İsmail ERKUT
Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Arslanoğlu sakinleri, köylerinin adını Cumhuriyet olarak değiştirdiler. Bununla, kölelikten hürriyete, zulümden adalete, sefaletten selamete çıkmak istediklerini ilan ettiler:
Cumhuriyet (Arslanoğlu) köyü, yaklaşık 60-70 bin dönüm tutan beş köyün derebeyi Hacı Naif Kahraman Ağa'nın işgali altında…
12 bin dönüm arazisi bulunan Arslanoğlu köyünün sadece 2 bin dönüm kadarı ağanın tapusunda.. Gerisi tamamen hazine durumunda… Cumhuriyet (Arslanoğlu) köylüleri, devlete müracaat edip, zaten hazineye ait olan arazilerinin, ağanın haksız işgalinden kurtarılıp, ya kiralamak veya satılmak suretiyle kendilerine verilmesini talep etmişler… Bu girişimi, kendi derebeyliğine karşı bir başkaldırı sayan Hacı Naif Ağa, resmi köy korucularından ve kendi eşkıyalarından oluşan 70-80 kişilik çetesiyle ve uzun menzilli silahlarıyla Arslanoğlu köyünü, hem de ikindi sonrası gündüz göz göre bastırıp yaylım ateşine tutuyor!
Atılan mermiler hala köyün toprak duvarlarını kevgire çevirmiş vaziyette duruyor.
Bu saldırı sırasında henüz on üç yaşındaki Mehmet AKTAN isimli mazlum bir çocuk vurulup öldürülüyor…
Yaralı yeğenini kurtarmaya giden yengesi sırtından kurşunlanıyor.
O sırada 1. aza iken, şimdi ise, ağanın adamı eski muhtarın bu çatışmaya katılması ve sanık olarak aranması yüzünden ve bir hukuk mücadelesi sonucu mühürleri teslim alan köy muhtarı Seyit Vural; 4 saat boyunca ateş altında, korku ve panik ortamında kaldıklarını, bu arada karakollara ve ilgili devlet kurumlarına haber verdikleri ve yardım istedikleri halde, maalesef, her ne hikmetse olay mahalline uğramadıklarını ve feryatlarını duymadıklarını anlatıyor..
Bu hengâme esnasında, sadece saldırganlarda bulunan silahlardan çıkan bir kurşunla ve otopsi raporunda -5 -(Beş) metre mesafeden vurulduğu saptanan, ağanın adamlarından birisi de ölüyor..
Saatler sonra köye gelen jandarma komutanı, asıl suçlu ve sorumlu olan, sanki baskına uğrayan ve çocukları vurulan Arslanoğlu köylüleriymiş gibi, bu köyden yaşlı sakat ve hasta 8 (sekiz) kişiyi de ifadeniz alınacak bahanesiyle alıp götürüyor ve savcı hepsini hapishaneye gönderiyor..
Çünkü bölgenin ağası ve arazisinde petrol kuyuları açan ve çalıştıran Shell şirketinin kâhyası olan Hacı Naif Ağa'nın kolu her tarafa uzanıyor…
Ağanın bu zulmü, yeni de değil. Yıllardır, asırlardır sürüp geliyor… Örneğin, bu güne kadar köylülerin kendi iradeleri ve tercihleri doğrultusunda oy kullanmalarına asla fırsat verilmediği, Ağa hangi partiyle anlaşmışsa, seçmen sayısı kadar "evet" mührünün o partiye basılıp gönderildiği anlatılıyor.
Bu duruma ilk karşı çıkan ve "Arazimizi elimizden aldınız. Bedenlerimizi köle yaptınız… Vicdanımızı ve beyinlerimizi de esir almak istiyorsunuz. Buna rıza göstermeyeceğim. Ben haklı ve hayırlı bir yolda olduğuna inandığım için Erbakan'ın Selamet Partisine oyumu vereceğim!.." Diyerek Ağaya başkaldıran Molla Naif Boğa, otuz sene önce herkesin gözü önünde öldürülüyor!?…
Ağaların bütün bu zulüm ve hakaretlerine, Devlet babanın kahredici ilgisizliğine ve sahipsizliğine rağmen, Arslanoğlu köylüleri, yine de PKK'ya asla katılmıyor, destek vermiyor; Milletine, memleketine ve devletine bağlı kalıyor!..
