YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6852441298f6c
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 5 8 7
Bugün : 1601
Dün : 42338
Bu ay : 857684
Geçen ay : 1488216
Toplam : 38125357
IP'niz : 18.97.14.87

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Suriye - SDG Anlaşması;
ULUSLARARASI TARAFLARIN,
ULUSAL FİGÜRANLARI!

4.6 14 oy
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Abone Ol
Bildir
16 Yorum
En Yeni
En Eski En Çok Oylanan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

Suriye-SDG Anlaşması: Uluslararası Oyuncular ve Yerel Figüranlar

• Suriye Cumhurbaşkanlığı’nın SDG’nin Suriye ordusuna katılımını duyurmasıyla, 8 maddelik bir anlaşma imzalandı.

• Anlaşma, Kürt toplumunun Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olarak tanınmasını ve anayasal haklarının güvence altına alınmasını öngörüyor, ancak fiili özerklik durumu belirsizliğini koruyor.

• Sınır kapıları, petrol ve gaz sahaları Suriye devletinin yönetimine geçecek olsa da, fiili kontrolün SDG’de kalması endişeleri beraberinde getiriyor.

• Türkiye, anlaşmayı Suriye’nin terörden arındırılması için atılmış bir adım olarak değerlendirirken, bazı uluslararası güçlerin süreçte yer aldığı ve anlaşmanın Türkiye’yi oyalama amacı taşıdığı görülüyor.

• HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun açıklamaları, uluslararası güçlerin süreçte etkin rol oynadığını ve PKK’nin silahsızlanma sürecinin bölgesel etkilerinin olacağını ortaya koyuyor.

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/suriye-sdg-anlasmasi-uluslararasi-taraflarin-ulusal-figuranlari/

Siyonizm ana hedeflerine, adım adım, büyük bir sabır ve titizlikle ilerliyor.. Bu ilerlemeyi kaydederken, önüne ve eline gelen her türlü insani, İktisadi ve askeri lojistiği de hiç çekinmeden kullanıyor,kendi sürecine dahil ediyor.
Katı radikal dincisinden, Ateist Komünistlere..
Kapitalist Liberallerinden, sosyalist maocularına… Yahudiden Ermeniye, Sözde Kürt’ünden Türk’üne kadar işbirlikçiliğe ve uşaklığa yatkın olan bütün fıtratı bozukları, kendi gayesinin etrafında toparlayıp kullanabilme yetisine sahip olduğunu açıkça görüyoruz..!

Gözlerimizin önünde bütün bunlar ve daha fazlası cereyan ederken Akıl, İlim, Vicdan, Tecrübe ve İman ehlinin etkin ve yetkin adımlar atmasının önüne her türlü engel ve ambargoyu uygulayan Türk Medyasının bütün unsurları da malesef bu kirli ve karanlık sürece bilerek ya da bilmeyerek teşeronluk yapmaktadırlar..
Ancak!
Kuvvet kudret sahibi yalnız Cenabı Hak’tır.. Ve Allah kendisine hakkıyla bağlanan iman ve cihad ehli aleyhine zalimlere asla yok veremeyecektir..

TAKLİTÇİ – İŞBİRLİKÇİ FİGÜRANLAR

Irak Kürdistan’ını kurduranlar, Suriye Kürdistan’ını kururken diğer taraftan da ülkemizi birlik ve bütünlüğü parçalayacak olan Anayasa değişikliği hazırlığını tamamlamak için var güçleriyle çalışıyorlar.
Erbakan Hocamızın Milli Görüş – Milli Çözüm ve diğerleri (taklitçi zihniyetler) olarak adlandırarak siyah ile beyaz gibi ayırdıkları işbirlikçiler, Siyonizme en büyük hizmeti yapma fırsatı elde etmek için adeta yarışmaktalardı.
Evet Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi maneviyatçı olmayanların ve Adil Düzen’i savunmayanların beş para etmedikleri açıktı!
Milli Mütabakat – Milli Çözüm Hükümeti, Vatanımız , İslam Âlemi ve bütün insanlık için son şanstı.
“Adil Düzeni kurcağız ve buna hiçbir güç engel olmayacaktır!”
Üstad Ahmet AKGÜL

