Biz Türkler ve Kürtler İslam potasında ve tarih kazanında, et kemik misali kaynamış bir milletiz. Hepimiz can ciğeriz. Ancak PKK'nın Kürtlerin değil, ABD ve İsrail gibi dış güçlerin hizmetinde olduğunu da bilmeli ve Kürt kardeşlerimizle PKK'yı aynı gösterme yanlışlığından vazgeçmeliyiz.
Acı ve alçaltıcı gerçek şudur: PKK virüsleri, artık beynimize, yani TBMM girmiş durumdalar. Kravatlı ve ruj dudaklı PKK'lılar, şimdi demokratik dokunulmazlık zırhına bürünüp; dinime, dilime ve askerime saldırmaktadır, devletimize tehditler yağdırmaktadır!.
Ülkemizdeki Yahudi yalakacıları, Avrupa âşıkları ve Amerika uşakları da, bunlara alkış tutmakta veya kılıf uydurmaktadır.
AB Enstitüsünün raporu: DTP, PKK'ya bağlıdır.
Avrupa Birliği Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü tarafından "Türkiye'de Kriz: Avrupa yolunda yeni bir engel mi" başlıklı rapor hazırlandı. Raporda DTP'nin PKK'ya "bir şekilde" bağlı bulunduğu ve bunun "açık bir sır" olduğu vurgulandı. Raporun "Kürt sorunu" başlıklı bölümünde DTP'nin de AKP ile benzer bir kader paylaştığı, zira iki partinin de anti-Kemalist olarak görüldüğü açıklandı. Ama bazıları hala uyurgezer rolü oynamaktadır.
Apo'nun 4 avukatı da Meclis komisyonlarında görev almıştır!?
Terörist başı Öcalan'ın avukatlığını yapan Aysel Tuğluk Anayasa Komisyonu'na, Hasip Kaplan Plan Bütçe Komisyonu'na, Ayla Akat Ata Adalet Komisyonu'na, Bengi Yıldız da Milli Savunma Komisyonu'na üye yapılmıştır.
Terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yapmış olan dört DTP milletvekili, Meclis komisyonlarında DTP'ye ayrılan kontenjandan, komisyon üyesi olmuşlardır.
Öcalan'ın avukatlarından Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk Anayasa Komisyonunda, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Plan ve Bütçe Komisyonunda, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata Adalet Komisyonunda, Batman Milletvekili Bengi Yıldız Milli Savunma ve AB Uyum Komisyonunda görev almışlardır.
19 DTP'liye de görev dağıtılmıştır.
DTP'nin 20 milletvekilinin bulunması nedeniyle Siirt Milletvekili Osman Özçelik dışında tüm DTP milletvekilleri Mecliste görev aldılar.
Böylece DTP'li 15 milletvekili komisyon üyesi olurken, Bengi Yıldız ve Nuri Yaman ikişer komisyona üye yapıldılar.
DTP'li diğer 5 milletvekili ise Grup ve Meclis yönetiminde yer aldılar. Mardin Milletvekili Ahmet Türk DTP Grup Başkanı, Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve Van Milletvekili Fatma Kurtulan Grup Başkanvekili, Muş Milletvekili Sırrı Sakık da TBMM İdare Amirliği makamına taşındılar!..
DTP Milletvekilinin görev aldıkları komisyonlar şunlar:
Aysel Tuğluk (Anayasa Komisyonu), Ayla Akat Ata (Adalet Komisyonu), Bengi Yıldız (Milli Savunma Komisyonu ve AB Uyum Komisyonu), Nuri Yaman (İçişleri Komisyonu ve KİT Komisyonu), Sebahat Tuncel (Dışişleri Komisyonu), Şerafettin Halis (Milli Eğitim Komisyonu), Özdal Üçer (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu), Pervin Buldan (Çevre Komisyonu), Sevahir Bayındır (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu), Mehmet Nezir Karabaş (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu), İbrahim Binici (Tarım,Orman ve Köyişleri Komisyonu), Emine Ayna (Dilekçe Komisyonu), Gülten Kışanak ve Hasip Kaplan (Plan ve Bütçe Komisyonu), Akın Birdal (İnsan Hakları Komisyonu).
