YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
663133130af76
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 5 7
Bugün : 17696
Dün : 29424
Bu ay : 731650
Geçen ay : 453014
Toplam : 23510614
IP'niz : 3.138.179.119

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

Aydın: Nefsini aşmış, basit beklentilerden sıyrılmış ve gerçeğe ulaşmış kimsedir.

Mustafa Kemal'in: "Ben hakikate nasıl inanıyorsam, dinime de işte öyle inanıyorum." Sözleriyle ifade ve itiraf ettiği olgunluğa yetişmiş, seçkin şahsiyetlerdir.

Aydın: Hakk'a ve hayra inanmış ve kendisini insanlığa adamış olgun ve dolgun kişi demektir.

İnançlı aydın, karanlıkta önümüzü ışıklandıran mum gibidir. Çünkü kendisi eriyip tükenirken başkalarına yolunu ve yönünü göstermektedir. Aydın, erimeden, hedefine eremeyeceğinin bilincindedir.

İnançsız aydın ise, ateşböceğine benzemektedir. Çünkü onları rehber edinenler, daha beter karanlıklara ve bataklıklara sürüklenecektir.

 

İnançlı aydınların en önemli görevi; beyni Hak ile olduğu halde, bedeni ile halkın arasına girmek. Sorumluluk bilinciyle, halkın seviyesine inmek… Ve onların haliyle hallenip, diliyle dillenip, insanların elinden tutarak Hakka ve hayra götürebilmektir.

İnançlı aydın, varlık gerçeğinin mana âlemine girebilmiş… Akıl ve fikir füzesiyle hikmet ve kudret fezalarındaki sırlara erebilmiş… Ve Kur'an'ın kutlu mesajını, Allah'ın kullarına ulaştırabilmenin gayesine, gayretine ve gailesine düşmüş kimsedir.

Gerçek aydın, doğru düşünecek, doğruları öğretecektir. Eğrileri düzeltmeğe ve "doğruya en yakın duran eğrilerin, en tehlikeli eğriler olduğunu" bildirmeğe gayret gösterecektir. O bilir ki, hidayet ve muvaffakiyet, Rabbimizdendir. Bize düşen en etkili ve yetkili yöntemlerle tebliğ, teklif ve tavsiyedir.

Aydın'ın sermayesi bilgi ve samimiyet, silahı ise sabretmektir. Sabrın gereğini yerine getirmeyenler ve değerini bilmeyenler mutlu sona erişemeyecektir.

Bugün, inançlı aydınlarımızın ilk yapması gereken, insanlarımıza "bağımsız düşünebilme" becerisi ve cesareti kazandırabilmektir. Olayları ve konuşulanları önyargısız ve saplantısız olarak değerlendirme ve sonunda tarafsız ve tutarlı bir karar verebilme olgunluğuna erişebilen insanlar, kurtuluş yoluna girmiş demektir. Düşünmekten ve değerlendirmekten korkan, taklit ve taassup ehli insanlardan hiçbir hayır gelmeyecektir.

Aydınlarımız, "halkı bilinçlendirme ve bileme" görevini yaparken, haliyle sömürü baronlarının ve saltanat erbabının şimşeklerini üzerine çekecektir.

Bu durumda, zorbalara karşı dimdik durmalı ve direnmelidir. Asla eğilmemeli, ve doğrulardan taviz vermemelidir. Elbette, ucuz kahramanlıklarla kendisini israf etmemeli, ancak ürkeklik ve gevşeklik de göstermemelidir. Korkak ve kaypak kimselere, insanlar rağbet etmeyecek ve güvenmeyecektir. Ama mert ve metin aydınların karşısında halkımız saygıyla eğilecek ve herhalde onları destekleyecektir. Çünkü insanlar, sadece güçlü ve güvenilir karakterlere itibar ve itimat etmektedir.