BOP Taşeronluğu Devam Ediyor

Saray’da, Polonya Başbakanıyla görüşen Erdoğan; “Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin stratejik hedefimiz olduğunu her vesileyle vurguluyoruz. Avrupa Birliği ile işbirliğimizi karşılıklı fayda ve saygı temelinde ilerletme arzusunda olduğumuzu muhataplarımızla sık sık paylaşıyoruz.” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan, bu tağuti düzenlerin oluşturduğu hangi birliğin toplantısına katılsa; “bizi de birliğinize katın” diye yalvarıyordu âdeta.

Onlar da; üye yapmıyorlar fakat işbirlikçilerini kapıya bağlayıp istedikleri kanunları çıkarttırıyorlar…
Parasını verip demografik yapımızı değiştirtiyorlar…


Siyonistler, emperyalistler, komünistler… ABD, AB, Rusya, Çin, vs. hepsi de biliyorlar ki;
Bu işbirlikçi iktidarlar gün gelecek devrilecekler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bin yıllık geçmiş tarihi süresince ne için mücadele etmişse tekrar aslına ve özüne dönecek.
Tüm dünyada Adil Düzen Medeniyetini kurma yolundaki mücadelesine devam edecek ve başaracaktır.

Bu sebeple kendilerine yarayacak yönetimleri iktidarda tutmaya ne kadar muvaffak olurlarsa kendi düzenlerini o kadar daha sürdürebilirler.

Bilhassa Ortadoğu’daki devletleri kendi düzenlerine uyumlu hale getiriyorlar.
Aynı zamanda Türkiye’nin etrafında da kendilerine bağımlı devletçikler oluşturarak, ülkemizi yalnızlaştırma ve kendi kabuğuna çekilmeye zorlama hesapları yapmaktalar.

Nasıl ki Irak’ta bir Barzanistan kurdularsa şimdi de Suriye’nin kuzeyinde bir devletçik kurduruyorlar.

Barzanistan kurulurken “Kırmızı Çizgimiz-Kırmızı Çizgimiz” denilip durulmuştu. Sonunda Barzani Kırmızı Halıyla karşılanmıştı.

PYD’li Salih Müslim de bir zamanlar Kırmızı Halıyla karşılanmıştı. Sonrasında Kırmızı Bülten çıkarılmıştı. Pek yakında tekrar Kırmızı Halıyla karşılanırsa şaşmamak lazımdı.

Suriye’de de bir küçük İsrail kurulduktan sonra sıra Türkiye’ye gelecekti.
Şu anda yürütülen Yeni Barış Süreci de bunun alâmetiydi.

Necmettin Erbakan Hocamız yıllar öncesinden nasıl uyarıda bulunmuşlardı:

“Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Suriye’yi istemelerinin tek bir nedeni vardır. O da Türkiye’yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız.”

Erbakan Hocamızın siyasetini en iyi anlayan ve özümseyen Milli Çözüm de yıllardır, AKP’nin ve işbirlikçi iktidarların tahribatlarını, Siyonizm’in bölgemizdeki amaçlarını-emellerini; etkili ve yetkili merkezlere ve duyarlı insanlara anlattı uyardı. Çözüm ve kurtuluş yollarını gösterdi-gösteriyor.

Şimdi öncelikle bu AKP-MHP (yakında DEM’de katılacak) işbirlikçi ittifaklardan kurtulunması şarttır.

Artık Milli Mutabakat zamanıdır, Milli Çözümlere ihtiyaç vardır.

“Sahipsiz vatanın batması haktır
 Milli Mutabakat, kurtaracaktır!”

