Hak dinlerin ve davaların en büyük belası fırkacılık ve fesatçılıktır. Bunun içindir ki:
"Ey iman edenler! Allah'tan hakkıyla korkun ve Müslümanlar olarak ölün. Ve hepiniz birden topluca Allah'ın ipine (Kur'an düzenine ve disiplinine) yapışın ve (sakın) tefrika çıkar (ıp ayrılmayın…"[1] Emriyle Müslümanlar ikaz edilmiş ve cemaatten ayrılanların her bakımdan tehlikeye düşeceklerine dikkat çekilmiştir.
[1] Al-i İmran: 102-103
"Dini (bir bütün olarak ve hep birlikte) takip edin ve ayrılığa düşmeyin" diye, dinden Nuh'a tavsiye ettiğimizi, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi, (Allah (c.c)) sizin için Şeriat yaptı…"[1] Buyrularak tefrikanın her çeşidinin dinin özüne zarar vereceğine işaret edilmiştir.
a- İslâm'da ilk tefrika, Kur'an'ın lafzını ve Allah kelamını değiştirmeye gücü yetmeyen İbn-i Sebe gibi Yahudi dönmesi münafıklar tarafından başlatılmıştır.
Bunlar ayet ve hadisleri asıl anlamından ve amacından saptıracak ve beyinleri bulandıracak şekilde, yaptıkları yanlış tevil ve tefsirlerle ortalığı karıştırdı. Siyasi rekabet hırsının ve tarafgirlik damarının tahrik edilmesi ve bazı haksızlık ve yanlışların sebep olduğu hoşnutsuzlukların körüklenmesi sonucu oluşan siyasi fırkalar, tabiatıyla itikadi ve ameli yönden de ayrılmaya başladılar.
"Sonra aralarında hizipler (gruplar, fırkalar) çıktı ve birbirleriyle ihtilafa düştüler (Nefsani heves ve hesaplarla bu tür ihtilafları çıkaran) zalimlerin vay haline, o elim bir günün azabından…"[2] Haber verdiği parçalanma ve birbirlerine düşman olma yolunu tuttular.
b- Birtakım insanlar da, Kur'an'ı parça parça ayırıp, bir kısmına inanmak bir kısmına da itiraz ve inkâr etmek suretiyle dinde ayrılığa düştüler.
"Ey Resulüm de ki: Ben ancak ikaz ve inzar edici bir Peygamberim."
Tıpkı o (dinlerini) taksim edicilerin üzerine indirdiğimiz azapla (sizi de uyarıyorum)
Onlar ki Kur'an'ı bölük bölük ettiler. (Bir kısmını yerine getirdiler, bir kısmını terk ettiler."[3] Ayetlerinin bildirdiği durumlar ortaya çıktı.
c- Bazı Müslümanlar da, alimlerin kendi zamanının şartları ve ihtiyaçları için yazdıkları eserleri, dinin tamamı ve temel kaynağı yerine koymak şeklindeki bir taassup yüzünden tefrikaya düştüler.
"Ve işte sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. (Dinin temel esaslarında ittifak ve İslâm'a bütünüyle itaat eden bir cemaattir.) Sizin Rabbiniz (Yaratan, rızıklandıran, koruyan ve sizi eğitmek ve disiplinize etmek üzere kanun koyan sahibiniz) de benim. Öyle ise benden korkun (ve emirlerimi tutun.") (dedik)
Fakat (buna rağmen din) işlerini aralarında parçalayıp, çeşitli kitaplara ayırdılar (ve bölük bölük oldular) Her hizip kendi yanında bulunanla sevinmekte (ve onunla yetinmekte)dir."
"Bir süreye kadar sen onları (daldıkları) gaflet ve cehaletleri içinde bırak…"[4] Ayetleri bu gerçeği dile getirmektedir.
d- Özellikle günümüzdeki pek çok Müslüman da, Hakikat düşmanı ve batıl kafalı partileri sevmek, seçmek ve onu iktidara getirmek için birbirleriyle kıyasıya mücadele etmek suretiyle tefrikaya düştürler. Hakk'ı hakim kılacak hizmetlerden yüz çevirdiler;
"Maalesef, o zulmedenler, bilgisizce kendi nefsü heveslerine tabi oldular (Hakk'a hıyanet ettiklerinden dolayı) Allah'ın sapıttıklarını kim hidayete getirebilir? Onların hiç bir yardımcıları da yoktur.
Sen yüzünü (ve yönünü) tam bir teslimiyetle Hak dine çevir. Allah'ın (Beşer tabiatına uygun olarak gönderdiği) fırat dinine (ve İslâm düzenine) dön ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allah'ın yaratması (ve kanun koyması) değiştirilemez. İşte Hak din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler. Siz yalnız ona yönelin ve ondan korkun; namazı kılın ve (sakın) şirke sapanlardan olmayın.