Gücünü Hak'tan alan ve herhalde halkın yanında olan… Sağlam ve sarsılmaz bir inanca sahip bulunan ve gerçek bilgisiyle bilgeliğe ulaşan…  Ve bu manevi desteğinden ve dürüstlüğünden kaynaklanan "kendi gücüne" güven duyan aydın bir kişinin, artık geçemeyeceği engel ve yenemeyeceği rakip yoktur. Çünkü nefsini yenen, herkesi yenecektir. Unutulmasın ki başarı ve zaferi, sayı ve silah çokluğu değil, inanç ve ilim üstünlüğü ile beraber, cesaret ve metanet bütünlüğü belirleyecektir.

İnançlı aydın, cebinde helal parası, evinde bolluk sofrası bulunsa bile; o az yemeği, yarı aç gezmeyi, sadeliği ve tevazu göstermeyi tercih etmelidir. Ta ki fakirlerin, çaresizlerin halini bilmelidir. O'nun çevresinde zengin tokların kahkahasından ziyade, zavallı yoksulların ahvahları seslenmelidir.

İnançsız aydınlar ise, inanmadıklarını ve yaşamadıklarını söyleyen, yapmadıkları ve başaramadıkları ile övünen… Yavan ve yaldızlı laflar üretmekten, sonunda alkış ve parsa devşirmekten başka şey düşünmeyen… Kısaca ezilenlerin duygularını istismar etmekten başka bir amaç gütmeyen bayağı ve aşağı tiplerdir.

Evet, maalesef bazı aydın yaftalılar, köşe yazarları ve TV. Yorumcuları, ülkemizde gerçek bir "fikir piyasası" oluşturmak yerine, "sömürücü sermaye piyasasının fikirlerini" meşrulaştırmak peşindedir.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bile, "Ülkemizde gazeteciliğin, ilan-reklâm piyasasının ve borsa-rantiye pazarının basit bir uzantısı haline sokulduğunu" belirtmiştir.

Dünyada gelişmiş ve demokratik sayılan ülkelerdeki binlerce gazeteci, yazar ve yorumcu, maalesef tekelci medya patronlarının ve sömürücü sermaye baronlarının birer kiralık kölesi yerindedir.

Son zamanlarda, Türkiye'de MİT'çi gazetecilerin ve toplumu hipnotize eden basındaki "ajan provokatörlerin" gündeme getirilmesi, her ne kadar bir gerçeğin ifadesi ise de, aslında bütünüyle kirlenmiş ve kiralanmış olan basın kurumlarını temize çıkarmaya yönelik bir girişimdir.

Bugün demokrasi havariliği ve AB tarafgirliği yapan sahte aydınlar; 28 Şubat'ta darbe teşvikçiliği yaptıklarını ne çabuk unuttular.

Birkaç idealist ve cesur yazar ve gazete dışında, maalesef medya ve aydınlar, asla halkın sesi, temsilcisi ve haklarımızın takipçisi olamadılar.

Tam aksine despotik güçlerin, masonik merkezlerin sermaye çevrelerinin ve kukla hükümetlerin sözcüsü ve savunucusu konumunda kaldılar.

Demokrat geçindiler, ama darbe ve devrim diktatörlerini alkışladılar. Halkçı geçindiler, ama toplumun IMF ve çeteleriyle ezilmesine sessiz kaldılar. Özgürlükçü geçindiler, ama başörtüsü zulmüne fetva çıkardılar. Aydın geçindiler ama karanlık ve kâbuslu dönemlere zemin hazırladılar.

Bulanık suda balık avlamak için, toplumu kamplara ayırıp anarşi ve kargaşayı kışkırttılar.

Oysa inançlı aydın bilir ki, her türlü anarşi; ülkedeki adaletsiz sistemin ve ahlaksız bünyenin acı veren çıbanlarıdır.

Evet, anarşi; zalim düzenlerin ve bozuk sosyo-ekonomik dengelerin sonucu başlayan, toplumsal çözülmenin bir ikaz alarmıdır.

Ve anarşinin kesin çaresi ne hapishaneler, ne de askeri tedbirler değildir.

Kafaları ilim ve hür düşünceyle, kalpleri iman ve ahlaki değerlerle, karınları ise yeterli ekmekle doyurulmayan her insan, şeytani merkeze hizmete hazır eleman demektir.