Bizim Hüsnülerdeki bu akıl tutulması olduğu sürece haçlılar, siyonistler at koşturur İslam beldelerinde. Takım tutar gibi parti tutan beynini de tuttuğu partiye veren bir çoğunluk var bu ülkede Ülke batarsa da benim partim batırsın diyorlar. Ama Allah CC. ün dediği olur. Hasbünallahü Ve Ni’mel Vekil.

Haçlı Avrupa Birliği, 1000 yıldır şimdide PKK ile mücadelemizde daima bize düşmanca tavır almıştır.

Buna rağmen Özgür Özel, Avrupa Birliği yetkililerine, “İktidara gelince Kopenhag Kriterleri’ni hayata geçirip AB üyeliği elde etme stratejimiz var” diyerek bu çizgide ilerlemekteydi.

Öte yandan, İsrail’in sesi Rûdaw’ın sunucusu İsrail yanlısı sorular sorarken, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bu sorular karşısında ezilirken şu soruyu bile sormamıştı:
“Yahu siz İsrail’in uşağı mısınız, İslam düşmanı mısınız? Filistin ve Hamas’a karşı bu tahammülsüzlüğünüz neden?”

Muhalefet bu durumdayken, iktidar döneminde ise birçok İslam ülkesi kana boğulurken ülkemizin bölünmesi için son aşama olan Irak’ın parçalanması ardından, aynı senaryoyla şimdi de Suriye parçalanmaktaydı.
Sırada (hedefte) ülkemiz var!
Görüldüğü üzere Büyük İsrail planı tıkır tıkır işlemekteydi.
BOP eş başkanı olan iktidar ise, halkına bu durumu (kurbanın kasaba gidişini) bayram sevinci gibi gösteriyordu!

Sonuç olarak:
Ya gaflet ve delalet içindeki muhalefet-yöneticiler-kitleler eliyle ülkemiz parçalanacaktı
Ya da tüm bu sinsi planları önceden görüp cesurca gündeme taşıyan Feraset ve Bilge’nin öncülüğünde bir Milli Mutabakat Hükümeti kurulacak ve olgunlaştırıp tamamladığı Adil Düzen ve Milli projeleriyle insanlığa huzur, adalet ve barış gelecek!

“ÇÖZÜM SÜRECİ”; “TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜLMESİ” için Siyonistlerin yazdığı sinsi ve şeytani senaryoda işbirlikçi figüranların oynadıkları rollerin genel adıydı.
“Çözüm Süreci” senaryosunu yazan SİYONİSTLER.
“Çözüm Süreci” senaryosunda sağcı solcu, istismarcı inkârcı, iktidar muhalefet diye rol alanlar İŞBİRİLKÇİ FİGÜRANLAR.
“Çözüm Süreci” denen Siyonist senaryonun Türkiye’mizin yararına olacağını savunarak Türkiye’deki duyarlı kesimleri avutmaya ve oyalamaya çalışanlar ise işbirlikçilerin YANDAŞ TAKIMI olmaktaydı.
Siyonist işbirlikçilerin “uluslararası taraflar da bu süreçte yer almaktadır” demeleri, bu gerçeğin itirafıydı.

Siyonist senaryoda ister sağcı, ister solcu, ister istismarcı, ister inkârcı, ister iktidar, ister muhalefet rolü oynayan bütün İŞBİRLİKÇİ FİGÜRANLARDAN Türkiye’nin Milli çıkarlarını korumasını ve ülkenin sorunlarına kalıcı ve akılcı çözümler sunmasını beklemek boşunadır.

Bütün İŞBİRLİKÇİ FİGÜRANLAR, Çözüm Sürecinde Siyonist odaklara söyledikleri gibi, Haçlı Avrupa Birliği konusunda da Batılılara “beni desteklerseniz, sizlere daha çok size hizmet sunarım” mesajı vererek PİYONİSTLİKLERİNİ ispatlama yarışındaydılar.

