Çok değerli alakanız, arka çıkmanız, destekçi olmanız ve özellikle dualarınız için samimi ve kalbi teşekkürlerimizi arz ettikten sonra…
Bir takım asılsız itham ve istifhamları yanıtlamak ve gerçekleri açıklamak artık zaruri bir ihtiyaç halini almıştır. Bunları duyurmak, hem size, hem kendimize duyduğumuz saygı ve sorumluluk icabıdır.
- 1.Ahmet Akgül Hocamızın kitaplarının büyük kısmı, orijinal tespit ve yorumlarından oluşmaktadır.
- 2.Elbette yeri geldikçe ve gerektikçe bazı kısa alıntılar da yapılmakta ama bunlar da mutlaka dipnotla kaynak olarak ortaya konulmaktadır.
- 3.Hatta alıntılar, öyle kısa yoldan kolaycılıkla “kes-yapıştır” şeklinde olmayıp, bir konudaki yazılanların;
- Yanlışları belgelerle saptanarak
- Eksikleri tamamlanarak
- Güncel yorumları yapılarak okuyucuya aktarılmaktadır.
- Üstelik bu kitapların önemli kısmının hazırlandığı dönemde bilgisayar ve internet henüz yaygın bulunmamaktadır ve şu an bile Hocamız, güncel gelişmeleri ve gazeteleri takip için ayırdığı her gün en fazla yarım saat dışında internet kullanmamaktadır. Ve bütün yazılarını hala eliyle yazmaktadır.
- 4.Üstat Ahmet Akgül Hocamızın 45 (kırk beş) yılık araştırma ve yazma hayatındaki en önemli rahatlığının ve başarısının sırrı:
- Olayları ve şahısları Kur’an ayetlerine ve Hz. Peygamber hadislerine uygun tartması
- Klasik ve kaynak İslami eserlere oldukça vakıf bulunması
- Kominizim, Kapitalizm, Sosyalizm ve Darwinizm gibi batıl ve bozuk ideolojileri çok iyi tanıması
- Ve özellikle rahmetli Erbakan Hoca’mızın hemen hemen bütün seminer, sohbet ve mahkemelerinin önemli bölümüne bizzat katılması, bavullar dolusu notlar alması, Milli Görüş ve Adil düzen programlarını çok iyi kavrayıp on yıllarca yıl bunları ders ve konferans olarak anlatması… Yani Hoca’mızın ilmine varis olma ve sahip çıkma şerefini kazanması…. Ve böylece bir nevi insanlığa gerekli bilimlerin ve gelişmelerin anahtarına sahip kılınması….
- Yeni, konjonktürel, yöresel, bölgesel ve küresel gelişmelerin arkasındaki Siyonist Gizli Dünya Devletini teferruatıyla bilmiş olması
- Dört bin ciltlik kütüphanesine rağmen halen her gün yeni kitaplar alıp sürekli okuması ve defalarca hayret ve hayranlıkla şahit olduğumuz gibi 700 sayfalık bir kitabı bir gecede ve bazen birkaç saat içinde, sayfaların altını çizerek ve sonunda o kitabı beş sayfada özetleyecek şekilde hızlı ve anlayışlı bir okuma tekniğine sahip bulunması
- Ve Allah’ın lütfettiği özel bir yetenek ve basiretle, Milli ve Manevi bir gayret ve cesaretle; konuları isabetli yorumlaması yatmaktadır.
- 5.Hocamızın günlük yazıları ve yorumları öylesine tutarlı, dayanaklı, kapsamlı şekilde doğruları yansıtmaktadır ve tarihi olayları ve Kur’anı günümüze uygun öyle güzel yorumlamaktadır ki bunları aylar ve yıllar sonra okuduğunuzda insan sanki yeni yazılmış duygusuna kapılmaktadır; yani Ahmet Akgül’ün yazıları, aylar ve yıllar geçtikçe önemi ve özelliği daha iyi anlaşılmaktadır. Bu kalıcı, kapsayıcı ve canlı yazılar yardımıyla, güncel olayları ve yorumları da katarak yeni kitaplar hazırlamak oldukça kolaylaşmaktadır.
- 6.Örneğin önemli kısmı 25 yıl önce yazılan “Bizim Atatürk” kitabının tamamı, kaynaklar ve dipnotlar dışında orijinal yorum ve yaklaşımlardır. Bu kitap üzerine Atatürk’ün dindarlığı ve İslam hayranlığı konusunda en az 10 kitap yazılmış, birçoğu “Bizim Atatürk”ten ilham alıp alıntılar yapmış ve kaynağını göstermeye yanaşmamıştır.
- 20 yıl önce hazırlanan ve 2008’de yeni baskısı yapılan iki ciltlik “Dış Politikamız” kitaplarını okuyunuz, hepsi yeni yazılmış kadar canlıdır.
- “Erbakan Devrimi” kitabımız otuz sene evvel hazırlanıp basılmıştır, onlarca kitaba kaynaklık yapmıştır ve hala da yapmaktadır.
- Dört yıl önce tamamlanan “Bilge(li) Erdoğan’dan İlkeli Numan’a” kitabımızı okuyanlar, daha dün yazılmış sanacaktır.
- 10 yıldır birkaç baskısı yapılan “İnsanın Yozlaşması” “Siyaset ve Strateji Dersleri”, “Cumhuriyet Türkiyesinde Nifak Hareketleri”, “Milli Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız” “Mesaj ve Metod (İletişim ve İşbirliği Sanatı) gibi kitaplarımızın hepsi orijinal yapıtlar, tebliğ amaçlı ve sağlam dayanaklı hakikatler oldukları için, belki kalabalıklarca değil ama erbabınca her zaman ihtiyaç duyulmakta ve okunmaktadır. Ve bunların kapış kapış aranacağı ve yeni bir değişim sürecinin temelini oluşturacağı günler de yakındır.
- 7.Üstat Ahmet Akgül Hocamız bu kitapları, öyle sadece kafa yorarak ve hayal kurarak değil, çok ciddi çetin ve sürekli bir mücadeleyi bizzat yaşayarak yazmıştır. Bir büyüğümüzün tespitiyle: “Ahmet Hoca’nın anlattıkları, bizzat tattıklarıdır.” Hocamızın yazdıklarıyla yaşantısı, anlattıklarıyla ahlakı aynıdır. Bu nedenle bizim “İslam davası, Milli Görüş bağlısı ve her yönden Bağımsız ve Büyük Türkiye sevdalısı” olduğumuz, hiçbir şekilde, hiçbir süreçte ve hiçbir mazeretle saklanmamıştır.
- 8.Bu doğrultuda, Milli, İlmi ve İslami bir sorumlulukla, Ahmet Akgül hiçbir kitabını “Telif ücreti” karşılığı asla satmamış ve bastırmamıştır. Her kitabın yeni baskısı karşılığı alınan birkaç yüz kitap ta yine parasız dağıtılmaktadır. Kur’anın ısrarla vurguladığı “İslami tebliğ ve tedrisin para karşılığı yapılmayacağı” emrine uyulmaktadır.
Milli Çözüm Dergisi’nin arkasında Siyonist Amerika’nın ve Haçlı Avrupa’nın himayesi, büyük holdinglerin fabrikaların ödeneği, bankaların-vakıfların, masonik STK’ların ve iktidarın desteği bulunmamaktadır. Kıt kanaat yaşayan bir avuç dava kahramanın fedakârlıkları, orta halli bir-iki ticaret ve atölye sahibi sadık vefakârın katkılarıyla bu dergi ve kitaplar çıkmaktadır.
Bu nedenle bazı gafiller ve vesveseli kalpler, bizim bir menfaat şebekesi olduğumuz zannına kapılmakta ve bir şeyler koparmaya çalışmaktadır. Oysa Milli Çözüm Ekibi “manevi bir şirket” misali, çok cüzi ama bereketli imkânlarla ve çok sade ve mütevazı bir hayat standartıyla ayaktadır.
- 9.Bugün Türkiye’de istismarcı ve ılımlı İslamcılardan, inkarcı ulusalcılara…. BOP hizmetkârı AKP iktidarından zalim Amerika’ya… AB misyonerleri Fetullahcılardan, Milli Görüşçü geçinen bazı fırsatçı fesatçılara kadar her kesimin yanlışlık ve haksızlıklarını netlikle ve cesaretle ortaya koyan… Yüce Dinimizin gereklerine, devletimizin güvenliğine, Milletimizin birlik ve dirliğine, Mustafa Kemal’in gerçeğine, Cumhuriyetin değerine ve Silahlı Kuvvetlerimizin stratejik önemine samimiyetle sahip çıkan tek ve gerçek aydınımız Ahmet Akgül Hocamızdır.
- 10.İnanan ve anlayanlar için, şu ayeti kerime meallerini hatırlatmakta fayda vardır:
Hud Suresi, 26. Ayet:
“De ki: Ey kavmim, görüşünüz nedir (söyleyin); Eğer Rabbimden gelen (Kur’an kaynaklı) bir belge (beyyine) üzerinde isem ve rabbim kendi katından bana bir rahmet (özel bir bilgi ve basiret) vermişte bu sizin (kalp gözü kör) bakışlarınızdan (ve anlayışınızdan) saklı tutulmuş ise ve siz bunu (gerçekleri görmek) istemiyorken, biz sizi buna nasıl zorlayalım ki?”
Yusuf Suresi, 96. Ayet:
“Ben size, sizin bilmediklerinizi (ve akıl erdiremediklerinizi) Allah’tan (bir basiret ve ferasetle) hakikaten bildiğimi (ve Allah’ın Kitabına ve hitabına dayanarak haber verdiğimi) söylemedim mi?”
“… İman (itaat ve cihat) edenlere yardım etmek ise, bizim üzerimize bir haktır” (Rum.47 son kısım) buyuran Cenabı Hak değil miydi?
Rum Suresi, 60. Ayeti:
“Bu nedenle Sen sabret, şüphesiz Allah’ın va’di haktır, yakinen inanmayanların (itirazları) sakın seni endişe ve telaşa sevk etmesin, hafifliğe ve gevşekliğe sürüklemesin!”
Duhan Suresi, 21. Ayet:
“(Artık onlara deki) Eğer bana inanmıyorsanız (yalancı ve menfaatçi bir istismarcı sanıyorsanız) bu durumda benden kopup ayrılın! (Çünkü ben davamdan ve Hak yolumdan vazgeçecek değilim!)..”
OSMAN ERAYDIN
Milli Çözüm Dergisi
Genel Yayın Yönetmeni
Üstat Ahmet Akgül Hocamız bu kitapları, öyle sadece kafa yorarak ve hayal kurarak değil, çok ciddi çetin ve sürekli bir mücadeleyi bizzat yaşayarak yazmıştır. Bir büyüğümüzün tespitiyle: “Ahmet Hoca’nın anlattıkları, bizzat tattıklarıdır.” Hocamızın yazdıklarıyla yaşantısı, anlattıklarıyla ahlakı aynıdır. Bu nedenle bizim “İslam davası, Milli Görüş bağlısı ve her yönden Bağımsız ve Büyük Türkiye sevdalısı” olduğumuz, hiçbir şekilde, hiçbir süreçte ve hiçbir mazeretle saklanmamıştır.
Rum Suresi, 60. Ayeti:
“Bu nedenle Sen sabret, şüphesiz Allah’ın va’di haktır, yakinen inanmayanların (itirazları) sakın seni endişe ve telaşa sevk etmesin, hafifliğe ve gevşekliğe sürüklemesin!”