Aydınlarımıza düşen; devrimci geçinen ve bölücülüğe heveslenen gençlerimize; eşitlik ve özgürlük edebiyatı yaparak kendilerini eyleme sürükleyenlerin, lüks villaların amerikan barlarında yudumladıkları viskilerle nasıl keyif sürdüklerini göstermektir.

Aldattıkları ve beyinlerini yıkadıkları gençler bir hiç uğruna birbirlerini boğazlarken, kendileri sömürü patronlarının pahalı sofralarından kahkahalarla gülüşen hainlerin maskesini indirmektir.

Köylü kasketi giyerek halkçı, işçi tulumu giyerek emekçi geçinen, ama eline imkân ve iktidar geçince köylüyü ve emekçiyi inim inim inleten sahtekârların gerçek suratına projektör tutup, bunları topluma tanıtabilmektir.

Herkes şunu kesinlikle bilmeli ki; Amaca ulaşmak için şiddet ve hiddet kullanmak en ilkel bir vasıtadır. Çünkü kan ile açılan her yol, yine kan ile kapanır ve o yolda kin ve intikam hırsı baki kalır.

Hâlbuki en kalıcı ve en akılcı metot iknadır. İnsanların düşünce yönünden olgunlaşmasına, siyasi ve sosyal yönden ise toparlanıp dayanışmasına öncülük yapmalı, devrimleri ve değişimleri kansız ve kavgasız başarmalıdır. Evet, düşüncelerdeki devrim gerçekleşmeden, düzenlerdeki devrimler hep aldatıcıdır. Düşüncelerdeki devrim ise, nefsanî ve şeytani değil, ilmi ve insani değerler üzerine kurulmalıdır.

İşte milyonlarca mazlumun kanı ve milyarlarca mağdurun figanı üzerine kurulan barbar batı medeniyeti…

İşte milyarların alın teri ve emeği sömürülerek gerçekleştirilen Siyonizm'in sömürü sistemi…

Geri ve gelişmekte olan ülkelerde hala bir buçuk milyar insan yeterli ve temiz içme suyundan mahrum yaşıyorsa… Dünyadaki her 7 çocuktan birisi okula gidemiyorsa… 840 milyon insan açlık sınırında kıvranıyorsa ve bir buçuk milyar insanın günlük geliri, 1 doların (500 bin liranın) altında bulunuyorsa, ben bu medeniyete uygardır diyemem!..

Dünya nüfusunun en zengin %20'sini oluşturan ülkelerle, en fakir %20 sini kapsayan ülkeler arasındaki, kişi başına düşen gelir farkı tam 95 katına ulaşmışsa… ABD de bile en üstteki %1 lik zengin tabakanın vergi sonrası net geliri, alttaki 100 milyon Amerikalının toplam gelirini aşıyorsa… Dünyanın en varlıklı iki kişisinin toplam serveti bütün az gelişmiş ülkelerin toplam gelirinden çok daha fazlaysa… Ve çoğu Siyonist olan en varlıklı 200 kişisinin serveti, tüm dünya nüfusunun yarısının gelirinden daha yüksek bulunuyorsa, ben bu dünyaya uygardır diyemem!..

Asya ve Afrika'daki açlık ve sefalet sorununu acilen çözmek için 15 milyar dolarlık yatırım yeterliyken, Avrupa ve Amerika'da sadece parfüm ve süs malzemesine yılda 25 milyar dolar harcanıyorsa…

Honkong caddelerinde 1 dolara, (600 bin liraya) Londra sokaklarında 1 sterline (900 bin liraya) çocuk fahişeler, patronlarına para yetiştirmek için, her gece beş-on erkekle yatmak zorunda kalıyorsa… Analığa ve sıcak aile yuvasına hasret bahtı kara bir sürü kadın, parayla satılıp ruhlar zinayla kirleniyorsa ve Türkiye'deki vesikalı fahişe sayısı yüz binlerle ifade ediliyorsa, ben bu sisteme uygardır diyemem!…