DTP'liler, Mehmetçik'ten suyu bile esirgemeye çalışmaktadır
Şırnak'ın Cizre İlçesi'nin DTP'li Belediye yetkilileri Hisar Taburu'na çekilen su hattını kaçak ilan ediyor.
Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde, askeri birliğin şehir suyundan hat çekmesi, DTP'li belediye yetkililerini rahatsız etti. Terör örgütü PKK'ya her türlü desteği vermekten çekinmeyen DTP'liler, Mehmetçiğin içme suyu talebine bile karşı çıkıyor.
Belediyenin Başkan Yardımcısı Zeki Eliş, "bu terbiyesizliği" bir de marifetmiş gibi açıklıyor. Eliş, önce, canı pahasına bölgenin güvenliğini sağlayan, bugüne kadar çok sayıda şehit veren ilçedeki Hisar Taburu'nun kendilerinden su istediğini söylüyor.
Askerin bu talebine, Cizre'ye Çağlayan Köyü'nden gelen suyun yetersiz olduğu gerekçesiyle olumsuz yanıt verdiklerini ifade eden Eliş, bir süre sonra şebeke suyunun azaldığını belirlediklerini ve yaptıkları inceleme sonucu, "tabura çekilmiş kaçak hat bulduklarını" öne sürüyor..
Belediye Başkanı Aydın Budak, "Apo'yu övdüğü" için tutuklanarak görevden uzaklaştırılan, Başkan Yardımcısı Abdülkadir İnedi de, "askeri araca pusu kurarak bir erin şehit edilmesine" karıştığı için tutuklanan Cizre belediyesinin DTP'li yöneticisi Zeki Eliş, bu hattı keserek, taburu susuz bıraktıklarını övünerek anlatıyor.
Ahmet Türk'ün çözüm önerisi: "Hükümet PKK ile masaya otursun!" Bu açıkça devlete saldırı ve küstahlıktır!
Milletvekili yemin töreninde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile tokalaşan DTP Mardin milletvekili Ahmet Türk, PKK konusunda pazarlık yapılması gerektiğini ima ediyor.
Dicle Haber Ajansı'na konuşan Ahmet Türk, "Çözüm olmazsa kopuş başlar" diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bu insanlar o bölgenin insanları ve parlamenterleridir. Rol oynayabilirler, çatışmaların bitirilmesine katkı sağlayabilirler. Bunlara farklı bir rol ve misyon biçmek gerekiyor"
PKK'lılara ‘terörist' dememin bir faydası olmayacağını öne süren Türk, PKK'nın silah bırakması için çalışmak istediklerini anlatıyor. Bunun karşılığında ne talep ettiklerini açık şekilde dile getirmiyor.
Stratejik dostumuz AB'nin kahpelikleri ölçü tanımamaktadır:
Adli yıl açılışında Yargıtay Başkanı Osman Arslan'ın teröre destek vermekle suçladığı ABD, Türkiye'ye yönelik düşmanca adımlarını her alanda sürdürüyor.
Ermenileri, Kıbrıs Rum Kesimi'ni ve PKK'yı destekleyen sözde "stratejik ortak" ABD, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un da Ekümenik olduğunu ileri sürdü. ABD'nin bu tavrına sert eleştiriler yönelten Yargıtay Başkanı Osman Arslan, "Teröre silah veren ve destekleyen ülkeler, bu silahların bir gün kendilerine çevrilebileceğini bilmelidirler. Bu nedenle de devletler teröre karşı önleyici tedbirler almalıdırlar" dedi.
Hak ve özgürlükler korunmalı
Arslan, "Terörün doğrudan hedefi insandır. İnsanların yaşama hakkını ortadan kaldırmaktır. Terörü destekleyen ülkeler yanlış yapıyorlar" diyerek Türkiye'nin terör belasının üstesinden geleceğini söyledi. İnsanların insan olmaları nedeniyle doğuştan kazandıkları hakların devredilemez ve vazgeçilemez olduğunu anlatan Arslan "Bu hak ve özgürlüklerin korunması için bazı önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Patrikhane ekümenikmiş!
ABD Dışişleri yetkilileri, Bartholomeus'u "ekümenik olarak tanıdıklarını, Türkiye'nin ise, uluslar arası yükümlülükleri yerine getirip, bütün kişilerin özgürlük ve dini haklarını kullanmasına tamamen saygı göstermesi çağrısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey, Barholomeus'un sıfatına ilişkin Amerikan politikasının değişmediğini, ABD'nin Fener Rum Patriğini "ekümenik" olarak kabul ettiklerini söyledi.
Amerikan Ermeni ve Yahudileri elele
ABD'deki, Ermeni ve Yahudi lobisi birlikte hareket ederek Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyor. Ekim ayında görüşülmesi beklenen tasarı için şimdiye kadar 225 imza toplandı. Bu sayı tasarının görüşülmesi halinde geçmesine yetiyor. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi'nin de tasarının geçmesi için Ermeni lobisine söz verdiği biliniyor.
Kuzey Irak'a ABD üniversitesi, Güneydoğu'lu gençlerimize bir tuzaktır!
Amerika, Kuzey Irak'ta üniversite açtı. ABD kongresinin başlattığı 10 milyon dolarlık yardımla hizmete giren üniversite, Kürtler için yeni bir umut oldu. Kuzey Irak bölgesel yönetimine elinden gelen her türlü desteği veren ABD, şimdi de eğitim atağı başlattı ve güneydoğulu sahipsiz gençlerimize kanca attı.
Yargıtay Başkanı'nın uyarısı ve Siyonizm tehlikesi dikkate alınmalıdır
Yargıtay Başkanı Sayın Osman Arslan, adli yılın açılışı münasebetiyle yapmış olduğu konuşmada, diğer konuşmaları 2. plana atarak, öncelikle ülkemizdeki terör konusuna odaklanmıştır.
Sayın Başbakan ezcümle "Bazı silahların terör örgütlerinin eline geçmesi karşısında önleyici tedbirler almayan ülkelerin, hukuki durumu Teröre açık destek vermekle eşdeğerdir" diyerek ilgili ülkeleri uyarmıştır.
Adli yılın açılış merasiminde, yapılmış olan bu önemli uyarı, bu konuda artık -bıçağın kemiğe dayandığı-nın kanıtıdır.
Daha önce de eski Genelkurmay başkanlarımızdan Sayın Doğan Güreş ABD'nin gizli, aşikâr, terör örgütü PKK'ya silah verdiğini beyan etmişti. Sayın Yaşar Büyükanıt paşanın müteaddid açıklamaları da eklenecek olursa, ülkemize karşı devam ettirilen terörün, körün taşı misali, rasgele olmadığı işin arkasında, müttefikimiz dediğimiz ABD başta olmak üzere, çeşitli ülkelerin bulunduğu anlaşılır.
Ortaya çıkan bu belirtiler karşısında, sis perdelerini dağıtarak, artık net olarak karar vermemiz kaçınılmaz olmuştur. Çünkü Türkiye'miz, sinsice planlanmış olan ciddi bir Siyonist kuşatması ile karşı karşıya bulunmaktadır.
ABD'yi de etkisi altına alan bu tehlikenin odağında, SİYONİST-EVANGELİST ittifakı vardır.
Bu ittifak, ABD'nin hem iktidar ve hem de ana muhalefet partisini avucunun içine almıştır. Bundan ABD'nin geniş halk kitleleri de usanmıştır.
Bu ittifak, beş altı bin sene evvel, yazılmış Kabbala gibi hurafelerin yeraldığı, bilim dışı, muharref metinlerden oluşmakta ve bu batıl itikadlara göre, öncelikle Fırat ve Nil vadilerinin işgal edilmesi amaçlanmıştır.
Bu sebeptendir ki, kurulduğu günden beri Ortadoğu bölgemizde, terör estiren, kan dökmeyi kendisi için mübah sayan İSRAİL, ABD'yi de peşine takarak Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurmayı amaçlamış, maalesef bunu tamamlamıştır.
İsrail ve ABD subayları bu sebepten peşmergeleri eğiterek karşımıza düzenli bir ordu teşkiline başlamıştır.
Görüldüğü gibi Türkiye'nin bütün ısrarlarına rağmen PKK korunmaktadır, ona silah desteği sağlanmaktadır.
Geçen ay İsrail ani olarak Suriye'ye saldırmıştır. ABD desteği ile Suriye bertaraf edildiği taktirde ülkemizin güneyden kuşatılması tamamlanmış olacaktır. Hedef, ülkemizi de bölmek ve "arzı mev'uda" sahip olmaktır.
Bizim bu konulardaki uyarılarımızı, kimileri "bunlar birer KOMPLO TEORİSİDİR", diyerek, gözardı etmeye çalışıyorlar. İnşallah bu gafletimiz ülkemizin bir komploya kurban gitmesiyle sonuçlanmayacaktır.
ABD'nin bile hem iktidar ve hem de anamuhalefet partilerini, etkisi altına alan Siyonizm-evangelist ittifakını küçümsemeye kalkışmak son derece tehlikeli bir umursamazlıktır. Zirâ bu ittifakın arkasında, dünyanın bütün ülkelerini kaplayan gizli masonik örgütler bulunmaktadır.
Ne yazık ki, Atatürk'ün kapattırdığı bu örgütler, bugün tamamen serbest bırakılmıştır. Bütün güçleriyle siyonizmin emellerine hizmet yarışındadır. Onlar için nihai gaye, (son amaç) hazırlanmakta olan gizli Yahudi devletinin kuruluşuna hazırlık yapmaktır. Ve tabi, hem Atatürkçü hem de Mason-Rotaryan ve Lions olmak ta, çirkin ve çelişkili bir tavırdır ve sahtekârlıktır.
Dünyadaki bütün meşru hukuk sistemlerinde GİZLİ CEMİYET KURMAK suç sayıldığı halde, 33 gizli örgütün oluşmasından oluşan, masonik örgütlere ne gariptir ki, şimdiye kadar (Atatürk hariç) hiçbir resmi nitelikte müdahalede bulunulmamıştır.
Bu sebepten bu gizli örgütler, gerek bizim ülkemizde ve gerekse diğer ülkelerde siyasi partilere, sendikalara, hatta devlet kuruluşlarına sızmakta ve sızdıkları ülkelerin siyasi yönetimlerinde etkili olmaktadır.
Bu gerekçeler gösteriyor ki, ülkemiz, Siyonizm tehlikesine karşı bağışıklığı olmayan korumasız bir haldedir. Hileli yollardan sınırlarımızı TERÖRİST saldırılarla kuşatıldığı devamlı olarak tâciz edildiği ve tehlikeli gelişmelerin birbirini takip ettiği şu kritik durumda:
1- Önce bütün gizli masonik örgütlerden, devlet kuruluşlarımızın ve siyasi partilerimizin arındırılması şarttır.
2- Bunun için bütün siyasilerimizin, Siyonizm, Evangelizm, Masonik ve onun yan kuruluşlarının hangi metodlarla çalıştıkları hakkında BİLİNÇLENDİRİLMELERİ lazımdır.
Şu beyan ettiklerimiz aynı zamanda "HİÇ BİLENLE BİLMEYEN BİR OLUR MU?" meâlindeki ilâhi uyarının da veciz bir anlatımıdır.
Bu bilince sahip olmayan ve siyonizme uşaklık yapan siyasiler ve resmi görevliler bir robot gibi, kolaylıkla kullanılabilecek durumdan kurtulamamaktadır.
Kuzey Irak bölgesel yönetimi, Türkmen mezarlıklarına yöneldi
Irak'ın kuzeyinde Türk izleri kazınmaktadır:
Türkiye'nin operasyon söylentileri karşısında köşeye sıkışan Kuzey Irak bölgesel yönetimi, Türkmen tarihini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Kerkük ve Erbil'de yangın, yağma ve patlama gibi gerekçelerle Türkmenler'e ait nüfus ve tapu kayıtlarını yok eden bölgesel Kürt yönetimi, şimdi de Türkmen mezarlarına göz dikti. Türkmenler'i azınlık göstermek amacıyla olmadık yollara başvuran bölgesel yönetim, şimdi de "Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük alışveriş merkezini yapıyoruz" diyerek Türkmen mezarlıklarını yıkıyor.
Türkmen nüfusun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Erbil Kalesi'nin hemen yanı başında bulunan Şeyhhalla Mahallesi'ndeki mezarlara göz diken bölgesel Kürt yönetimi, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait on binlerce mezarı yerle bir etti. Geri kalan mezarların bir kısmı düzlenirken, bir kısmı da inşaatın ortasında kaldı. İnşaatın temel kazısı sırasında açılan mezarların içindeki kemiklerin ise ortalığa yayıldığı gözlendi. Birçok mezar kayıp inşaat çukuruna devrilirken, ay yıldız ve hilal sembollerini bulunduğu mezarlığın içinde Seyyid Abbas Hüseyin, Seyyid Zekeriya'ya ait iki mezar da bulunuyor. Bazı mezarların üzerine inşaat iskeleleri kurulurken, bazı mezarlar ise inşaat molozlarının altında kalıyor.
Tam bir tarih kıyımının yapıldığı iş merkezi inşaatında gece bekçiliği yapan Gamber Ahmed, "Benim vicdanım buna elvermiyor. Çok kötü bir durum, insan olanın asla yapmayacağı bir şey. Ölülerin mezarlarının üzerine basmak dinimizce uygun değil. Fakat burada koskoca bina yapıyorlar. Bu yanlışı kim yaptıysa, hesabı çok ağır olur"diye haykırıyor.
"Bizi yok etmek istiyorlar"
Türkmen Bağımsızlar Hareketi Başkanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi Kenan Şakir Üzeyirağalı ise, bundan 406 yıl önce vefat etmiş büyük dedesi Üzeyir Ağa'nın da burada gömülü olduğunu belirterek, "Bu mezarlıktakilerin yüzde 99'u Türkmen. Burada kimliğimizi yok etmeleri söz konusu. Mesele topraksa Erbil'de toprak çok toprak sıkıntımız yok. Erbil, New York, İstanbul ya da Londra değil. Alışveriş merkezi yapmak isterseniz toprak ve arazi çok" şeklinde konuştu. Üzeyirağalı, asıl maksadın Türkmenler'e ait tarihi varlığı ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
Gelinen durumun acı verici olduğunu belirten Üzeyirağalı, "Alışveriş merkezi mezarlığı çembere almış. Mezar taşları kırılmış dökülmüş kimi yerlerde mezarların içi görünüyor. Bundan sonraki adım kalan mezarlığı da kaldırmaktır. Burada Ortadoğu'nun en büyük modern alışveriş merkezi yapılacakmış, yapılsın. Ancak Erbil'den Türkmen kimliği silinmek isteniyor. Kürt kardeşlerimizle bir sıkıntımız yok. Türkler nerede olursa olsun barış huzur ve adalet sağlayan kardeşçe yaşamak isteyen bir millettir. Ancak bizi eritmek, yok etmek istiyorlar. Bir etnik grubunun tarihten yok edilmesinin yolu mezarlıklarının yok edilmesidir" diyeferyad ediyor
.[1]
[1] Milli Gazete / 12.11.2007

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Yahudi kucağında keramet satan O ırzı kırık, sahte; ermişe lanet! Hem parsel parsel elden; giderken…
Ve bekleyin göreceksiniz, Kur’an’ın İsrâ Suresi 4-7 ayetlerinde haber verildiği gibi, İslam coğrafyasının çıbanbaşı ve…
BUGÜN "HAMAS"SIZ KURULMAK İSTENEN BİR GAZZE VAR. O HAMAS VAR YA O HAMAS AZİZ ERBAKAN…
Atatürkçülük adına uydurulan Kemalizm sizi kurtarmaya yetecek mi? “Bugünün Türkiyesi’nde, AKP hükümeti ve yandaşlarının hemen…
Siyonist Merkezler, Türkiye için yeni bir izm arayışlarına başlamışlardı 40 sene önce diyebiliriz... Hatırlayınız Üstad…
A'raf 2 (Bu Kur’an öyle) Bir Kitap'tır ki Onunla (insanları) uyarman için ve mü'minlere bir…
Bil ilimsiz, irfansız; yol yok ümrana Ya Kur’an’a uyarız, ya da buhrana İslamsız bütün yollar,…
"...Kula kulluğu bozan, cumhuriyettir İslam’a uygun nizam, çün hürriyettir..." Ne güzel mısralar! İşte aydın olmak…
AHZAP SURESİ 67. AYETİ KERİME TAM DA BU KİMSELERDEN BAHSETMEKTE. LANET OLSUN KAFİR VE ZALİM…
İmam Gazali'nin Nasihatül Mülük (Hükümdarlık Ahlakı) adlı eserinde Yöneticilere yaptığı uyarılardan birisi de şöyledir: "Kalbinde…