En büyük tehdit ve tehlike, “vatanın işgal edilmesi ve düşman esaretine düşülmesi” ihtimalini hesaba katmamak ve milli savunma (cihat) görevini aksatmaktır!
Amerika’nın, “halkı Saddam’ın zulmünden kurtarıp, ülkeye demokrasi getireceği” bahanesiyle Irak’ı işgal ettiği, bir kısım Iraklının da: “Amerika bizleri Saddam’ın zulmünden kurtardı, halkımıza huzur ve özgürlük getirecek” diye sevindiği haberlerinin yayımlandığı dönemde bir Türk gazeteciyle röportaj yapan Iraklı bir direnişçi şunları anlatmıştı:
“İşgal sürecinde tıp fakültesinde talebeydim, aslında direnişçi değildim, Irak’ın işgaline ‘Saddam’ın zulmünden kurtulduk, Irak’a demokrasi gelecek!’ diye seviniyordum, hatta tankın üzerindeki işgal askerlerine çiçek ve içecek ikramında bile bulunmuştum.”
Peki, neden direnişçi oldunuz? sorusuna ise: “Bir gün evime gittiğimde, bize demokrasi getireceğine inandığımız işgalci askerlerin babamı ve erkek kardeşlerimi öldürüp, anneme ve kız kardeşime tecavüz ettiklerini görünce afallamış, acı ve alçaltıcı gerçeğin farkına yeni varmıştım. Artık direnişçi olmaktan başka çarem kalmamıştı!” https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/milli-gorusun-orduya-bakisi/

Artık Milli Mutabakat zamanıdır, Milli Çözümlere ihtiyaç vardır.
“Sahipsiz vatanın batması haktır  Milli Mutabakat, kurtaracaktır!”

Cenabı Mevlayı müteal bizi böyle bir akibetten korusun bir an evvel hocamızın riyasetinde milli mutabakat hükümetinin kurulduğu günleri göstersin

Allah, düzen kurucuların (ve tuzak hazırlayanların) en hayırlısıdır.
(Ali İmran suresi 54. ayeti)

ADIM ADIM SÖZDE KÜRDİSTANIN VE ASIL OLARAK BÜYÜK İSRAİLİN KURULUŞ ADIMLARI İLERLEMEKTEDİR. İŞBİRLİKÇİ YÖNETİMLERDE ÜZERLERİNE DÜŞEN HERŞEYİ YAPMAKTALAR. HERŞEY ONLARIN PLANLARI DOĞRULTUSUNDA İLERLİYOR GİBİ GÖRÜNSE DE ALLAH’IN DA BİR PLANI VAR, VE ASLINDA ONLAR ADIM ADIM KENDİ SONLARINI HAZIRLAMAKTALARDIR.

KURTULUŞUN İLK ADIMI OLARAK MİLLİ ÇÖZÜME DAYALI BİR MİLLİ MUTABAKAT HÜKÜMETİ BİR AN ÖNCE KURULMALIDIR.

Artık Milli Mutabakat zamanıdır, Milli Çözümlere ihtiyaç vardır.

“Sahipsiz Vatanın batması haktır

 Milli Mutabakat, kurtaracaktır!”

AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN 1980 YILINDA BUYURDUKLARI GİBİ

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki:

TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU;

Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması,

Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve

Yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan – TRT Basın Toplantısı -Nisan 1980

SAFFAT SURESİ 171-172- 173
Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (ve tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.

Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.