Villalardaki zengin sarhoşların naraları, yoksulların viranelerine taşarken… Lüks yatlarda eğlenenlerin çığlıkları, fakir yuvalarında oturanların kulaklarını hırpalarken… Birileri kedi-köpekleri için milyarları harcadığı halde, ötekileri bebekleri için mama bulamazken… Ben bu düzene uygardır diyemem!…

Kuzey kutbunda buzlar arasında sıkışan balinaları kurtarmak… Ve Karetta kaplumbağalarını korumaya almak için gösterilen, sözde insani amaçlı gayretlerin binde birini, toplu soykırıma uğrayan ve kıtır kıtır doğranan geçmişte Bosnalı ve şimdi Irak'lı mazlum Müslümanlar için göstermeyen bir dünyaya, ben uygardır diyemem!… Ve hele bu mezalimi Amerika'nın demokrasi deneyimi sayanlara, insandır bile diyemem!…

Eşcinsellerin, Anarşistlerin, mafya çetelerinin haklarına sahip çıkan, ama ülkemizdeki on binlerce başörtüsü mağduru kızımızın feryadına kulak tıkayan batı dünyasına da ve onların yerli uşaklarına da ben asla uygardır diyemem!…

Ve bütün bu haksızlık ve ahlaksızlıkları uygarlık zannedenler ve bu ruhu karanlık ve ahlakı bataklık olan batı dünyasını hala hayranlıkla izleyenlere, ben aydındır diyemem!…

"Kürt sorunu" "Ermeni soykırımı" gibi kasıtlı, kışkırtıcı ve asılsız iddialara iltifatlar yağdıran… AB hayaliyle güvensizliğimizin ve geleceğimizin karartılması hıyanetlerine kılıf hazırlayan… Siyonist sermaye şebekesine köleleştirmeyi; Küreselleştirme ve Hümanizm diye yutturmaya çalışan, gamsız ve kansız, kişilere "aydın" etiketi yapıştıran düzenbaz bir düzene güvenemem!..

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

 

Araştırmacı-Yazar, Düşünür ve Siyaset Bilimci olarak tanınan Ahmet Akgül, Milli Görüş çizgisinde önemli bir fikir adamıdır. Olaylara insan eksenli ve İslam endeksli yaklaşmaktadır.

2004 Ocak ayında, arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’da aylık olarak yayınlanan “Milli Çözüm” Dergisini çıkarmaya başlamıştır.

Uzun süreli, ciddi ve çileli bir mücadele dönemi yaşamış ve bu duyarlı, tutarlı ve kararlı tavrını hiç bırakmamıştır. Bu yüzden pek çok sıkıntı ve saldırılara uğramış, defalarca mahkeme açılıp tutuklanmış ve hapis yatmıştır.

İnancımız ve ihtiyacımız olan evrensel hukuk kurallarının; bütün insanlığın ortak değeri ve hayat düzeni haline getirilmesi, “Demokrasi, Laiklik ve özgürlükler” gibi çağdaş kurum ve kavramların; ilmi ve insani temellere göre yeniden şekillenmesi… Ve Türkiye’nin yeni bir barış ve bereket medeniyetine öncülük etmesi konularında yoğunlaşmıştır.

Üstadımızın, başta “İnsanın Yozlaşması”, ardından “Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” ve yine “Barış ve Bereket Nizamı “İslam Davası” ve YozlaştırılanCihad Kavramı” gibi birçok kitapları İngilizceye çevrilip merkezi Londra’daki Cagaloglu Yayıncılık organizesiyle; Amazon ve Bornes&Noble (bn.com) gibi dünya genelinde dağıtım yapan yüzlerce online sitesinde ve dijital (e-kitap) sayesinde 120 kadar ülkede yayınlanıp okunmaktadır. Ayrıca Üstadımızın “Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı” başlıklı Meal-i Kerim yorumları İngilizce ve Rusça tercümeleri ile “Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” kitaplarının Rusça, Arapça, Çince, Japonca ve İspanyolca tercümeleri tamamlanıp basılmış olup; Almanca, Fransızca, Kırgızca ve Farsça tercümelerinde de sona yaklaşılmıştır.

