Gülen'den misyoner okuluna bağış! Ve bu gerçek ışığında Fetullahçılığa yeniden bakış!
Gülen cemaatinden Hartford Seminary papaz okuluna $2 milyon dolarlık bağış yapıldığı resmiyet kazandı.
Hartford Seminary'e (Papaz-Misyoner Okulu) müslüman bir cemaatten Modern İslam üzerine araştırma yapılması için milyon dolarlık bir para bağışı yapıldı.
Hartford Seminary halkla ilişkiler müdürü David S. Barrett yaptığı açıklamada, "Hartford Seminary tarihinde ilk defa müslüman bir cemaatten bu kadar büyük bir bağış" aldıklarını söyledi. Alınan en büyük bağış ise 1997'de $6 milyon dolardı.
Perşembe günü Papaz Okulu (Seminary) tarafından basına yapılan açıklamada bu bağış; Fethullah Gülen cemaati adına Ali Bayram tarafından yapıldı. Ali Bayram "Bu para İslam'ın yanlış anlaşılmasını önlemek amacı ile Modern İslam Kürsü'sü kurulması için verildiğini" açıkladı.
$2 Milyon Dolarlık bağış; İslami kurallara göre toplanan paralardan elde edildiğini yani kumar, alkollü içki ve sigara satışından elde edilmediğine dikkat çekildi. Daha doğrusu bu paralar, İslami hizmetlerde kullanılmak üzere, Müslümanlardan toplanmıştı.
Yeni kurulacak Modern İslam Kürsü'sünün: McDonald Merkezinde faaliyet gösteren Hartford Seminary Papaz Okulunun İslam ve Hiristiyan-Müslüman İlişkileri Bölümü altında araştırma yapacağı ve Müslümanları laytlaştırıp yozlaştıracağı anlaşıldı.
Seminary Papaz Okulu uzun yıllardan beri Gülen cemaati ile çalışmaktadır. Bu cemaat ılımlı islamı savunmakta ve bu cemaatin çok sayıda öğrencileri ve din adamları buradaki Papaz Okuluna gelip araştırma yapmaktadır. Gülen'in takipçileri ılımlı islamiyeti, modernizmi, diyaloğu, hoşgörüyü ve demokrasiyi savunmaktadır. Türkçesi Siyonizm uşağı ve Amerikan aşığı insanlar hazırlamaktadır.
Hartford Seminary Papaz Okulu başkanı Heidi Hadsell'de "alınan $2 milyon dolarlık bağış; Modern İslam üzerine araştırma ve eğitim yapmak ve elde edilen sonuçları günümüz dünyasıyla paylaşmak üzere kullanılacaktır" iddiasını tekrarladı.
Böylece Fetullah Gülen'in bir İslam mücahidi değil, Siyonist Hıristiyan misyoneri olduğu da ortaya çıktı.[1]
Dinler Bahçesi ve dinlerarası diyalog'dan sonra şimdide Yahudi destekli İbrahim'in yolu projesi hayata geçirilmek isteniyor
Ortak Hac girişimi!
Dinler Bahçesi, dinlerarası diyalog gibi ılımlı İslam'ı hedefleyen projelerden bir yenisi daha yürürlüğe sokuluyor. İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudilik'i ‘ortak hac' fikrinde buluşturacak ‘İbrahim'in Yolu Girişimi' projesi, 300 bin dolarlık harcama ve 3 yıllık hazırlık çalışmaların ardından 2007'de başlatılıyor. ABD'nin etkin Yahudi sermayedarlarından Rockefeller Grubu vakfının açık destek verdiği proje, Hz. İbrahim'in doğduğu Harran'dan başlayıp Suriye, Ürdün ve İsrail'in ardından türbesinin bulunduğu Filistin'in El Halil kentine kadar uzanan 1100 km'lik bir yürüyüş yolu inşa edilmesini öngörüyor. İnanç kültürü projesi olarak kamuoyuna sunulan projenin arkasında özellikle Yahudi sermayesi ve Yahudi sivil toplum kuruluşlarının bulunması, birçok soruyu da beraberinde getirdi.