https://www.mealikerim.com/37/saffat/173

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE…
Suriye Devlet Başkanlığı, PKK/YPG’nin devlet kurumlarına devredilmesi ve ateşkesle ilgili anlaşma sağlanmasından sonra edinilen yapılan antlaşmadan hem ABD’de hemde Türkiye memnundu. Peki ama bu işde bir tezatlık yokmuydu? Düz mantıkla ABD’nin memnun olduğu antlaşmadan bizim memnun olmamamız gerekmezmiydi.?Bu antlaşma ile Suriyenin bölünmez bütünlüğü nasıl sağlanacaktı?
Bölgeden gelen haberlere göre yaşanan iç çatışmalar artmış ve binlerce insan katliamı devam etmektedir.Artık bu ateş sınırlarımıza yakın bölgeleride sarmış Türkiye, İsrail tehdidi ile başbaşa kalması an meselesidir. Aslında bölgede bulunan gruplar eliyle dolaylı bir savaş yaşanmaktadır…CHP ise bildiğiniz gibi bu süreçte iktidarın verdiği zararları anlatıp, Milli bir duruş sergilemek yerine hala dipsiz kuyu olan AB’ye Kopenag kriterlerinin peşinde uşaklık ve iktidara yandaşlık peşindeydi..!
“Zararın neresinden dönersen kardır” misali ülkemizin başına daha büyük sıkıntılar açılmadan tez bu iktidar ve muhalefetten kurtulacağımız Milli mütabakat hükümeti kurulmalı.Milli Çözüm etrafında toplanılmalıdır.

İhenetin son perdesinde sanki PKK nın yöneticisi yetkilisi Apo gibi göstererek gerek iktidarın gerek muhalefetin asıl PKK nın arkasındaki güçleri (Ab,ABD ve İsrail) halkımızdan gizlemeye çalışması…!
Zeytin dalı, Fırat Kalkanı gibi sahada başarılı operasyonlar yapan Kahraman Ordumuz TSK’nın başarılarını boşa çıkarıp, hatta Suriye’de Esed Rejimi’nin devrilmesini kendi diplomatik zaferiymiş gibi sunarak kof kahramanlık yapanların…!
Troller aracılığıyla Suriye’nin bir kısmını ülke topraklarına dahil edip petrol yataklarından gelir elde etme havası dahi oluşturacak kadar alçalanların..!
Yüce Rabbimiz’in haber verdiği sonları ve acı akıbetleri gelmişti…
Kaldıki en basitinden Suriye’nin Üç’e bölünmesinin en başta Ülkemize en çok zararı uğrayacağı açıkken neden buna sevinilirdi. Evet Esed rejimi insanlık dışı uygulamalar yapan siyonist güdümlü bir yönetimdi. Tıpkı PKK nın ülkemizdeki faaliyetlerine ihtiyaç kalmayıp’ta oyun değiştirilmesi gibi Suriye’de de oyuncular değiştiriliyordu.
Yahu Erbakan Hocamızın ortaya koyduğu Milli Çözüm’ün ise uygulama aşamasına getirdiği Adil Düzen Projelerinden haberiniz yokmuydu?
Adil Düzen’de İslam Ülkeleri arasında uygulanacak 5 P formülü sayesinde (Para,Pasaport,Plan,Proje,Pakt ortak olacak ve böylece hem İslam Birliği tesis edilmiş hemde hiçbir İslam Ülkesinin diğerinin toprağında gözü olmayacaktı..!

Bir sosyal medya gönderisi şöyle diyordu: Son dönemde yeni bir atasözü çıktı; Erbakan haklıymış. Şimdi bu konuyla ne ilgilisi var sorusu elbette sorulabilir. Hocamız son dönemlerinde yaptığı bütün konferanslarda “Ülkemizin güneydoğusunda bir Kürdistan kurulmasına müsade etmemeliyiz! Çünkü bu kurulacak yapı büyük israile hizmet edecek bir yapı olacaktır” diyordu. Bugüne gelince nasıl da gizli bir şer ittifakı kurulduğunu ve adım adım büyük İsrail için her cenahtan işbirlikçi kadroların gayret çektiğini ve nihayet Aziz Erbakan Hocamızın haklılığını görüyoruz. Tabelaları farklı ama özde her birisi aynı odaklara bağlı bu unsurların etkinliğini kıracak Milli Mutabakat dönemine işte bu yüzden ihtiyaç duyulmaktadır.

11 Mart 2025 de masaya oturup 8 maddede anlaşma yapan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet eş-Şara ve SDG Başkomutanı ve Lideri Mazlum Kobani(Ferhat Abdi Şahin) şu özelliklere sahip birileri değil miydi yoksa da koşup kucaklaşıyorlardı bizimkiler?!!!!!

Ahmet Şara = Colani ( Suriye Cumhurbaşkanı – HTŞ Lideri : İsraille hiçbir zaman savaşmayacağız tam aksine uyuşacağız anlaşacağız diyen – ABD’nin terörist listesinden ismini ve grubunu çıkardığı, İsrail – ABD – ve Erdoğan İktidarı tarafından her daim önünün açıldığı, Siyonist Antony Blinken ve İslamist Hakan Fidan Suriye’nin geleceği konusunda mutabık kaldıkları, birisi olan AHMET ŞARA ,

Ve, Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani ) Lideri olduğu SDG ise: Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Kuzeydoğu Suriye’de özerk bir yönetim sürdürmekte ve bölgedeki güç dengelerinde önemli bir rol oynamaktadır. Her ne kadar son çatışmalarda doğrudan taraf olmasa da stratejik gücü ve etkisiyle bölge dinamiklerini Kürdistan lehine şekillendirme amacındaydı. SDG, Ekim 2015’te IŞİD’e karşı mücadele amacıyla kurulan; Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmen savaşçılardan oluşan geniş bir koalisyon konumundadır. SDG’nin en büyük bileşeni Rojava’da ilan edilen öz yönetim kantonlarının güvenliği ve toprak savunmasından sorumlu olan Halk Koruma Birlikleri (YPG) ve Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) olmaktadır.

Şimdi böylesi Siyonistlerin işbirlikçisi bir özelliğe sahip kişilerden hayırlı sonuçlar beklemek mümkün mü?!!! İşte daha dün 14 Mart 2025 Cuma günü Türkiye’den Suriye’ye Ahmet Şara’yı ziyarete giden HAKAN FİDAN – YAŞAR GÜLER ve İBRAHİM KALIN , Suriye Cumhurbaşkanı’nı ziyaretleri esnasında Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’ın büyük bir sevinç ve aşkla cümlelerimi seçerek yazıyorum, büyük bir sevinç ve aşkla musafahalaşmaları kucaklaşmaları ama Eski Genel Kurmay Başkanımız şimdi Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ‘in ise sadece tokalaşması , Katar’ın memnuniyet açıklamaları çünkü bu tavır ABD’den izinsiz taknılamazdı ve Hüda Par’ın açıklamaları gibi eylemler bir çok şeyi açıklıyordu.

Evet makalede ikaz edilen hususlar 8 madde ve diğer hususlar dikkate alındığında makalede hatırlatılan şu gerçeği de unutmamak gerekiyordu : ” … Anlaşılan malum ve mel’un odaklarca hazırlanan bu tezgâhın asıl amacı Türkiye’deki duyarlı kesimleri avutmak ve oyalamaktı… (Türkiye de duyarlı kesim deyince önce ilk akla gelen Milli Çözüm’den başka da yok değil mi malesef? )

İktidarın ve yandaş takımının bütün bu girişimleri: “Suriye’de doğu ve kuzeydoğu vilayetlerini büyük oranda kontrol eden Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etti.” şeklinde sunmaları tam bir saptırmacaydı…”

Yani, Siyonizm eniklerini ve işbirlikçilerini salmış ve alenen aşikar biçimde BÜYÜK İSRAİL PROJELERİ için var güçleriyle çalışıyorlar. Milli Çözüm’ün şu sloganını hatırlatmak yüreklere su serpeceğinden yineliyorum: YAHUDA’yı tanımayan ve İslam’a dayanmayan herkes Siyonizm’in potansiyel hizmetkarıdır. Bu hakikatın farkında olan Milli Çözüm’e inanmış bir Bilge Lider, düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir lider için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır. Her bir şey kontrolü altındadır böylesi liderlerin. O an geldiğinde bir butona basmak kadar kolaylaşır işler…

Artık Milli Mutabakat zamanıdır, Milli Çözümlere ihtiyaç vardır.

“Sahipsiz vatanın batması haktır Milli Mutabakat, kurtaracaktır!”

Sözümüzü Aziz Erbakan Hocamızın NİSAN 1980 de söylediği ve 2003 de söylediği o hakikatlarla kapatalım inşaallah:

” Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür! ” (Nisan 1980)

“Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Suriye’yi istemelerinin tek bir nedeni vardır. O da Türkiye’yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız.”  
( Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN – 2003)

İşbirlikçiler her yerde aynı idi, kendi başlarına hareket edemezlerdi.Aziz Erbakan Hocamız bizim yerli işbirlikçilerimiz için “bunlar at yarışı spikeri”, bunlar trafik ışıkları gibi kırmızı yandı dur, yeşil yandı geç” diye tabir ediyordu. Bunların hiçbirisinin ülkemizi ilgilendiren meselelerde kendilerinin fikir ve düşünceleri yoktur. Gelen talimatları uygulayan “IMF memurları” gibi… Bu günkü Suriye de gelinen noktada aynıdır. Kendilerine verilen talimatları yapmaktalardır. Bunun temelinde Türkiye topraklarından doğu ve güneydoğumuzu nasıl kopartarak İsrail’e vilayet yaparız hesabı vardır. Merak etmeyin sizin bir hesabınız var ise Allah’ın da bir hesabı vardır. O hesabları çok çabuk görendir büyük bir heyecanla beklemekteyiz.

Devletimizin terör örgütü saydığı örgütler artık Suriye devletinin ordusu içerisinde. Artık biz operasyon yaptığımızda kime karşı yapmış olacağız? ABD kendi planını adım adım uyguluyor, figüranları da “terörden arındırılmış Suriye” mesajları vererek bundan sonra yapamayacakları işler için kılıf hazırlıyorlar.
Şunu da düşünmek gerekir; bölgedeki bu terör örgütlerini ne oldu da hep birlikte silah bırakma güzellemesine girdiler? Yetmez iktidarından muhalefetine tüm siyasi aktörler “kürt sorunu” lafını ağızlarına pelesenk edip aynı teraneyi söyleyip duruyorlar? Ne diyordu Aziz Erbakan Hocamız “Ülkemizde kürt sorunu diye bir şey yoktur, adaletsizlik sorunu vardır”. Olaya bu açıdan bakılması gerekir. Asıl hedefi ülkemizi parçalamak ve arzı mevud idealleri karşısında hiçbir engel kalmaması için çalışan Siyonizm’in ürettiği kavramlar üzerinden bakmak bizi sadece Siyonizm’e hizmet ettirir.

Amerika ve İsrail kontrolundekı, Barzani Kürt açılımının yanliş olduğunu söylüyoruz..
Akp ve Hudapar MHP’ kulak tıkıyor…

Apo ya herzaman olduğu gibi terörist dıyoruz, ordan Devlet Bahçeli üzülüyor..! Ve diyor ki O”PKK’nın kurucu önderidir “diyor…

Yetmiyor MHP’ Akp,Demliler eliyle Apo’nun mektubunu okutuyor… Bu Necip MİLLET e

Suriye’de HTŞ ve pyd ve SDG vs.. Aleyhinde konuşuyoruz, AKp liler rahatsız oluyor..

Yeni anayasa adı altında etnik unsurlarla sözde” Kürt lerin”temsilcisi bölünme taleb ediyor… Dem liler eş başkanları,
Ana muhalefet yatışda, AB ye yaranma derdınde…

Akp ve Mhp izni ile Dem liler, İmralıyı mesken tuttu…
Adalet bakanlığı seyır aleminde,
2013 yılında Habur’da açılımda çadır mahkemeleri kurulmüştu.!?

Bir koltuk sevdası na,
Ne Güneşler batıyor..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti nasıl bir badirelerden geçiyor… Toprak kayıyor…Birkaç sivil toplum kuruluşları ve muhalif yazar ve yorumculardan başka.. Ülkenin üzerinde adeta ölüme toprağı serpilmiş sanki..!

Picture of Ufuk EFE

Ufuk EFE

YORUMLAR

Son Yorumlar
16
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...