- Ömer Ali Koçak
BİZİM ATATÜRK KİTABI NE MAKSATLA HAZIRLANDI?
Konya Milli Çözüm ekibinden Ömer Ali Koçak kardeşim 2006’da yaşadığı bir olayı aktarmıştı:
2006-2007 yıllarında, çalıştığım şirketteki işim gereği Konya’ya bağlı Çumra’nın Alibeyhüyüğü kasabasındaki bir un fabrikasına gitmem gerekti. Kasabanın otobüsüne binip gittim ve yapmam gereken girişimleri gerçekleştirdim. İşlerimi bitirince oradakilere, Konya’ya dönüş için otobüs saatini sorunca “Bir buçuk saat sonra var” demişlerdi. Ben: “Başka türlü nasıl gidebilirim?” diye sorunca: “Çevreyoluna çık, denk gelen bir otobüsle veya otostopla ancak dönebilirsin” yanıtını vermişlerdi. Tarif ettikleri yola çıktım, SUV tipi pikap bir aracın geldiğini görünce durması için işaret ettim. Araç durdu, durumu izah edince beni Konya’ya kadar götürebileceğini söyledi. Hemen araca bindim. Yolculukta sohbet esnasında; “İmam Hatip mezunuyum, falanca şirkette çalışıyorum…” gibi genel bilgilerle ben kendimi tanıttım. Pikabın sahibi de kendisini tanıttı ve babasına yardım amaçlı gelip, işi bitince geri döndüğünü söyledi.
Daha sonra siyasi konularda sohbet etmeye başladık. Ben, Milli Görüşçü ve Atatürkçü olduğumu hatırlattım. Bana şaşkınlıkla, böyle bir şeyin nasıl olabileceğini sormuşlardı. Ben de Muhterem Ahmet Akgül Hocamızın “Bizim Atatürk” isimli kitabını o süreçte yeni okuyup bitirdiğim için; neden Atatürk’e sahip çıktığımızı anlattım. Savaşlardaki kahramanlık ve dehasını, o süreçte önde görülen bazı kişilerin arka plandaki yanlış tavırlarını ve Atatürk’e ayak takmalarını, örneğin Kâzım Karabekir Paşa’nın Atatürk’ün Musul’a asker çıkarması talimatını nasıl savsakladığını, İttihat ve Terakki’nin masonik hesaplarını anlatınca, o şahsın hayranlık ve şaşkınlığı daha da artmıştı. Derken bana sürekli sorular sormaya başladı. “Şurada ne oldu, bunlar ne yaptı? Atatürk’e hastalığı boyunca içirilen saligran ilacı ve o konudaki ihmallerin sorumluları…” hususunda merak ettiklerini sıralıyordu, ben ise Bizim Atatürk kitabı eksenli cevaplar veriyordum. Derken Konya’ya yaklaştık. Artık araçtan inmeye yakın bana: “Ben senin İmam Hatip mezunu olduğuna ve sıradan bir şirkette çalıştığına inanmıyorum. Sen hem eğitimi hem görevi yüksek ve farklı birisin, bana kendini gizliyorsun!” dedi. Ben de: “Olur mu abim, size niye yalan söyleyeyim?” dedim. O kişi bana: “Ben kimim, sen biliyor musun?” diye sordu. Ben: “Bilmiyorum” dedim. “Ben Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim görevlisiyim. Senin söylediklerini detaylarıyla biliyorum, fakat sen; olayları çok daha başka ve hiç yapılmamış tarzda farklı ve çarpıcı boyutlardan analiz ediyorsun!” dedi. Ben ona: “Muhterem Ahmet Akgül Hocamız var. Onun yazmış olduğu ‘Bizim Atatürk’ kitabından okuduklarımı anlatıyorum…” desem de: “Ben yıllarca nice öğrencilere ders verdim. Bu, öyle bir kitapla falan olacak bir durum değil, sanki olayların içinde yaşamış gibi anlatıyorsun! Kaldı ki o kitaba hiç rastlamadım…” dedi. Ben: “Hocam, yeriniz nerede ise (hangi okul, hangi bina…) söyleyin, ben size o kitabı getireyim, siz de okuyun ve değerlendirin” dediğim halde, bana ne ismini ne de adresini söylemedi. Beni MİT gibi gizli ve özel görevli birisi zannetti ve çekindi. O şekilde ayrıldık.
“Bizim Atatürk” Kitabına Niye İhtiyaç Vardı?