İsrail'in Arzı Mevdud hedefleri arasında olan ve Yahudilerin gizli ve sahte isimlerle toprak aldığı söylentilerinin dolaştığı Şanlıurfa'da şimdi de gizemli bir projenin çalışmaları yürütülüyor. Projenin arkasında ise resmi olarak Harvard Üniversitesi gösteriliyor. Üniversite bünyesinde oluşturulan Küresel Müzakere Birimi'nin geliştirdiği ileri sürülen proje, Ortadoğu'daki savaşa, dini ve kültürel çatışmalara karşı barışı desteklemek için sözde katkı sağlamayı amaçlıyor. Projenin hayata geçirilmesi ile Türkiye'nin turizm gelirinin ciddi bir şekilde artacağı savunuluyor.
Dalai Lama ve Jimmy Carter'dan destek geliyor!?
Üç yıldır hazırlıkları sürdürülen proje için bugüne kadar 300 bin dolar harcanırken ‘İbrahim'in Yolu Projesine' desteğini açıklayanlar arasında Dalai Lama, barış ödülü sahibi eski ABD Başkanı Jimmy Carter gibi siyasi ve dini liderlerde bulunuyor. Rockefeller Vakfı gibi pek çok kuruluş tarafından finanse edilen projenin Brezilya, İtalya, Suriye, Türkiye, Ürdün, Lübnan, Pakistan ve ABD'den kişi ve sivil toplum kuruluşları tarafından da bütçe desteği aldığı belirtiliyor.
Projeye göre, ilk vahyin geldiği Harran'dan yola çıkacak insanlar; cami, sinanog ve kiliseleri ziyaret edecek. Yol güzergâhındaki Suriye'nin Halep şehri, Şam'da bulunan Ummayad Camii ve Kudüs'teki El Aksa Camii'nin ardından El Halil'de bulunan Hz. İbrahim ve Sare'nin türbesinde sona erecek. Projenin ileriki aşamasında Irak'taki Ur ve Mısır'daki El-Kharijah'da yol güzergâhına dâhil edilecek. Ziyaret edilecek yerler arasında cami ve türbelerin adlarının geçmesi oldukça dikkat çekici bulunuyor. Yolcuların, İbrahim Yolu'nun bazı bölümlerini ya da tamamını haritaların veya yol boyunca görülen işaretlerin rehberliğinde yürümesi hedefleniyor.
Esin kaynağı Siyonist Hıristiyanlık
İbrahim'in Yolu Girişimi, iki projeden esinlenilmiş. İkisi de, Avrupa'da ve Siyonist Hıristiyanlara özgü. Birisi Aziz James'in Yolu olarak bilinen İspanya'da Santiago'dan başlayıp Fransa'da sona eren 800 km'lik Camino De Compestella adlı kutsal yolda yapılan yürüyüş. Bu yolda her yıl yaklaşık 200 bin Hıristiyan yürüyor ve hacı oluyor. İkinci esinlenilen proje ise, Avrupa Yeşilyolları da denilen Kehribar Yolu Projesi. 1997 yılında Macaristan'da başlatılan proje, yine dini motifler taşıyor.
Projeyi üç dinin ortak noktada buluşması üzerine kuran girişimciler, İslamiyet'in Hz.İbrahim hakkındaki görüşünü Ku'ran'da Âl-i İmran Suresi'nin 84. ayetinin "De ki, Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Rab'leri tarafından Musa, İsa ve Peygamberlere verilene inandık, onları birbirinden ayırt etmeyiz. Biz O'na teslim olanlarız" şeklindeki mealine atıfta bulunarak ortaya koyuyor.
Hz. İbrahim'in Hıristiyanlıktaki yeri ise, Papa 2. John Paul'un "İbrahim'in izinden yürüyerek, biz arı bir inanç ihtiyacının değerini somut olarak öğrendik. Eski insanların Tanrı'ya ayrılmaz bağlarının farkında olarak, Hıristiyanlar İbrahim'i ‘İnancın Babası' olarak tanır ve onun izinde yürüyerek onu örnek almaktan mutluluk duyarlar" şeklindeki sözleri ile hatırlatılıyor.
Yahudilikte Hz. İbrahim inancı ise Birleşik Krallık Haham Başı Jonathan Sacks‘ın "Tanrı'nın İbrahim'e çağrısı, ‘Doğduğun ve babanın evi toprakları terk et', insanlık tarihi için en acılı ama aynı zamanda en umutlu, yeni ve farklı bir yola girmeye davetti" sözleriyle vurgulanıyor.
Niyazi Yanmaz: Siyonist bir proje
Saadet Partisi GİK Üyesi ve Şanlıurfa Milletvekili Niyazi Yanmaz, proje ile felsefe olarak tek tanrılı inanca sahip üç dinin birleştirilmesinin amaçlandığını vurgulayarak, "Bu emperyalistlerin ve Siyonistlerin yeni bir projesidir" diye konuştu. Urfa'da sit alanı içerisine Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı gölün kenarına Dinler Bahçesi temelinin atıldığını hatırlatan Yanmaz, "Arzı Mevud projesine hizmet edecek bir proje ve yol gibi görünüyor" dedi. Özellikle son yıllarda tarımın gözden düşürülüp insanların göçe zorlandığını ve toprak fiyatının düştüğüne dikkat çeken Yanmaz, tarımın bitirilmesiyle satılan toprakların görünürde Ahmet, Mehmet ismiyle, ancak perde arkasında ise karanlık güçlere satıldığı söyledi. Urfa, Hatay, Mardin, Şırnak sınırlarında bulunan mayınlı arazilerin temizlenmesi ve tarıma açılması projesini de bu çerçevede değerlendiren Yanmaz, "Bütün bunlar, Kuzey Irak'ta kurulacak bir Kürt devletinin denize kenarının olması için düşünülüyor. Projenin El-Halil'e kadar gitmesinin sebebi bu. Irak bölünerek Kürt devleti kurulmak isteniyor. Ama Kürt devleti Müslüman olmaktan ziyade, Siyonizm ve emperyalizmin kuklası olacak" dedi.
Bu arada Patrikhane'de oldu-bitti peşinde:
Ayasofya ziyaretine dikkat!
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelen 16. Benedictus'un programındaki belirsizlik kafaları karıştırdı. Özellikle programın İstanbul ayağının ve Fener Rum Patrikhanesi'nin basın tarihinde görülmemiş akreditasyon işlemlerine girmesi Papa'nın ziyareti konusunda endişeleri bir kat daha arttırdı.
Hıristiyanların dini lideri Papa 16. Benedictus'un Türkiye ziyareti pek çok tartışmaları da beraberinde getirdi. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinden sonra hristiyanların sembolik özellik yüklediği Ayasofya'nın camiye dönüşmesi üzerine Hristiyan aleminin tekrar ‘Konstantinopolis' hayallerini gerçekleştirmek için her türlü girişimde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in davetlisi olarak Türkiye'de çeşitli ziyaretlerde bulunan Papa 16. Benedictus'un ziyareti bu açıdan Hıristiyan alemi için de büyük önem taşıdı. Papa'nın Ortodoks Rum Patrik'i Barthalemeos ile bir araya gelerek patrikhanenin durumu ile ilgili olarak görüşmesi ve bunun ötesinde sözkonusu ikilinin kimlerle görüştüğünün belli olmaması ilginç bulundu.[2]
Harvard'dan Kıbleyi Değiştirme Operasyonu: Hz. İbrahim Yolu!
Hz. İbrahim, bugünkü Şanlıurfa'nın Harran ilçesinde yaşamıştır. Filistin'e, sonra da oğlu Hz. İsmail ile birlikte Mekke'ye giderek, Kâbe'yi inşa etmiştir. Nemrut, Hz. İbrahim'i Şanlıurfa'da yakmak istemiştir. Balıklı Göl'de Hz. İbrahim'in bir makamı vardır.
Hz. İbrahim'in ana yolu, Şanlıurfa ile Mekke arasındadır!
Harvard Üniversitesi, "Küresel Müzakere Birimi" adı altında bir örgütlenme oluşturdu. Bu birim Harran'dan El Halil'e (Kudüs'e) kadar 1100 kilometrelik bir "İbrahim Yolu Yürüyüşü" tasarladı. Yürüyüşün El Halil'de bitmesinin gerekçesi; Hz. İbrahim'in türbesinin burada bulunması olarak gösteriliyor!
Bakara 125'te Hz. İbrahim'in makamı bellidir:
"Ve o vakit Kâbe'yi insanlar için dönüp varılacak sevap kazanma ve güvenilir bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından kendinize bir namazgâh edinin!"
Ali İmran 97'de de Kâbe için "Onda açık alametler ve İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren güvenlik içinde olur" denilir.
Demek ki Hz. İbrahim'in gerçek makamı Kâbe'dir!
Kurulan İnternet sitesinde ölen Papa'nın, eski ABD Başkanları'ndan Jimmy Carter'ın ve Dalay Lama'nın destek mesajları var. Dalay Lama "Ortak bir hac fikri harika!" sözüyle sitede yer alıyor!
Sitede Kuran'dan da Ali İmran suresi 84'üncü ayete de yer verilmiş ama sonundaki "Biz, ancak O'na boyun eğen Müslümanlarız." bölümü çıkarılmış.
İnternet sitesinde "Önüne geçilemeyen bir kavganın ve umutsuzluğun küresel sembolü haline gelen Ortadoğu'daki uzlaşmazlığa karşı, bu Yol ve bu Yol'un yolcuları; imamlar, papazlar ve hahamların hep birlikte yürümesi" nden söz ediliyor.
İyi de İsrail'in çocuk katliamları ne olacak? İsrail'i bu yol mu durduracak? Yoksa "vaat edilmiş topraklar" mı gündeme getirilecek?
Sitede, "Dünyanın başka yerlerinde de kiliseden camiye, camiden sinagoga ‘İbrahim Yürüyüşleri' organize edilecek; ibadetler ve dini bayramlar paylaşılacak ve farklı dinlerin biraradalığı konusunda eğitici nitelikte etkinlikler düzenlenecektir" deniliyor!
Fethullah Gülen'in "İbrahimi dinler" diye başlattığı projenin devamı bu! Kısacası Muharref Tevrat ittifakı!
(Kur'anı lafzen değil, ama mealen yozlaştırma ve İslamı laytlaştırma münafıklığı)
"Minareler süngümüz" sloganıyla Türkiye'de Başbakan olan Tayyip Erdoğan'ın Bakanları da projeyi destekliyor!
3 Kasım 2006 günü Şanlıurfa'nın El-Ruha Oteli'nde İbrahim Yolu Projesi ile ilgili, basına kapalı uluslararası bir toplantı yapıldı. Toplantıda Ermeni Patriği Mutafyan, Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Vali Yusuf Yavaşcan ve bir süre önce Şanlıurfa'da bize sıcak ilgi gösteren Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba ve milletvekilleri de bulundu.
Kürşad Tüzmen, "Turizme Şanlıurfa'nın katkısının daha fazla olması açısından önemli bir proje" diye bir açıklama da yaptı.
Fakat Kur'an'da bakınız ne deniliyor:
Bakara 140: "Yoksa siz, ‘İbrahim de İsmail de İshak da Yakup da torunları da hep Yahudi veya Hıristiyan idiler' mi diyorsunuz? De ki, ‘Siz mi daha iyi bileceksiniz, yoksa Allah mı? Allah'ın şahitlik ettiği bir gerçeği bilerek gizleyenlerden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.' "
Ali İmran 67: "İbrahim, ne Yahudi ne de Hıristiyandı; ancak o, lekesiz bir Müslümandı ve Allah'a ortak koşanlardan da olmamıştır."
Eğer gerçek Müslümanlar iseniz, Hz. İbrahim'in yolunun Şanlıurfa'dan Mekke'ye gittiğini bilir ve kıblenizi, turizm geliri uğruna değiştirmezsiniz.
1.5 milyarlık İslam alemi için Hz. İbrahim Yolu; Şanlıurfa-Mekke yoludur! Asıl bu yolu açın siz! Asıl bu yol Şanlıurfa'yı büyütür.
Bakınız TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ülkeler artık askerlerle işgal edilmiyor. Ülkeler şirketlerle işgal ediliyor" diyor.
Bu kampanyayı da o işgalci şirketler planladı; altında kalırsınız Tayyip Bey![3]
Halbuki irtica; din istismarı ve emperyalizm uşaklığıdır.
Hz. Peygamber Efendimiz, başta;
Hz.Süleyman, Hz.Şuayb, Hz. Lut, Hz. Hud, Hz. Nuh Aleyhisselamın ortak mesajı:
"Bu tebliğ ve davete (ve bu dini hizmete) karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim Ücretim sadece Allah'a aittir." Ama Fetullah Gülen, dine hizmet adına topladığı paraları, üstelik papazlara aktarıyor!
"Siz ancak Allah'tan başka bir takım putlara tapıyor (ve bunu meşru ve mazur göstermek için) bir sürü yalanlar uyduruyorsunuz" (Ankebut:17)
"(Hz. İbrahim) Dedi ki yontmakta olduğunuz (kendi eliniz ve fikrinizle uydurup meşhur yaptığınız) şeylere mi tapıyorsunuz?" (Saffat:95)
"Allah ile beraber başka ilahlar edinme. Aksi halde kınanmış ve tek başına bırakılmış olursun!" (İsra:22)
Tanrı: En çok korkulan ve en fazla umut bağlanandır.
"İnsanlar içinde Allah'tan başkasını (Ona) eş ve ortak koşanlar vardır ki bunları Allah'ı sever gibi severler" (Bakara: 165)
"Gerçekten bunlar, onları (Hak) yoldan alıkoyup (Batılın ve barbarların peşine takarlar).. Bunlara (aldananlar) ise (hala kendilerini, hakikaten hidayette olduklarını sanırlar." (Zuhruf:37)
"Ama sonunda bize geldikleri zaman: Keşke benimle senin aranda iki doğu uzaklığı olsaydı, meğer ne kötü yakın-dostmuşsun" (Zuhruf:38) Fetullah'a ve taraftarlarına ne kadar uyuyor.
Kalabalığa ve çoğunluğa uymak ta şirktir.
"Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah'ın (adalet ve asalet) yolundan şaşırtıp saptırırlar." (En-am: 116)
Servet, şöhret ve etiketle şımarma:
"(Mal, mülk ve makam) çokluğuyla övünmek (ve böbürlenmek) sizi tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi…" (Tekasur:1)
"Kim Rahmanın zikrini (Kur'anı Kerimi) görmezden gelir, (yüz çevirip başka şeylere) yönelirse, biz, (insan suretli bilgiç sanılan) bir şeytanı, Onun üzerine kabukla bağlattırıp (kendisine uşak yaparız) Artık bu, onun yakını ve yararlanıcısıdır."[4] ayeti de bu tiplere işaret ediyor.
"(şeytan) onlara (asılsız) vaatler ediyor, olmadık kuruntulara düşürüyor. Halbuki Şeytan onlara sadece bir aldanış ve oyalanış vaat ediyor."[5]
"Onları bırak, yesinler, yararlansınlar ve (boş) bir emel ve umutla oyalansınlar. İleride bilecekler."[6]
"Kim benim zikrimden yüz çevirirse, artık O'nun için sıkıntılı bir geçim (mutsuz, doyumsuz ve huzursuz bir hayat) vardır. Kıyamet günü de kör olarak mahşere kaldırılacaktır"[7]
Ama Milli Çözüm, bu kaypakların kafa röntgenini gösteriyor. Marazlı münafıkların çıbanlarını deşiyor. Ilımlı İslam projesinin piyonlarını ve Siyonist patronlarını deşifre ediyor. Haksızlıklar ve dine yönelik tahribatlar karşısında susan dilsiz şeytan olmamak için gerçeklere projektör tutuyor!
Zaman'ın Münafıklığı
İşte Zaman Gazetesi'nin bilinçli ve tercihli münafıklığının ispatı:
Sizlere yorumsuz iki belge sunacağız. Belgelerimiz nurcu-fethullahçı Zaman gazetesinden… Bu iki belgeyi okuduktan sonra gerçeklerin zamanla anlaşıldığına siz de hak vereceksiniz!..
İlk olarak, 20 Kasım 1992 tarihli Zaman gazetesindeki "ABD'de Yahudi Mafyası: ADL" başlıklı araştırma yazısından bazı bölümleri aktaralım:
"İngiliz farmasonluğunun yahudi kolu olan B'nai Brith'in etkisi altındaki ADL(Anti-Defamation League) 1913 yılında kurulmuştur.
ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir. Kurdukları "Denizaşırı Yatırımcılar Servisi" adlı şirketle, milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir.
İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs'ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım-satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL'nin varlığını ortaya koyuyor.
ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürdü… ADL'nin bilinen cinayetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985'te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov, evinin önünde bombalı saldırı sonucu öldürüldü… Musevi iken Hakk din olan İslam'a dönüş yapan Prof. İsmail Raci Faruki ve eşi 1985'in Ramazan'ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürüldüler… Gandhi ve Palme suikastlarının arkasında da ADL'yi görmekteyiz.
ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığına bağlı Özel Soruşturmalar Ofisi'nde(OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv'de çalıştırmaktadır.
İsrail devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail gizli servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur… ADL-Sharon grubu, ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan yahudileri yetiştirdiler…"
Ve "zaman" su gibi akıp giderken, lağımlar karışıp kirlenirken Tarihler 10 Mart 1998'i gösteriyor… Şimdi de o günün Zaman gazetesine bir göz atalım: Daha önce ADL'yi bir Amerikan Mafyası ve siyonizmin maşası olarak yazan Zaman Gazatesi, bu sefer Fetullah Gülen'e ödül veren ADL'yi övüyordu!?
"Diyalog Çabaları Devam Ediyor
3 gündür Türkiye'de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM başkanı Çetin ve Dışişleri bakanı Cem'den sonra Fethullah Gülen ile görüştü… 55 yahudi örgütünü temsilen Türkiye'de bulunan 59 kişilik Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti(AYÖBK),
‘Fethullah Gülen'in Türkiye'deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın barış asrı olması açısından önemsediklerini ve söz konusu projeye büyük ilgi duyduklarını' belirttiler…
Görüşmede; Gülen'in, ABD'nin en etkili yahudi lobisi olan ADL'nin teklifiyle hazırladığı hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap da gündeme geldi. Gülen, ‘ingilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını' söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak…"
İşte ADL, işte Fethullah, işte diyalog ve hoşgörü masalı ve işte "gerçekler"i yazan Zaman!..
Buna kaypaklık ve münafıklık denir!…
Mürselat Süresi:
1- Örfe (zamanın şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun yorumlarla ve) birbiri ardınca gönderilen (ve onlar eliyle topluma huzur ve kurtuluş yolu gösterilen)'lere yemin olsun ki;
2- Derken (sert ve çetin rüzgarlar gibi, her hayırlı hizmete koşturup, şeytani odakları ve münafıkları) kökünden koparıp savuranlara…
3- Ardından (hakikat prensiplerini ve saadet projelerini, neşriyat yoluyla) korkmadan ve yılmadan yaydıkça yayanlara…
4- Sonra, (rahatının ve menfaatinin kölesi ve nefsani arzularının esiri olanlardan uzaklaşıp, hakkı batıldan, sadık'ı sahtekardan, mümini münafıktan çok kesin ve keskin biçimde) ayırdıkça ayıranlara… (Mutlak doğruları ve mutlu oluşumları topluma tanıtanlara)
5- (Ve geride, gelecek nesillere de) Bir zikir ve öğüt (olacak eserler) bırakanlara
6- Böylece (hiç kimsenin "bilmiyordum, başka türlü sanıyordum" gibi) bir özrü ve mazereti (kalmasın) veya (herkes apaçık şekilde) uyarılsın (diye gerçekleri, gerekçeleriyle birlikte ortaya koyanlara yemin olsun ki)
7- Şüphesiz size vaad edilen (zalimlerin hezimeti, mümin ve müstazafların zafer ve hakimiyeti) mutlaka vuku bulacaktır.
En'am: 53 Böylece; "Allah (bir sürü şöhret, servet ve etiket sahibi dururken, kala kala) içimizden bunlara mı lütufta bulundu. (Bu özel hikmet ve hizmetleri böylesi önemsiz kişilere mi layık buyurdu?)" demeleri için, onlardan bazısını bazısıyla fitneye uğratıp denemiş olacaktır. Allah Şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
Al-i İmran: 73-74 (Halbuki) Şüphesiz lütuf, ihsan ve fazilet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. O kime dilerse rahmet ve nimetini tahsis eder.
Al-i İmran: 174 Bundan dolayı (sadık müminler) kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, bir bolluk, bereket ve faziletle ve Allah'tan bir nimetle geri döndüler. Çünkü onlar Allah'ın rızasına uydular ( Bu yüzden lütufa uğradılar) Allah büyük ikram ve ihsan sahibidir.
Nisa: 53-54 (Sevdiğim ve seçtiğim kullarımı kıskananların) Yoksa onların mülkten bir payları mı var… (Kendilerini -haşa- Allah'ın ortakları mı sayıyorlar?) Eğer öyle olsaydı, insanlara çekirdeğin sırtındaki küçücük bir tomurcuğu bile vermezlerdi. Veya onlar, Allah'ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar?
Müminun: 24 (Hasetçi ve fesatçı kimseler; (vefakar, cefakar ve fedakar müminler için;) "Bu sizin gibi sıradan bir insandan başkası değildir. Size karşı üstünlük sağlamak (ve sizin sırtınızdan yararlanmak ve şöhret olmak) istemektedir." (diyerek, toplumu onlara karşı kışkırtıyorlar.)
Hacc: 15 Kim Allah'ın ona (mümin, müstakim ve mücahit kuluna) dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini (ve zafer vermeyeceğini) zannediyorsa; (Bilin ki, Allah kendi yolunda olanları yalnız ve yardımsız bırakmayacaktır. İsterse hırsından çatlasın.) Göğe bir araç uzatsın (ve kendini assın) Sonra (ipini) kessin de bir baksın; kurduğu düzen, onun öfkesini ve hasedini giderebilecek mi?
Nisa: 72-73 Şüphesiz içinizden (aynı din ve dava mensubu görünen kimselerden cihat ve fedakarlık konusunda) ağır davrananlar (bu hizmetleri angarya sayanlar) vardır. (Bu imani ve insani gayretlerinizden dolayı) şayet size bir musibet (sorun ve sıkıntı) dokunacak olsa; (hemen): "Kesinlikle Allah'ın bir nimetidir ki, onlarla birlikte olmadım. (Yoksa aynı sıkıntıya ben de uğrayacaktım) diyerek (sevinir)
(Ama) Eğer size Allah'tan fazl (zafer ve ferahlık) isabet ederse, o zaman da sanki kendisiyle aranızda hiçbir yakınlık yokmuş gibi, kuşkusuz şöyle sızlanır: "Ah keşke onlarla birlikte olsaydım (Bazı fedakarlıklara katlansaydım ve ucuz kahramanlıklar yapsaydım) ben de, (onlar gibi) büyük kurtuluş ve mutluluğa erseydim" (şeklinde ve maalesef ahiret endişesiyle değil, hala dünyalık düşüncesiyle pişmanlık gösterirler)
Görev Ahlakımız ve Kulluk Tavrımız
İnsan: 9 (Samimi Müminler, iyilik ettikleri kimselere şöyle derler:) Biz sizin (bedeninizi, beyninizi ve kalbinizi) sadece ve yalnız Allah'ın vechi (cemaline ve rızasına erişmek) için doyuruyoruz. Sizden ne bir karşılık, hatta bir teşekkür bile istemiyoruz. (Gayemiz Rabbimiz ve ahirettir.)
İnsan: 29 Şüphesiz bu (Kur' an) bir öğüt ve hatırlatmadır. Artık dileyen (bununla) Rabbine (ulaştıracak) yolu bulabilir.
İnsan: 30 Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah (her şeyi hakkıyla) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hud Suresi
1- Elif-Lam-Ra: (Bu) ayetleri muhkem kılınmış, sonra da hüküm ve hikmet sahibi olan ve her şeyden haberdar bulunan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir kitaptır. (Muttakiler için hidayet ve hikmet rehberidir.)
2- Öyle ki; Allah'tan başkasına ibadet etmeyin (Sadece O'nun kurallarına uyup, yalnız O'nun rızasını gözetin. Şunu bilin ki) Gerçekten Ben, O'nun tarafından sizi ikaz eden ve müjdeleyen (bir peygamber)im.
3- Ve (hemen) Rabbinizden bağışlanma dileyin. Sonra (sürekli) O'na tevbe edin ki, O da sizi adı belirlenmiş bir vakte kadar güzel bir meta (şerefli bir hayat ve rahatlıkla) geçindirsin ve her fazilet sahibine kendi faziletini (feyiz, feraset ve bereketini) versin. Eğer (Haktan ve hayırdan) yüz çevirirseniz; gerçekten Ben, sizin için (hesabı çetin, önemi ve anlamı) büyük bir günün azabından korkup çekinirim.
4- (Unutmayın) Sizin dönüşünüz Allah'adır. O her şeye güç yetirendir.
5- Haberiniz olsun; gerçekten onlar (münafık ve marazlı olanlar) O'ndan (Cenab-ı Haktan ve Resulüllahtan) gizlenmek için göğüslerini büker (ve hak davadan yan çizerler.) Ve yine bilin ve uyanık bulunun ki; onlar örtülerine büründükleri (gizli ve kirli işler çevirdikleri) zaman, O (Allah) onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O, gönüllerin içinden geçip duranı bilendir.
6- Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki; her türlü rızkı ve ihtiyacı Allah'a ait olmasın. (Mikroptan balinaya) onun yuvasını ve yaşadığı yeri de, gezip dolaştığı geçici yerleri de her an bilir. (ve zaten) Bunların hepsi apaçık bir kitapta kaydedilmiştir.
7- O'nun arşı su üzerinde iken; amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı dönemde yaratan O'dur. Andolsun onlara; "Gerçekten siz ölümden sonra diriltileceksiniz" dediğinde inkarcılar; "Bu açıkça bir aldatmadan ve sihir-etki altına almadan başka bir şey değildir" derler.
8- Andolsun onlardan azabı sayılı bir taifeye (veya belirli bir süreye) kadar erteleyecek olursak; hemen hepsi birden; "Onu engelleyen nedir? Hadi cezamızı verse ya!" derler. Şunu iyi bilin ki; onlara bu azabın geleceği (ve şeytani saltanatlarının devrileceği) gün (kesindir) ve bu, onlardan asla geri çevrilecek değildir. Ve alaya aldıkları şey de kendilerini çepeçevre kuşatıp (onları rezil ve zelil edecektir.)
9– Andolsun ki eğer biz insana kendi katımızdan bir rahmet (nimet ve fazilet) tattırıp; sonra (kıymetini bilsin ve imtihandan geçsin diye) bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o (hemen) umudunu kesmiş bir nankör (gibi davranmaya, itiraz ve isyana başlayacaktır)
10- Ve andolsun ki (insan) kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra (tekrar eski nimet ve faziletine döndürülecek olsa) yine kesinlikle; kötülükler benden uzaklaştı (kendi bilgim ve becerimle bunu başarıp kurtuldum) diyerek (gaflet ve cehalet gösterir.) Çünkü o, şımarık bir şaşkındır ve boş yere böbürlenen ve gururlanandır.
11- Ancak (hem nimetlere hem de musibetlere karşı) sabredenler ve salih amel işleyenler hariç… İşte bağışlanma ve büyük ecire ulaşma bunlarındır.
12- (Ey Resulüm ve ey Hak davanın temsilcileri) Şimdi inkar edenlerin ve nasipsizlerin; "O'na bir hazine indirilmeli veya onunla bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla, göğsün daralıp, Sana vahyolunan (gerçeklerden ve müjdelerden) bir kısmını (onların keyfi için) terk mi edeceksin? (Unutma ve yolundan geri durma) Sen sadece bir uyarıcısın!… Allah her şeye vekildir ve (yeterlidir. Sizin göreviniz hakkı yaşamak ve yaymaktır)
[1] Bilgi için bak: http://www.haber3.com/. 13.11.2006
[2] 16.11.2006 / Milli Gazete
[3] Arslan Bulut / 13.11.2006 / Yeniçağ
[4] Zuhruf:36
[5] Nisa:120
[6] Hicr: 2,3
[7] Taha:124

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Tarihten günümüze hak davaya katılmış belli mevkilerde görev almış,farklı teşkilatlarda cemaatlerde bulunmuş olduklarını anlarken Hakkın…
YA RAAAB! Zalim i*rail in yıkılışını neolur nasip eyle... Zalimlerin sonunu nasip eyle... Müslümanım diyenler…
MİLLİ ÇÖZÜM' Ü TAKİP EDENLER OKUYANLAR ÇOK ÖNCESİNDEN OLABİLECEKLERİ OKUYUP ÖĞRENDİKLERİ İÇİN ŞAŞKINLIK İÇİNE DÜŞMÜYORLAR!..…
YAKINDA AĞLAYACAK; ERBAKAN'IN TEKNOLOJİ HARİKALARIYLA KENDİ SOYSUZ SAHİPLERİNİ HAŞLAYACAK VE SALTANATININ YIKILIŞINA BÜYÜK ŞEYTAN İSRAİL!..…
Yazının ana konusunda bahsedilen kesimlerinTürkiyedeki tanım karşılığı, genelde "Kent - Soylu" kavramları üzerine dönmektedir..Bu kesimlerin…
"...Ey hâlâ Hamas’ı suçlayan Ve şanlı vatan savunmasına sataşan Sütü bozuk takımı!.. Özünüz karardığı gibi…
Hamas'ın ve Adil Düzen'e inanan tüm müslümanların zaferini müjdeleyen marş olacak nitelikte bu şiir için…
Ne yazık ki bazı çevreler hala bu pakradunilerin varlığını ve tehlikeli faaliyetlerini küçümseyici yazılar yazarak…
AKP-MHP İYİ POLİS KÖTÜ POLİS ORTAKLIĞI KİME HİZMET ETMEKTEDİR..! İş başına geldiği yıldan beri Filistin…
ÖZELLİKLE MİLLİ GÖRÜŞÇÜYÜM DİYENLERİN BU PAKRODİNLERİ İYİ TANIMASI GEREKİR Kİ, NEREDE DURACAKLARINI BİLSİNLER. BU KİŞİLERİ…