YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
674f98d507452
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 1 5 6
Bugün : 2110
Dün : 30630
Bu ay : 116925
Geçen ay : 890827
Toplam : 29861491
IP'niz : 18.97.9.175

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

SİYONİZM’İN SAADET PLANI VE PİYONLARI!

4.8 23 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Yorumu Takip Et
Bildir
27 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Abdullah Gül’e razı olmak, İsrail’e katılmaya hazır olmak demektir!

“Üç partinin birleştirilip Abdullah Gül’ün başına geçirilmesi” iddiasını biz ortaya atmadık. Bu iddialara SP yetkililerinden bir itiraz çıkmadı. Dava ehli bilinen yazar yorumcu kesiminden karşı çıkan olmadı.

Gerçek mü’min ve metin insan, Üstad Ahmet Akgül, üstün bir feraset ve cesaretle, kendi kuşkularını, Siyonizm’in kurgularını, bu yöndeki yaşanmış şüpheli olguları yazdı ve uyardı. Şimdi “Allah razı olsun!” bile diyemeyenler, hele hakikat aynasına bir bakın, iç yüzünüzü görebilecek misiniz?  

MARAZLI TİPLERE!

“Milli Görüş’ü batırma, Erbakan’ı unutturma, bu davayı ve camiayı ayarı ve amacı malum Abdullah Gül gibiler üzerinden Siyonizm’e meze yapma” girişimlerine ve muhtemel tehlikelere karşı yine Üstad Ahmet Akgül tarihi uyarılarda bulunmuşlardır. Böylece hedeflenen fitne ve fesadı, büyümeden etkisiz kılmanın güzel bir örneğini sunmuşlardır.

Bu yazıya ve bu çabaya: “Hay Allah razı olsun, ufkumuzu açtınız, sorumluluklarımızı hatırlattınız!” diye teşekkür bile edemeyen marazlı tipler, yazıklar olsun!..

Ömer Çağıl

Erbakan Hocamız’ın yahudi baltasına sap olmakla hiyanetini tescillediği, 2018 yılında İngiliz yahudi lobisi olan Chatham House’dan ödül aldığı, Exeter yetiştirmesi olduğu tüm kamuoyunca malum olunan Abdullah Gül’ü hala SP başına adaylıkla gündeme getirenlerin hiyanetlerine taraf olmak, tepki duymamak, tepki duyana kalleşçe sırıtmak iman değil insanlık konusudur. Teşkilatlarımız Erbakan Hocamıza ve davamıza karşı örgütlü olan bu hıyanet cephesinin ne zaman farkına varıp bu kanalizasyon zihniyetlilere tepkisini dile getirecektir? Türkiye’miz fiilen işgale uğrayınca mı akıllanacağız?!! Bu duyarsızlık insanı helake götürür. Ne zaman akıllanacağız?!!!

“ABD Baltasına Sap olan” Abdullah Gül den (Prof. Dr N.Erbakan) ülkemize ve İslam alemine hayır gelmeyeceği tescillenmiştir…

Son düzenleme 5 ay önce Hüseyin Selman İsen tarafından

Siyonistlerin Hayranları

Siyonizm e yıllardır hizmetkârlık edenler kendi pisliklerini birilerine mâletmek ve Milli Görüş camiâsına zarar vermek için yeni planlarını gerçekleştirmeye çalıştıklarını görmekteyiz…Siyoniz e sadâkatte yarışanlar yakında uğradıkları akibeti görecekler…Yazıklar olsun ki bu kadar masum insanın kanı akmışken hâlâ kan akıtma planlarına piyonluk yapıyorsunuz…