Bu sene 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını işte bu köyde kutladık…
Derme çatma, daracık ama tertemiz ve damları gelincik tarlası gibi al bayraklarımızla süslenmiş, tek katlı toprak evler… Yüzleri solgun ama sevimli bebeler… En yeni giysilerinde bile sefalet gözlenen ve gönüllerindeki ıstırap damla damla gözlerinden süzülen garip, ama gayretli ve yiğit anneler, gelinler… Çok ezilmiş ama eğilmemiş, fakir ama faziletlerini yitirmemiş mert ve metin erkekler…
Hanımlar dertlerini ve dileklerini Kürtçe sıralıyordu… Ama herkes onların ne demek istediğini anlıyordu… Yaşlı bir adam, çektiklerini anlatırken, ağlıyordu… Köy Muhtarı: "Yaşlılarımızı ceza evine koydular. Gençlerimiz için ölüm fermanı çıkardılar" diye haykırıyordu…
Bir ara Nurettin Veren Beye: "Fetullah Gülen'in: Rusya'daki, Orta Asya'daki, Balkanlardaki bazı bölgelerde, bir kısmı Yahudi asıllı çoğu zengin çocuklarına, üçbeş kelimelik sözde Türkçe ezberletip, aslında İngilizce ve batılı kültür değerleriyle ve son sistem teknolojik verilerle özel eğitim yaptıracağına, Türkiye'mizin şu sahipsiz ve çaresiz bölgelerine okullar ve yurtlar açıp önce kendi insanımıza Türkçe öğretmesi ve çağdaş eğitim hizmetleri götürmesi daha layık ve lazım değimliydi?." dediğimde, Nurettin Veren birazda mahcup ve mahzun bir ifadeyle:
"Doğu ve Güneydoğudaki mahrumiyet bölgelerini bırakın, Fetullah Gülen'in kendi doğup büyüdüğü Erzurum Hasankale'ye bağlı köyüne bile bir çivi çakılmamıştır ve o köy buralardan farksızdır!." cevabını veriyordu..
Ülkemizdeki diriliş ve direnişin simgesi Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki mazlumların sesi haline gelen Arslanoğlu (Cumhuriyet) köylülerimize destek veren Doğu Perinçek'in bu onurlu ve olumlu girişimini kutluyoruz…
Bu etkinliğe katılan;
Ona yakın emekli ve şerefli albay ve generalimizi…
Prof. Uçkun Hocam, Prof. Ferit Hakan Baykal, Prof. Kürşat Yıldız gibi değerli ve yürekli öğretim görevlilerimizi…
Ümit Zileli gibi sorumluluk sahibi gazetecilerimizi ve televizyon temsilcilerimizi,
İşçi partisinin duyarlı ve tutarlı yöneticilerini ve görevlilerini,
Milli Çözüm dergisi ekibimizi,
Ülkemizin gerçek ve örnek aydın kişiliklerini,
Kısaca tüm yeni Kuvayı Milliyecileri,
Ve özellikle Cumhuriyet (Arslanoğlu) köylülerimizi yürekten kutluyoruz…
Firavunun tapındığı makam, masa,
Karun'un tanrısı para, kasaydı…
Bu günün firavunları; hain yöneticiler,
Bu günün Karunları ise; zalim zenginlerdi…
İki binli yılların Türkiye'sinde, hala ağaların çıkarları kanun, çağrıları yasaydı…
Ve hala, yurdumuzda derebeylik,
Halkımızda ise derbederlik, sürüp gitmekteydi…
Kimisi villalarda,
Doğalgaz yakıyordu…
Arslanoğlunda hala, kokaryakıt tezek…
Kuytu toprak damlarda…
Ah ne olurdu,
Şu fakirlik, şu kölelik olmasaydı…
Şu acizliği ve çaresizliği yenebilsek
Şu dengesizlik ve düzensizlik
Tarihte kalsaydı…
Bu anlamlı etkinliğe katılan Ahmet Akgül Hocamızın yazıp okuduğu şiir:
ARSLANOĞLU NEYLESİN!…
Hükümet hain ellerde; yok huzurumuz
Evinde yağ, şeker, un yok; avrat neylesin!…
Yazık, dertler ülkesine, döndü yurdumuz
Para pul yok, okul iş yok; evlat neylesin!..
Cumhuriyet erdemdir, hürriyet haktır
Türk, Kürt, alevi ve sünni; bölen alçaktır
Tarla yok, fabrika yoktur; tezek ocaktır
Arslanoğlu hakkın ister; zekât neylesin!…
Muktedir olur sanmayın; siz bu hadımı
Barıştan ve bereketten, eser kaldı mı?