Milli siyaset ve sorumluluk düşüncesini farklı bir boyutta ele alan ve yorumlayan Hocamız; yaklaşık 40 yıldır Türkiye’mizin her yerinde, Avrupa’da ve İslam ülkelerinde, önemli seminer ve konferanslara katılmaktadır.

Mili Görüş’e çöreklenmiş bazı şaibeli kişilerin gizli niyet ve tertiplerini haber vermesi, uzun vadeli hedefler ve stratejik tavizler sonucu Parti’ye girdiklerini sezmesi ve söylemesi nedeniyle, Ahmet Akgül’ün teşkilatlarda ve Milli Görüşçü kuruluşlarda hizmet vermesi engellenmeye çalışılmış; Erbakan Hoca ise, kendisinin daha bağımsız davranabilmesi ve nifak çarkı içinde körletilip kirletilmemesi için bu girişimlere karşı çıkmamış, ama kendisini uzaktan destekleyip yönlendirmekten de geri durmamıştır. Erbakan’ın “Adil Düzen” projeleri, AKP’nin siyasi hileleri ve karanlık ilişkileri, Fetullahçı Cemaatin gizli mahiyeti konularında sayılı uzmanlardandır.

1949 Elazığ doğumlu olan, çeşitli konularda yayınlanmış ve hazırlanmış 105 (yüz beş) eseri bulunan yazarımız, evli ve beş çocuk babasıdır.

 

Hocamız’ın Başlıca Kitapları:

● Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı (Türkçe Meal-i Kerim. Abdullah Akgül Yayına Hazırladı.) (İngilizce ve Rusçaya çevrildi.)

Milli Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız (2 Cilt)

Dünyanın Değişimi ve Erbakan Devrimi

Refah-Yol’la Rantiyenin Savaşı

Cemaatin Cılkı, Erdoğan’ın Çarkı, Erbakan’ın Farkı

Türkiye Kuşatılırken, Kuklaların Kapışması

Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya (İngilizce, Rusça, Çince, Japonca, Arapça ve İspanyolcaya çevrildi.)

Bizim Atatürk

Küresel Fesatçılık ve Fetullahçılık

Dış Politika Yazıları (I) BOP’un Temel Taşları (1988-1998)

Dış Politika Yazıları (II) Tarihin En Talihsiz Yılları (2002-2015) 

Siyaset ve Strateji Bilgeliği

Osmanlı Sistemi ve Abdülhamit Siyaseti

İslam Davası ve Cihad Kavramı (İngilizceye çevrildi.)

● “İnsan”ın Yozlaşması (İngilizce ve Rusçaya çevrildi.)

Ah-u Figan’ım (Şiir)

Başörtüsü İnkârı ve İstismarı

İslamcı Münafıklar

Milli Şuur ve Ordu

20 Yıl Öncesinden; AKP Gerçeği ve Akıbeti

Bilge(!) Erdoğan’dan, İlkeli(!) Numan’a AKP Tezgâhı

Cezaevinde Yazdıklarım

Siyonizm-Deccalizm Ortaklığı

Devrim Simsarları ve Din İstismarcıları

Dilin Düğümü Çözüldü (Şiir)

Din Dengedir İslam İlericiliktir

Din – Devlet ve Demokrasi

Ergenekon Senaryosu “At Değiştirme” Operasyonu muydu?

(Kadiri - Haydari Tarikatı) Gönül Seması ve Tasavvuf Kapısı

Medeniyet Mücadelesi ve Mehdiyet Müjdesi

● Teşkilatçılık (İletişim ve İşbirliği Sanatı) Mesaj ve Metod

Milli Görüş’ün Marazlıları

● Hak Davanın Hokkabazları

ABD’li Siyonistlerin, AKP’li Piyonistleri

İsrail’in Şımarması ve Armageddon Savaşı

BDP’nin Özerklik Kalkışması

Bir Devrim Yaşanıyordu!

