nin fiilen NATO’dan çıkması anlamını taşır. Ahmet Davutoğlu “Biz çevremizdeki hiçbir komşumuzdan bir tehdit algılaması içinde değiliz. NATO’ya dönük de bir tehdit algılaması veya tehdit oluşturduğu kanaatinde değiliz” dese de bu sızlanmayı kimse ciddiye almamıştır. Mesele Türkiye’nin kendi durumu ve çıkarları değil, NATO’ya yönelik tehdit algılamasını nasıl kavradığıdır. Üstelik Davutoğlu’nun görüşüne Suudi Arabistan, Mısır, Körfez ülkeleri gibi Ortadoğu ülkeleri de katılmamaktadır. Görünen o ki Recep Bey ve AKP’si, ABD ve Yahudi Lobilerine verdikleri gizli taahhütleri yerine getirmek zorundadır ve tabi kendi sonunu hazırlayacaktır.

ABD’nin İran operasyonuna son hazırlıkları ve Füze Kalkanı Projesinin amacı

ABD’nin füze kalkanı projesinin Türkiye’nin önüne getirilmesi, Türkiye’nin Asya ve İslam coğrafyasıyla arasına fesat sokma amacını taşımaktadır. Ama aynı zamanda yakın vadeli hedefleri de vardır. Proje, Yahudi Lobileri güdümlü AB’nin İran hedefleri açısından önem taşımaktadır.

Kuzey Irak’taki kukla yapının, devlet olabilmesi ve BOP içindeki misyonunu yerine getirebilmesi, ancak Türkiye’ye doğru genişlemesini gerçekleştirmesiyle mümkün olacaktır. Bu da Türkiye-İran-Suriye arasındaki mevcut mutabakatın bozulmasıyla sağlanacaktır.

Hükümetin referandum sonrasındaki Kürt açılımı atağı da, esas olarak bu doğrultudadır. Barzani ile görüşmeler de, Abdullah Öcalan ile görüşmeler de, Suriye ile görüşmeler de bu konuyla alakalıdır.

Füze kalkanının işte tam bu ortamda Türkiye’nin önüne getirilmesi enteresandır. Böylece Türkiye; İran, Çin ve Rusya ile düşman hale sokulacaktır.

İşbirlikçi AKP’nin Siyonist Lobilerine diyet borcu vardı!

Dünya Siyonist dergisi Kivunim’de, 1982’nin Şubat ayında sessiz sedasız bir makale yayınlanmıştı. Konu “1980’lerde İsrail İçin Strateji” başlığını taşımaktaydı.

Bu makalenin yazarı; Yahudi bir diplomat olan Oded Yinon, destekleyicisi ise Siyonist düşünce önderlerinden biri olan İsrael Shakak’tı.[1]

Makalede ele alınan temel strateji ile bugün Türkiye’de tanık olduğumuz  “Alevi-Sünni” ve “Türk-Kürt” kışkırtmalarının, demokrasi ve insan hakları adına yapılan “Kürtçülük” tartışmalarının temelindeki etnik-dini ayrıştırma stratejisi bire bir aynıydı.

Bu makalenin önsözü İsrael Shakak tarafından yazılmıştı. Bölge hakkındaki ana fikri açık, net ve kısaydı:

“Bu yazı, benim fikrime göre, şu anki Siyonist rejimin (Sharon ve Eitan’ın) Orta Doğu için doğru ve detaylı planını yansıtmaktadır, bu plan tüm bölgenin küçük eyaletlere/bölgelere bölünmesi ve mevcut tüm Arap bölgelerinin yok edilmesi amacına dayanır.”

Siyonist Shakak bu girişiyle aslında uygulaması istenen stratejinin temel özelliğini de ortaya koymakta; bölgeyi etnik köken, dini mezhep temelinde ayrıştırma niyetlerini açığa vurmaktaydı.

Oded Yınon, planının ilerleyen bölümlerinde ayrıntılara girerek, Irak’ın neden parçalanması gerektiğini de anlatmıştı:

“Bir taraftan petrol zengini olan, ancak diğer taraftan parçalanmış bir ülke olan Irak’ın, İsrail’in hedeflerine aday olması kaçınılmazdır. Bizim için Irak’ın parçalanması, Suriye’nin dağıtılmasından bile daha önemli sayılmaktadır. Çünkü Irak Suriye’den daha güçlü durumdadır.