"Ki onlar dinlerini parçaladılar (ve birliği bozup) bölük bölük oldular. (Artık) her parti (kendi tuttuğu yolu savunmakta ve onunla övünüp ferahlamaktadır."[5]
e- Birtakım insanlar da haset, inat ve menfaat yüzünden Hak davadan ve hayırlı cemaat ve teşkilattan kopmak suretiyle tefrika çıkardılar ve ayrıldılar.
"Dini doğru tutun. Onda ayrılığa düşmeyin." diye emredildiği halde onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki haset ve husumet yüzünden ayrılığa düştüler"[6] ayetleri de bu hale işaret etmektedir.
Halbuki İslâm'ın kesin hükümleri ve hedefleri bellidir. Çünkü "Allah (c.c) Kitabı Hak olarak indirmiştir. Kitapta (Kur'an'ın ahkâmında) ihtilaf edenler, uzak bir ayrılık (ve düşmanlık) içine düşerler."[7]
Bu tür fesatçı ve karıştırıcı kimseler asla iflah olmayacaklardır.
"Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiç bir ilişkin yoktur. Onların işi de Allah'a kalmıştır."[8]
"Kendilerine açık deliller geldikten sonra, ayrılığa düşüp ihtilaf edenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır."[9] gibi ayetlerin ve
"Cemaatten bir karış ayrılıp giden ve boynunda biat bağı olmadan ölen kimse, elinde hiçbir hücceti olmadan Allah'a varacaktır." mealindeki hadislerin tehdidine kulak vermeli, tefrikanın her türlüsünden uzak durmalıdır.
Çünkü Kur'an adaletini uygulamak amacıyla "Birlik olmada rahmet, nefse uyup ayrılmakta ise azap" vardır.
Küfrün saltanatını yıkmak, kötülükleri ortadan kaldırmak ve Kur'an medeniyetini kurmak üzere mutlaka birleşmek ve barışmak, teşkilat düzenine ve cemaat disiplinine uymak mecburiyeti olmakla beraber İslâm'da farklı mezhep, meşrep, tarikat ve ekollerin bulunması ve değişik sahalarda hayırlı hizmetler sunulması caizdir, güzeldir ve gereklidir.
Yani haklı mezheplerin, hayırlı meşreplerin ve farklı kavimlerin bulunması zararlı değil, yararlıdır ve hayırda yarış gibidir. Çeşitlilik berekettir. Ancak İslâm'ın temel hükümlerinde ve hedeflerinde ayrılık, özellikle zalim zihniyetlere taraftarlık, oldukça tehlikelidir.
[1] Şura: 13
[2] Zuhruf: 65
[3] Hicr: 89, 90, 91
[4] Mü'minun: 52, 53, 54
[5] Rum: 29-32
[6] Şura: 13-14
[7] Bakara: 176
[8] En'am: 159
[9] Al-i İmran: 105

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Tarihten günümüze hak davaya katılmış belli mevkilerde görev almış,farklı teşkilatlarda cemaatlerde bulunmuş olduklarını anlarken Hakkın…
YA RAAAB! Zalim i*rail in yıkılışını neolur nasip eyle... Zalimlerin sonunu nasip eyle... Müslümanım diyenler…
MİLLİ ÇÖZÜM' Ü TAKİP EDENLER OKUYANLAR ÇOK ÖNCESİNDEN OLABİLECEKLERİ OKUYUP ÖĞRENDİKLERİ İÇİN ŞAŞKINLIK İÇİNE DÜŞMÜYORLAR!..…
YAKINDA AĞLAYACAK; ERBAKAN'IN TEKNOLOJİ HARİKALARIYLA KENDİ SOYSUZ SAHİPLERİNİ HAŞLAYACAK VE SALTANATININ YIKILIŞINA BÜYÜK ŞEYTAN İSRAİL!..…
Yazının ana konusunda bahsedilen kesimlerinTürkiyedeki tanım karşılığı, genelde "Kent - Soylu" kavramları üzerine dönmektedir..Bu kesimlerin…
"...Ey hâlâ Hamas’ı suçlayan Ve şanlı vatan savunmasına sataşan Sütü bozuk takımı!.. Özünüz karardığı gibi…
Hamas'ın ve Adil Düzen'e inanan tüm müslümanların zaferini müjdeleyen marş olacak nitelikte bu şiir için…
Ne yazık ki bazı çevreler hala bu pakradunilerin varlığını ve tehlikeli faaliyetlerini küçümseyici yazılar yazarak…
AKP-MHP İYİ POLİS KÖTÜ POLİS ORTAKLIĞI KİME HİZMET ETMEKTEDİR..! İş başına geldiği yıldan beri Filistin…
ÖZELLİKLE MİLLİ GÖRÜŞÇÜYÜM DİYENLERİN BU PAKRODİNLERİ İYİ TANIMASI GEREKİR Kİ, NEREDE DURACAKLARINI BİLSİNLER. BU KİŞİLERİ…