Bak Bismilden besmeleyle, attık adımı
Alt yapı yok, toprak yola; asfalt neylesin
Bayrak, bağımsızlık namus; vatan kutsaldır
AB ve küreselleşme.. Hepsi masaldır
Sen tut, ağzın salyasıyla, Ata'ya saldır
Çün kiralanmış gavura; gavat, neylesin!…
Namusunu rüşvet veren, zalim kocaya
Amerika'ya övgü düzen, hain Hoca'ya
Gündüz mescit, gece giden, mason locaya
Takke tespih, ilim zikir; evrat neylesin!…
Aç gözlüye versen doymaz, Konya Karaman
Kalleş adam zor görünce, kaçar her zaman
Ödü patlar muhtıradan; ucuz kahraman
Kel bilmezse sürmesini; kırat neylesin!…
Egemenlik devrederek, AB peşince
Atatürkçü oldum sanır, rakı çekince
Conilerce başımıza çuval geçince
Komutan NATO olursa; erat neylesin!…
Ahlak ve maneviyat, sevgi ve saygı
Birlik ve dirlik olunca, duymayın kaygı
Maalesef düzen bozuldu, yürütme yargı
Diyarbakır, Batman, Bitlis; Ahlat neylesin!…
Canavar değilse insan; cana kıyar mı?
Fitne, fesat ve anarşi, sana uyar mı?
Vicdanı ölmüş cenaze; sesim duyar mı?
Şirin'de şefkat olmazsa; Ferhat neylesin!…
Haram, rüşvetle şişmişse, karnı kasası
Taptığı olmuşsa eğer, makam masası
Hıyanetle kirlenmişse, gafil kafası
Van Gölü de temizlemez, Fırat neylesin!…
Sahip çık dine, devlete; cumhuriyete
Çamur yenir mi canlarım; hamur niyete
Ey samimi insan: "Ez gurbane cane te…"
Niyeti bozuklara Kur'an; Tevrat neylesin!…
İnanç ve insanlık derdi, yoksa birinde
Ruh ve şuur çürümüşse, vücut kabrinde
İz'an ve insaf kalmamışsa, onun kalbinde
Hısım, akraba, aile ve efrat neylesin
Arslonoğlu köyü şimdi bir Kerbeladır.
Bak, ağalık, derebeylik, sanki beladır.
Kuvayı Milliyeciler, hep kol koladır
Gönüller birleşmeyince, halat neylesin!.
Ahmet Hoca şeytanları; hep ürkütürsün
Senin bir yanın Kürt Zaza; hemi de Türksün
Bazen ilahi, bazen lavik, bazen türküsün
Din ve devrim yobazına, gravat neylesin!…
CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
DEVLET VE HÜKÜMET YETKİLİLERİNİN VE DİĞER İLGİLİLERİN DİKKATİNE!..
ERDOĞAN’IN ASİLTÜRK ZİYARETİNİN PERDE ARKASI
YENİDEN REFAHÇI HADSİZE YANIT
ABD ile birlikte Türk hava sahasında İran’a karşı tatbikat yapmak ve AB ile birlikte Yunanistan…
İran’ın İsrail’e göstermelik saldırdı gün “İncirliğe 2 adet ABD bombardıman uçağının inmesi ve F16’larla birlikte…
Amansızca aradı benliğindeki sırrı bir gün dili söyledi Bismillâhirrahmânirrahîm elhamdülillahi rabbil alemin sonrasında olduruldu bir…
31 Mart seçimlerinden sonra ortaya çıkan tabloda siyasetin Saadet partisi için yeni başladığı ifade edilmişti.…
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır! Yanlış bir insan, doğruyu söylerse o sözü haklı bulmak arkasında…
Milli Çözüm, nasiptir, Milli Çözüm kabul olunan duamızdir, Milli Çözüm iki cihan saadetimiz. Milli Çözüm…
İktidarın İsrail hizmetkarlığı olmasaydı zaten bu kadar süre iktidarda kalamazdı. Kimse kendini aldatmasın yok milli…
Bir neslin zihnine “Önce Ahlak ve maneviyat” esasını işleyen, yetmez bu hedefi gerçekleştirmek için gerekli…
Islah edilebilir ise ıslah edilmelidir. Zaten dua ederken de "Allah'ım onlara hidayet ver / onları…
Ya Rabbi; Biz yoktuk, Sen var ettin Senden haberdar ettin Bu nimetim Sendendir… Sadıklarla cem…