Dünya Dönüşüme Hazırlanıyordu

Hidayet Kıvılcımı ve Hikmet Kılıcı (Şiir)

Katı Ulusalcıların ve Ilımlı İslamcıların Din ve Devlet Tahribatı

Osmanlı’dan Cumhuriyete Kripto Yahudiler ve Pakraduniler

Yüz Kur'ani Kavram ve Yorumları

Konularına Göre: Kur’an-ı Kerim Fihristi

Siyaset Şehveti ve AKP’nin Şerbeti (Yayına Hazırlayan: Ufuk Efe)

AKP’nin Akreplikleri (Yayına Hazırlayan: Ufuk Efe)

Terör-Masonluk ve Mafia Medeniyeti

Cumhuriyet Türkiye’sinde Nifak Hareketleri

Ruhlar-Sırlar ve Uzaydaki Yaratıklar

Sabah Yakın Değil miydi?

Tarikatların Hizmet Sahası ve Islahı

Tuz Kokarsa…

Gaflet miydi, Hıyanet miydi?

Tahribat Ortakları: AKP’nin Arkası, MHP’nin Markası

Türkiye Tarihi Dönemeçteydi!

Yakın Tarihimizde Yüceler ve Cüceler (2 Cilt)

Zafer Muştuları ve Fetih Hazırlıkları

Erbakan’dan İntikam Alanlar

Suriye’de Yaklaşan Hilal-Haç Kapışması

Başkanlık Diktatoryası

15 Temmuz Hıyanetinin Gizemi: Bir Darbe Analizi ve Sistem Krizi

Pazarlık Partisi ve Palavra İktidarı

Kemalizm-Tayyibizm Uyarlaması

Başka Çare Kalmamıştı

İslam’dan Uzaklaştıkça, İnsanlıktan Çıkılması

Dert Söyletir Aşk İnletir (Şiir)

● Hainleri Haşlama, Zalimleri Taşlama (Şiir)

● İstanbul Sözleşmesi ve Ailenin Çözülmesi

Türkiye'nin Erdoğan'la Sınavı ve Ukrayna Savaşı

● Hamas, Şeytanı Şaşırtmıştı ve Dünyayı Uyandırmıştı

 

Üstadımızın hazırladığı; İlköğretimden, Üniversiteye kadar öğrencilerimize inanç ve ahlâk esaslarını ve Milli-İnsani sorumluluklarını öğretecek Ders Kitapları:

● İlkokul 4-5: Çocuklar Sizin İçin Yaratılış Harikaları ve Din Ahlâkı

● Ortaokul-1: İslam; Doğal Hayat ve Güzel Ahlâktır

● Ortaokul-2: Allah'a İman ve Ahlâk Kuralları

● Ortaokul-3: Bilimin Işığında Allah’ın Varlık Kanıtları ve İslam Ahlâkı

● Lise-1: Yaratılışın Bilimsel Kanıtları

● Lise-2: İslam'ın Aydınlığı ve İmtihanın Şartları

● Lise-3: Müslüman; Güzel Ahlâk ve Sorumluluk Taşıyandır

● Lise-4: "Gençliğin Ahlâki Sorunlarına Milli Çözüm Programı"

● Üniversite-1: Yaratılış Sırları ve İslam’ın Esasları

● Üniversite-2: Allah'ın Varlığı ve İmtihanın Sırrı

● Üniversite-3: Olgun Müslümanın Hayatı ve İslam’ın Amacı

 

Üstadımızın Kitaplarından Derlenen Yeni Kitaplar:

Ahmet Akgül’e Göre; Laiklik, Demokrasi ve Cumhuriyet Kavramları

(Hazırlayan: Nevzat Gündüz)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Milliyetçilik Anlayışı

(Hazırlayan: Orhan Atay)

Ahmet Akgül’ün; Alevilik, Bektaşilik ve Şiilik Yaklaşımı

(Hazırlayan: Veysel Uzun)

Üstat Ahmet Akgül’e Göre; Kemalizm’le Atatürkçülük Farkı

(Hazırlayan: Ufuk Efe)

