YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6852453de674e
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 5 8 7
Bugün : 1601
Dün : 42338
Bu ay : 857684
Geçen ay : 1488216
Toplam : 38125357
IP'niz : 18.97.14.87

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

5 2 oy
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Abone Ol
Bildir
27 Yorum
En Yeni
En Eski En Çok Oylanan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

Anayasa Konusundaki Hassasiyet ve Milli Çözüm’e Teşekkür

Hiç kimse bu kadar önemli olan Anayasa konusunu dertlenmezken, yalnızca Milli Çözüm’ün bu konuyu önemsemesi bize şunu gösteriyor ki: Ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini en önde tutan birileri var, o da Milli Çözüm ekibi. Başta Üstad Ahmet Akgül hocamız olmak üzere, tüm ekibine şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız! Kürşad ve 40 askeri gibi, yapılamayanları yapan, konuşulamayanları konuşan yiğitler.

 Bugün bütün insanlık bir buhranın içindedir. İslam coğrafyası ırkçı emperyalistlerin elinde kan gölü haline çevrilmiştir. Ülkemizde , AKP iktidarının 22 yılda ahlaksızlık,işsizlik, hukuksuzluk, açlık, yolsuzluk  , gibi daha bir çok sorunu ortaya çıkarmıştır. Ve sistem çökmüş durumdadır.
ülkemizde bölgemizde insanların bunalıma sürüklendiğini görmekteyiz. Bu bunalımdan çıkmanın yolu ancak ve ancak Millî Çözüm ün önerileri ve Milli Mutabakat hükümeti ile mümkündür. Anayasa çalışmasıda bunu göstermektedir.
  Dava sahibi, dert ehli, diğer insanlara faydalı olmak için gayret eden, bütün insanlığın ıstırabını kendi acısı olarak görendir .  Milli Çözüm, mücadelesinde özelde Türkiye, daha sonra İslâm âlemi ve bütün insanlığın huzur ve barışını esas almış ve“İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyruğunu örnek almıştır.

1- Akl-ı selimin

2- Müspet bilimin

3- Vicdani kanaat ve tatminin

4- Tarihi birikim ve tecrübelerin

5- İlahi dinin prensiplerinin

6- Ve evrensel hukuk kaidelerinin

Bunların hepsinin ortaklaşa “doğru” bulduklarını esas alıp, “yanlış” bulduklarından sakınılarak Mükemmel bir ilmi birikimin meyvesi olarak Anayasa maddeleri hazırlanmıştır;

Siyonistlerin sömürücü aracı olan Faiz ve fuhuş düzenini yıkacak Adil, Milli ve yerli bir Anayasayı ancak MİLLİ ÇÖZÜM yapabilirdi.

MİLLİ ÇÖZÜMÜN HAZIRLADIĞI ANAYASANIN ; GÜNDEME GETİRİLMESİ, İLGİLİ VE YETKİLİ KİŞİ VE KURUMLARIN ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMESİ GEREKMEKTEDİR.

Önerilen yeni anayasa taslağı, küreselci ve emperyalist etkilerden bağımsız olarak evrensel insan haklarına, ulusal değerlere ve tarihsel bağlama uygun şekilde hazırlanması. Mevcut ulusal kimliği korurken geleceğin çağdaş normlarına uyum sağlamayı amaçlaması, oldukça başarılı bir çalışma olduğunu göstermektedir.

Aklı selim
müsbet bilimin
tarihi tecrübe ve birikiminin
vicdani kanaat ve tatminin
evrensel hukuk kaidelerinin
ve Kuranı Kerimin
Hepsinin şu maddesi uymaz diyemeyeceği bir anayasa çalışması hazırlanmış.
şükürler olsunki okurken bu sistemin ülkemize geleceği aklıma geldi ve beni rahatlatttı.
Sizlerden Allah razı olsun

BU ÇALIŞMA DA GÖSTERİYOR Kİ BAŞTA ÜLKEMİZİN SONRASINDA TÜM İNSANLIĞIN KURTULUŞUNUN TEK ÇARESİ MİLLİ ÇÖZÜMDÜR. ÜSTAD AHMET AKGÜLDÜR.

Aziz Erbakan Hocamız, “kökü çürüyen ağacın, dalındaki-yaprağındaki toz ile uğraşılmaz” buyurmuşlardı. İşte Milli Çözüm, bu kökten çürümeye köklü bir çözüm sunuyor. Beşeri ihtiyaçları, Üstad Ahmet Akgül Hocamız tarafından çok sık ifade edilen beş ana danışma noktası ile temas kurarak çözmeyi hedefleyen bu öneri ülkemiz ve bölgemiz için ciddi önem arz etmektedir.

400 YILDIR DEVAM EDEGELEN SORUNLARA, MİLLİ ÇÖZÜM!

İşbaşına gelir gelmez; “Faiz dünya gerçeğidir, faizsiz dünya olmaz. Türkiye, eyaletlere bölünmelidir.” diyen. Siyonist ve Emperyalistlerden aldıkları talimatlar ile dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş Haçlı AB yanlısı bir Başkanlık Sistemi getiren BOP Eş Başkanı;
Şimdi ise Haim Nahum Doktrininin, BOP Projesinin son aşaması için kolları sıvamıştır.

Ülkemizin dört tarafı ateş çemberine çevrilmişken; sistem tıkanmış, Partili Cumhurbaşkanı ve hükümet halkı kutuplaştırmıştır. Arz-ı Mev’ud (va’ad edilmiş topraklar) inancına sahip olan Siyonist İsrail’e gemiler dolusu yardım gönderen işbirlikçi iktidarın yalanları artık ilkokul çocuklarının anlayabilecekleri kadar ayyuka çıkmıştır!
Bu düzen ve bu iktidarla var olma mücadelemiz, Melhame-i Kübra savaşından sağ salim çıkmamız imkansızdır.
Elbette Devlet bu gerçekleri bilmektedir ve hıyanet şebekesinin planlarını boşa çıkaracaktır!

400 yıldır, Osmanlı İmparatorluğunun duraklama dönemine girmesi;
İlim, bilim, askeri güç, ekonomik güçte geri kalmadı.. Cihad ruhunun unutulması, içtihadın yerini taklide bırakılması, dönmelerin ve hainlerin hıyanetleri ile dünya Siyonizm’in esiri haline gelmiştir.
İnsanlık; zulüm, kan, gözyaşı ve adaletsizlik içerisinde kıvranmaktadır.
Sultan Abdülhamid ve Gazi Mustafa Kemal’in büyük mücadelesi ile Siyonistlerin planları geciktirilmiştir ancak Kapitalist Sistemin yerini alacak adil bir sistem ortaya koyulamamıştır.

1969 yılında Erbakan Hoca tarafından başlatılan Milli Görüş Harekatı ile ülkemiz; dört defa uçurumun kenarından alınmıştır.
2. Sevr planlanın dayatıldığı bu kritik süreçte Ülkemizin, İslam Aleminin ve bütün insanlığın tekrar adalete ihtiyacı vardır.
Erbakan Hocamızın hazırladığı Milli Çözüm’ün noksanlarını tamamladığı Adil Düzen Projeleri insanlığın tek kurtuluş reçetesidir!
Milli Çözüm ve Kahraman Ordumuz göreve hazırdır.
Allah Zaferi, Devleti, İzzeti ve Şerefi; insanlığın sorunlarını dert edinenlere, sadece kendisinden korkanlara, dinini hakim kılmaya çalışanlara, inananlara vermiştir ve “Allah’ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsın.”
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!

Öncelikle çok muhterem Bilge ve Yiğit Şahsiyet Üstad Ahmet AKGÜL Hocaya; ülkemizi – milletimizi, şimdiye kadar hem manen hem maddeten insanlığı ezme sömürme yok etme amaçlı faizci kapitalist düzenin maddi manevi tahribatından, huzura onura saadete ferahlığa kavuşturacak ve bu kavuşmaya vesile olacak kolaylaştırmayı amaçlayan , sadece ülkemize değil yeryüzünde bulunan diğer tüm ülkelerin insanlığına da projektör tutarak aydınlatan örnek olan bu ANAYASA HAZIRLIKLARI ve GERÇEK DEĞİŞİMİN TEMEL KURALLARI içerikli gayret ve çaba için hassaten şükranlarımı minnettarlığımı arzetmeyi borç bilirim. Rabbim emeğinizi zayi etmeyeceğine yürekten inanıyorum.

Elhamdülillah… Davaya gönülden sarılmak, insanlığın saadeti için ömür tüketmek, ahireti dünyaya tercih etmek, her şart ve durumda hayrı savunmak, Hakkı söylemek – Hakka tercüman olmak, kem gözlere marazlılara batan diken olmak, haramdan ve konfordan uzağa kaçmak, Hakka Tercüman olmak uğruna nice tuzaklara düşürülmelere çalışılan, hiçbir engele ( karakol – mahkeme – iftiralara – vb..) aldırmayan, engelleri birbir YÜKSEK İMANLA FERASETLE DİRAYETLE aşan, Aziz Erbakan Hocayı istismar etmeden, ganimet olarak sadece rabbının rızasını kazanmayı dert edinen, O’nun takdirine taksimine ve tayinine yürekten SADAKAT gösteren, Kutlu hedef için (ADİL DÜZEN’İN HAKİMİYETİ VE ZALİMLERİN ÇÖKÜŞÜNÜ SAĞLAMAK YOLUNDAKİ GAYRETLER) şahsi dertlerini sıkıntılarını çilelerini gizleyen perde gerisine atan, sadece Allah’ına sığınan ve sadece O’ndan medet gözleyen, hiçbir zorluktan dolayı yılgınlığa yalpalamaya yorulmaya düşmeden ilk günkü heyecanla azimle o kutlu hedefleri için seferine devam eden, Allah’ın va’dine kudretine ve müjdelerine tam iman eden, insanlığın kurtuluşu şu 4 şeyin KAFASININ KALBİNİN KARNININ VE KİŞİLİĞİNİN-İTİBARININ doyurulmasıyla mümkün olacağı gerçeğinden hareketle, her bir maddesi o 4 şeyi hakkıyla (iyi doğru güzel faydalı adil olanla) doyurmaya yönelik  hazırlanan şu 50 maddelik İNSANLIĞIN MADDİ VE MANEVİ KURTULUŞ REÇETESİ OLAN ANAYASA HAZIRLIĞI, MİLLİ ÇÖZÜM’DEN – BİLGE VE YİĞİT ŞAHSİYET İNSANLIĞIN YÜZAKI ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZDAN BEKLENİRDİ … ÇOK TEŞEKKÜRLER MUHTEREM HOCAM… AZİZ ERBAKAN’IN TALEBESİ OLMAK ÖYLE LAFLA EDEBİYATLA OLMADIĞINI BİR KERE DAHA GÖSTERDİNİZ TESCİLLEDİNİZ… MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN TEK TEMSİLCİSİ AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN EN SADIK TALEBESİ TAKİPÇİSİ – RAHMETLİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN DE BATI TAKLİTÇİLİĞİ İLE YOZLAŞTIRILAN VE YOLUNDAN SAPTIRILAN İLKELERİNİ VE ÜLKÜLERİNİ DE ASLİ AMAÇLARINA VE MİLLİ İHTİYAÇLARIMIZA UYGUN TEKRAR HEDEFİNE TAŞIYIP TAMAMLAYACAK İLMİ İNSANİ MİLLİ ESASLARA DAYALI YENİ BİR DEVRİM VE DEĞİŞİME UYGUN TARZDA ATATÜRK’ÜN İZİNDE OLAN MUHTEREM AHMET AKGÜL HOCAM İYİ Kİ VARSINIZ!…

Şimdi bu taslağı okuyup idarecilerimiz ve tüm halk kesimi ve partiler, kimden yana bir düşünelim…
İnsanın gerçek kimliği tarafgirliğidir.
Tarafını tuttuğu, her yerde savunduğu ve uğruna başkoyduğu şey, hak mıdır, batıl mıdır? Bu sorunun cevabı, ayarımızın ve değerimizin göstergesidir.
İslam ise ayarımızı düzeltme ve bizi Hakk’a yöneltme mektebidir.
İnsanoğlu genellikle güçlü gördüklerine taraf olmaya ve kalabalıkların yanında bulunmaya meyillidir.
İslam insan içindir ve hedefi insanı gerçek,
Saadete eriştirmektir.
İslam’da Emir ve yasaklar, fertlerin düzelmesi ve disiplinize edilmesi kadar, belki ondan daha ziyade, toplumun huzur ve güvenini korumaya, Hürriyet ve Adalet ortamını kurmaya yöneliktir. Maalesef günümüzde içki, kumar, faiz ve fuhuş, gibi haramların sadece fertleri ilgilendiren yasaklar olduğu zannedilir.
Devlet işlerinin ve ülke yönetiminin halkın inanç ve ihtiyacından kopuk olması, vücuttan ruhun ve aklın çıkması gibidir.
Bu yeni ve Adil Anayasa, “Doğru”ları esas alarak ve “Yanlış”lardan sakınılarak hazırlanmalıdır.

• “Doğru”ları ve “Yanlış”ları tespit için 6 ölçü kullanılmalıdır:

1- Aklıselim, 2- Müspet ilim, 3- Tarihi tecrübe ve birikim, 4- Vicdani kanaat ve tatmin, 5- Evrensel ortak hukuk ve ahlâk kaideleri, 6- Dinlerin kutsal metinleri (Müslümanlar için Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler, Hristiyanlar ve Yahudiler için Kitab-ı Mukaddes, Çin ve Hint halkı için Budist ve Konfüçyüs metinleri). İşte bu 6 ölçünün ittifakla; güzel, gerekli ve yararlı buldukları DOĞRU… Ve yine bu 6 ölçünün ittifakla; çirkin, kötü ve zararlı buldukları ise YANLIŞ sayılmalıdır.

Milli Çözüm’ün bu tarihi tesbit ve tenkitlerinin oluşturduğu ve kamuoyuna sunduğu bu çalışma; ilmidir, insanidir, islamidir, orjinaldir.
A) İlmidir; Bu çalışma tüm açıklığıyla devletin yetkili kurullarına, milletin ve özellikle ilmi camianın da görüşlerine basın yoluyla açılmıştır. Hazırlanışı itibariyle aklı selim herkesin kabul edeceği 6 temel ölçüyü 1- Aklı selim, 2- Müspet ilim, 3- Tarihi tecrübe ve birikim, 4- Vicdani kanaat ve tatmin, 5- Evrensel ortak hukuk ve ahlâk kaidelerini esas almıştır.
B)İnsanidir; çünkü sadece ulusumuzun bir kesimini değil, diğer din ve etnik grupların barış ve huzurunu da öncelemiştir.
C) İslamidir; Kur’an ve sünnete ters düşmemiştir.
D) Orjinaldir; çünkü güncel sorunlara daha önce tesbit ve tavsiye edilmemiş bilimsel bakış açısı sunmuştur.
Ülkemiz ve bütün insanlığa hayırlı olsun.

Devlet ve toplumun, adil bir yönetime sahip olduğu zamanlarda bütünleşmeyi hakiki manasıyla başarmış olur, ülkenin siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, ahlaki  teknolojik ve benzeri her alanda büyük gelişmeler yaşadığı ve ilerlemeler kaydettiği görülür.  Lakin; Hakka, Adalete , hukuka ahlaka verilen değerin azalması, gereken ehemmiyetin gösterilmemesi; günümüzde olduğu gibi yozlaşmayı, kokuşmayı ve çürümeyi de beraberinde getirir. Kanunları ve kurumları,  krallığını ve iktidarlarını sürdürmek için değil, toplumun her kesiminin huzur ve barışı için kullananlar, kazanacaktır. Günümüzde Milli Çözüm bu gayret içindedir. 50 maddelik Anayasa hazırlığıyla bunu isbatlamıştır.
Ülkemizin her yönüyle zor bir dönemden geçtiği böyle bir durum da , herhangi bir menfaat gözetmeden her alanda, kurtuluş yolunu ve çözüm yollarını göstermiş olan,  Milli Çözüm e saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

Erbakan’ın Milli Görüş ve Milli Çözüm Vurguları Şeytanın dostlarını telaşlandırmıştı!
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
İşte ispatı: Milli Çözüm’ün hazırlayıp ilgililerin bilgilerine arz edilmek üzere ilettiği “Yeni Anayasa Hazırlıkları ve Gerçek Değişimin Temel Esasları” ile ilgili çalışmalarıdır.

Milli Çözüm Dergisi daha önce, “Ey İlahiyat ve Tarikat Hocaları Adil ve Milli Bir Anayasa mı, yoksa BÂTIL VE BATILI BİR ANAYASA MI?” başlıklı bir makale yayınlamıştı.
Bu makalede;
2016 yılında Milli Çözüm Dergisi’nin “YENİ ANAYASA HAZIRLIKLARI VE GERÇEK DEĞİŞİMİN TEMEL ESASLARI” adıyla teklif hazırlayıp gerekli mercilere ulaştırdığı hatırlatılmıştı.
Hükümetin Yeni Anayasa çağrısına kayıtsız kalan İlahiyatçı, İslamcı ilim ve fikir ehli bilinen yazar ve müderris kişiler ile cemaatlere de, bu yeni anayasa için katkı sunmamalarının vebalini kendilerine hatırlatıp uyarmış ve duyarsız kalmalarının ne gibi nedenleri olabileceğini sunmuştu.

İlahiyat ve Tarikat Hocalarına Adil ve Milli Bir Anayasa hazırlamaları konusunda çağrı yapmış, ilgili ve yetkili kimselerin, “Ne yapalım, ilim ehli bize akli, ahlaki ve imani ölçülere dayalı bir Anayasa yapıp getirmediler, bizim hazırladığımızın da yanlış ve yararsız olduğunu söylemediler” demelerine fırsat verilmemesi konusunda uyarmıştı.

Eğer böyle bir Anayasa taslağı hazırlayıp iktidara ve ilgili komisyona sunamıyor ve toplum önünde savunamıyorsanız (ki hala yapamadınız);
1. Ya ilmi seviyeniz, bilgi birikiminiz, İslami sistem ve yöntem kabiliyetiniz yetersizdir. Öyle ise İslam âlimi ve Din bilgini geçinmeyiniz ve hak etmediğiniz bir etiketle toplumu yanlış etkileyip yönlendirmeyiniz.
2. Veya, Kur’ani gerçekleri ve İslami gerekleri savunacak ve bu uğurda Allah için bazı sıkıntılara katlanacak bir dini gayret ve cesaretiniz mevcut değildir.
3. Ya da makam ve menfaat hatırına, dünyalık rantınız ve rahatınız uğruna, bildiği ve iman ettiği Kur’ani hakikatleri gizleyecek kadar zavallı kimselerseniz. Böyle ise Bakara: 159. ayeti sizlere hitap ve itap etmektedir:
“Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kur’ani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için Kitapta açıkça beyan ettiğimiz hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kur’ani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar var ya); işte onlara, hem Allah lanet etmektedir, hem de (bütün) lanet ediciler(in bedduası onların üzerinedir).” 

Evet!Olay budur…
Bugünkü şartlarda hem Milletin huzur ve emniyetine sigorta olacak hem de tüm insanlığa örnek bir Anayasal sistem olacak bir düzeni kim tesis edebilir, kim kamil bir anayasa hazırlayabilir sorusunun cevabını bu ilmi çalışma ile net olarak görüyoruz..
Böylesi ilmi, insani, İslami, hukuki, akli, vicdani ve tarihi bir çalışmayı;
Allahına samimi bir kul olan
Kur’an’a tercüman olan
Hz Muhammed (sav)e içtenlikli bir ümmet olan
Erbakan Hocamıza ve O nun Adil Düzen Programlarına sadık ve sabırlı bir talebe olan..
Cihad ve İçtihatın son temsilcisi Üstad Ahmet Akgül Hocamızdan başkası ortaya koyamazdı..

Hocam!
Cenabı Hak etki ve irade alanınızı evrensel kılsın.. Tüm insanlığa önder ve örnek olacak Adil bir Düzen İktidarında sizi bizlere Rehber
kılsın…

Tüm insanlığın hem birlik hem beraberliği için çok acil bir adil düzene ve yeni bir devrin başlaması için yeni yasalarının kurulması na ihtiyacı vardır.
Adil düzen mutlak duyuruları esas alarak yine mutlak yanlışlıklardan dan sakınılarak Hazırlanmış ilmi, İnsani, islami, orjinal yeni bir sistem olmaktadır.
1 Aklı selimin
2 Müsbet bilimin
3 Tarihi tecrübe ve birikimin
4 Vicdanı kanaat ve tatmin in
5 Evrensel hukuk ve adalet pirensiplerin in
6 ilahili dinin ve Kur’anı Kerimin
Ortaklaşa iyi yararlı buldukları doğru ve bu altı temel ölçü biriminin ittifak ile kötü zararlı çirkin bulduğu yanlıştır. İşte Adil düzen doğrulara dayanan yanlışlıkları bırakan yepyeni bir orjinal sistem model olmaktadır ve tarihte başka bir örneği bulunmamaktadır.
Üstat Ahmet Akgül.

4

Bakara 53
Ve hidayeti (Hakkı ve doğruyu) bulasınız diye, (Hz.) Musa’ya kitabı (Tevrat’ı) ve (Hakk ile Bâtıl’ı ayıran ve adalet esaslarını ortaya koyan) Furkan’ı vermiştik.

Bakara 104
Ey iman edenler! (Yöneticilerinize:) “Raina-Bizi güt (şuursuz koyun sürüsü gibi bizi yönet)” demeyin; “Ünzurna-Bizi gözet (organize ve koordine edip istişare ile idare et)” deyin ve (Hakk ve adalet ettikçe onları) dinleyin. (Unutmayın ki) Kâfirler ve nankörler için acı bir azap vardır. [Not: Müslüman topluma koyun gibi güdülmek ve despot bir idareye boyun eğmek değil, etkin bir şekilde siyasete girmek, yönetimi takip ve tenkit etmek, ama şuurlu bir sorumluluk yüklenip Hakk’ta ve hayırda itaat etmek düşmektedir.]

BU ANAYASA HAZIRLIK TEKLİFİ İLE ÜLKE DEĞİL DÜNYA YÖNETİLİR…

Hayranlık duyarak okuduğum ve sonrasında ülkemizin değil tüm dünya ülkelerinin ihtiyaç duyduğu temel insan hakları açısından bir anayasa teklifi olduğu kanaatine vardım.

Devletler Anayasalarını; doğuştan temel insan hakkı olan Can, Mal, Namus ve Aklı koruyacak ayrıca Din-İnanç özgürlüğünü sağlayacak şekilde yapmalıdırlar. Bu anayasaların hazırlanıp uygulanmasını ve yürütülmesini sağlamak ise devletin görevidir.

 Bugün ülkemizde ve tüm dünya ülkelerinde; acil ihtiyaç olarak temel insan hakları olan can, mal, namus, akıl ve İnanç özgürlüğüne sağlamaya duyulan özlem had safhaya gelmiş ve bir çözüm arayışındadırlar. Hazırladığınız bu ANAYASA HAZIRLIK teklifinizde temel insan haklarını sağlamaya yönelik gerekli olan beş temel esası yazınızda çok açık ve herkesin anlayacağı şekilde izah edilmiş.

· İdamın geri getirilmesini isterken; Can emniyetinin ancak böyle sağlanacağını ve mafyacılık, kabadayılık, hasımlık gibi çıkar odaklı oluşumların bitirilmesinin en kestirme yolu olarak gösterilmiş…

· Halkı; ev ve araba sahibi olmasını için faize bulaşıp banka kredisi çekerek almaya mecbur hale getireceksiniz, sonra aldıkları ev ve arabalarını; ekonomiyi bozarak faiz-döviz değerlerinin değişmesiyle geçim sıkıntısına sokup çektikleri kredi taksitini ödeyemeyecek hale getirip icra yoluyla malına el koyarak elinden alıyorsanız kimsenin mal garantisi yok demektir. Bunun için Faizden acilen vazgeçilmesi ve ekonomiden para politikasına yapılması gerekenler yazıda belirtilmiş…

· AB’nin dayatmasıyla çıkarılan (İstanbul Sözleşmesi ve Lanzarote Anlaşması gibi aileyi tahrip eden ve zinaya özendiren) ve anayasal hale getirilen uygulamalarla namusun korunamayacağını, acilen Milli ve İnancımıza uygun anayasalarımızı yapmamız gerektiğini yazıda çok net izah edilmiş…

· Uyuşturucu ve içki gibi akıl sağlığımızı tehdit eden ve bunun sonucunda her sahadaki verimi, iş ve trafik güvenliğini tehlikeye sokan bu maddeler için daha sert tedbirler alınmasını ve özendirici reklamlarının yasaklanıp akıl sağlığın korunması gerektiği yazıda vurgulanmış…

 · Laiklik maddesinin mutlaka tanımlanmasının üzerinde durularak din ve inanç özgürlüğünün sağlanması ve böylece din ve inanç istismarının önlenebileceği teklif edilmiş…

Temel insan haklarını tam anlamıyla sağlayacak bir anayasa teklifi hazırlanmış ve ayrıca bu kadarla kalınmayıp; Halkın açlık sınırından çıkarılıp huzur ve refah içinde yaşaması için ekonomik yapılanmanın, para politikasının, faiz ve vergilerin nasıl olması gerektiğini, siyasi açmazın ve partiler arası çatışmanın ülke yararına olmadığı ve bugünkü çirkin muhalefetin nasıl aşılacağını ve ülke çıkarına yönelik siyasi bir yapılanmanın çözümü sunulmuş, Ordu ve Milli Savunma için yeni bir hiyerarşik yapılanma önerisi verilmiş, adalet için gerekli olan hukuki uygulamaların ve mahkemelerin işleyiş ve çok özel bir öneri olan hakemlik sistemi önerilmiş… Ayrıca en önemlisi; anayasalarımızın AB, ABD ve masonik dış odaklarla işbirliği halindeki kuruluşlarca dayatılan maddelerle değil, halkın inanç ve geleneklere uygun Milli bir anayasayla kurtuluşa ulaşacağı net bir şekilde anlatılmış…

 Bu kadar detaylı ve hiçbir eksiği olmayan bir anayasa hazırlık çalışmasının bugün yaşadığımız ve tüm dünyada (özellikle temel insan hakları noktasında) yaşanan tüm problemleri, uygulanabilirse çözecek şekilde değerlendirdim. Allah hazırlayanlardan razı olsun. Ayrıca bu çalışmanızı en yetkili ve ilgili makamlara da ulaştırma çabanızı ve gayretinizi de ayrıca takdir ediyor ve işte sorumluluk bilinci ve vatan sevgisi budur diyorum…

Allah sizi başımızdan eksik etmesin ve gayretlerinizi devamlı kılsın. Amin.

NOT: Yazınızın sonundaki yorumlara bakıyorum ve tüm yaşanan ekonomik, siyasi, ahlaki sorunların, her türlü sosyal olayların ve dünyada yaşanan zulümlerin sebeplerinin anayasalardan kaynaklandığını hem bilmiyorlar ve hem de bilmedikleri için bu anayasalarla nasıl düzelecek diyorlar… Yarabbi! Sen bu gibi düşünenlerin bilgi seviyelerini ve dikkatlerini arttırıp, onlara şuur veresin… Tüm bu olumsuz yorum ve yaklaşımlarına rağmen hiç alınganlık göstermeyip doğru bildiklerini yazmaktan çekinmeyen, kimin ne dediğine aldırmayıp şevkle, heyecanla ve cesaretle yazmaya devam eden Milli Çözüm yazarlarına da sağlık, sıhhat, afiyet, güç, kuvvet ve sabır ver… Amin.

İyiki varsın Milli çözüm. Türkiyenin yeni bir solukla yeni bir Anayasa ile ve zihinsel değişimle Adil Düzene adım adım yaklaşılmaktadır. Milli Çözüm bu büyük hedefin öncülüğünü yapmaktadır.

Sn. Dr. S.A. Bey’e
İlginiz ve önerileriniz için teşekkür ederiz. 
Ancak, Filistin davasına da, Ülke sorunlarımıza da ve geleceğimizin doğru, uygun ve olgun kurgulanmasına da en çok önem veren ve öneriler getiren-gayret gösteren Milli Çözüm Dergisidir. İşte, biraz daha dikkatle incelenirse, o haklı olarak arzu ettiğiniz neticelere ulaşılması için de Anayasal düzenlemeler getirilmektedir. 
Lütfen dikkat!…
Nail KIZILKAN

BÜTÜN UYUYANLARI UYANDIRMAYA (BİR ÂKİL KİŞİ) AHMET AKGÜL YETERLİDİR.

 
Milli Çözüm’ün Anayasa Yazısının Yankıları:
 
Mehmet Uçum’dan Kurtulmuş’a anayasa yanıtı:
Uçum’dan Kurtulmuş’un “TBMM, anayasa yapma iradesine de gücüne de yetkisine de sahiptir” sözlerine cevap: “Yeni anayasa sürecini Meclis’le sınırlamak kimsenin kabul edeceği bir yaklaşım olamaz. Türkiye, TBMM eliyle yeni anayasasını yaptığında Meclis, 400 veya daha fazla oyla kabul etse dahi mutlak surette referanduma sunulmalı ve halk %50’den fazla bir oyla onaylarsa yeni anayasa yürürlüğe girmelidir.”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, X hesabından, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “TBMM, anayasa yapma iradesine de gücüne de yetkisine de sahiptir. Bu süreci kimsenin zehirlemesine müsaade edilmemesi lazım” sözlerine şöyle cevap verdi:
 
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra Meclis (bütçe kanunlarının teklifi hariç) kanun yapma tekeline sahip oldu. Yeni anayasa da elbette bir kanunla yapılacaktır.
Yeni anayasayı kanun olarak yapmak münhasıran TBMM’ye aittir. Hiç kimse, hiçbir merci TBMM’nin yeni anayasa yapma yetkisini tartışamaz, bu yetkiye ortak olamaz.
Sadece Cumhurbaşkanı yeni anayasa kanununu Meclise geri gönderme ve/veya zorunlu yahut ihtiyari olarak referanduma sunma yetkileriyle sürece dahil olur.
Ancak sistemin böyle olması diğer devlet kuruluşlarının ve toplumun yeni anayasa konusunda görüş açıklamasına, sürece ilişkin düşüncelerini paylaşmasına, tartışmalara katılmasına engel değildir.
 
TBMM’nin sistemdeki rolü kanun tekeline sahip olmaktır, fikrin tekeline değil.
Fikir sahibi her kurum, kuruluş, sosyal kesim, sivil toplum, demokratik siyasi mecralar tabiki fikirlerini ifade edecektir, her türlü yasama sürecine katkı yapmak isteyecektir ve katkı da yapacaktır. Bu durum vatandaş inisiyatifli demokratik bir toplum olmanın asgari gereğidir.
Yeni anayasa sürecinin fikri boyutunu ve fikri çalışmalarını sadece Meclisle sınırlamak hiç kimsenin kabul edeceği, uygun göreceği bir yaklaşım olamaz.
Tam tersine kurumların, kuruluşların, kurulların, Meclis dışındaki demokratik siyasi aktörlerin, sendikaların, mesleki örgütlerin, sivil toplum temsilcilerinin, sosyal kesimlerin, bireylerin yeni anayasa konusundaki talepleri, görüşleri, değerlendirmeleri, eleştirileri TBMM’nin yeni anayasa kanun yapımına katkı sunar.
Yine Türkiye’de yeni anayasa talebinin 1987 yılına kadar giden bir tarihi var. Bu otuz yedi yıllık sürede oluşan toplumsal ve siyasal birikimin, geliştirilen hukuksal yaklaşımların ve önerilerin hepsi yeni anayasanın yapım sürecine bir çok fayda sağlar.
Tüm bunlar yeni anayasa yapım sürecinin demokratik ve toplumsal meşruiyetini çok daha güçlü kılar.
Diğer konu yeni anayasanın kanunlaştırılmasında ve yürürlüğe sokulmasında hangi kuralların geçerli olacağıdır. Yeni anayasanın yapılmasında mevcut anayasanın değişikliğe ilişkin hükümlerine göre hareket etmek TBMM’nin karar vereceği bir husustur ve böyle yapması da hukuksal meşruiyet açısından son derece isabetli olur.
Mevcut anayasada, anayasa değişiklikleri 400 ve daha fazla oyla kabul edilirse zorunlu referandum yoktur, Cumhurbaşkanı ihtiyari referanduma sunabilir.
Ancak yeni anayasa kanununun 400 ve daha fazla oyla kabul edilmesi halinde referanduma sunulmadan yürürlüğe girmesine yönelik görüş çok su götürür ve sorunludur.
Burada dikkat edilmesi gereken şudur: Mevcut anayasanın; “400 veya daha fazla oyla kabulde referanduma sunmadan anayasa değişikliğini yürürlüğe koyma imkanını” yeni anayasa için de uygulayalım demek halkın doğrudan onayı olmadan yeni anayasa yapalım demektir.
Bu bakış açısı yeni anayasa yapımında son kararı halkın vermesine ilişkin meşruiyet ilkesinin ihlalidir. Bu ilke günümüzde demokratik sistemlerde neredeyse mutlak kabul gören bir ilkedir. Yeni anayasa yapımında doğrudan demokratik meşruiyeti sağlamanın biricik yoludur.
Ayrıca bir kanun olarak yeni anayasa ile anayasaya dayanılarak çıkarılan kanun (anayasal yasa) arasında niteliksel fark vardır. Anayasa, devletin kurucu iradesinin ve milletin siyasi birliğinin hukuk sistemi olarak ifadesidir.
Anayasal yasa ise kural ve kurum düzenlemelerdir. Anayasal yasayı her zaman halkoyuna sunmak gerekmese de yeni anayasayı halkın onayına sunmak demokratik meşruiyetin yanı sıra milli egemenlik ilkesinin de bir şartı ve gereğidir.
Bu nedenlerle Türkiye, TBMM eliyle yeni anayasasını yaptığında Meclis yeni anayasa kanununu 400 veya daha fazla oyla kabul etse dahi bu kanun mutlak surette referanduma sunulmalı ve halk yüzde elliden fazla bir oyla kanunu onaylarsa yeni anayasa yürürlüğe girmelidir.
Yeni anayasa konusunda halkın asli kurucu irade olarak belirleyici rolünü oynaması ancak referandumla onay vermesiyle olur.”
https://serbestiyet.com/haberler/mehmet-ucumdan-kurtulmusa-anayasa-yaniti-400-oyla-kabul-edilse-dahi-referanduma-sunulmali-166701/
 

TEBRİK VE TAKDİR Türkiye’mizi huzura kavuşturacak, ekonomik, sosyal ve siyasi sorunların aşılmasını kolaylaştıracak… Hatta bölge ve dünya ülkelerine örnek olacak bu ANAYASAL KAVRAM ve KURALLARI hazırlamak da… Bunları dirayet ve cesaretle en yetkili makamlara sunmak da; derin bir ilim, geniş bir feraset gerektirmektedir. Sn. Ahmet AKGÜL, gerçekten kutlanacak ve saygı duyulacak tarihi öneriler getirmektedir. Bu ilmi, insani ve vicdani ölçülere önem vermemek, sahiplenmemek… Hatta tam aksine küçümsemek ve kötülemek, haset ve hıyanet alametidir.
Son sözüm; Milli Çözüm, Türkiye için tarihi bir şans yerindedir.  

E. Öğretim Üyesi Kâzım CANDAN

Milli Çözüm İlmi Araştırma Ekibinin Milli ve tarihi sorumluluk bilinciyle hazırlayıp ilgililerin bilgilerine arz edilmek üzere ilettiği “Yeni Anayasa Tasarılarının Temel Esasları” ve “Gerçek Değişimin Temel Kuralları” ile ilgili hazırlıkları tarihi bir çağrıdır!

Hazırlanacak Yeni Anayasa;
Temel insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına ve çağdaş yaşam standartlarına uygun olmalıdır…
Her türlü peşin önyargılardan ve ideolojik saplantılardan uzak, ilmi ve insani değerlere uygun olmalıdır…
Farklı din ve düşünceden her kesimin özgürlük ve beklentilerini karşılamalı, herkesin özgüvenini ve onurlu yaşam garantisini sağlamalı, bunlarla birlikte milletimizin kahir ekseriyetini oluşturan insanlarımızın inancına, ihtiyacına ve ortak amacına uygun olmalıdır…
Mutlaka “Milli” olmalıdır, yani toplumun ananevi ve ailevi mirasına, dini ve ahlaki yapısına, tarihi ve tabii dokusuna ve Lider Ülke olma arzusuna olumlu yanıt vermeli, yani doğal ve sosyal kanunlara münasip düşecek bir içerikte tasarlanmalıdır…
Hassas dengeleri ve Cumhuriyet değerlerini gözetip kollayacak bir duyarlılık ve tutarlılık taşımalıdır…
Metninde çok farklı ve aykırı biçimlerde yorumlanmaya müsait olabilecek, güç ve iktidar çevrelerince kendilerine göre yozlaştırılmaya münasip bulunabilecek kapalı ve karmaşık ifadelerden uzak durulmalı; açık ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır…

“Küreselleşme, dünya ile bütünleşme, demokratik ve laik çıtaları yükseltme” gibi jelatinli kılıfların arkasına sığınarak ülkemizi; Emperyalist ve Siyonist Gizli Dünya Devleti’nin güdümüne sokacak, Milli hâkimiyet ve hürriyet düşüncesinden koparacak ve Haçlı AB’nin himayesine taşıyacak “tuzak kavramlar” kullanılmamalıdır…
Ülkemiz ve Milletimiz üzerindeki sinsi emelleri öteden beri bilinen Haçlı zihniyetiyle şekillenen; “AB’ye uyum sürecine” ve Siyonist sömürü sermayesinin dünyayı ele geçirme projesi olan; “küreselleşme serüvenine” kolaylık sağlanmamalı ve meşruiyet kazandırılmamalıdır…
Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası tapusu konumundaki Lozan Anlaşması’nın kazanımlarının geri alınacağı, ertelenmiş Sevr’in dayatmalarının hortlatılacağı ve Lozan’ın gizli maddelerine resmiyet kazandırılacağı terim ve tavizler bulunmamalıdır…

Aziz Milletimize, kendi anayasa taslağını yapıp sunamayan partiler:
• Ya birikimsiz ve beceriksizdir…
• Ya cesaretsiz ve dirayetsizdir…
• Veya art niyetli ve dış güdüm tıynetlidir…

Milli bünyemize uyum sağlayamayan, ülkemizi Emperyalist ve Siyonist Gizli Dünya Devleti’nin güdümüne sokmak, milletimizi Milli hâkimiyet ve hürriyet düşüncesinden koparmak niyetiyle yapılacak anayasalar, “ana-tasa”, yani huzursuzluk kaynağı olacaktır…
Emperyalist ve Siyonist projelere taşeronluk yapanların gerçek ayarları ve amaçları da ortaya çıkacak, millet bunları tanıyacak, ona göre tavır alacaktır.

Öncelikle emeğinize sağlık. Çok güzel ve hayırlı bir çalışma. Fakat şu anda çok acil ihtiyaç olduğu kanaatinde değilim. Başta Filistin olmak üzere tüm dünya zulmün pençesinde kıvranırken, insanlar ciddi sağlık, açlık ve yokluk sıkıntısı çekerken, ahlak ve manevi çöküntü yaygınken öncelikli olarak zihinsel bir dönüşüme ihtiyaç varken, sırf mevcut iktidarın kendisini kurtarmak için çırpındığı bir Anayasa değişikliğine ihtiyaç yok diye düşünüyorum. Şu 50 maddeyi bu zihniyet uygulasa herşey yine düzelmeyecek. Çünkü kökü çürük sistem değişmeden hiçbirşey olmaz.

Adil Düzen, kökü çürümüş ve insanlığa hiç bir faydası olmayan aksine zulüm getiren sisteme karşı tek küresel sistemdir..

7 Ekimden buyana Milli Çözüm olarak;
Hamas coğrafyadaki fiili değişimin fitilini yaktı, ve inşallah Fikri zihni değişim ise Türkiyeden başlayacaktır“diyoruz…

Ve yarım asrı aşkındır bu bölge ile ilgili söylediklerimiz nettir;
“İslam aleminin tam ortasında bir çıbanbaşı gibi duran bu ” Siyonist ur”un, biranevvel deşilip atılması ve şuurlu bir Filistin devletinin kurulmasıdır.. Bunun gerçekleşmesi için ise Milli Çözüm olarak ;
♦️İslam ortak PAKTI
♦️İslam ortak PAZARI
♦️İslam ortak PARASI
♦️İslam ortak PROĞRAMI
♦️İslam ortak PASAPORTU ve Yeni bir Dünya diyoruz.

Hazırlanan Anayasa örneği ise şüphesiz, Adil Düzene geçiş süreci anayasası özelliğini barındırmaktadır.Ve bu konuda kafa yoran İlim ve liyakat ehlinden de ,ciddi çalışmalar ve katkılar bekliyoruz..
Sadece eleştiri değil, teklif ve katkılar, çalışmamıza bereket ve zenginlik katacaktır.

Sarhoştan “acil hastaya” müdahale etmesini beklemek nasıl ki hastaya yapılacak en büyük kötülükse; BOP eş başkanından, İsrail zalimini durduracak hamleyi beklemek, zalime zulmü için süre tanımaktan öte bir şey değildir!
Irak, Mısır, Libya, Suriye… zulmüne alet olanlardan ve bunlara oy verip destek çıkanlardan, Filistin için acil müdahaleyi geçin, 1000’lerce gemiyi İsrail’e göndermesinler ve zulme ortaklıklarına mazeret üretmesinler yeter.
Robert Kohl’un doktora tezi bir cümledir: “Tüberküloz (verem) hastalığının sebebi kohl basilidir.
O vakte kadar bu mikroplar bilinmiyordu, Bir tek cümledir; ama yepyeni ufukların açılmasına vesile olmuştur.
İşte Robert Kohl’un tezi gibi bütün bu zulümler niçin devam ediyor, niçin artıyor, niçin azalmıyor; bunun asıl hakiki noktasını ve çözüm yolunu Milli Çözüm İlmi Araştırma Ekibi arz etmiş bulunuyor.
Bu sebepten dolayı bugün Milli Çözüm İlmi Araştırma Ekibi, hastalığı (Siyonizm’i ve işbirlikçi düzenini) teşhis ederken bir sistemle “ADİL DÜZEN”le tüm sorunların temelinden çözüyor.
Böyle tarihi, ilmi, orijinal bir çözümün sunulmuş olmasından dolayı öncelikli olarak Üstad Ahmet Akgül Hocamıza ve tüm emeği geçenlere tebrik taktirlerimizi arz edip akabinde sorumluluklarımızı kuşanmamız en önemli vazifemiz olmalı. Şayet bunları yapmanın zaman alınacağı düşünülüyorsa o zaman hemen hiç vakit kaybetmeden kollarımızı sıvamamız insanlığımızın gereğidir.

🇹🇷👏👏

Milli çözüm hakkı hakim kılmak haksızlığa karşı durmak için, milli ve manevi sorumlulukların farkına varıp insanların refahı ve huzurunu düşünüp insanlığın huzura kavuşturacak tır.

Picture of Milli Çözüm Dergisi, İlmi Araştırmalar Ekibi Adına Ahmet AKGÜL

Milli Çözüm Dergisi, İlmi Araştırmalar Ekibi Adına Ahmet AKGÜL

YORUMLAR

Son Yorumlar
27
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...