Toplumun farklı, hatta aykırı kesimleri arasında bir köprü oluşturmak… Yıllar içinde biriken ve kemikleşen ön yargıları ve yanlış algıları kırıp, gerekli ve gerçekçi bilgilerle zıt kutupları buluşturmak… Böylece ülkemizde, çok ihtiyaç duyulan bir barış ve bereket ortamına zemin hazırlamak amacıyla BİZİM ATATÜRK kitabını hazırladık. Oldukça ciddi bir emek ve özveri gerektiren çabaları göze almak, yüzlerce kitabı kapsayan geniş çaplı bir araştırma yapmak, ilgili arşivlere ulaşmak, karşıt görüşlerin Atatürk’le ilgili yaklaşım ve yorumlarından yararlanmak… Atatürk tarafından okunan, sayfalarına eski ve yeni yazıyla önemli notlar yazılan ve şu anda Anıtkabir’de ilgili salonda özel kütüphanedeki yüzlerce cilt kitaptan bilgiler aktarmak suretiyle bu kitabı ortaya çıkardık.
Rahmetli Necmettin Erbakan Hocamızın, değil sadece konferans ve mitinglerinde; hatta önemli kısmına katıldığımız özel sohbet ve seminerlerinde dahi, lafzen değil imaen bile Atatürk’e yönelik olumsuz bir tavırlarına rastlamamış olmamızı da, BİZİM ATATÜRK kitabını hazırlamamız yönünde dolaylı bir teşvik saymıştık. Zaten kitabın ilk baskısını kendisine ulaştıran arkadaşların intibaları da bu kanaatimizi haklı çıkarmıştı.
Aile fertlerimizden, en yakın çevremizden, manevi münasebet halinde olduğumuz kesimlerden, Partimizden ve Milli Görüş mensubu kardeşlerimizden, Dini meşrep, tarikat ve cemaatlerden… Hatta solcu, Kemalist ve Darwinist kimselerden; önceleri hissi ve nefsi dürtülerle oldukça şiddetli ve hiddetli tepkiler aldık… Dışlandık, hatta düşman sayıldık. Ama çarpıtılan hakikatlerin doğru ve doyurucu tespitlerini yapmak… Hem yakın geçmişimizdeki saplantı ve sarsıntılarımızla, hem geleceğimizdeki sıkıntılarımızla, hem de günümüzdeki pek çoğu suni sorunlarımızla yüzleşmek için bir araştırmacı sabrı ve ilim adamı sıfatıyla bütün bunlara katlanmak zorunda olduğumuzun şuuru ve sorumluluğuyla davrandık.
Allah’ın inayetiyle bu badirelerin pek çoğunu atlattık… Atatürk’ü, ne ölçüsüzce övenlerin, ne de edepsizce sövenlerin değil; vatan ve bağımsızlık aşkıyla, çağı aşma ve Yeni bir Dünyaya öncülük yapma sevdasıyla Mustafa Kemal’i sevenlerin ve sahiplenenlerin tebrik ve teşekkürlerini almaya başladık… Bizim bu samimi ve cesaretli tavrımızdan etkilenen başka araştırmacı ve yazarlar tarafından; Atatürk’ün Yüce Dinimize ve manevi değerlerimize değil, Din istismarına ve yozlaşmış kurumlara karşı olduğuna dair 15 yeni kitap yazılmasına vesile olmanın ve ön açmanın mutluluğunu yaşadık.
Yani bu kitap, tarihi bir ihtiyacın ve milli birliğe yönelik samimi bir amacın sonucu ortaya çıkmıştır.

BİR KİTABIN KAZANDIRDIKLARI
Bizim Atatürk kitabını sadece okumakla,tarih bölümü öğretim görevlisinin hayret ve şaşkınlığını görmek,devamında aklına yatmayan konuları sorması aldığı cevaba itiraz etmemesi,devamında bir kitap okumakla bu bilgilere sahip olunamayacağını bir eğitimci gözünden itiraz etmesi,uzun bir eğitim gerektiği inancını görüyoruz.
Düşünün birde ilkokul lise üniversite müfredatına böyle kitapların hazırlanıp eğitim verildiğini.!
Milli Çözüm özün özüdür buyurmuştu Üstadımız. İşte bu yaşanan da bunun ispatıdır. Bize lazım olan ve aslında bizim olan ne varsa değinip, anlatıp ve bilgilendirmiştir. Kıymetini bilene ne mutlu!
Bir kaynaktan abartılı, uydurma hikayeler ve zanlarla bahsedilen Atatürk ile dindar sayilan kesimin anlattığı yergi ile bahsedilen Atatürk arasında sıkışmıştı bilgilerimiz. Ne tarafa dönsek yanlış gibiydi. Bilgiyi doğru kaynaktan alabilmek öyle değerli ki.
İslamcı olduğu düşünülen ve ya İslamcı olduklarını söyleyen kesimler ATATÜRK’ün hep din düşmanı olduğunu öne sürerek düşmanlık beslediler ve insanların düşman olması yönünde telkinde bulundular, Kendisini Atatürkçü gösteren kesimlerde Atatürk’ü dine karşı, din dışı gibi göstererek veya putlaştırarak insanların ona düşman olmasına sebebiyet verdiler.
Ne hikmetse bütün bu kesimler, büyük çoğunluğu inançlı olan bu halkın hep Atatürk’e düşman olmalarını istediler. Bu halkın Atatürk’ü tanımasını ve sevmesini istemediler, ki bu halk TAM BAĞIMSIZLIK İÇİN MÜCADELE ETMESİN, Kİ O ZAMAN gerçekleştiremedikleri kendilerine uşak olan bir Türkiye’yi kurabilsinler. Onların SEVR’i gerçekleştirmelerine yardımcı olacak insanlar ülkeyi yönetsinler. Bu konuda da oldukça başarılı oldukları söylenebilir.
Onların bu oyunlarını Üstad Ahmet Akgül Hoca bozdu ve Gerçek Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü anlattı, yazdı ve konuştu. Halkın Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü, gerçek laikliği, demokrasiyi ve cumhuriyeti anlamaları için kitaplar konferanslar verdi.
Enbiyâ 18
Hayır, doğrusu Biz Hakkı Bâtılın üstüne fırlatırız, O da onun beynini darmadağın-mahvedip bitirir. (Ardından) Bir de bakarsın ki, o (bâtıl ve barbar rejimler, zalimler ve işbirlikçiler yıkılıp) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı; “sözünde durmaz, süper güçlerle başa çıkamaz” gibi zanlardan ve) nitelendirdiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! [Not: Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan bâtıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.]
https://www.mealikerim.com/21/enbiya/18
Bizim babalarımız yada dedelerimiz vefat ettiği zaman bize miras bıraktıkları zaman arkalarından rahmet okuruz, Hay Allah razı olsun bu evi, bu arsayı, bu bahçeyi bıraktılar bize de rahat ettik deriz. Ya hu en azından ATATÜRK BİZE BİR VATAN BIRAKTI, diye düşünerek bırakın düşmanlığı, minnetle şükranla anmak lazım gelmez mi ?
Gerçek ATATÜRKÜ ANLAMAK İÇİN “BİZİM ATATÜRK” kitabını mutlaka temin edip okumak gerekir.
Türk ve Kürt ırkçınalarına,
Atatürk düşmanı katı ve ılımlı islamcılara,
Atatürk istismarcısı dinsiz Kemalistlere,
Milliyetçilik istismarı yapan, makam sevdalılarına,
Ve bizi ayırmak isteyen Siyonist, Emperyalist ve Masonlara inat!
Milli Çözüm, köprü vazifesi görmeye devam edecek..
Dünyaya adalet getirecek olan Türk milleti;
Özüne dönecek, bir olacak, birlik olacak!
Yeni Adil Bir Dünyanın kurulmasına öncü olacak! Zalimler ve hainler ise öfkeden parmaklarını ısıracak!
“Savaş değil, barış!
Çatışma değil, diyalog!
Çifte standart değil, adalet!
Üstünlük değil, eşitlik!
Sömürü değil, âdil düzen!
Baskı ve tahakküm değil, insan hakları!”
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk!
Bizim Atatürk kitabını öncelikle, Atatürk ‘ü sevenlerin, vatanını milletini sevenlerin ve değer verenlerin okuması gereken bir kitap tır.
Bilgiyi dogru yerden öğrenmek insana şeref katar.
Üstad Ahmet Akgül Hocamız “Bizim Atatürk Kitabı” ile toplumun farklı, hatta aykırı kesimleri arasında bir köprü oluşturmuşlardır. Bu konuda Üstad Ahmet Akgül Hocamızın “kitapları, makaleleri, konferansları, Tv-Radyo programları” toplumumuzda kemikleşen ön yargıların ve yanlış algıların yerleştirilmesi sonucunda zıt kutupların birbirine kırdırılması planları boşa çıkartılmıştır.
Böylece ülkemizde, çok ihtiyaç duyulan bir barış ve bereket ortamına zemin hazırlanmıştır.
“BİZİM ATATÜRK” yaklaşımı bu kadar büyük bir öneme sahipken, ilk etapta neredeyse her kesimde tepkiler almış olmasına rağmen Üstadımızın yılmadan ısrarla devam etmiş olmaları hem (Atatürk konusunda hiçbir olumsuz sözü bulunmayan) Aziz Erbakan Hocamızın ruhunu şad etmiş hem de Yeni bir Dünyaya öncülük yapma sevdasıyla Mustafa Kemal’i sevenlerin ve sahiplenenlere eşsiz bir vizyon görünmüştür.
Yani bu kitap, tarihi bir ihtiyacın ve milli birliğe yönelik samimi bir amacın sonucu ortaya çıkmıştır. Ve toplumda hayırlı yönde tarihi bir dönüşüme vesile olmuştur.
Yakın zamanda Üstad Ahmet Akgül Hocamızın bu kıymetli çalışmaları altın harflerle yazılacaktır inşallah.
BİZİM ATATÜRK KİTABIMIZIN TAKDİM KISMINDAN
Toplumların tarihinde; ismi anıldıkça ve resmine bakıldıkça kendi geçmişlerini hatırlatan, millet olma bilincini diri tutan… Ülkelerini ve değerlerini korumaya ve geleceklerini kurmaya çalışırken; hem tehdit unsurlarını ve potansiyeldüşmanlarını, hem de ümit kapısını ve dostlarını tanıtan “sembol şahsiyetler” vardır.
işte bizim için de, Atatürk bu konumdadır.
Ancak, toplumların yakın geçmişinde böylesine önemli bir rol oynayan ve ülkenin geleceğini şekillendirecek prensip ve projelerortaya koyan… Hatta Mustafa Kemal gibi köklü devrimler yapıp; kalıcı sistemlerin ve akılcı siyasetlerin temellerini atan ve milletin kalbinde manevi bir makam tutan yüksek şahsiyetler için; iki önemli tehlike bulunmaktadır:
1
Böylesi kimselere duyulan sevgi ve güveni istismar ve suistimal etmek isteyen düşman güçlerin veyerli işbirlikçilerin; bu kahramanları kendi çıkarlarına uygun olarak çok farklı bir sıfat ve statüye sokmaları ve Onun hizmet ve hatırasını kendi sömürge ve sindirme düzenlerine alet etmeğe kalkışmaları.
2
Veya O Zatın, her insanda bulunabilecek şahsi zaaflarını ve beşeri taraflarını oldukça büyüterek; tarihi ve talihli başarılarını, ileriyi gören ve topluma yön veren bakış açılarını ise küçümseyerek… Hatta, artık zamanın değiştiğinive o fikirlerin eskidiğini öne sürerek, bu simge şahsiyetleri devre dışı bırakmaya çalışmaları.
Bu kitap farklı çevrelerin, Milli birlik ve beraberliğin son yüzyıldaki en kuvvetli çimentosu yerindedir.
Hemen hemen her çevreden sevenleri bulunan Milli Kahraman Atatürk’ün gerçek kişiliğini; din, vatan, millet sevda ve şuurunu yalın halde anlatan ve kutupları birleştiren en önemli eserlerin başındadır. Artık her camianın Atatürk istismarından şikayetçi olduğu günümüzde bu kitap en önemli ayraç yerindedir.
İşte bu eserin müellifi Ahmet Akgül Hocamız tam da bu noktada milli birlik-beraberlik, bağımsızlık noktasında kutup vazifesini yerine getirmiştir. Bizler yeni bir devri şekillendirecek bilgi ve birikimin sahibi Üstadımızı Adil Bir Düzenin ve dünyanın kurulmasının da kutbu olması dilek ve temennisiyle hürmetle selamlıyoruz..
“Bir kısım insanlar kendi dinsizliklerini, din düşmanlıklarını Atatürk üzerinde yürütmeye çalıştılar.
Bir kısım din istismarcıları da “Atatürk’ün dinsiz düzeninden sizi biz kurtaracağız” diye Milletimizi Amerika’ya Avrupa’ya ılımlı islam ile uşak yapmak istediler.
Bu iki kesim birbirine zıt gibi görünse de aynı merkezlere hizmet etmektedir.”
Ahmet Akgül yıllar önceki bu tespiti, “Bizim Atatürk” kitabına olan ihtiyacı özetlemekteydi ve toplum kesimlerinin hem Devletiyle hem de birbiriyle barışması ve birlikte olması açısından hayati bir tespitti.
Maalesef yıllarca başta Atatürk olmak üzere tüm tarihimiz bize yalan ve yanlış anlatıldı.
Bizim Atatürk kitabıyla tüm bakış açımız değişti. Ve toplumdaki ortamlarda bizlere siz nasıl muslumansınız Atatürkü duanıza ekliyorsunuz, ben o duanıza âmin demedim bilin diyen, ama mevcut hükumet kazansın diye hatimler okuyan, bir toplum,
Okumayan duyduğuna inanan, köle bir toplum.
Allah Ahmet Akgül Hocamızdan razı olsun başta meali kerim olmak üzere tüm konularda bakış açımızı ufkumuzu öyle actiki sonsuz teşekkür ve minnettarlığımızı sunarım.