Kısa vadede İsrail’in en büyük tehdidi şimdilik Irak’tır. Bir Irak-İran savaşı Irak’ı parçalayacak ve bize karşı geniş bir cephede çatışma fırsatı bırakmadan çökmesine sebep olacaktır. Araplar arasındaki her türlü çatışma kısa vadede bize yardımcı olacak, Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi önemli bir hedef olan Irak’ın parçalanması için yolu kısaltacaktır. Osmanlı döneminde Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da etnik/dini bazda bölgelere bölünme mümkündür ve faydalıdır. Üç büyük şehir etrafında üç (veya daha fazla) eyalet var olacaktır: Basra, Bağdat ve Musul ve güneydeki Şii bölgeler Sünni ve Kürt kuzeyden ayrılacaktır.

Mevcut İran-Irak çatışmasının kutuplaşmayı derinleştirmesi olasıdır.”

İsrail bu plan ile ortaya koyduğu “Beka Stratejisi ve varlığını sürdürme endişesi” içerisinde nükleer silahların yeri ilk plandadır ve bu silahlar İsrail’in en büyük korkusudur. Bu korku Oded Yınon’un satırlarına da yansımıştır;

“Nükleer ve konvansiyonel silahların gücü, miktarı, hassasiyetleri ve kaliteleri bir kaç yıl içinde dünyamızın çoğunu alt üst edebilecek güçtedir ve buna karşı durabilmek için İsrail olarak kendimizi konumlandırmamız gerekmektedir. Bu Batı dünyasının ve bizim varoluşumuza karşı ana tehdittir.”

İsrail’in korkulu rüyası!

Günümüzde İran’ın uranyum zenginleştirme çabaları, İsrail tarafından bir nükleer silah elde etme arayışı olarak algılanmakta ve İsrail bunu hayati tehdit olarak okumaktaydı. Bildiğimiz kadarıyla Ortadoğu’da nükleer silah sahibi tek ülke vardı, o da; İsrail olmaktaydı. Bu bölgede İran’ın da nükleer silah sahibi olma gayretleri İsrail’i korkutmaktaydı. Bu korkuyu yenebilmek için de İsrail, İran’ın bu yöndeki çalışmalarını ne pahasına olursa olsun, engelleme kararındaydı. Nükleer başlıklı füze taşıyan İsrail gemilerinin İran körfezine yakın bölgelere gönderilmesi, Akdeniz’de yüzlerce uçağın katıldığı İsrail tatbikatlarının gerçekleştirilmesi, hep bu çabanın sonuçlarıydı.

ABD’nin İran’a karşı “askeri seçenek her zaman masa üstündedir” açıklamasını da bu çerçeve içinde görmek ve İsrail’in korkuları temelinde değerlendirmek lazımdı.

ABD’nin bu açıklaması nettir ve İran’a şu mesajı vermektedir; “Nükleer silah yaparsan, seni vururum.” Neden? İsrail’in güvenliği ve emperyalizmin geleceği için, bu şarttı!

Bu bağlamda Yahudi düşünürler, Türkiye’nin etnik yapısını da araştırmaktan geri kalmamıştı.

İsrail planında Türkiye için yapılmış analizler yine etnik ve dinsel temelli hazırlıklardı. Bu Siyonist düşünürler Müslüman coğrafyadaki etnik farklılıkları, “en zayıf nokta” olarak görmüş ve planlarını da bu temele oturtmuşlardı. Bu görüş maalesef Irak için başarılıydı; ama Türkiye’de bu planın uygulanması, çok daha büyük tahribatlar yapacaktı. Evet, geçmişte benzeri kışkırtmalar yapılmış, şükür başarılı olamamıştı, ama şimdi durum çok farklıydı. Siyonist stratejistlerin ve Erdoğan siyasetinin, tüm gerçekler ortada iken, açılım adı altında ülkemizdeki etnik farklıkları gündeme taşınması bu çerçevede oldukça kuşku uyandırıcıydı. Peki, Erdoğan siyaseti bunu biliyor mudur? Elbette farkındaydı!.

Önce Yahudiler ne düşünmüş bizim için, birlikte okuyalım;

“Bu gün sadece Irak bölünmüş olsa da, diğer Müslüman devletler de benzer bir durumla karşı karşıyadırlar. İran nüfusunun yarısı Farsça konuşan bir gruptandır ve diğer yarısı da etnik olarak Türk bir gruptan oluşmaktadır. (Not: Burada Nurettin Veren’in, Fetullah Gülen’in kendisine: “İran’daki Azeri Türkleri kışkırtma görevi verdiğini” itiraf etmesi hatırlanmalıdır. M.Ç.)