“Erbakan düşüncesinde iki dünya vardı; bunlar İslam ve Hristiyan’dı. Aralarında ilişki, alışveriş, rekabet, çekişme ve çatışma olabilir; bu doğaldı. Ama; ortaklık, ittifak, pakt ve blok oluşturmak gibi köklü iş birlikleri olamazdı. Bu, eşyanın tabiatına aykırıydı. Hâlbuki Erdoğan-Gül ikilisi ta 1994 veya 95’lerden itibaren en büyük Musevi vakfı ve ABD ile ilişki kurmaya başlamışlardı. (Bir TV programında, partinin önde gelen yöneticilerinden Şevket Kazan, bu temasların Erbakan’dan gizli Abdullah Gül tarafından yürütüldüğünü açıklamıştı.) Batılı büyük güçlerle uzlaştıkları, çokça yazılmış, tartışılmış, iktidara geldikleri 2002’den itibaren de bu gerçek su yüzüne çıkmıştı.
Şimdi soralım, bir zamanlar “Abdullah Gül’ün Erbakan’dan gizli, Yahudi lobileriyle karanlık ilişkilere giriştiğini söyleyen” Şevket Kazanlar, Oğuzhanlar, Karamollaoğlular şimdi hangi yüzle ve hangi mazeretle, o Abdullah Gül’ü, Cumhurbaşkanı adayı yapacaklardı? Yoksa o gün de bugün de, bunların arkasında kendileri mi vardı?
Akıllı ve vicdanlı geçinen pek çok insan, maalesef Milli Görüş’e sızan marazlı takımı hakkında yanılmışlardı… Çünkü o dönemlerde bile bunların ayarını ve amacını sezen ve söyleyen Milli Çözüm gibi feraset ve cesaret ekibi de vardı, ama birçokları o gerçekleri haykıranlara çamur atmışlardı. Yıllar önce bu döneklerin bozuk niyetini ve tıynetini yazıp uyardığı için sataşıp saldırdığınız Milli Çözüm’ün son dedikleri de çıkmıştı. Oğuzhan ağabeyiniz tüm SP Teşkilatlarını ve yan kuruluşlarımızı bu Siyonist zalimlere aldanan, katliam ve tahribatlarına ortak olan Recep T. Erdoğan’a katmak üzere çabalarken Allah ona fırsat tanımamış ve canını almıştı! Şimdi Temel Karamollaoğlu, Tayyip’ten daha beter olan ve Erbakan Hocamızın tespitiyle: “İsrail baltasına, İslamcı sap yapılan!” Abdullah Gül’ü, Cumhurbaşkanı adayı yapmak ve Milli Görüş hainlerini parlatıp pazarlamak için niye çırpınmaktaydı!? Hâlâ anlamak ve mü’mince tavır almak istemeyenlerle uğraşmak boşunaydı.
Bu kadar açık bilgileri ortaya koyan, cesaret li , mert ve net -Milli Çözüm ün Haklılığı yakın zamanda ortaya çıkacaktır İnşallah

Bazı Milli Görüşçü kardeşlerimizin: “Ne var canım, bir insan hatasından dönemez mi? Yanlışını fark edip telafi etmek isteyemez mi?” gibi yaklaşımlarla Abdullah Gül’ün SP’den Cumhurbaşkanlığı adaylığını makul ve meşru gösterme çabaları da temelsiz ve tutarsızdır. Önce bu zevat öyle hata falan değil, açıkça ve küstahça Hak davamıza ve Aziz Hocamıza hakaret ve hıyanet edip ayrılmışlardır. Üstelik Milli Görüş gömleğini çıkardıktan sonraki icraatları ve tahribatları da ortadaydı.

İkincisi; Abdullah Gül’ün çıkıp da; “Ben davama ve Hocama karşı yaptığım büyük yanlışlık ve haksızlıkların farkına vardım, çok pişmanım, Milli Görüş’ten başka huzur ve kurtuluş yolu olmadığının tekrar farkına vardım!” dediğine hiç kimse şahit olmamıştır. Böyle bir itirafta bulunmamıştır ve bulunmayacaktı…

Üçüncüsü: Sn. Abdullah Gül, hiç değilse; “Ben AKP’ye, dinime ve devletime hayırlı hizmetler yapmak niyeti ve hedefiyle katıldım. Umduklarımın çoğunu bulamadım amma değişip düzelirler diye katlandım. Ama ülkeme ve milletime zarar verdikleri konusunda hiç şüphem kalmadığı için ayrıldım.” dediğini de duyan olmamıştı. Ve yine Abdullah Gül, “Ben Cumhurbaşkanı olursam, AKP’nin AB ve ABD politikalarına faizci, ülkeyi dış borca esir edici ekonomik programlarına aykırı olarak, Milli Görüş’ün hazırladığı bütün proje ve planlara sahip çıkıp uygulamaya çalışacağım!” ifade ve iddiasında da bulunmamıştı.
Evet Ahmet Hocamızın yukarıdaki 3 maddesine ve makalenin geneline hangi saadet partili itiraz edebilir hiç kimse o zaman bu Chatham House hayranlarının peşine saadet partisindeki bazı zevat neden gider. Ahmet Hocamızın vurguladıkları bu ayrıntıları saadet yöneticileri acaba bilmemekteler yada başka hesapları mı vardır diye insanın aklına gelen sorular gayet normaldi, ilk akla gelen soru saadet yetkilileri acaba Erbakan Hocamızın üzerine beton dökmeleri yetmez üzerinde çelikle mi kaplama amaçlıdır?

AZİZ ERBAKAN HOCAMIZ ABDULLAH GÜL’Ü TANIMLARKEN NİÇİN “İSRAİL BALTASINA SAP OLMUŞ” ŞEKLİNDE TANIMLADI SORUSUNUN DOÇENT TEZİ STATÜSÜNDE CEVABI OLMUŞ MUHTEŞEM BİR YAZI. BU KONUDA HİÇ KİMSEDE ŞEK ŞÜPHE KALMAYACAK ŞEKİLDE İZAH EDİLMİŞ. UMARIZ MİLLİ GÖRÜŞÇÜLERİN UYANIŞINA VESİLE OLUR.

Son düzenleme 5 ay önce H.Ç. tarafından

Adil Düzen’i gerçekçi ve işleyebilir bir model olarak görmeyen birisi Milli Görüş’ü nereye götürebilir. Ee neyi gerçekçi bir model olarak görüyordur acaba? sormak lazım ki bu acımasız zalim kapitalist düzeni yani siyonizmin ürettiği sistemlerden başkasını görmediği de açıktır. Ayrıca “dini ağırlıklı siyaset yapmanın dindar insanlara ve Türkiye’ye bir faydasını görmedik” cümlesi nerden bakarsanız bakın inancımıza ters bir durum değil midir? Biz hayatımızı Dinimize göre şekillendirmeyecek miyiz…. Yani Aziz Erbakan Hocamızın Kur’an ahlakı üzere yaşaması, insanlığın sorunlarına Kur’an kaynaklı çare ve çözümler üretmesi kimi ve kimleri rahatsız eder acaba??? Ayrıca bu tür bir anlayış Dinimizi Hiristiyanlık’la aynı düzlemde görmektir. Çünkü çeşitli ezoterik yaklaşımlar ve insanları kategorize edip ruhbanlık aracılığıyla sömürmek, çatışmalar meydana getirmek bozulmuş Hiristiyanlık’ta var ve Batı Rönesans’la bu dini arka plana atmış bir nevi bilimselliği din olarak kabul etmiştir. Onlar açısından bakarsanız bu sözü söyleyebilirsiniz. Fakat bizim Dinimizde böyle bir durum yok. Bizim Dinimizin ön gördüğü değerlerin hangisi insan fıtratına aykırı haşaa. Bizim Dinimiz akılcı ve bilimseldir. Müspet ilime, Aklı selime, vicdani kanaate, tarihi birikim ve tecrübeye, evrensel insan haklarına ve ilahi kaynağa dayalı Adil Düzen çalışmalarının, süreçlerinin ve bu kapsamda üretilen modellerin (ilmi, ekonomik, ahlaki) hangisi bilimsel değil???
Milli Görüş siyaset sahnesine girdiğinden beri, hareketi boşa çıkarmak için sürekli sürekli deformasyon çalışmaları yapılagelmiştir. Milli Görüş mensupları bu ifsat çalışmalarını her defasında deşifre eden muhterem Ahmet Akgül hocamızı hiç değilse bu defa zamanında anlasalar. İş olup bittikten sonra anlamanın bir faydası olmuyor.
Makalede de yazdığı gibi bu durum Milli Görüş’ün mirasına beton dökmektir. Aynı zamanda milletimize bir daha; Allah (c.c.) muhafaza buyursun “İslam” dedirttirmeme çalışmasıdır.
Artık Milli Görüş mensuplarının uyanması gerekiyor

Boşuna çırpınmayın…
Siyonistlerin ve işbirlikçilerinin yaptığı bütün planlar ayaklarına dolaşmakta..
Anayasa Mahkemesinin aldığı yetkiler sonrasında, en yandaş yazarlar bile;
“Anayasa Mahkemesinin olaya müdale edeceğini” söylemekteler.
Milli Çözüm söylemlerine dönmeye çalışsalar bile artık boşuna..
Ülkeyi bir ılımlıdan başka ılımlıya veya kemaliste devretme planlarının hepside boşa çıkacak çok yakında “Milliciler” kazanacak ve Milli Çözüm İktidarı, “Büyük Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Adil Bir Dünya” hedefine ulaşacaktır İnşAllah!

Rabbim bizi bu çetin fitneden muhafaza etsin. Rabbim başta Filistin’de Kudüs’te Gazze’de ve tüm dünyada yaşanan bu zulümlerden bizi mahsum kılsın. Allah’ım bizi senin rızanı kazanacak amellere muvaffak kıl ve bizi salihlerle beraber et. Amin.

Amin inşallah

Şimdi soralım, bir zamanlar “Abdullah Gül’ün Erbakan’dan gizli, Yahudi lobileriyle karanlık ilişkilere giriştiğini söyleyen” Şevket Kazanlar, Oğuzhanlar, Karamollaoğlular şimdi hangi yüzle ve hangi mazeretle, o Abdullah Gül’ü, Cumhurbaşkanı adayı yapacaklardı? Yoksa o gün de bugün de, bunların arkasında kendileri mi vardı?

Akıllı ve vicdanlı geçinen pek çok insan, maalesef Milli Görüş’e sızan marazlı takımı hakkında yanılmışlardı… Çünkü o dönemlerde bile bunların ayarını ve amacını sezen ve söyleyen Milli Çözüm gibi feraset ve cesaret ekibi de vardı, ama birçokları o gerçekleri haykıranlara çamur atmışlardı. Yıllar önce bu döneklerin bozuk niyetini ve tıynetini yazıp uyardığı için sataşıp saldırdığınız Milli Çözüm’ün son dedikleri de çıkmıştı. Oğuzhan ağabeyiniz tüm SP Teşkilatlarını ve yan kuruluşlarımızı bu Siyonist zalimlere aldanan, katliam ve tahribatlarına ortak olan Recep T. Erdoğan’a katmak üzere çabalarken Allah ona fırsat tanımamış ve canını almıştı! Şimdi Temel Karamollaoğlu, Tayyip’ten daha beter olan ve Erbakan Hocamızın tespitiyle: “İsrail baltasına, İslamcı sap yapılan!” Abdullah Gül’ü, Cumhurbaşkanı adayı yapmak ve Milli Görüş hainlerini parlatıp pazarlamak için niye çırpınmaktaydı!? Hâlâ anlamak ve mü’mince tavır almak istemeyenlerle uğraşmak boşunaydı. Şu ayetlerin aynasında herkesin kendisine bir bakması lazımdı, belki gerçeği görüp pişman olurlardı. Yoksa Başkanlarının sinsi gayelerine böyle kılıflar uydurup duracaklardı…   

“Öyle ise size ne oluyor ki (Hakk davaya sızan gizli gâvurlar ve şeytani odaklara uşaklık yapan dindar görünümlü) münafıklar konusunda ne diye ikiye ayrılıyor (ve birçoğunuz hâlâ onları sahiplenip savunuyorsunuz?) Allah, kazandıkları (günahları ve sadık mü’minlere kazdıkları tuzakları) yüzünden onları tersine çevirip tepetaklak ettiği halde, siz Allah’ın saptırdığını hâlâ hidayete erdirmek (ve bu marazlı münafıkları masum ve mazur göstermek mi) istiyorsunuz?! (Bu bir nifak hastalığıdır!) Allah kimi saptırırsa, artık Sen kesin olarak (hidayet bulması ve kurtulması için) ona bir yol bulamazsın.” (Nisa Suresi: 88)

Son düzenleme 5 ay önce Necmiye tarafından

Aziz Erbakan Hocamızın;”Milli Görüş toplumu bir römorkör gibi aslına, hürriyetine çekiyor“manasındaki sözlerini, bugün Milli Çözümün misyonu açısından değerlendirdiğimizde şöyle söylemek mümkündür:Milli Çözüm de bir römorkör gibi Milli Görüş camiasının, Milli Görüş prensipleri üzerinde kalmalarını sağlamak için en şuurlu çalışmayı yapıyor!..

Tabi öbür yandan Milli Çözüm; Milli Görüşün mesajının aslını farklı hedef kitlelere; “kavramlarını yeniden revize ettiği”ortak bir kısım kelimeler”üzerinde buluşmak suretiyle ulaştıracak ve hakikat zemine taşıyacak bir köprü görevi görüyor!..

Abdullah Gül gibi aslı ve ayarı birazcık akıl yürüten herkesçe malum olan bir kimseyi Milli Görüş camiasının başına bela etmeye çalışmak; şayet yüksek düzeyde bir akıl fukaralığı değilse, çok gizli ve sinsi bir hesabın sonucudur!..

Makalede Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın, pek çok orijinal ve isabetli tespitlerle ve Aziz Hocamızın konuşmalarından alıntılanan bölümlerle A. Gül’ün ciğeri tam ortaya koyulmaktadır!. Birilerinin çıkıp bu karakter ve yapıdaki bir zerzevatı Milli Görüşün siyasi partisinin başkanı olarak sunmaya çalışmaları; inanç, ahlak ve anlayış ayarlarının ve karmaşık damarlarının en açık göstergesi yerindedir!..

Şimdi bu makaleyi okuyan bir kimsenin yapması gereken nedir? bunu Kuran’ın ifadesiyle hatırlayalım;

 “Ki onlar (müjdelenmiş mü’min kullar, her konuda yazılan ve konuşulan) sözü (dikkatle) dinleyip duyarlar, (ama bunlardan Kur’an’a ve vicdana en yakın bulduklarına ve) en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.”
ZümerSuresi 18

Eğer hakikaten din, dava, vatan- millet derdi çekiliyorsa T. gibi, belki ondan kaç gömlek daha Milli Görüşten uzak bir kimseyi böyle bir noktada düşünmek davaya, hatta vatan ve insanlığa yapılacak en büyük bir kötülük değil midir?!..

Apaçık bir hıyanet olacak ve Erbakan -Milli Görüş gerçeğinin üzerine beton dökme kepazeliği sayılacak böyle bir işe yeltenenler, millet, tarih önünde ve elbette ebediyet aleminde mutlaka hesap vereceklerdir!..

Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki; İlahî inayet ve keremiyle; Milli Çözüm’ün hidayet, basiret ve dirayeti bu tezgahları da boşa çıkaracaktır!..

Sapı işbirlikçi hainlerden yapılmış balta ile kesilmeye razı olanlara hatırlatma!

İyice yıpranan ve yorulan SİYONİST İŞBİRLİKÇİSİ siyasi aktörlerin ve partilerin tasfiye edilmesi ve yerlerine yenilerini getirme çabaları gün yüzüne çıkmıştı.
Siyonist Şeytanlar Türkiye’de, Siyonist sömürü çarkının dişlilerini ve küresel sermaye baronlarının işbirlikçilerini değiştirme hesapları yapmaktalardı.

Daha önce “illa bir baltaya sap olacağız” diyerek Erbakan Hocaya ve Milli Görüş’e hıyanet edenlerin nasıl bir “BALTA SAPI” olduklarını hep beraber görüp yaşadık.

Erbakan Hocamız bu BALTA SAPLARINI şöyle ifade etmişti:
“Bunlar Milli Görüş’ten ayrıldılar, illa ‘Bir baltaya sap olacağız’ havasına kapıldılar. Ee, bizden ayrıldılar da ne oldu? Hatırlayınız, meşhur atasözümüz vardır: ‘Bir ağacı, sapı o ağacın dalından yapılan baltayla keserler!’ Bunun manası şudur: Uyansınlar diye söylüyorum. Abdullah (Gül) gitmiş, İsrail baltasına sap olmuş: ‘Ben baltaya sap olmak istiyorum, şimdi muradıma kavuştum!’ diyor. Tayyip gitmiş, dış mihrakların baltasına, Sevr baltasına sap olmuş: ‘İşte bir baltaya sap oldum’ diye övünüyor. Bunun övünülecek nesi var yahu?!’’

Saadet Partisi’nin Abdullah Gül gibi İsraile BALTA SAPI olmuş birinin başındaki karanlık ve kiralık bir oluşuma malzeme yapılması için yürütülen çabalar, tamamen Siyonist bir tuzaktır!

Saadet Partisini, Abdullah Gül gibi “İsrail baltasının içimizdeki sapı!..” güdümüne sokma faaliyetleri;
Saadet Partisine, resmen olmasa da fikren ve fiilen Siyonizm’in Türkiye’deki taşeronluğunu yaptırmak…
Erbakan Hocamızın, “Milli Görüş’ün tek ve gerçek siyasi temsilcisi Saadet Partisi’dir!” vasiyetini ortadan kaldırmak…
Böylece Milli Görüş’ün mirasına beton döküp, kökünü kurutmaktır…

Bütün bu hile ve hıyanetlere razı olanların, destek çıkanların ve hatta bunlardan rahatsızlık duymayanların ya akıl ve anlayışı noksandır veya vicdanı sakattır.

Temel Karamollaoğlu’nun, Abdullah Gül gibi, Milli Görüş’e hıyanet edip parçalayan ve Yahudi Lobilerince alkışlanıp öne çıkarılan bir ismi her fırsatta gündeme taşıması, aslında kimlerin adamı olduğunun ispatıdır!

Ey Milli Görüşçüler, Artık Uyanın!

Son düzenleme 5 ay önce Necati Akgül tarafından

(Bütün) Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildiler), öyle ki (bu) elçilerden sonra (inkârcı ve isyancı) insanların Allah’a karşı (savunacak) delilleri olmasın (“uyarılmadık, gafil ve cahil bırakıldık” gibi özür olarak ileri sürecekleri bir bahaneleri kalmasın). Allah, Üstün ve Güçlü olandır, Hikmet ve Hüküm sahibidir. Nisâ 165

Elhamdülillah… AHMET AKGÜL ÜSTADIMIZA NEDEN BİLGE DİYORUZ DAHA İYİ ANLAŞILIYOR HER GEÇEN GÜN …Yine Milli Çözüm ve Üstad Ahmet AKGÜL Hocamız her zaman olduğu gibi BİLGE İNSANLIĞIN gereğini yerine getiren bir davranış ve bilgilendirme ile karşı karşıyayız. Malumunuz Bilgi sahibi insanların özelliği : Herhangi bir problem oluştuğunda , probleme çözüm üretirler… BİLGE İNSANLAR ise : Daha henüz o problem yaşanmadan, hadiselerin gidişatından ve yüksek feraset ve hidayetle olayları kavrarlar ve problem yaşanmadan o konu hakkında ilgili kesimler ilgili kimseler bilgilendirilir ve o problemin yaşanmasını engellenmesine vesile olurlar… İşte ülkemizin hatta dünya insanlığının en büyük kazancı BÖYLESİ BİLGE VE ENDER İNSANA sahip olmasıdır olmamızdır… Bilge ve bir okadar da yiğit şahsiyet ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZA böylesi bir makaleyle duyarlı ve sorumlu kimseler olarak bizleri ve okuyucuları uyandırdıkları için minnettarlığımızı arzediyorum… Milli Çözüm’ün ve Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın her daim onikiden vurması – yanılmaması – kandırılamaması – aldatılamaması ASRIMIZIN TERCÜMANI olduğunun ve elbette bu nimetlere sahip olmamız Milli Çözüm’ün ve Üstadımızın KUR’AN’A TERCÜMAN OLMASIYLA bu hakikatlere sahip olduğumuz gerçeğini de unutmamalıyız…

Aziz Erbakan Hocamızın 1980 de söylediği bir Altın Sözünü hatırlatmak istiyorum:
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
(TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980)

Son düzenleme 5 ay önce Osman Nuri tarafından

Bir zamanlar kendini istişare edilecek biri olarak ilan eden bir zevat vardı. O da diyordu ki “Biz siyaset üstü olmalıyız. Milli Görüş bir cemaat gibi olmalı ve yönetilmelidir.” Bu gayreti kabul görmeyince, başka bir gayrete girmiş Saadet Partisini komple kapatıp Akp’ye dahil etmek için gayret çekmişti. Ancak planların hepsini kontrol eden Cenabı Hak, bu zavallıya fırsat vermemiş ve emeline ulaşamadan ölüm meleği yetişmişti. Bugüne geldiğimizde de kendisinin dünürü olan zat, iki sefer Milli Görüş kaçkını ve ABD duacısı A. Gül’ü cumhurbaşkanı adayı göstermek istemişti. İkisinde de Milli Çözüm’ün gayretleriyle taban uyanmış, Rabbimiz bu hamlelere müsaade etmemişti. Son virajda yine, yeniden aynı isme yönelmeyi iyi niyetli görecek kadar safdil olmadığımızı biliyorlardır inşallah. İnatla sürdürdükleri bu saçmalıktan vazgeçmeli ve yazıda zikredilen özelliklerde bir genel başkan için gayret gösterilmelidir.

Hâlâ anlamak ve mü’mince tavır almak istemeyenlerle uğraşmak boşunaydı. Şu ayetlerin aynasında herkesin kendisine bir bakması lazımdı, belki gerçeği görüp pişman olurlardı. Yoksa Başkanlarının sinsi gayelerine böyle kılıflar uydurup duracaklardı…  

“Öyle ise size ne oluyor ki (Hakk davaya sızan gizli gâvurlar ve şeytani odaklara uşaklık yapan dindar görünümlü) münafıklar konusunda ne diye ikiye ayrılıyor (ve birçoğunuz hâlâ onları sahiplenip savunuyorsunuz?) Allah, kazandıkları (günahları ve sadık mü’minlere kazdıkları tuzakları) yüzünden onları tersine çevirip tepetaklak ettiği halde, siz Allah’ın saptırdığını hâlâ hidayete erdirmek (ve bu marazlı münafıkları masum ve mazur göstermek mi) istiyorsunuz?! (Bu bir nifak hastalığıdır!) Allah kimi saptırırsa, artık Sen kesin olarak (hidayet bulması ve kurtulması için) ona bir yol bulamazsın.” (Nisa Suresi: 88)

Saadet Partisi içinde yine iç ve dış kuşatmayla Abdullah Gül ısıtılıp yeniden Temel Karamollaoğlu tarafından gündeme getirilip durmaktaydı. Bu bağlamda Sn. Temel Karamollaoğlu’nun damadı da ayrıca sorgulanmalıydı. Milli Çözüm yıllar önce Temel Karamollaoğlunun damadı Mehmet Paçacı hakkında yazı yazmış, onun Vatikan ilişkilerini sorgulamıştı. Paçacı’nın ders verdiği okullarda adeta islam coğrafyasında misyoner Hristiyanlar müslümanlara nasıl davranmalı ve müslümanları nasıl tavlamalı… derslerini öğretmekteydi. “Ya daha neler?..” diyenlere Fetö’yü hatırlatmalı… Zaten sizler Fetö için de aynı macunu kullanmamış mıydınız?! İşte meseleye bu gözlükle de bakılabilirse her şey açığa çıkacaktı.
Yine başka bir yerde, larende.com haberde Metin Özer isimli gazetecinin gündeme getirdiği ve alıntı yapıldığı yazıda; “Bizim Paçacı, Vatikan’da Misyonerlerin hocasıymış meğer.
Yazım o tarihte büyük olay oldu.
Cumhurbaşkanı’nın önüne kondu.
Paçacı Büyükelçilik görevinden alındı.
Deşifre ettiğim için Diyanet İşleri Başkanlığı görevi de elinden uçup gitti.
Sessizce ortadan kayboldu.”
Tabi “muhterem” Vatikan Büyükelçiliğiyle de taltif edilmişti…
İşte adeta her yanı zehirli örümcek ağı gibi örülen bir Saadet’e kumpas öyküsüydü…

İşte buradan da anlaşılacağı gibi dış mihraklar gözünde Saadet Partisi Milli Görüş’ün siyasi partisi ve partinin amblem ve söyle mi bile düşük oy oranına rağmen “Sadıklara teslim edilemeyecek kadar önemliydi”!?..
Bak:https://m.ahmetakgul.net/temel-karamollaoglu-nun-karanlik-damadi-ve-siyonist-vatikan-in-islamci-kanadi-541
Bak: larende.com

Son düzenleme 5 ay önce Ali Çağıl. tarafından

Akıllı ve vicdanlı geçinen pek çok insan, maalesef devletimize, Milli Görüş’e sızan marazlı takım hakkında yanılmışlardı… Bunların ayarını ve amacını sezen ve söyleyen Milli Çözüm gibi feraset ve cesaret ekibine, her seferinde birçokları o gerçekleri haykırdığı için çamur atmışlardı.

Üstad Ahmet Akgül Hocamız yıllardır döneklerin bozuk niyetini ve tıynetini, Erbakan Hocamıza ve Ülkemize yönelik hıyanetlerini yazıp uyardığı için sataşıp saldıranlar “bu günleri gördüklerinde” Milli Çözüm’ün son dediklerinde de haklı çıktığına şahit oldular.

Özellikle “Oğuzhan Asiltürk’ün, SP Teşkilatlarını ve yan kuruluşlarımızı AKP’ye katma girişimleri, Temel Karamollaoğlu, Tayyip’ten daha beter olan ve Erbakan Hocamızın tespitiyle: “İsrail baltasına, İslamcı sap yapılan!” Abdullah Gül’ü, Cumhurbaşkanı adayı yapma davası” Milli Çözüm’ün şaşmaz istikametinin bir kez daha göstergesidir.

Siyonist adamların oyunlarına hiç gelmeyen tek kişi Aziz Erbakan Hocamızdı.

Gerisi “Yahudi’nin ordusunda askerlik ettiğinin fakına bile varamama” gafletinden kurtulamamıştı.

Günümüzde ise Siyonist planın bir parçası olmamanın tek yolu vardı oda; Aziz Erbakan Hocamızın siyaset ve stratejisine hakim en sadık, bilge takipçisi Üstad Ahmet Akgül Hocamızın uyarılarını dikkate anlamak, ve gösterdiği yolda yürümektir.  

Katılıyorum tespitlerinize

Abdullah Gül dediğiniz, şikaka4 bir nisaptır5

“O İsrail baltasına, hem İslamcı bir saptır!..”

Bu Erbakan’ın sözleri, sağlam tanım hesaptır

Gemi menzile varır mı, has kaptansız tayfasız…

        

4- Şikak: Ayrışma, parçalanma.

5- Nisap: Ölçü, derece, gösterge.

 

Olaylara doğru bir bakış açısı oluşturmamızı sağlayan Milli Çözüm bir ayar aynasıdır.

Böylece bütün Nebilere (ve Hakk dava elçilerine), insan ve cinn şeytanlarından düşmanlar kıldık. Onlar birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözler fısıldaşırlar. (Hakka davetçilerle onların yakın çevrelerine yerleşmiş bazı şeytani ekipler, sanki birbirlerine güveniyormuş tavrıyla sahte iltifatlar yağdırırlar.) Rabbin dileseydi (izin vermeseydi, elbette) bunu yapamazlardı. Öyleyse onları (Hakk dine ve hizbe sızmış insan suretli şeytanları) yalan olarak uydurmakta oldukları iftiralarıyla baş başa bırak. (Seyret ki sonları nasıl olacaktır!)  [Not: Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette belirtildiği gibi, insanlar; 1- Ya Hizbullah=Allah’ın Tarafgirleri, Destekçileri, Partisi ve Ekibi olmaktadır. (Bak: Maide: 56), 2- Ya da; Hizbüşşeytan=Şeytanın Tâbileri, Destekçileri, Partisi ve Ekibi olmaktadır. (Bak: Mücâdele: 19)]” “Ta ki ahirete inanmayanların (dini ve davayı bile dünyalarına araç yapanların) kalpleri ona (marazlı münafıklara) meyletsin de, ondan (bu yaldızlı ve saptırıcı iddia ve iftiralardan) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını (suçlarını ve sorumluluklarını) yüklenedursunlar (diye Allah CC bu fırsatı onlara tanır).” (En’am: 112-113)

İsrail baltasına sap olmuş birisinden hayır umanların tamamı helakete davetiye çıkaran nasipsiz bedbahtlardır artık!

Diğer partilerin; Saadet çatısı altında, ve MGV’den, Parti birimlerinden yetişmiş, sadakatini ispat etmiş, Milli Görüş’ü ve Adil Düzen’i içselleştirmiş birinin başkanlığında birleşmeleri, elbette hayırlı ve yararlı olacaktı. Ancak SP’nin, Abdullah Gül gibi birinin başındaki karanlık ve kiralık bir oluşuma malzeme yapılması, tamamen Siyonist bir tuzaktı!

ilk cümlede ifade edilen Milli Görüşü benimsemiş birinin Saadet partisi çatısı altında diğer partilerin de olacağı bir ittifakın genel başkanı olması gereklidir ve başka bir ihtimal düşünülmemektedir.

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
27
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...