Ahmet Akgül’e Göre; Ülke Sorunları ve Çözüm Yolları

(Hazırlayan: Okan Ekinci)

Ahmet Akgül’e Göre; Genel Ahlâk Esasları ve Temel İnsan Haklarına Saygı

(Hazırlayan: Fatma Betül Erişkin)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Siyonizm Saptamaları

(Hazırlayan: Ali Çağıl)

Ahmet Akgül’e Göre; Yaratılış Sırları ve İman Unsurları

(Hazırlayan: Halil Yaman)

Ahmet Akgül’e Göre; Din İstismarcıları ve Devrim Simsarları

(Hazırlayan: Akın Cengiz)

Üstat Ahmet Akgül’e Göre; Tarikat Yozlaşması ve Tasavvuf İhtiyacı

(Hazırlayan: Abdussamet Çağıl)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Adil Medeniyet Programları

(Hazırlayan: Osman Nuri Çelik)

Ahmet Akgül’ün; Tarih Yorumları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Kâzım Gülfidan-Halil Altuntaş)

Üstat Ahmet Akgül’ün; İlginç Anıları ve Rüyaları

(Hazırlayan: Ramazan Yücel)

Ahmet Akgül’ün; İçtihad Perspektifi ve Orijinal Projeleri

(Hazırlayan: Abdullah Akgül)

Ahmet Akgül’ün; Hikmet Uyarıları ve Veciz Uyarlamaları

(Hazırlayan: Neslihan Bayraktar)

Üstat Ahmet Akgül Hocamızın; Tenkit (ve Tebrik) Yazıları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Mus’ab Eryıldız-İsmail Erkut)

Ahmet Akgül’den; Siyaset ve Strateji Kuralları

(Hazırlayan: Necati Akgül-Ali Mert)

Ahmet Akgül’e Göre; Yönetme ve Liderlik Sanatı

(Hazırlayan: Yakup Gözübüyük)

Ahmet Akgül’ün Saptamalarıyla; Erbakan ve İnsanlık Davası

(Hazırlayan: Ahmet Cömert)

Ahmet Akgül’e Göre; Erdoğan ve Takımının Ayarı ve Tahribatları – 3 Cilt

(Hazırlayan: Nail Kızılkan-Sezai Kurt-Mehmet Sıtmapınar)

Ahmet Akgül’e Göre; Fetullah Gülen’in Perde Arkası

(Hazırlayan: Mehmet Akif Avcı)

Ahmet Akgül’ün Gözüyle; Farklı Kesimlerden İnsan Manzaraları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Osman Eraydın)

Ahmet Akgül Üstadımızdan; Erbakan Hoca’ya Yönelik İthamlara Yanıtlar

(Hazırlayan: Necmettin Musa Bişkin)

Ahmet Akgül'den Kahramanlık Şiirleri (Hazırlayan: İsmet Sezgin)

Ahmet Akgül’den; Seçme Şiirler (Hazırlayan: Ömer Çağıl)

Ahmet Akgül'den Şiirler Harmanı (Hazırlayan: Orhan Yılan)

Ahmet Akgül'den Edep-İstikamet-Hikmet ve Hakikati Öğreten Şiirler

(Hazırlayan: Yalçın Gözübüyük-Erdem Kaya)

 

Hocamızın Önsözünü Yazdığı Milli Çözüm Yayınları:

Üstad Ahmet Akgül’ün Özgeçmişi ve Öğretileri

(Yakup Gözübüyük)

● Haykırış (Şiir - Ali Çağıl)

AKP Yönetimi ve Tahribat Yöntemi Sistem Tahlili ve Siyaset Tenkidi

(Nevzat Gündüz)

● Sözün Çözüme Dönüşmesi (Siyasi Fıkralar - Osman Eraydın)

● Ayar Aynası ve Nokta Atışı (Sosyal ve Siyasi Fıkralar - Erdoğan Bişkin)

Milli Çözüm Ekibinden: İlginç Rüyalar ve Manevi Uyarılar – 2 Cilt

(Hazırlayanlar: Fatma Betül Erişkin – Nail Kızılkan – Neslihan Bayraktar)