Türkiye’nin nüfusu Türk-Sünni Müslüman bir çoğunluk (%50 civarı) ve iki büyük azınlıktan oluşmaktadır: 12 milyon Şii Alevi ve 6 milyon Sünni Kürt vardır. Afganistan’da 5 milyon Şii, nüfusun üçte birine yakındır. Sünni Pakistan’da 15 milyon Şii, devletin varlığı için tehdit sayılmaktadır. Fas’tan Hindistan’a ve Somali’den Türkiye’ye uzanan ulusal etnik azınlık resmi, istikrarın yokluğuna ve tüm bölgenin hızlı bir şekilde dejenere olmasına müsait bulunmaktadır. Bu tablo ekonomik tabloya eklendiğinde tüm bölgenin nasıl ciddi kışkırtmalara karşı koyamayacak kâğıttan bir kule şeklinde inşa edildiğini ortaya koymaktadır.”

Oded Yinon’un yazdığı, İsrael Shahak’ın sahip çıktığı, maalesef gözden kaçırılan ve ülkemiz gündemine hiç taşınmayan bu plan, İsrail’in yeni sınırlarını da çizmiş olmaktadır:

“Gelecekteki tüm politik durumlar ve askeri hücumlar; açıkça bilinmelidir ki, çözüm ancak İsrail’in Ürdün nehrine ve ötesine kadar olan bölgede var olması ve Arapların buna katlanması halinde sağlanacaktır. Bu içinde bulunduğumuz çağda ve içine yakında girecek olduğumuz nükleer çağda var olmak için ihtiyacımızdır. Artık Yahudi nüfusunun dörtte üçünün nükleer bir dönemde büyük bir tehlike yaratan ve yoğun bir şekilde yerleşilmiş olan kıyı şeridinde yaşaması imkânsızdır.”

Bu Şeytani amaç, Erdoğan’ın Ak siyasetinin görmezden geldiği bu kara plan, Büyük İsrail’i; dünya Yahudileri için tek kutsal hedef olarak sunmaktadır:

“Dünyada yaşanacak hızlı değişimler dünya Yahudiliğinde de değişikliklere sebep olacaktır ve bu durumda İsrail sadece son çare değil tek varoluş imkânı sağlayacaktır… Amerika Yahudilerinin ve Avrupa ve Latin Amerika’daki cemaatlerin, bugünkü halleri ile gelecekte var olacaklarını varsayamayız. “

Büyük İsrail planı!

Haçlı ya da Bizans emperyalizmin desteğini de alarak, “vaat edilmiş topraklar” da bir Yahudi devletinin kurulması fikri, geçmişi yüzyıllara dayanan bir proje konumundadır..

Bu fikir, İngiltere’nin, 1917 Balfour Deklarasyonuyla, Birinci Dünya savaşı sonunda Filistin’de bir Yahudi Devleti’nin kurulacağını açıklamasıyla hayata geçirilmiş bulunmaktadır.

Açıklamayı yapan İngiltere olmasına karşın, projeyi Amerika uygulamış ve 1948’de İsrail devletinin kurulmasıyla adımını Ortadoğu’ya atmıştır. İsrail ABD için önemlidir, çünkü bir yanda “Nil’den Fırat’a kutsal toprakları” ele geçirmeyi düşleyen bir İsrail emperyalizmin Ortadoğu bekçiliğini yapacaktır; öte yanda ise İran ve Irak’ı tarihsel bir öç için hedef seçmiş bir İsrail vardır.

Nedir bu öç?

MÖ. 500’lü yıllarda İsrail’in ilk devleti olan Yahuda’yı yıkan Babil bugünkü Irak’tır. Ardından Yahuda’yı vuran ise Persler’dir, yani bugünkü İran’dır. Günümüz Orta Doğu coğrafyasına baktığınızda, binlerce yıl önce Yahuda’yı vuranlar, şimdi, İsrail’in hedefindeki ülkelerin başındadır; Babil yıkılmıştır, Persler ise sıradadır. Bu nedenle İsrail, ABD’nin bölgedeki projelerinin asıl kaynağıdır. İran’ın hizaya sokulmasından sonra, son ve asıl hedef Türkiye olacaktır.

Ancak, İsrail kurulduğu günden bugüne bir türlü varlığını güvence altına alamamış ve olası savaşların beşiği olmaktan kurtulamamıştır. Buna karşın projede Bizans’ın (Haçlı Batının) çıkarlarını koruyacak bir İsrail’in yaşaması, büyümesi ve sağlam müttefikler bulması planlanmıştır.

Peki, bu nasıl yapılacaktı?

Enerji havzalarını ele geçirmeyi amaçlayan ABD, 1991 Körfez savaşıyla silahlı güçlerini Ortadoğu’ya taşıdı. 2002’de Afganistan’ı, 2003’te de Irak’ı işgal altına aldı.

ABD’nin projedeki hedeflerine ulaşabilmesi, yine de, o kadar kolay değildi; bir yanda bölgesel bir güç olan Türkiye, öte yanda İran ve peşi sıra nükleer güç sahibi olan Pakistan vardı. ABD’nin çıkarlarını koruyabilmesi için bu güçlerin zayıflatılması, parçalanması ve bu ülkelerin yerine ABD’nin sözünü dinleyecek küçük ve zayıf yönetimlerin iş başına gelmesi lazımdı ama bu iş nasıl başarılacaktı?

Üstelik olası nükleer gücü ve desteklediği radikal İslami guruplarıyla İsrail’e tehdit oluşturan bir İran meselesi vardı.

Bu Haçlı Orduları (NATO) nasıl bir strateji uygulamalıydı ki, hem İsrail varlığını güçlenerek korumalı, hem bölge ülkeleri parçalanıp İran tehdit olmaktan çıkmalıydı?

İşte bu aşamada İsrail, yani “Yahuda’nın Çocukları” devreye girdi ve Siyonist plan uygulamaya başlandı, ama işbirlikçi siyaset ve bürokrasi bu ihaneti halkımızdan sakladı.

Yahuda (İsrail) planı açıktır. Müslüman ülkeleri etnik ve dini farklılıklar temelinde ayrıştırıp parçalamaktır.

Peki, Recep T. Erdoğan’ın, AKP ve yandaşlarının yürüttüğü siyaset ne maksatlıdır?

Cevabı açık ve net; ülkemizi etnik ve dini temelde ayrıştırmaktır; bunun kılıfı ise demokratik açılımlardır![2]

Bütün bu itiraf ve ifadeler, Siyonist güçlerin ve işbirlikçi hainlerin ERBAKAN KORKULARININ VE MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN İKTİDAR OLMA KUŞKULARININ nedenini de açığa vurmaktadır. Çünkü Erbakan Hoca ve Milli Görüş Davası dışında:

  • Siyonist İsrail’in ve Yahudi güdümlü emperyalist ABD ve AB’nin, bölgemizdeki Şeytani planlarını ve Türkiye’mizi parçalama hesaplarını
  • Bu amaçlar doğrultusunda AKP hükümetini ve muhalefeti nasıl kurgulayıp kullandıklarını
  • Daha önceki Irak-İran savaşının, ardından Irak’ı işgal senaryolarının ve kukla Kürdistan’ın kurulmasının; şimdi de Füze Kalkanı Projesinin bizim topraklarımıza konuşlandırılıp muhtemel İran saldırısında Türkiye ile İran’ı kapıştırma planlarının
  • Açılım safsatalarıyla, ülkemizin birliğini ve milletimizin dirliğini bozma oyunlarının
  • Hem perde arkasını, hem taşeron piyonlarını çok iyi bilen;

Bu tahribatlara karşı gerekli tedbirleri ve yeterli projeleri gerçekleştiren ve uygulama cesaret ve dirayeti gösteren başka bir lider ve parti bulunmamaktadır.. 

Bu noktada, işbirlikçi piyonların akılları yatmasa ve kafaları basmasa da, Siyonist patronların ve Şeytani odakların asıl kuşkuları:

“Kutlu zuhur öncesi, bütün suçu ve sorumluluğu, davamızı temel esas ve amaçlarından koparmaya çalışanlara ait olan; iki aşamalı son bir tasfiye (saflaştırıp sağlamlaştırma) planıyla, parti içindeki malum ve marazlı ekip tarafından uzun zamandır özenle yetiştirilip, teşkilatın tepe noktalarına yerleştirilen 100 (yüz) kadar kişinin Numan’la birlikte ve tereyağından kıl çeker gibi ayrılıp gitmelerini sağlayarak ve bu yüzden kimilerini hüngür hüngür ağlatarak; arta kalanları ise sandık listesi benzeri alt alta yazıp harmanlayarak, hareketin bütün kontrolünü fiilen ele alan Erbakan, acaba Türkiye’deki ve bölge ülkelerindeki dengelerle nasıl oynayıp değiştirecek ve Siyonistlerin yıllar, hatta asırlar boyunca ve milyarlarca dolar masrafla hazırladıkları sinsi projeleri, nasıl kendi aleyhlerine çevirecekti?” sorularıydı!..

Yani “Melheme-i Kübra”, Rahmanilerle Şeytaniler arasındaki tarihi hesaplaşmanın; “Lahm-et” kökünden; “kasları kemiklerden ayıracak ve nice zalimlerin kırılmasına ve devre dışı bırakılmasına yol açacak” anlamındaki büyük savaşın (Haçlı Siyonist kaynaklara göre; ARMEGEDDON olayının) nasıl patlayacağı ve sonuçlanacağı, “Yahuda’nın çocuklarının” korkulu rüyasıydı!.



[1] Israel Shahak Kudüs’te bulunan Hebrew Üniversitesinde organik kimya profesörüdür ve İsrail insan hakları ve medeni haklar birliğinin yönetim kurulu başkanıdır. Shahak yazıları adında bir yazı yayınlanmıştır, bunlar İbrani basınından bazı makalelerin derlemesidir ve kendisi de birçok makale ve kitabın yazarıdır, bunlardan biri de Yahudi devletinde Yahudi olmayan isimli kitaptır. Son kitabı ise İsrail’in küresel rolü: Baskı için Silahlar’dır, AAUG tarafından 1982 yılında basılmıştır. Israel Shahak: (1933-2001)

[2] Bak: Erdal Sarızeybek / acikistihbarat.com / 25.10.2010

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

 

Araştırmacı-Yazar, Düşünür ve Siyaset Bilimci olarak tanınan Ahmet Akgül, Milli Görüş çizgisinde önemli bir fikir adamıdır. Olaylara insan eksenli ve İslam endeksli yaklaşmaktadır.

2004 Ocak ayında, arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’da aylık olarak yayınlanan “Milli Çözüm” Dergisini çıkarmaya başlamıştır.

Uzun süreli, ciddi ve çileli bir mücadele dönemi yaşamış ve bu duyarlı, tutarlı ve kararlı tavrını hiç bırakmamıştır. Bu yüzden pek çok sıkıntı ve saldırılara uğramış, defalarca mahkeme açılıp tutuklanmış ve hapis yatmıştır.

İnancımız ve ihtiyacımız olan evrensel hukuk kurallarının; bütün insanlığın ortak değeri ve hayat düzeni haline getirilmesi, “Demokrasi, Laiklik ve özgürlükler” gibi çağdaş kurum ve kavramların; ilmi ve insani temellere göre yeniden şekillenmesi… Ve Türkiye’nin yeni bir barış ve bereket medeniyetine öncülük etmesi konularında yoğunlaşmıştır.

Üstadımızın, başta “İnsanın Yozlaşması”, ardından “Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” ve yine “Barış ve Bereket Nizamı “İslam Davası” ve YozlaştırılanCihad Kavramı” gibi birçok kitapları İngilizceye çevrilip merkezi Londra’daki Cagaloglu Yayıncılık organizesiyle; Amazon ve Bornes&Noble (bn.com) gibi dünya genelinde dağıtım yapan yüzlerce online sitesinde ve dijital (e-kitap) sayesinde 120 kadar ülkede yayınlanıp okunmaktadır. Ayrıca Üstadımızın “Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı” başlıklı Meal-i Kerim yorumları İngilizce ve Rusça tercümeleri ile “Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” kitaplarının Rusça, Arapça, Çince, Japonca ve İspanyolca tercümeleri tamamlanıp basılmış olup; Almanca, Fransızca, Kırgızca ve Farsça tercümelerinde de sona yaklaşılmıştır.

Milli siyaset ve sorumluluk düşüncesini farklı bir boyutta ele alan ve yorumlayan Hocamız; yaklaşık 40 yıldır Türkiye’mizin her yerinde, Avrupa’da ve İslam ülkelerinde, önemli seminer ve konferanslara katılmaktadır.

Mili Görüş’e çöreklenmiş bazı şaibeli kişilerin gizli niyet ve tertiplerini haber vermesi, uzun vadeli hedefler ve stratejik tavizler sonucu Parti’ye girdiklerini sezmesi ve söylemesi nedeniyle, Ahmet Akgül’ün teşkilatlarda ve Milli Görüşçü kuruluşlarda hizmet vermesi engellenmeye çalışılmış; Erbakan Hoca ise, kendisinin daha bağımsız davranabilmesi ve nifak çarkı içinde körletilip kirletilmemesi için bu girişimlere karşı çıkmamış, ama kendisini uzaktan destekleyip yönlendirmekten de geri durmamıştır. Erbakan’ın “Adil Düzen” projeleri, AKP’nin siyasi hileleri ve karanlık ilişkileri, Fetullahçı Cemaatin gizli mahiyeti konularında sayılı uzmanlardandır.

1949 Elazığ doğumlu olan, çeşitli konularda yayınlanmış ve hazırlanmış 105 (yüz beş) eseri bulunan yazarımız, evli ve beş çocuk babasıdır.

 

Hocamız’ın Başlıca Kitapları:

● Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı (Türkçe Meal-i Kerim. Abdullah Akgül Yayına Hazırladı.) (İngilizce ve Rusçaya çevrildi.)

Milli Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız (2 Cilt)

Dünyanın Değişimi ve Erbakan Devrimi

Refah-Yol’la Rantiyenin Savaşı

Cemaatin Cılkı, Erdoğan’ın Çarkı, Erbakan’ın Farkı

Türkiye Kuşatılırken, Kuklaların Kapışması

Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya (İngilizce, Rusça, Çince, Japonca, Arapça ve İspanyolcaya çevrildi.)

Bizim Atatürk

Küresel Fesatçılık ve Fetullahçılık

Dış Politika Yazıları (I) BOP’un Temel Taşları (1988-1998)

Dış Politika Yazıları (II) Tarihin En Talihsiz Yılları (2002-2015) 

Siyaset ve Strateji Bilgeliği

Osmanlı Sistemi ve Abdülhamit Siyaseti

İslam Davası ve Cihad Kavramı (İngilizceye çevrildi.)

● “İnsan”ın Yozlaşması (İngilizce ve Rusçaya çevrildi.)

Ah-u Figan’ım (Şiir)

Başörtüsü İnkârı ve İstismarı

İslamcı Münafıklar

Milli Şuur ve Ordu

20 Yıl Öncesinden; AKP Gerçeği ve Akıbeti

Bilge(!) Erdoğan’dan, İlkeli(!) Numan’a AKP Tezgâhı

Cezaevinde Yazdıklarım

Siyonizm-Deccalizm Ortaklığı

Devrim Simsarları ve Din İstismarcıları

Dilin Düğümü Çözüldü (Şiir)

Din Dengedir İslam İlericiliktir

Din – Devlet ve Demokrasi

Ergenekon Senaryosu “At Değiştirme” Operasyonu muydu?

(Kadiri - Haydari Tarikatı) Gönül Seması ve Tasavvuf Kapısı

Medeniyet Mücadelesi ve Mehdiyet Müjdesi

● Teşkilatçılık (İletişim ve İşbirliği Sanatı) Mesaj ve Metod

Milli Görüş’ün Marazlıları

● Hak Davanın Hokkabazları

ABD’li Siyonistlerin, AKP’li Piyonistleri

İsrail’in Şımarması ve Armageddon Savaşı

BDP’nin Özerklik Kalkışması

Bir Devrim Yaşanıyordu!

Dünya Dönüşüme Hazırlanıyordu

Hidayet Kıvılcımı ve Hikmet Kılıcı (Şiir)

Katı Ulusalcıların ve Ilımlı İslamcıların Din ve Devlet Tahribatı

Osmanlı’dan Cumhuriyete Kripto Yahudiler ve Pakraduniler

Yüz Kur'ani Kavram ve Yorumları

Konularına Göre: Kur’an-ı Kerim Fihristi

Siyaset Şehveti ve AKP’nin Şerbeti (Yayına Hazırlayan: Ufuk Efe)

AKP’nin Akreplikleri (Yayına Hazırlayan: Ufuk Efe)

Terör-Masonluk ve Mafia Medeniyeti

Cumhuriyet Türkiye’sinde Nifak Hareketleri

Ruhlar-Sırlar ve Uzaydaki Yaratıklar

Sabah Yakın Değil miydi?

Tarikatların Hizmet Sahası ve Islahı

Tuz Kokarsa…

Gaflet miydi, Hıyanet miydi?

Tahribat Ortakları: AKP’nin Arkası, MHP’nin Markası

Türkiye Tarihi Dönemeçteydi!

Yakın Tarihimizde Yüceler ve Cüceler (2 Cilt)

Zafer Muştuları ve Fetih Hazırlıkları

Erbakan’dan İntikam Alanlar

Suriye’de Yaklaşan Hilal-Haç Kapışması

Başkanlık Diktatoryası

15 Temmuz Hıyanetinin Gizemi: Bir Darbe Analizi ve Sistem Krizi

Pazarlık Partisi ve Palavra İktidarı

Kemalizm-Tayyibizm Uyarlaması

Başka Çare Kalmamıştı

İslam’dan Uzaklaştıkça, İnsanlıktan Çıkılması

Dert Söyletir Aşk İnletir (Şiir)

● Hainleri Haşlama, Zalimleri Taşlama (Şiir)

● İstanbul Sözleşmesi ve Ailenin Çözülmesi

Türkiye'nin Erdoğan'la Sınavı ve Ukrayna Savaşı

● Hamas, Şeytanı Şaşırtmıştı ve Dünyayı Uyandırmıştı

 

Üstadımızın hazırladığı; İlköğretimden, Üniversiteye kadar öğrencilerimize inanç ve ahlâk esaslarını ve Milli-İnsani sorumluluklarını öğretecek Ders Kitapları:

● İlkokul 4-5: Çocuklar Sizin İçin Yaratılış Harikaları ve Din Ahlâkı

● Ortaokul-1: İslam; Doğal Hayat ve Güzel Ahlâktır

● Ortaokul-2: Allah'a İman ve Ahlâk Kuralları

● Ortaokul-3: Bilimin Işığında Allah’ın Varlık Kanıtları ve İslam Ahlâkı

● Lise-1: Yaratılışın Bilimsel Kanıtları

● Lise-2: İslam'ın Aydınlığı ve İmtihanın Şartları

● Lise-3: Müslüman; Güzel Ahlâk ve Sorumluluk Taşıyandır

● Lise-4: "Gençliğin Ahlâki Sorunlarına Milli Çözüm Programı"

● Üniversite-1: Yaratılış Sırları ve İslam’ın Esasları

● Üniversite-2: Allah'ın Varlığı ve İmtihanın Sırrı

● Üniversite-3: Olgun Müslümanın Hayatı ve İslam’ın Amacı

 

Üstadımızın Kitaplarından Derlenen Yeni Kitaplar:

Ahmet Akgül’e Göre; Laiklik, Demokrasi ve Cumhuriyet Kavramları

(Hazırlayan: Nevzat Gündüz)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Milliyetçilik Anlayışı

(Hazırlayan: Orhan Atay)

Ahmet Akgül’ün; Alevilik, Bektaşilik ve Şiilik Yaklaşımı

(Hazırlayan: Veysel Uzun)

Üstat Ahmet Akgül’e Göre; Kemalizm’le Atatürkçülük Farkı

(Hazırlayan: Ufuk Efe)

Ahmet Akgül’e Göre; Ülke Sorunları ve Çözüm Yolları

(Hazırlayan: Okan Ekinci)

Ahmet Akgül’e Göre; Genel Ahlâk Esasları ve Temel İnsan Haklarına Saygı

(Hazırlayan: Fatma Betül Erişkin)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Siyonizm Saptamaları

(Hazırlayan: Ali Çağıl)

Ahmet Akgül’e Göre; Yaratılış Sırları ve İman Unsurları

(Hazırlayan: Halil Yaman)

Ahmet Akgül’e Göre; Din İstismarcıları ve Devrim Simsarları

(Hazırlayan: Akın Cengiz)

Üstat Ahmet Akgül’e Göre; Tarikat Yozlaşması ve Tasavvuf İhtiyacı

(Hazırlayan: Abdussamet Çağıl)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Adil Medeniyet Programları

(Hazırlayan: Osman Nuri Çelik)

Ahmet Akgül’ün; Tarih Yorumları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Kâzım Gülfidan-Halil Altuntaş)

Üstat Ahmet Akgül’ün; İlginç Anıları ve Rüyaları

(Hazırlayan: Ramazan Yücel)

Ahmet Akgül’ün; İçtihad Perspektifi ve Orijinal Projeleri

(Hazırlayan: Abdullah Akgül)

Ahmet Akgül’ün; Hikmet Uyarıları ve Veciz Uyarlamaları

(Hazırlayan: Neslihan Bayraktar)

Üstat Ahmet Akgül Hocamızın; Tenkit (ve Tebrik) Yazıları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Mus’ab Eryıldız-İsmail Erkut)

Ahmet Akgül’den; Siyaset ve Strateji Kuralları

(Hazırlayan: Necati Akgül-Ali Mert)

Ahmet Akgül’e Göre; Yönetme ve Liderlik Sanatı

(Hazırlayan: Yakup Gözübüyük)

Ahmet Akgül’ün Saptamalarıyla; Erbakan ve İnsanlık Davası

(Hazırlayan: Ahmet Cömert)

Ahmet Akgül’e Göre; Erdoğan ve Takımının Ayarı ve Tahribatları – 3 Cilt

(Hazırlayan: Nail Kızılkan-Sezai Kurt-Mehmet Sıtmapınar)

Ahmet Akgül’e Göre; Fetullah Gülen’in Perde Arkası

(Hazırlayan: Mehmet Akif Avcı)

Ahmet Akgül’ün Gözüyle; Farklı Kesimlerden İnsan Manzaraları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Osman Eraydın)

Ahmet Akgül Üstadımızdan; Erbakan Hoca’ya Yönelik İthamlara Yanıtlar

(Hazırlayan: Necmettin Musa Bişkin)

Ahmet Akgül'den Kahramanlık Şiirleri (Hazırlayan: İsmet Sezgin)

Ahmet Akgül’den; Seçme Şiirler (Hazırlayan: Ömer Çağıl)

Ahmet Akgül'den Şiirler Harmanı (Hazırlayan: Orhan Yılan)

Ahmet Akgül'den Edep-İstikamet-Hikmet ve Hakikati Öğreten Şiirler

(Hazırlayan: Yalçın Gözübüyük-Erdem Kaya)

 

Hocamızın Önsözünü Yazdığı Milli Çözüm Yayınları:

Üstad Ahmet Akgül’ün Özgeçmişi ve Öğretileri

(Yakup Gözübüyük)

● Haykırış (Şiir - Ali Çağıl)

AKP Yönetimi ve Tahribat Yöntemi Sistem Tahlili ve Siyaset Tenkidi

(Nevzat Gündüz)

● Sözün Çözüme Dönüşmesi (Siyasi Fıkralar - Osman Eraydın)

● Ayar Aynası ve Nokta Atışı (Sosyal ve Siyasi Fıkralar - Erdoğan Bişkin)

Milli Çözüm Ekibinden: İlginç Rüyalar ve Manevi Uyarılar – 2 Cilt

(Hazırlayanlar: Fatma Betül Erişkin – Nail Kızılkan – Neslihan Bayraktar)

 

 

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

 

Before the ADİL DÜZEN (JUST ORDER) conference at the Kyrgyzstan Arabayev University, which we were attended, an academician had introduced Ustadh Ahmet Akgül in the following way:

Ahmet Akgül is an outstanding scholar and thinker in Türkiye who amalgamate ideas of; Islamic principles and human needs, Atatürk's thoughts on change, Positive Nationalism, and social balance. He has written around 100 books, some in three volumes, all original and unique works. Ten of these books have been translated into English, Russian, Japanese, Persian, French and Arabic. He is considered the most distinguished disciple and follower of Türkiye's legendary Prime Minister Prof. Dr. Necmettin Erbakan. For about 40 years, he has participated in scientific conferences throughout Türkiye, Europe, and the Islamic world. He is a man of wisdom and a visionary who has sensed and explained significant developments in Türkiye, the region, and the world decades in advance, facing many difficulties and attacks, yet always proving to be right in the end. He is the editor in chief of the MİLLİ ÇÖZÜM MAGAZINE (A strategic magazine published in Türkiye) which closely followed by Türkiye's military and civilian senior bureaucrats, university professors, prominent writers and commentators, and state officials. Our Ustadh advocates for original ADİL DÜZEN (Just Order) programs based on reason, science, history, conscience, and the Quran, incorporating the beneficial aspects of capitalist, socialist, and liberalist systems while discarding their harmful elements. He is 74 years old and has five children. He leads a modest life, far from luxury and comfort, never accepting royalties for any of his books, magazines, articles or conferences with all expenses covered by about 40 voluntary and dedicated friends of the cause and for the sake of Allah. He maintains that it is forbidden to preach religion and knowledge for money, position, and personal gain, thus owing no favors to any group or power. Besides his nearly 105 books, our Ustadh has also prepared RELIGION and ETHICS textbooks suitable for scientific truths and the essence of Islam without adhering to any sects, for Primary School (grades 4-5), Secondary School (grades 1-2-3), High School (grades 1-2-3-4), and University (grades 1-2-3), topics often overlooked even by political parties and governments.

During our so special conversations, as his sincere students and followers, we asked him: 'How did you prepare these (over 100) books? How did you manage your time?' Our Ustadh Ahmet Akgül answered us in a way that would be an example and encouragement for us:

"1- Except for serious illness and major difficulties, for almost 60 years, I have never put off today's work until tomorrow, and even beyond that, I never attempted to delay the morning's work to the afternoon or the afternoon's to the evening. Because it was necessary not to waste my limited lifetime capital on idle pursuits, which the Quran warns against as 'LAĞVİYAT' (futile activities).

2- I never hesitated to listen to and learn from anyone who had knowledge and experience in a subject, even if they were much younger than me... or just an ordinary and simple person, because the biggest obstacle to learning and acquiring knowledge is pride and arrogance.

3- I have tried to read and understand every piece of writing and book by people, whether local or foreign, left-wing or right-wing, known or unknown to me, loved or disliked by me.

4- From these or from what I heard on TV programs and in conferences, I took notes of the information that I learned and found important, and never hesitated to write and convey them, mentioning their sources.

5- Without getting stuck on the whimsical desires and objections of my closest ones, my fellow companions, my Political Party members, those in active and competent positions... Or considering the account and favor of my personal comfort and interests, I never hid the TRUTHS that my mind and conscience found beneficial and right, nor did I wrap them in various covers to make them difficult to understand.

6- I strived to help all people whom I met on any occasion, whom I had enough closeness to drink a tea or share a traveling on a plane for an hour, to gain and enhance their moral and conscientious awareness and honor, and especially their eternal and spiritual peace. In other words, my aim was not to benefit from their position, resources and compliments, but to be beneficial to them.

7- Perhaps as a fruit and grace of these sincere goals and effortsAnd certainly, as a grace and blessing of Almighty God (Allah), thankfully, it became easy for us to read an average 700-page book in an hour or two, to read quickly, and to produce intended 10-page notes of congratulations and criticism about that book."

 

 

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx