YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
674fa10bc729f
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 1 5 6
Bugün : 4337
Dün : 30630
Bu ay : 119152
Geçen ay : 890827
Toplam : 29863718
IP'niz : 18.97.9.175

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

ZAFER DEVRANI, ECEL KERVANI

ZAFER DEVRANI,
ECEL KERVANI

Yaralar kabuk bağlar
Sabırla çabuk bağlar
Doktor ehil değilse
Kırığın yamuk bağlar…

Mürşitler kâmil gerek
İlmiyle amil gerek
Çırak ustasız olmaz
Şefkati şamil1 gerek…

Bilene âlim denir
Haine zalim denir
Sızlanmak ar2 dervişe
“Hoş değil halim” denir…

Olgunluk yaşa bakmaz
Güzellik kaşa bakmaz
“Nâr nuru yakmaz”3 imiş
Ateşte maşa bakmaz…

Davasız kul davardır
Ayak kaymak da vardır
Sormayan cahil kalır
Gurur ilme duvardır…

Uğraş yorul be nefsim
Artık doğrul be nefsim
Kızmak kırılmak ayıp
Hamsın yoğrul be nefsim…

Boş verme kışın yazın
Yazılır çoğun azın
Günah vicdan azabı
Sevaptır gönül hazzın…

Beden ruha kabirdir
“Ölüm vuslat” tabirdir
Her halin bilir Allah
Elbet Mevlâ Habirdir4

Zafer devranı geldi
Huzur seyranı geldi
Hazır mısın be gönül
Ecel kervanı geldi…

Ha Harput İsfahan’mış5
Dünya fani cihanmış
Aldanma biter rü’ya
Hayat bir imtihanmış…

Dayanmazsan zahmete
Ulaşmazsın rahmete
Ak gülde kir sırıtır
Hep hatırlat Ahmet’e…

1- Şamil: Kapsayıcı, geniş kuşatıcı.

2- Ar: Utanma duygusu, namus ahlâkı.

3- Nâr nuru yakmaz: Ateş, manevi nur ve huzur ehlini yakmaz.

4- Habir: Her şeyden ve her an haberdar olan Allah.

5- İsfahan: İran’ın çok güzel bir şehri.

5 14 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
8 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Boyun eydik Mevla’ya
Hizmetimiz Dava’ya
Gönüllerde sevdayla
Zafer yolu gözlenir
Elbet Mevlâ Habirdir…

  Manevi hastalıklar da, zamanla iyileşir. Sabır etmeyi biliyorsa kul, hastalıklarının tedavi olma süresi hem hızlı geçer hem de her anı sevap olacağından ayrı bir manevi haz alır.

Tabi bazı maddi hastalıklarda olduğu gibi manevi hastalıkların da öyleleri vardır ki sadece “sabır” gibi büyük erdem bile şifa olmaz.
Sağlıklı tedavi için işin ehli (doktorunu) bulmak gerekir.
Örneğin kol kırılsa, doktora gitmesen, sabretsen (zamanla) iyileşirsin. Fakat kırık kol zamanla yanlış kaynar. Ağrı sızı biter fakat kol artık eğri/yanlış kaynamıştır. Bu nedenle birçok fonksiyonunu yitirmiş, normal görüntüsünü ise kaybetmiştir.
Bu nedenle kırığın (hastalıların) tedavisi için doktor gerek. Yetmez, işin ehlini bulmakta en az bir o kadar önemlidir.
Çünkü yanlış doktor; hem tedavi ediyorum diye acı çektirir hem de sonuçta kırık yine de yanlış kaynamış olur. Öyle ki yanlış doktora gitmek, hiç gitmemekten beter olur. Hem tedavi esnasında acı çekersin hem de rahatsızlık devam eder.  
İşin ehlini bulduktan sonra tedavi için 1- Teslim olursun. Belki ilk anda kırık yerine konulurken acı duyarsın. Fakat sonuçta şifayı bulusun. Zamanla(sabırla) hastalığın geçer. Sabretmene değer.
Görüldüğü üzere doktorsuz hal arızalarımızla devam etmeye; yanlış doktora tedavi olmak ise facialara sebep oluyor.
İşte manevi hatalıkların (kibir, riya, benlik, dünya sevdası, kıskançlık, cihadsızlık, tembellik, gaflet hali, korkaklık, haktan taraf olmamak, dosta hile-hıyanet, gerçeği çarpıtmak, vicdansızlık, vefasızlık, vasıfsızlık, Kur’an’sızlık… gibi birçok manevi hastalıkların) tedavisi için gerçek Mürşidi, yol göstericiyi bulmak en önemli konudur.  
Evet, dosdoğru yolu gösterici Bilge, asrımızda Üstad Ahmet Akgül Hocamızdır.  
  Manevi hastalılardan arınmak, dünya imtihanı kazanmak yani dünyada izzete, ahirette zafere ulaşmak, ademoğlu için en büyük gayedir. Ademoğlunun bu hedefe ulaşması için; Yaşantısıyla da örnek olan ve dosdoğru yolu tarif eden her asırda “Mürşiti Kamil” bir kulu Allah (cc) rahmet olarak insanlara gönderdiğini tarihi bir gerçeklerden görüyor ve Kur’an’i Kerimden de bu hakikati anlıyoruz.  
Yine tarihe bakarak; Kutlu Şahsiyete taraf olma şuurunu gösterenlerin, şuurla, huzurla, imanla yaşayıp hayırlarla meşgul olarak kutlu hedef yolunda istikametle yürümüş olduklarına biliyoruz.
Aksi durumda hareket edenlerin; şeytanın veya şeytanlaşmış insanların oyuncağı olmaktan kurtulamadıklarını, bir ömrü bu gaflet, ihanet, hainlik üzerine geçirdiğine de şahit olmaktayız.   

Âl-i İmran 147
O (Rabbani âlimler) sadece şunu söylüyorlardı: “Rabbimiz, bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki (cihad görevimizdeki ihmalkârlık ve) taşkınlıklarımızı bağışla. Ayaklarımızı (Hakk’ta ve cihad yolunda) sağlam tut (kaydırma). Kâfir (ve zalim) topluluk (ve teşkilat)lara karşı bize yardım et!”

Amin…

  • De ki: “Ey mülkün (cümle kâinatın ve bütün varlıkların) gerçek sahibi olan Allah’ım!.. Sen mülkü (devlet ve serveti) dilediğine verirsin ve dilediğinden de mülkü (nimet ve fazileti) çeker alırsın… (Allah’ım, Sen) Dilediğini (ve layık gördüğünü) aziz eder, yüceltirsin; dilediğini (ve hak edeni) de zelil eder alçaltırsın. Ve her türlü hayır ve iyilik Senin elindedir. Gerçekten Sen her şeye Kâdir’sin.”
  • 3:27
  •  
  • “Geceyi gündüze bağlayıp-katarsın, gündüzü de geceye bağlayıp-katarsın; (yerkürenin ve Güneş sisteminin muntazam deveranını her an yaratırsın,) diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü de diriden çıkarırsın. Sen, dilediğine hesapsız rızık veren (Yüce Rabbimizsin).”

İlk tepkin ayarındır
Halinin beyanıdır
Boşa sofilik satma;
Dürüstlük zamanıdır…

Bu sözlerim nefsime
Yazık “benlik büstüne”
Tevbe bin kere Ya Rab
Affın, benim kapımdır…

Uğraş yorul be nefsim
Artık doğrul be nefsim
Kızmak kırılmak ayıp
Hamsın yoğrul be nefsim…

Milli Çözüm Yayınları, yorularak yoğrulmak hamlıktan yanıp “OLMAK” için , sadece Hakkı okumak öğrenmek yaşamak için, Hakk’ın içindeki ve dışındaki Batılları marazları farkedebilmek ve gereğini yerine getirmek için İmani olgunluğa erişerek ümit heyecan ile dolmaya birebir hatta TEK YAYINLARDIR desek yanlış olmaz.Milli Çözüm ; dün ne demiş ne yazmış ne haykırmışsa , bugünde aynını diyebilen yazabilen ve haykırabilen TEK YAYIN olduğu http://www.millicozum.com sitesi çıktığı OCAK 2004 den bugüne kadar olan dergi sayıları internet ortamında ve basılı yayınlarla ortadadır.

Milli Çözüm, ruhi doyumumuzu ve her daim Hakk’tan yani iyiden doğrudan faydalıdan güzelden ve adil olandan yana olmamızı sağlayan ve kötünün çirkinin zararlının yanlışın ve zulmün merkezi Siyonizmi ve işbirlikçilerini hedef almış ve bu merkezi hem FİKRİ olarak( Milli Çözüm Yayınlarıyla = makaleleri – şiirleri – konferans ve videoları – hazırlayıp yorumladığı Kur’an Meali ile) hemde FİİLİ olarak ( Aziz Erbakan Hocamızın hazırlayıp TSK’mızın ilgili birimlerine teslim ettiği ÜSTÜN SAVAŞ TEKNOLOJİ HARİKALARIYLA) etkisiz ve çaresiz bıraktığı bırakacağı günleri hep birlikte görmekteyiz ve inşaallah İsrail’in yıkılacağı şu günlerin arefesinde olduğumuz ferahlığın konforunu yaşıyor olmanın mutluluğu hazzı bambaşka… Asrımızın Tercümanı , Asrımızın Sahibi Milli Çözüm İyi ki varsın… Asrımızın Sahibi olmak lafla edebiyatla olmuyor malum… 8 milyar insanlık aleminin madden ve manen refahı için ADİL DÜZEN PROJELERİNİ ve Kötülüğün merkezi Siyonizmin hem fikri hem zalimliği tarihin çöplüğüne gömecek Teknoloji Harikalarını hazırlamayı olgunlaştırmayı ve insanlığın hizmetine hazırlayan MİLLİ ÇÖZÜM’E ASRIN SAHİBİ denmez de ne denir ?!!!! İyi ki varsın Milli Çözüm ve Hassaten Üstad Ahmet Akgül Hocam..

Mürşitler kâmil gerek
İlmiyle amil gerek
Çırak ustasız olmaz
Şefkati şamil gerek…

Davasız kul davardır
Ayak kaymak da vardır
Sormayan cahil kalır
Gurur ilme duvardır…

Picture of Nezihat ÇELİK

Nezihat ÇELİK

YORUMLAR

Son Yorumlar
8
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...