 

 

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

 

Before the ADİL DÜZEN (JUST ORDER) conference at the Kyrgyzstan Arabayev University, which we were attended, an academician had introduced Ustadh Ahmet Akgül in the following way:

Ahmet Akgül is an outstanding scholar and thinker in Türkiye who amalgamate ideas of; Islamic principles and human needs, Atatürk's thoughts on change, Positive Nationalism, and social balance. He has written around 100 books, some in three volumes, all original and unique works. Ten of these books have been translated into English, Russian, Japanese, Persian, French and Arabic. He is considered the most distinguished disciple and follower of Türkiye's legendary Prime Minister Prof. Dr. Necmettin Erbakan. For about 40 years, he has participated in scientific conferences throughout Türkiye, Europe, and the Islamic world. He is a man of wisdom and a visionary who has sensed and explained significant developments in Türkiye, the region, and the world decades in advance, facing many difficulties and attacks, yet always proving to be right in the end. He is the editor in chief of the MİLLİ ÇÖZÜM MAGAZINE (A strategic magazine published in Türkiye) which closely followed by Türkiye's military and civilian senior bureaucrats, university professors, prominent writers and commentators, and state officials. Our Ustadh advocates for original ADİL DÜZEN (Just Order) programs based on reason, science, history, conscience, and the Quran, incorporating the beneficial aspects of capitalist, socialist, and liberalist systems while discarding their harmful elements. He is 74 years old and has five children. He leads a modest life, far from luxury and comfort, never accepting royalties for any of his books, magazines, articles or conferences with all expenses covered by about 40 voluntary and dedicated friends of the cause and for the sake of Allah. He maintains that it is forbidden to preach religion and knowledge for money, position, and personal gain, thus owing no favors to any group or power. Besides his nearly 105 books, our Ustadh has also prepared RELIGION and ETHICS textbooks suitable for scientific truths and the essence of Islam without adhering to any sects, for Primary School (grades 4-5), Secondary School (grades 1-2-3), High School (grades 1-2-3-4), and University (grades 1-2-3), topics often overlooked even by political parties and governments.

During our so special conversations, as his sincere students and followers, we asked him: 'How did you prepare these (over 100) books? How did you manage your time?' Our Ustadh Ahmet Akgül answered us in a way that would be an example and encouragement for us:

"1- Except for serious illness and major difficulties, for almost 60 years, I have never put off today's work until tomorrow, and even beyond that, I never attempted to delay the morning's work to the afternoon or the afternoon's to the evening. Because it was necessary not to waste my limited lifetime capital on idle pursuits, which the Quran warns against as 'LAĞVİYAT' (futile activities).

2- I never hesitated to listen to and learn from anyone who had knowledge and experience in a subject, even if they were much younger than me... or just an ordinary and simple person, because the biggest obstacle to learning and acquiring knowledge is pride and arrogance.

3- I have tried to read and understand every piece of writing and book by people, whether local or foreign, left-wing or right-wing, known or unknown to me, loved or disliked by me.

4- From these or from what I heard on TV programs and in conferences, I took notes of the information that I learned and found important, and never hesitated to write and convey them, mentioning their sources.

5- Without getting stuck on the whimsical desires and objections of my closest ones, my fellow companions, my Political Party members, those in active and competent positions... Or considering the account and favor of my personal comfort and interests, I never hid the TRUTHS that my mind and conscience found beneficial and right, nor did I wrap them in various covers to make them difficult to understand.

6- I strived to help all people whom I met on any occasion, whom I had enough closeness to drink a tea or share a traveling on a plane for an hour, to gain and enhance their moral and conscientious awareness and honor, and especially their eternal and spiritual peace. In other words, my aim was not to benefit from their position, resources and compliments, but to be beneficial to them.

7- Perhaps as a fruit and grace of these sincere goals and effortsAnd certainly, as a grace and blessing of Almighty God (Allah), thankfully, it became easy for us to read an average 700-page book in an hour or two, to read quickly, and to produce intended 10-page notes of congratulations and criticism about that book."

 

 

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx