HAVA HAMAS’A; TAVA ABBAS’A MIYDI?
Önce, bir farkı ortaya koymak için hatırlatalım:
Şehit İsmail Haniye’nin Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan Hocamıza Yazdığı Mektup: “Siyonizm’e karşı verdiğiniz büyük mücadele takdire şayandır!”
Şehit Hamas Lideri İsmail Haniye’nin Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamıza 2010 yılında yazmış olduğu mektubu, Milli Gazete’de yayımlanmıştı. (Milli Gazete – 01.08.2024) Tarihe not düşülen mektupta Şehit İsmail Haniye, Erbakan Hocamızın Filistin mücadelesine büyük katkılarını çok özel ifadelerle aktarmış ve şükranlarını sunmuşlardı.
“Saygıdeğer Büyüğüm, Muhterem Necmettin Erbakan! Allah sizi korusun. Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun. Mübarek Kurban Bayramı münasebetiyle Zatıalinizi en kalbi temennilerimle kutlarım. Kurban Bayramı’mızın cümlemize hayırlı ve bereketli olmasını temenni eder, hayırlara vesile olmasını niyaz ederim. Vermiş olduğumuz büyük ve çetin mücadelemizde yanımızda her zaman yer alan Zatıalinize şükranlarımızı ve saygılarımızı sunmaktan gurur duyuyoruz. Filistin halkının haklı davası için vermiş olduğu adil ve meşru müdafaasını her zeminde yapmanızdan dolayı ayrıca şükran ve memnuniyetimizi özellikle ifade etmek istiyoruz.”
“Tüm Filistin halkının da şahit olduğu üzere, düşmanlarımızın en son Gazze Şeridi’ne yapmış olduğu menfur saldırı ve savaş sırasında oynadığınız önemli rol, her iki halk arasında kardeşlik duygularını pekiştirmiş ve partiniz adına takınmış olduğunuz tutum, uluslararası politikada büyük etki meydana getirmiş ve düşmanın Gazze Şeridi’nde oluşturduğu zarar ve ziyanların ortadan kaldırılması yolunda önemli adımların atılmasını sağlamıştır. Ayrıca Mavi Marmara Gemisinde düşmanımızın akıttığı Türk kanı sonucunda şehitlik mertebesine ulaşan kardeşlerimiz bu gayretleriyle bir kez daha tüm dünyaya Netanyahu Hükümeti’nin uluslararası hukuku çiğneyen tutumunu gözler önüne sermiş ve dünya kamuoyunu harekete geçip İsrail’i tel’in etmişlerdir. Mavi Marmara Gemisi katliamının tahkikatı için uluslararası bir heyetin oluşturulmasının yüksek sesle dile getirilmesi tarihi önem arz etmektedir.”
“Değerli Büyüğüm (ağabeyim) Muhterem Necmettin Erbakan, mevcut liderliğiniz ile dünya Siyonizm’inin hedeflerine karşı vermiş olduğunuz büyük mücadele takdire şayandır. İsrail, İslam ümmetine karşı gayriinsani ve gayrihukuki yollardan sürdürdüğü tehdit, tedhiş ve terör saldırılarını, hareketimizi (HAMAS Hareketi) engellemek üzere Ocak 2006 tarihinde yapılan seçimlerde elde ettiğimiz büyük zaferden sonra da sürdürmüştür. Bizler silah ve baskı unsurları ile Batı dünyasının ambargoları ile karşı karşıya kaldık. Bildiğiniz üzere, topraklarımızın işgalden kurtarılması, öz vatanımız ve kutlu davamız olan Filistin için adil ve kalıcı çözümün sağlanması, işgalin tümüyle sonlandırılması, müstakil ve hür bir Filistin Devleti’nin kurulması, mültecilerin topraklarına geri dönmesinin kolaylaştırılması ve topraklarımız üzerindeki abluka ve esaretin ortadan kaldırılması gerekmektedir.”
“Değerli Büyüğüm Muhterem Necmettin Erbakan! Bize ve halkımıza vermiş olduğunuz destekten dolayı ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne vaki saldırısından önce ve sonra, farklı şekillerde bizlere verdiğiniz yardımlar ve vakur duruşunuzla her zaman yanımızda yer aldınız. Sizlerle olan irtibat ve dayanışmayı artırarak sürekli kılmayı, sizlerden her zaman kardeşçe ve hayati önemde nasihatler almayı ve İslami yolda bizlere yardımcı olacak siyasi konulardaki değerli kanaat ve tavsiye hatırlatmalarınızı almayı bekliyoruz. Bayramınızın hayırlara vesile olmasını temenni ederiz. Allah’ın selâmı ve bereketi üzerinize olsun!
Kardeşiniz İsmail Haniye.”
Gazze 25 Zilkade 1431 Hicri – Salı 02 Kasım 2010 Miladi
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan 28 Temmuz 2024 tarihinde şunları açıklamıştı:
“Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Türkiye’ye davet ettik. Ancak davet ettiğimiz halde gelmeyen Abbas’ın -kusura bakmasın ama- bizden özür dilemesi lazım.”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’tan ise Erdoğan’a şu cevabın geldiği hiç gündeme taşınmadı:
“Filistin İsrail arasında savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar Türkiye’den İsrail’e inşaatlarda kullanılan demir, çelik, çimento… Askerler için çelik yelek, çelik dikenli tel, sebze meyve vb. ürünlerde maalesef artış yaşandığını tespit ettik. Bunların Türk bağımsız gazetelerinde defalarca yazıldığı da bilinmektedir. Biz bunları Türk hükümetine ilettik… Yapmayın, biz kardeş ülkeyiz diyerek defalarca uyarılar gönderdik. Onlar bizim dostça, kardeşçe uyarılarımızı önemsemediler, halen daha Mersin Limanı’ndan gemilerle İsrail’e yük gönderilmektedir. Hem mitingler yapıp İsrail’i protesto edeceksiniz, hem de kapılar arkasında ticaret yapıp, Gazze açlıktan ölürken siz İsrail’i besleyecek-destekleyeceksiniz!.. İşte biz buna itiraz ediyoruz, bu yüzden de Erdoğan’ın davetini kabul etmedik.” Gerçekten böyle bir cevap ulaştı mı, yoksa hayali bir kurgu metni olarak mı hazırlandı?
Sn. Erdoğan yıllar önce: “İsrail’in en yetkili ağzı (özel ve samimi bir sohbet sırasında bana) ‘Mahmud Abbas’ın tutuklu Hamas Milletvekillerinin serbest bırakılmasını istemediğini’ söylemişti.” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Şimdi ise aynı Mahmud Abbas’ı Meclis’te ağırlayıp konuşturacaktı. Acaba bunu da mı bazı dostlar hatırlatmışlardı? Üstelik eğer gerçekten Filistin davasına ve direnişine sahip çıktığınızı göstermek istiyorsanız, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırmanız ve Meclis’te konuşturup, cesaret ve ciddiyetinizi ispatlamanız daha duyarlı ve tutarlı bir tavır olmaz mıydı?
Daha önce söyledik, tekrar hatırlatalım; Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı…
Mahmud Abbas’ın: “Hamas’ın tutumu, İsrail’in planlarına hizmet ediyor” çıkışı!?
Mahmud Abbas, Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen 33. Arap Birliği Zirvesi’nde bunları açıklamıştı. Abbas: “Hamas’ın; mevcut bölünmüşlüğü sona erdirmeyi engelleyen ve kendilerinin Filistin meşruiyeti şemsiyesine dönmeyi reddeden tutumunun, Gazze Şeridi’nin Filistin’den kopmasını ve Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi hedefleyen İsrail’in planlarına hizmet etmekle” suçlamıştı.[1]
30 Aralık 2021’de İsrail Savunma Bakanı ile görüşen Mahmud Abbas, “İsraillilere karşı şiddete izin vermeyeceğini” vurgulamıştı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile Tel Aviv’de buluşmuşlardı. Görüşmeye, İsrail ve Filistin taraflarından tepkiler vardı. Mahmud Abbas’ın, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile görüşmesinde, “İsraillilere silahlı saldırı ve şiddete izin vermeyeceğini” söylediği açıklanmıştı.
Dönemin İsrail Başbakanı Naftali Bennett‘in koordinasyonunda gerçekleşen görüşmede Abbas’a Filistin tarafından İstihbarat Müdürü Macid Farac ile İsrail ilişkilerinden sorumlu Sivil İşler İdaresi Başkanı Hüseyin eş-Şeyh’in eşlik ettiği basına yansımıştı.
Öte yandan İsrail’in Yedioth Ahranoth gazetesinin haberine göre, Gantz; karşılıklı güven inşası adımları çerçevesinde, Abbas’a vergi gelirlerinden 100 milyon İsrail şekelinin (32 milyon dolar) Filistin Maliye Bakanlığı’na iletileceğini vurgulamıştı. İsrailli Bakan’ın, 600 iş adamı, araçları ve Filistin yönetiminden onlarca yetkiliye İsrail bölgesine özel geçiş belgesi sunduğu hatırlatılmıştı.[2]
ABD Dış Bakanı Yahudi Blinken’ın: Mahmud Abbas’tan “Savaştan Sonra Gazze’de Kontrolü Ele Almasını İstediği” yazılmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 2023 Kasım başında Batı Şeria’ya sürpriz bir ziyarette bulunarak, İsrail’in Gazze’de Hamas’ı yok etmeye yönelik, şimdiye kadarki en ölümcül saldırısına devam ettiği sırada Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile bir görüşme yapmıştı. Blinken, Arap Dışişleri Bakanlarıyla Ürdün’de yaptığı görüşmeden bir gün sonra sıkı güvenlik önlemleri altında Ramallah’a uğramıştı.
Siyonist Blinken, Senato’daki bir oturumda “Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi’nin lideri Abbas’ın, savaştan sonra Gazze’nin kontrolünü yeniden alması gerektiğini” aktarmıştı. Mahmud Abbas ise Blinken görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi’nin Gazze’de, ancak İsrail-Filistin çatışmasına “kapsamlı bir siyasi çözüm” bulunması halinde yeniden iktidara gelebileceğini hatırlatmıştı.[3] Ama bu Siyonist çözümde HAMAS’a yer olmayacaktı!
İşte en katı ve en kötü Siyonistlerin, kukla bir Filistin Devleti’nin başında görmek istedikleri Mahmud Abbas’ı, Erdoğan’ın misafir olarak ağırlamasından herhalde haberleri vardı ve pek memnunlardı!
Abbas’ın: “İsrail’in Tam Güvenlik Hakkı Var” Zırvaları.
Ülkesinde aylardır devam eden savaşa, insanlık dışı şiddete, ölümlere ve kıtlığa rağmen Abbas’ın, işgalcisi İsrail’in hakkını savunduğu sözleri büyük tepki toplamıştı. İsrail aylardır Gazze Şeridi’nde alenen soykırım işlerken Batı Şeria’daki Filistin Yönetiminin Başkanı Mahmud Abbas’ın, “İsrail’in tam güvenlik elde etme hakkı vardır ve bu bizim görevimiz” sözleri ayarını ve yularını ortaya koymaktaydı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı Riyad Ekonomi Forumu özel oturumunda yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler’e Filistin’in tam üye olarak tanınması, Avrupa ülkelerine “İsrail’i tanıdıkları gibi Filistin Devleti’ni de tanımaları” çağrısını tekrarlamıştı.[4] Tabi bu kukla bir devlet olacaktı!
Mahmud Abbas’ın: “Gazze Şeridi’nde yönetimi devralmaya hazırım” mesajı!
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından Gazze Şeridi’nde yönetimi devralmaya talip olduğunu açıklamıştı. Abbas, “Kapsamlı bir siyasi çözümün parçası olarak üzerimize düşen tüm sorumluluğu üstleniriz” diyerek Siyonist Blinken’ın talimat ve tavsiyelerine hazır olduğunu vurgulamıştı.
İsrail ile Gazze Şeridi’nde kontrolü elinde bulunduran Hamas arasında çatışmalar sürerken Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dikkat çekici bir açıklama yapmıştı. Uluslararası toplumun Filistin lideri olarak tanıdığı ve müzakerelerde Filistinlileri temsil eden Abbas, savaşın sona ermesinin ardından Gazze’de yönetimi yeniden devralmaya talip olduğunu vurgulamıştı.
Filistin haber ajansı Wafa’nın haberine göre Abbas, iki devletli çözüme atıf yaparak “Kapsamlı bir siyasi çözümün parçası olarak üzerimize düşen tüm sorumluluğu üstleniriz” buyurmuşlardı.[5] Bu İsrail’e uşaklığın ilanıydı.
Mahmud Abbas, Haniye’nin Cenazesine Katılmamıştı!
2016 yılında ölen İsrail eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in cenazesine katılan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin ne İran’da ne de Katar’da düzenlenen cenaze törenlerine katılmamıştı. Abbas, Doha’daki merasime yardımcısını yollamıştı.[6]
30.09.2016 tarihinde, eski Siyonist ve terörist İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in cenaze törenine koşan Mahmut Abbas’ın, Şehit İsmail Haniye’nin cenazesine katılmaması, Siyonist merkezlere yaranma amaçlı mıydı?
Aynı Abbas, 2016 yılında ölen eski İsrail Başbakanı Şimon Peres’in cenaze törenine katılmış, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme yapmışlardı. İşte bu Mahmud Abbas, 14-15 Ağustos’ta Türkiye’ye bir ziyarette bulunacaktı. Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan ile buluşacak olan Abbas, 15 Ağustos Perşembe günü de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuşacaktı!?
Abbas-Gantz Buluşması!
Bu arada, İsrail Savunma Bakanlığı Basın Ofisi’nden yapılan yazılı açıklamada, Siyonist İsrail Savunma Bakanı Katil Gantz’ın Filistin Devlet Başkanı Abbas’ı 28 Aralık 2021 Salı akşamı Tel Aviv yakınlarındaki Roş Haayin kentindeki evinde misafir ettiği aktarılmıştı. Görüşmede hem güvenlik hem de sivil alanlarda çeşitli konuların ele alındığı aktarılan açıklamada, “Görüşme yaklaşık 2,5 saat sürdü. İsrail Savunma Bakanı, Filistin Devlet Başkanı’na güven inşa eden icraatlarını sürdürmeye istekli olduklarını iletti” ifadeleri yer almıştı. Bu, Abbas ile Gantz arasındaki ikinci görüşme olmaktaydı. İkili daha önce 30 Ağustos 2021’de işgal altındaki Batı Şeria’da Ramallah’taki yönetim merkezinde buluşmuşlardı.
Mahmud Abbas’ın TBMM’den İsrail’e mesajı mıydı?
Mahmud Abbas 15 Ağustos 2024 tarihinde Büyük Millet Meclisimizde konuşurken:
“Gazze ve Batı Şeria bir tek meşru hükümetle yönetilinceye kadar beklenen huzura kavuşmamız imkânsızdır!..” buyurmuşlardı. Yoksa Abbas’ın bu sözleri, İsrail’e ve işbirlikçilerine: “HAMAS gayrimeşrudur ve onları da kendi güdümümüze alıp sizlerle uzlaşacağım!” mesajı mıydı?
Ardından: “Kendi aramızda ulusal uzlaşıyı ne kadar çabuk gerçekleştirirsek, işgalden kurtulmamız o denli yakınlaşır ve kolaylaşır!” diyen Mahmud Abbas, acaba: “HAMAS cihadı bırakıp bana teslime hazır olsun ki, biz de İsrail güdümünde ordusuz ve onursuz göstermelik ve kukla bir devlet statüsüne razı olalım!..” çağrısı mıydı?
Yandaş yazarlar ve yalaka yorumcular: “Mahmud Abbas Gazze’ye gitme kararını açıkladı!” “Abbas İsrail’e çok sert çıktı!..” gibi hamasi ve havai manşetler atsalar da, işte asıl gizli ve kirli gerçekler bunlardı…
Mahmud Abbas’ın Çin ziyareti ve Perde Arkası
Mahmud Abbas’ın Pekin ziyareti, 13-16 Haziran 2023 tarihinde, Filistin-İsrail arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılmasına yardım etme arzusunu dile getiren Çin ile stratejik bir ortaklık kurma anlaşmasıyla tamamlanmıştı. Abbas’ın Pekin’i ziyareti sırasında Filistinli yetkililer, Washington’ın Filistin ile İsrail arasındaki dosya üzerindeki hegemonyasını kırma girişimleri kapsamında ABD’nin İsrail’e tam desteği karşısında Filistin haklarını garanti altına almak için Çin’in tutumundan yararlanma arzularını açığa vurmuşlardı.
Çin, Filistin’in Birleşmiş Milletler’e tam üyelik amacını ve 1967 sınırlarında bir Filistin Devleti kurulmasını desteklese de, uzmanlarca Çin’in bunu yapabileceğinden şüphe duyulmaktadır. Yıllarca bu anlaşmazlığın çözümü için genel bir girişim ileri sürülse de herhangi bir ilerleme yaşanmamıştır.
Pekin, el-Halil’in doğusunda elektrik enerjisi üretecek bir güneş santrali kurmak için yedi yıldır İsrail’den onay alamamıştı. Çin, ABD’den sonra İsrail’in ikinci büyük ticaret ortağı sayılmaktaydı. 2022 yılında iki ülke arasındaki ticaret alışverişi bir önceki yıla göre %11 artışla yaklaşık 24,45 milyar dolara ulaşmıştı. İki ülkenin 2016’da başlayan bir dizi müzakerenin ardından aralarında bir serbest ticaret anlaşması umulmaktadır.
Mahmud Abbas’ın Pekin ziyareti sırasında Çin ile Filistin arasında ikili anlaşmalar imzalanmıştı.
Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) tanıyan Çin, 1960’lardan bu yana silah ve eğitim sağlamaktaydı. Filistin Devleti’ni tanıyan ilk ülkelerden biri olan Çin, İsrail’i ise 1992 yılında tanımıştı. Ancak ticari ilişkileri, Tel Aviv’in Pekin’e askeri teknoloji sağladığı 1979 yılına kadar uzanmaktaydı.
FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi Ahmet Mecdalani, “Çin, Rusya’dan ve uluslararası düzeyde aldığı destek ile siyasi süreçte rol oynamak için tüm bileşenlere sahip. Koşulların olgunlaşması zaman alıyor. Pekin’in Filistinlilerle güçlü tarihi ilişkileri olduğu kadar İsrail ile de iyi ekonomik ve siyasi ilişkileri var. Bu ilişkiler onun bölgede güçlü bir rol oynamasını sağlıyor” ifadelerini kullanmıştı.
“Çin, ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesinin bıraktığı boşluktan yararlanarak bu boşluğu doldurabileceğini açıkça belirtiyor” diyen FKÖ Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Ahmed Cemil, “Pekin, kendisini ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin yatırım yapmak istemediği barış sürecinin bir parçası olarak sunuyor. Suudi Arabistan ile İran arasındaki uzlaşma hususunda ise, iki tarafın da arzusu olmasaydı bu olmazdı. Ancak İsrail’in reddetmesi nedeniyle Filistin meselesinde bu söz konusu değil. Çin’in birkaç yıldır defalarca kez duyurulan barış girişimi pratik hiçbir şey içermiyor; aksine iki devletli çözüme ilişkin genel pozisyonlara daha yakın. İsrail’de büyük bir yatırımcı olan Çin’in buradaki yatırımları hızla artıyor. Çin’in ABD’nin bazı teknoloji ürünlerinin satışına getirdiği yasağın neden olduğu eksikliğin bir kısmını telafi etmek için, İsrailli teknoloji şirketlerine ihtiyacı var” yorumunu yapmışlardı.
Filistin dahil olmak üzere Arap ülkelerinin Pekin’e yanaşmasının, koşulları iyileştirme amacı taşıdığını düşünen siyasi analist Muhammed Kavvas da “Çin Ortadoğu’ya girmek istiyor. Ancak çok dikkatli davranıyor, zirâ buranın ABD’nin nüfuz alanı olduğunu biliyor. Filistin ise bölgeye yeni giriş noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Washington ve Tel Aviv, Çin ile İsrail arasındaki geniş çaplı ilişkiler göz önüne alındığında, Çin folkloru olarak tanımladığı şeyle ilgilenmiyor. Moskova ve Pekin’e yönelmekten başka seçeneği olmayan Filistin ise iki başkentin Filistinlilere hiçbir şey teklif etmeyeceğini biliyor” tespitinde bulunmuşlardı.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon ise: “Pekin, güvenilmez olduğu için Washington’ın yerine geçemez. İsrail, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Fas arasındaki barış anlaşmalarına sponsor olan ABD gibi, barış sürecini destekleme konusunda herhangi bir mirası bulunmuyor. ABD, kalıcı askeri varlığıyla Ortadoğu’da kalıyor. Pekin’in ise Ortadoğu’da askeri varlığı yok. ABD haricinde herhangi bir arabuluculuğu reddeden Tel Aviv, ülkesinin Washington ile Pekin arasında seçim yaparken Washington’u seçeceğini söylüyor” diye çıkışmıştı.
Mahmud Abbas, Çin’de Mazlum Uygurları Terörist Saymıştı.
Doğu Türkistan’da soykırıma tâbi tutulan kardeşlerimizi terörist sayan Mahmud Abbas’a, dünyadaki Doğu Türkistan diasporalarından tepki yağmıştı. Çin uzmanı, Doğu Türkistanlı araştırmacı Memet Tohti Atavulla, QHA’ya süreci değerlendirerek, “Mahmud Abbas, Çin propagandasına ortak oldu!” açıklamasını yapmıştı.
Mahmud Abbas Doğu Türkistan ile ilgili, “Bazılarının gündeme getirdiği Uygur meselesi (Uygur Soykırımı) bir insan hakları meselesi değildir. Bu Çin’in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir. Filistin hükümeti, Çin’in bu mücadelesini her zaman destekliyor, Filistin her zaman Çin’e inandı. Çin’in her zaman adaleti yerine getireceğine inanıyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye’den de Abbas yönetimine uyarı yapılmıştı.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda, Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın Uygur Türkleri hakkında tepki çeken sözleri gündeme taşınmıştı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem, Abbas yönetimine gereğinin iletildiğini açıklamıştı.[7]
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılırdı!
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimi’ne bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz Mimarı’na titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz.
Kendilerini Allah’a, Allah’ı kendilerine dost edebilmiş kişiler için, âlemin bilinmezleri bilinmez değildir. Onlar dünyada görünseler de, göründükleri dünyadan çok, fikren ve ruhen âlem içindeki âlemlerde gezinmekte ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi, sıfatı ve sırrı ile hareket etmektedir!..
Şu barışa muhtaç kıtalar, sanki sahte adalet simsarı sarı Con’un, Sosyalist görünümlü İvan’ın birer arenası.
Devletliğini bilmez Devlet Başkanı sıfatlı kimi kukla gladyatörlerin sırtında; eğri ve iğreti Siyonist Şeytan kültür zırhının ya Kızılı, kiminde Sarısı.
Siyasi aryalar okunurken lobilerde, kimi gafil ellerde silahın Oraklısı, kimi açların elinde USA’lısı.
Parçalanmazsa bu Siyonist Emperyalizmin zırhı, durmaz açların kanı, çünkü CIA’lı, KGB’li canilerin yoktur acıması.
Düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir komutan için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır.
Korkma ölümden, ölüm ölmek değil, ölmek sanılan ölüm, ebedî hayata doğmaktır.
Yerin üstünü üstün tutma altından, aldanıp kanarsan üstüne, yer üstünde sonun alçalmaktır.
Kötüler için ölmek, kısacık dünya aydınlığından, ebedî karanlığa geçip, küfür ve kötülükleri sürekli kendisini boğacaktır!
Ölümle kurtuluşa ermenin tek yolu; Dünyada Hakk’a kul, Resulüne râm olmaktır.
Bugün yerin üstünde ölümsüzmüş gibi gezmedesin ama, er-geç sen de, Mahşer Alanı’na açılan bir dehliz olan mezardan geçeceksin ve yerin üstünde yaptıklarının hesabını yerin altında vereceksin.
Hayrının ve ahiret hazırlığının hacmi dünyalar büyüklüğünde de olsa, mezarda takılıp, heder olup gidecek sanma.
İmandan ve ihlastan yoksun maddi azığın ve dünya kazancın ise; bir pirinç tanesi kadar da olsa, mezardan ahirete geçecek ve sana fayda verecek sanma.
Göklerde ve gezegenlerde mekân tutsan, dünya gibi dünyalar emrinde olsa bile, bu gücün mahşerde seni kurtarıverecek sanma.
Kulların adaletinden hak ettiğin ceza ve zilletten belki kurtulursun ama, İlahi Adalet’ten kurtulup kendini huzura erecek sanma.
Yüksek seciyeli kişiler, daima Hakk’a kulluk ve ibadeti; kullara ise iyiliği şiâr edinirler. Onlar, insanların mal ve makam gücüne değil, onların insanlık haysiyetine değer verirler. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü severler…
“Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı…”
Tarih ispat edip göstermiştir ki, Hakka ve Hakikate karşı duyarsız kalarak zalimlere köleliği, kendilerine hürriyet sanan zavallılar tarihin çöplüğüne yuvarlanmıştır..
Hakka kulluğu, Hakikate öncü olmayı esas alanlar ise Cenabı Hakkın lütfuyla dünyada izzet ve devlete, ukbada ise Ebedi cennet ve ru’yete erişmenin sevincine ulaşmıştır..
Şimdi inşallah Anadolu Kuvai Milliyesi nasıl büyük zaferi kazandıysa, aynı iman, aynı cesaret ve ferasetle Siyonizme karşı en büyük zaferi de, Filistinin Kuvay-ı Milliyesi olan Hamas kazanacaktır.
Niçin milli çözüm cüyüz
Niçin bir takım gerçeleri konuşmak topluma hatırlatmak
Her bakımdan Adil düzene döneme kavuşmak zorundayız
Zannedildigi gibi cok fazla bişey yaptıgımız yok
Ancak cenabı hak insanı kendi
Zatının halifesi yer yüzünün
Temsilcisi olarak insanı yarattı bunu yaparak yaşayarak göstermek üzere
Bizi imtihan etmeye karar verdi. Bu imtihanın bir parcası bir icabı da hakka ve hayra taraf olmak haksızlığa karşı cıkmak zorundayız.
Al-iİmran Suresi 142. Ayet
Milli Çözüm yine olayları en ince ayrıntısına kadar inceliyip insanları doğru bilinçledirdiği için bu makaleyi yazan yazara ve emeği geçen herkese teşekkür ederim. Dikkatimi çeken birkaç konuyu bir ayetle örneklendirerek tekrar etmekte fayda görüyorum
Eğer gerçekten Filistin davasına ve direnişine sahip çıktığınızı göstermek istiyorsanız, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırmanız ve Meclis’te konuşturup, cesaret ve ciddiyetinizi ispatlamanız daha duyarlı ve tutarlı bir tavır olmaz mıydı?
Daha önce söyledik, tekrar hatırlatalım; Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı.
Ülkesinde aylardır devam eden savaşa, insanlık dışı şiddete, ölümlere ve kıtlığa rağmen Abbas’ın, işgalcisi İsrail’in hakkını savunduğu sözleri büyük tepki toplamıştı. İsrail aylardır Gazze Şeridi’nde alenen soykırım işlerken Batı Şeria’daki Filistin Yönetiminin Başkanı Mahmud Abbas’ın, “İsrail’in tam güvenlik elde etme hakkı vardır ve bu bizim görevimiz” sözleri ayarını ve yularını ortaya koymaktaydı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı Riyad Ekonomi Forumu özel oturumunda yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler’e Filistin’in tam üye olarak tanınması, Avrupa ülkelerine “İsrail’i tanıdıkları gibi Filistin Devleti’ni de tanımaları çağrısını tekrarlamıştı.Tabi bu kukla bir devlet olacaktı .
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından Gazze Şeridi’nde yönetimi devralmaya talip olduğunu açıklamıştı. Abbas, “Kapsamlı bir siyasi çözümün parçası olarak üzerimize düşen tüm sorumluluğu üstleniriz” diyerek Siyonist Blinken’ın talimat ve tavsiyelerine hazır olduğunu vurgulamıştı.
İsrail ile Gazze Şeridi’nde kontrolü elinde bulunduran Hamas arasında çatışmalar sürerken Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dikkat çekici bir açıklama yapmıştı. Uluslararası toplumun Filistin lideri olarak tanıdığı ve müzakerelerde Filistinlileri temsil eden Abbas, savaşın sona ermesinin ardından Gazze’de yönetimi yeniden devralmaya talip olduğunu vurgulamıştı.
Filistin haber ajansı Wafa’nın haberine göre Abbas, iki devletli çözüme atıf yaparak “Kapsamlı bir siyasi çözümün parçası olarak üzerimize düşen tüm sorumluluğu üstleniriz” buyurmuşlardı. Bu İsrail’e uşaklığın ilanıydı.
Sonuç olarak Ellerine geçen her fırsatta ABD dışişleri başkanıyla İsrail dışişleri başkanıyla görüşmelerine rağmen hiç bir sonuç elde edemeyen Mahmut Abbas. R. T. Erdoğan ve Siyonist yahudi merkezlere ümit bağlamış tüm İslam ülkeleri yönetici kodroya yine yazarın sözleriyle sesleniyorum.
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılırdı!
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimi’ne bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz Mimarı’na titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz
Selam ve dua ile
Rahmetli Erbakan Hocamızın şu sözlerini hatırlamanın tam zamanıdır.”İsrail laftan anlamaz müeyyideden (güçten) anlar”…
Ey palavra sıkan patavatsızlar. Dış güçler sizde bu dirayetin olmadığının da farkındalar.
Hamas, Allah’ın yardımıyla Gazze’de; Almanya, Fransa ve Abd yi de İsrail ile birlikte yenmiştir. Bu vesileyle tüm dünya Müslümanlarına hatırlatalım ki, işbirlikçi ve korkak idarecilerden kurtulmanın tam zamanıdır.
Geçmişi unutursak, bugünü anlayamayız, bugünü anlayamazsak geleceği kurgulayamayız. Akp nin kuruluş aşamasıyla birlikte yaptığı icraatlarda ve İsrail menfaatine çıkardığı kanunlarda da görüldüğü üzere ; İsrail-Abd menşeili olduğu ve Siyonizm hizmetkarı olduğu unutulursa bugünler kavranamaz gelecek de kurgulanamaz. Dolayısıyla Akp ve RTE hükümetinin, İsmail Haniye’nin intikamını alması da, İran’ı koruması da Gazze’yi savunması da imkansızdır.
Bütün bunlara rağmen, “Gevşemeyin üzülmeyin, eğer inanıyorsanız üstün-galip gelecek olan sizlersiniz” inancına sarılmış olan Türkiye ! ; İran’ı da, Gazze’yi de kurtaracak, Erbakan kimmiş, Milli Çözüm neymiş , şeytaniler anlayacak Rahmaniler de en büyük bayramı o zaman kutlayacaktır. Yüce Kur’an ın va’di ve Allah’ın kudreti nelere kadirmiş herkes yaşayıp görecek inşaallah.
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılırdı!
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimi’ne bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz Mimarı’na titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz.
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/hava-hamasa-tava-abbasa-mi/
KÖRLER SAĞIRLAR, BİRBİRİNİ AĞIRLAR!
AKP İktidarı da Uygur Türklerini, terörist saymıştı!
AKP Hükümeti Şimon Peres’i karşılamış ve TBMM’de alkışlamışlardı!
23 yıldır Dış Politika faciaları yaşanıvermekteydi!
Ee sonuçta körler sağırlar birbirini ağırlardı!
İŞBİRLİKÇİRİN GÜNLERİ SAYILI!
23 yıldır Dış Politika faciaları yaşanıvermekteydi
Amerikan mandası mı, İngiliz hayranlığı mı,
AB sevdası mı, Doğu Bloğu Hegomansı mı, İsrail yandaşlığı mı? BOP Uşaklığı mı? Ne ararsan bu iktidarda var idi?!
Damat Ferit Hükümeti, İttihat Terakki Zihniyeti hepsi birden tarihe gömülecekti!
İşbirlikçi Zihniyetten kurtulunacak!
Kuvay-i Milliye ruhu ve Milli Şuur ile Milli Mütabakat Hükümeti Kurulacaktı!
Siyonistlerin korktukları başlarına gelecek, Türkiye Erbakan çizgisine dönecek!
Milli Çözüm öncülüğünde
Yeni Adil Bir Dünya kurulacaktır!
İsmail Haniye’nin mekanı cennet olsun!
Yahya Sinwar’ın gazası mübarek olsun!
İsrail’in haritadan silinme vakti gelmiştir!
Sıra Aslanların kükreme vaktidir!
Allah, mü’minlerin içini soğutacak, sadıklar eliyle intikamını alacaktır!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
HAMASA SELAM DİRENİŞE DEVAM
Siz gerçek Mümin, bizlere örnek
Şimdiki müslümanlar, oldu dönek
Neyimize yetmiyor, hırka yelek
Doyumsuz olduk, ey fani felek
Tarla arsa yetmez, hepsi olsun
İnsanın gözünü, toprak doyursun
Makam hırsı ise, son bulsun
Yoksa İblise, kukla ve piyonsun
Erbakan Hocamız, hep uyardı
Kulak verip uyan, olmadı
İnananlar zaten, hep azdı
Azında azı, sadık dava adamı
Hamasa selam, direnişe devam
Zafere ulaşmaktır, derdim davam
Dönmek yok, tek kişide kalsam
Yolun sonunda, cennete ulaşsam
İsmail Haniye’ nin, Aziz Erbakan Hocamıza yazdığı mektup dan; bir kez daha Haniye’nin milli, şuurlu bir çizgide olduğu anlaşııyordu.
Mahmut Abbas’ın konuşmaları, icraatları ve Şimon’un cenazesine katılıp İsmail’in cenazesine katılmaması; ayarını, hedefini deşifre ediyordu. Erdoğan tarafında Mecliste neden konuşturulduğuda anlaşılmış oluyordu.
Herkese yalanlarınızı yutturan bilirsiniz, gerçeklere şaşı baktıra bilirsiniz. Ancak kimin ne olduğunu, hakikati hiç şaşırmayan Milli Çözüm’ün var olduğunu kavramamız gerekirdi. En azından bu makale bu gerçeği anlamamızı sağlamalıydı!
İşbirlikçiler birbirini ağırlarken, bu işbirlikçileri kullananlar ne diye rahatsız olsun….Kukla bir devlete razı olan Mahmut Abbas’ın esip gürlemesi veya öyle görüntü vermesi İsrail’i hiç rahatsız etmez. Hamas’ın bitirilip Gazze yönetiminin kendisine verilmesini bekleyen Mahmut Abbas işbirlikçiliğinin gereğini yaparak Doğu Türkistan mağdurlarının mücadelesini de teröristlik olarak nitelendirir. Hatta bu davranışıyla milletimizin haklı filistin direnişine verdiği desteğin de olumsuz etkilenmesi demektir. Bu da siyonistlerin bir taşla bir çok kuş vurması demektir.
Hamasın bu büyük başarısının arkasında Rahmetli Erbakan Hocamız vardı. Hamas çok özel ve önemli görevler yapmakta ve başarılı olmaktaydı. Milli Çözüm ise işin fikri mücadelesini vermekteydi. İnsanlığı siyonizmden kurtarmanın tek yolu Türkiye önderliğinde Erbakan eksenine kaymaktı. Evet bunun da tek yolu Milli Çözüm’e Üstad Ahmet Akgül Hocamıza anahtarları teslim etmekti. Ve bu bir seçenek değil zorunluluktu.
Hava Hamas’a Tava Abbasamı?
Evet Hamas’ı suçlayan Abbas İsrail lilere karşı şiddete izin vermeyeceğini vurgulamıştı.
Zaman zaman İsrail ile görüşme yapan Abbas İsrail vergi gelirlerinden 32 milyon dolar, Filistin maliye bakanlığına iletecegini vurgulamıştı. Siyonist Blinken senetodaki bir oturumda savaştan sonra Abbas ın tekrar devam etmesini istemişti.
Abbas ın İsrail’in tam güvenlik hakkı var zırvalarıyla kendisinin bir ABD ve İsrail kuklası olduğunu ispatlamıştır.
Abbas , Çin’de, Doğu Türkistan da soykırıma uğrayan kardeşlerimizi terörist saymaktadır.
Şimon Peres’in cenazesine katılan ama İsmail Haniye nin cenazesine katılmayarak Siyonizmin güdümünde olduğunu göstermiştir.
Erdoğan iktidarının Abbas ı TBMM’DE konuşturmasıda biz sizin desteklediginiz kişilerle beraberiz ve bizden size zarar gelmez demektir. Boş laflarla ve kahramanlık edalarıyla günü kurtarmaya çalışan AKP hükümetinin hizmetleri ABD ve İsrail e devam etmektedir.
Bu vesileyle Milli Çözüm ün bu gayretlerine teşekkür ediyorum.
Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan Hocamız ile Şehit İsmail Haniye, Siyonizm’e karşı birlikte şanlı bir mücadele vermişlerdi.
MİLLİ ÇÖZÜM ile HAMAS Siyonizm’e karşı verilen büyük mücadelede aynı amaçlar uğrunda hareket etmektedirler!
Dünyanın fikri değişimi MİLLİ ÇÖZÜM ile fiili değişimi ise HAMAS ile başarılacaktır.
Ey Milli Çözüm erleri ve HAMAS mücahitleri; ölümle kurtuluşa ermenin tek yolu; Dünyada Hakk’a kul, Resulüne râm olmaktır.
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılacaktır!
Düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur komutan Ahmet AKGÜL için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır.
Siyonist İsrail İşbirlikçileri, işbirlikçilerle işbirliği yapmaktadırlar!
İşbirlikçiler, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırıp Meclis’te konuşturacak cesaret ve ciddiyetten uzaktırlar.
İşbirlikçiler, ancak kendileri gibi İsrail işbirlikçisi olan, Çin’deki Mazlum Uygurları Terörist ilan edebilecek kadar alçalan, Siyonistlerin, kukla bir Filistin Devleti’nin başında görmek istedikleri İsrail uşağı Mahmud Abbas’la işbirliği yapabilirlerdi.
İşbirlikçiler, “Biz aslında İslam’a ve Müslümanlara hizmet için Siyonistlerle zahiren işbirliği görüntüsü vermekteyiz; sakın bizden şüphelenmeyiniz!” diyerek, halkı aldatmaya çalışmaktadırlar.
Yandaş yazarlar ve yalaka yorumcular ise, İşbirlikçilerin her türlü hile ve hıyanetine kılıf uydurmakla meşguldüler!
Ey Siyonist Şeytanlar ve işbirlikçi hain yöneticiler!
Bugün yerin üstünde ölümsüzmüş gibi gezmektesiniz ama er-geç sizler de, Mahşer Alanı’na açılan bir dehliz olan mezardan geçeceksiniz ve yerin üstünde yaptıklarınızın hesabını yerin altında vereceksiniz.
Ey işbirlikçi hain yöneticilerin yandaşları!
Kulların adaletinden hak ettiğiniz ceza ve zilletten belki kurtulursunuz ama İlahi Adalet’ten kurtulup kendinizi huzura erecek sanmayınız!
Mahmud Abbas 15 Ağustos 2024 tarihinde Büyük Millet Meclisimizde konuşurken:
“Gazze ve Batı Şeria bir tek meşru hükümetle yönetilinceye kadar beklenen huzura kavuşmamız imkânsızdır!..” buyurmuşlardı. Yoksa Abbas’ın bu sözleri, İsrail’e ve işbirlikçilerine: “HAMAS gayr-ı meşrudur ve onları da kendi güdümümüze alıp sizlerle uzlaşacağım!” mesajı mıydı?
Yaser Arafatın yerine 2005 yılından beri görevde olan Mahmud Abbas nasıl 20 yıldır o görevde durmaktadır. Şeyh Yasin, Yaser Arafat ve İsmail Haniye gibi zatlar şehid edilirken Mahmud Abbas’a acaba neden herhangi bir suikast girişi yapılmamıştı? Arka planda israil kirli,işbirliğini devam ettiriyor olmasındı!? El Fetih ve Hamas canını ortaya koyarak mücadele ederken Abbas gibiler İsmail Haniyenin cenazesine bile katılma cesareti göstermemiştir. İsrail şeytani planlarını uygulamaktadır. Siyasi iktidarlar kuru gürülü kınama mesajlarıyla sadece halkın gazını almak babında çıkışlar yapılmaktadır. Herkezin aslı ,amacı ortaya çıkmaktadır.Ancak çok yakında büyük devrim ve değişikler olacağını ummaktayız ALLAH(CC) öyle şartlar oluşturacak ki Hem siyonistler hemde işbirlikçi hükümetler dağılıp parçalanacaktır. Çok Şükürki Milli Çözüm Hakkın hakikatin tercümanı olmaktadır.!
(Münafıklar kendi aralarında) Allah Elçisinin (ve Hakk dava temsilcisinin devamlı) yanında bulunan (Ona tam bir teslimiyetle bağlanıp savundukları halde, fakir ve yetkisiz durumda olan kimseleri kastederek) “Bunlar için hiçbir infak-harcama yapmayın (onlara imkân ve fırsat sağlamayın, ekonomik ve sosyal yardımda bulunmayın, adam yerine koymayın ve sahip çıkmayın ki, Onun etrafından) dağılıp gitsinler” diye (konuşup fısıldaşmaktadırlar). Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat (ne yazık ki) münafıkların (bu gerçeğe akılları yatmamakta) ve kavrayamamaktadırlar.(Münafikun 7)
https://www.mealikerim.com/63/munafikun/7
Makalenin içinde en fazla dikkatimizi çeken kısım Hamas’ın bizim Kurtuluş Savaşı’ndaki Kuvayi Milliye ve TBMM destekli Ankara hükümetine benzetmesi ve Mahmut Abbas hükümetinide İstanbul’daki damat Ferit hükümetine benzetmesi Filistin’de davasına ve Gazze’de yaşananlara nasıl bakmamız gerektiğinin en net bizce özeti idi.
İspanaktan yağ çıkmazdı. İşbirlikçilerin kanı birbirini çekerdi. Herkes amacını ve ayarını ortaya koyuyordu. Gazzede yaşananlar, kimlerin nasıl bir tavır sergilediği ne tarafta nasıl yer aldığı ise yakın zamanda yaşanacak olan Adil Düzen devriminde sadıklara safların netleşip ayrıştığı, kişilere ve kurumlara bakışımızı şekillendirecekti.
Şimdi herkesin ayarını Filistin’in kendi içindeki taraftarlığı ortaya çıkaracaktı.
Hamasın kutlu hareketi, turnosol kağıt gibiydi. Dünya müslümanlarının ortak söylemi Filistin olsa da, imtihan ayrıntıda gizliydi. İsrail’in Filistini mi, yoksa Hamas yönetiminde Bağımsız Filistin mi mihengi oluşturmaktaydı.
Bu durum Türkiye için de geçerliydi. İsrail’in sunduğu Filistin yönetimi mi yoksa Hamas yönetimindeki bağımsız Filistin mi? Maalesef Türk hükümeti tercihini yapmıştı ve Meclise Kukla Abbas’ı davet ederek Siyonist şeytan şebekesini tercih etmişti. “Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu?” Elbette günahta da sevapta da eşit olmazdı. Milli Çözüm bu uyarıları günlerdir yapmakta; hatta “İsmail Haniye Türkiye’ye davet edilseydi Siyonist Şeytan çekinir ve onu hedef alamazdı” uyarıları da maalesef dikkate alınmadı ve Mahmut Abbas davet edildi. Şimdi bile isteye, bu davet bir anlamda Yahya Sinvar’ı yani HAMASI yok saymaktı. Görünüşte HAMAS fakat aslında ABBAS, Hakikatte İSRAİL tarafındaydı.
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılırdı!
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimi’ne bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz Mimarı’na titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz.
Kendilerini Allah’a, Allah’ı kendilerine dost edebilmiş kişiler için, âlemin bilinmezleri bilinmez değildir. Onlar dünyada görünseler de, göründükleri dünyadan çok, fikren ve ruhen âlem içindeki âlemlerde gezinmekte ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi, sıfatı ve sırrı ile hareket etmektedir!..
Şu barışa muhtaç kıtalar, sanki sahte adalet simsarı sarı Con’un, Sosyalist görünümlü İvan’ın birer arenası.
Devletliğini bilmez Devlet Başkanı sıfatlı kimi kukla gladyatörlerin sırtında; eğri ve iğreti Siyonist Şeytan kültür zırhının ya Kızılı, kiminde Sarısı.
Siyasi aryalar okunurken lobilerde, kimi gafil ellerde silahın Oraklısı, kimi açların elinde USA’lısı.
Parçalanmazsa bu Siyonist Emperyalizmin zırhı, durmaz açların kanı, çünkü CIA’lı, KGB’li canilerin yoktur acıması.
Düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir komutan için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır.
Korkma ölümden, ölüm ölmek değil, ölmek sanılan ölüm, ebedî hayata doğmaktır.
Yerin üstünü üstün tutma altından, aldanıp kanarsan üstüne, yer üstünde sonun alçalmaktır.
Kötüler için ölmek, kısacık dünya aydınlığından, ebedî karanlığa geçip, küfür ve kötülükleri sürekli kendisini boğacaktır!
Ölümle kurtuluşa ermenin tek yolu; Dünyada Hakk’a kul, Resulüne râm olmaktır.
Bugün yerin üstünde ölümsüzmüş gibi gezmedesin ama, er-geç sen de, Mahşer Alanı’na açılan bir dehliz olan mezardan geçeceksin ve yerin üstünde yaptıklarının hesabını yerin altında vereceksin.
Hayrının ve ahiret hazırlığının hacmi dünyalar büyüklüğünde de olsa, mezarda takılıp, heder olup gidecek sanma.
İmandan ve ihlastan yoksun maddi azığın ve dünya kazancın ise; bir pirinç tanesi kadar da olsa, mezardan ahirete geçecek ve sana fayda verecek sanma.
Göklerde ve gezegenlerde mekân tutsan, dünya gibi dünyalar emrinde olsa bile, bu gücün mahşerde seni kurtarıverecek sanma.
Kulların adaletinden hak ettiğin ceza ve zilletten belki kurtulursun ama, İlahi Adalet’ten kurtulup kendini huzura erecek sanma.
Yüksek seciyeli kişiler, daima Hakk’a kulluk ve ibadeti; kullara ise iyiliği şiâr edinirler. Onlar, insanların mal ve makam gücüne değil, onların insanlık haysiyetine değer verirler. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü severler…
Milli Çözüm , yine farkını ortaya koyan muhteşem aydınlatıcı – olayları doğru okumamızı ve sorumluluklarınızı kuşatıcı bir makalesiyle daha başbaşayız… Milli Çözüm’ün yıllardır vurguladığı anlattığı konular birbir doğrulanmakta … Kimler İsrail Siyonizm dostu, kimler onların karşısında anlaşılır şekilde irdelenmiş bir makale…
Makalede geçen şu ifadeleri yinelemekte yarar görüyorum:
…
Şimdi ise aynı Mahmud Abbas’ı Meclis’te ağırlayıp konuşturacaktı. Acaba bunu da mı bazı dostlar hatırlatmışlardı? Üstelik eğer gerçekten Filistin davasına ve direnişine sahip çıktığınızı göstermek istiyorsanız, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırmanız ve Meclis’te konuşturup, cesaret ve ciddiyetinizi ispatlamanız daha duyarlı ve tutarlı bir tavır olmaz mıydı?
Daha önce söyledik, tekrar hatırlatalım; Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı…
…
Evet görüldüğü üzere Milli Çözüm, delilleriyle konuyu örneklendirerek iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ortaya koyarak iyiden ve doğrudan yana olmak noktasında okuyucularını aydınlatmakta… Böylece dünyaya geliş maksadımız olan Hakk’tan yana olmamıza yetmez Bâtıl’ı da tanımamıza onun tuzağına düşmemizi engellemekte vesile olmaktadır. Böylesi bir nimetin değeri kıymeti paha biçilmez bişeydir. Kıymetli yazara Şükranlarımı sunarım. Teşekkür ederim .
Sözlerimi makalede geçen şu umut verici ve yüreklerimize su serpici veciz sözü hatırlatarak son vermek istiyorum:
“Düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir komutan için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır. ”
İşbirlikçi AKP’nin Abbas’ı davet etmesi BOP eşbaşkanlığı ile aldığı görevi itinayla sürdürdüğünü ıspatlamaktadır.
Bu davet AKP’nin İsrail’e dostluk ve destek mesajıydı.
Hamas’ın şehit lideri Haniye’nin cenazesine katılmayan ancak 2016’da siyonist Peres’in cenazesine koşarak giden, İsrail savunma bakanına İsrail’e silahlı saldırı ve şiddete izin vermeyeceği garantisini veren, ABD dış işleri bakanı Blinken’e İsrail’in tam güvenlik hakkı var ve bu bizim görevimiz taahhütü verip burada ne zaman ev alacaksın diyip küstahça gülüşen, Müslüman Uygur Türküne zulmeden Çin’in çıkarları doğrultusunda uygur müslümanlarını terörist gören, siyonizmin çıkarları doğrultusunda Hamas’ı terörist gören ABBAS daveti Siyonizme destek ve işbirlikçiliğin tam bir göstergesiydi.
Böylece uluslararası ilişkilerde Hamas’ı tanımadığını, İsrail ve ABD politikalarının bölgede uygulayıcısı olan Abbas yönetimi ile ilişkileri sürdüreceğinin mesajını vererek Hamas’a destek vermeyerek cihadı bırak, İsrail’e ise size tabiyiz mesajı verdiğini görmekteyiz.
Filistinli Aktivist Naim Eyyübi’nin dediği gibi:
“Kim kime mesaj veriyor?
7 Ekim’den beri ‘israil’e askerî, maddî, lojistik ve stratejik desteği sağlayan Amerika’ya mı mesaj veriyoruz?
Amerika’ya verilecek en güzel cevap kendisinin yaptığı gibi bilfiil Kassam’a başta askerî olmak üzere maddî, lojistik ve stratejik destek vermektir!
Yoksa siyonistlere askerî desteği veren Amerika’ya, siyonistlere ticarî desteği sağlayanların vereceği mesaj yoktur!”
Ve Milli Çözüm Dergimizin çok vurguladığı gibi:
Filistin davasına ve direnişine sahip çıktığınızı göstermek istiyorsanız, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırmanız ve Meclis’te konuşturup, cesaret ve ciddiyetinizi ispatlamanız daha duyarlı ve tutarlı bir tavır olmaz mıydı?
Daha önce söyledik, tekrar hatırlatalım; Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı!!
Ez cümle:
Yeryüzündekilere boyun eğenler yerlerin ve göklerin Rabbinin intikamından kurtulamayacaktı!!
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılırdı!
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimi’ne bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz Mimarı’na titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz.
Kendilerini Allah’a, Allah’ı kendilerine dost edebilmiş kişiler için, âlemin bilinmezleri bilinmez değildir. Onlar dünyada görünseler de, göründükleri dünyadan çok, fikren ve ruhen âlem içindeki âlemlerde gezinmekte ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi, sıfatı ve sırrı ile hareket etmektedir!..
Şu barışa muhtaç kıtalar, sanki sahte adalet simsarı sarı Con’un, Sosyalist görünümlü İvan’ın birer arenası.
Devletliğini bilmez Devlet Başkanı sıfatlı kimi kukla gladyatörlerin sırtında; eğri ve iğreti Siyonist Şeytan kültür zırhının ya Kızılı, kiminde Sarısı.
Siyasi aryalar okunurken lobilerde, kimi gafil ellerde silahın Oraklısı, kimi açların elinde USA’lısı.
Parçalanmazsa bu Siyonist Emperyalizmin zırhı, durmaz açların kanı, çünkü CIA’lı, KGB’li canilerin yoktur acıması.
Düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir komutan için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır.
Korkma ölümden, ölüm ölmek değil, ölmek sanılan ölüm, ebedî hayata doğmaktır.
Yerin üstünü üstün tutma altından, aldanıp kanarsan üstüne, yer üstünde sonun alçalmaktır.
Kötüler için ölmek, kısacık dünya aydınlığından, ebedî karanlığa geçip, küfür ve kötülükleri sürekli kendisini boğacaktır!
Sn. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız yaşamı boyunca hep Emperyalistlerle Siyonist düşünceyle mücadele etmiş, onurlu ve şerefli bir ömür yaşamıştır. Bizler de buna hep şahit olduk. Şimdi duyduklarımız bunlar ve buna benzer, Şehit Haniye gibi mücahitlerden daha neler duyacağız. Dünyanın her yerinde hep mazlumların yanında olmuş onlara yol gösteren sıkıntılardan kurtuluş yolu gösteren bir şerefli bir yaşamı oldu. Hiç bir zaman işin gösterişiyle boş tarafıyla zaman geçirmedi, şimdiki işbirlikçi yöneticiler gibi yapmadı. İşin dolu, aksiyon, mücadele ve icraat tarafındaydı. Şuan bir soykırım uygulanan Filistin Gazze’de yaşanan vahşet karşısında sadece göstermelik içi boş söylemlerde bulunmak ,vahşetin yaşandığı İsrail’ e hala direkt veya dolaylı ihracat yapıp hem de Filistin Devlet Başkanını TBMM ye çağırmak konuşturmak ne kadar tutarlıydı. O Siyonist İsrail uşağı değil miydi, sen burada Şehit İsmail Haniye için bir günlük yas ilan ederken, o zat onu bile yapmamış, Şehidin cenazesine gitmemiş, Birisini burada konuşturmak ne kadarda mantıklı tutarlıydı adama sormazlar mı? Dünyadaki bırak Müslümanı, vicdanlı Hristiyan insanlar kadar bile Gazze’de yaşanan vahşete dur diyememiş birisinin Şerefli TBMM de konuşturuyorsun ve de dünyaya Gazze’de olanları anlatsın diyorsun. İnsan o acıyı hissetmezse, gerçek manada yaşamazsa konuştuklarını ne hayrı kalır.
Ne o yoksa Gazze’de savaş soykırım bitti de bizim mi haberimiz yok? Ne o Siyonist İsrail’e karşı büyük bir zafer kazanmış bir komutan edasıyla mı konuşturdunuz?
Kurtuluş savaşı ile kazanılıp kurulmuş bir mecliste konuşma yapmasını istediniz. Siz de bunu büyük bir iş yapmış gibi ayakta alkışlıyorsunuz! Vicdansız İsrail uşağı kişiyi…
Sahi o zaman sizler bu alkışı tutanlar; vizyondan, şuurdan, ferasetten o kadar yoksun musunuz!
Sahi o zaman siz bu yaşananları alkışlayan kişi gibi bakıyorsunuz sahi o zaman sizler kim oluyorsunuz?
O zaman hiç akletmez misiniz, kimi daha ne kadar kandıracaksınız!
Bu mazlumların ahının bir gün sorulur, hesabının alınacağını, dünyanın bir imtihan yeri olduğu ve bu dünyada yaptıklarınızın hesabının sorulacağını bir ahiret olduğunu söylüyor fakat inanmıyor musunuz!..
Değerli Büyüğüm Muhterem Necmettin Erbakan! Bize ve halkımıza vermiş olduğunuz destekten dolayı ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne vaki saldırısından önce ve sonra, farklı şekillerde bizlere verdiğiniz yardımlar ve vakur duruşunuzla her zaman yanımızda yer aldınız. Sizlerle olan irtibat ve dayanışmayı artırarak sürekli kılmayı, sizlerden her zaman kardeşçe ve hayati önemde nasihatler almayı ve İslami yolda bizlere yardımcı olacak siyasi konulardaki değerli kanaat ve tavsiye hatırlatmalarınızı almayı bekliyoruz. Bayramınızın hayırlara vesile olmasını temenni ederiz. Allah’ın selâmı ve bereketi üzerinize olsun!
ZALİMLERE DESTEK VERENLER ,GÖRÜŞME YAPANLAR GELMİŞTE MECLİSTE KONUŞMUŞ ,KONUŞTURULMUŞ.!!…
Tüm Dünya bu zalimlere karşı tek yürek protesto ve tepkilerini gösterirken Filistin Devletinin başkanı Mahmut Abbas zalimlerle gizli görüşmeler yapmış ve 10 aydır ülkesine bombalar yağarken bir kere medya karşısına geçipte ”KAHROLSUN İSRAİL ” diyememisti…Kukla ve işbirlikci Başkan olduğunu sessizliği ile tüm Dünyaya göstermişti…İsrail e gerek sessizliği ile gerekse lojistik destek ile arka çıkan liderler olmasaydı bu kadar zalimlik elbette yapılamazdı….
Büyük Kumandan Şehit İsmail Haniye nin vefatından sonra cenaze namazına katılmayan ,hiçbir zaman İslam davasına ,Filistin davasına sahip çıkmayanlar laf-ı güzaftan hiç utanmıyorlardı!!
Rahmetli Prof.Dr.Necmettin Erbakan Hocamızın ne kadar büyük bir Devlet ve Ümmet lideri olduklarını makalemizi okuyunca bir kez daha anlama fırsatı buldum!!Hocamız ferasetiyle ne güzel hizmetlerde bulunmuş ve bugunü gören tesbitleriyle bizlere nasıl Müslüman olunur göstermişlerdi…Rabbim talebeliğini hakkıyla gerçekleştirebilmeyi nasip eylesinn..Amiin..
Münafıklığı tüm Dünyaya gösterdiniz !Dünya daki gayri müslimlerde Müslümanlığı seçerek sizlere nasıl müslüman olunur gösterecekler !!Akın akın İslam Dinini seçenler Müslümanlıkla şereflenirken sizler bu şereften nasıl mahrum kaldığınızı hem dünyada hem ahirette göreceksiniz!!
Ya Rabbi neolur mazlumlara Fetih nasip eyle…Münafık ve kafirlerin oyun ve tuzaklarını başlarına çevir…İslamın zaferini ve nurunu tüm İslam Alemine lutfeyle …Amiiin
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimine bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz mimarına titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz.
AKP iktidarı değil mi “İsrail” ile normalleşme antlaşması yapan? 10 aydır yaşananlar karşısında hiçbir somut adım atmayan? Aylardır savaş mühimmatları da dahil her türlü lojistik desteği “İsrail”e sağlayan?
Yine aynı Akp değil mi, kutsal beldemiz olan Filistin’in “doğu” ve “batı” olarak ayrılmasını kabul eden?
Erdoğan iktidarı bir ABD projesi olan “iki devletli çözümü” her fırsatta bölge için alternatifsiz kurtuluş gören?
Daha geçtiğimiz günler de Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran’nın kalbinde suikasta uğradı. Hizbullah’ın merkezi olan Lübnan da bir dizi suikastlar gerçekleştirildi.
Yemen’in kapatmaya çalıştığı körfezin alternatifi olarak Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri “‘İsrail’in ticareti durmasın” diye karadan taşıma desteği vermektedirler. Bu ve tüm icraatlar Müslümanlara ihanet olurken ABD-İsrail” cephesinin hayat damarlarına kan niteliğindedir.
Tüm bunların yanında Filistin’in – devlet başkanı hain Mahmut Abbas Türkiye’ye geliyor. Erdoğan’ın daveti üzere ülkeye gelen Abbas, Beştepe’de görüşmelerden sonra Meclis’te bir konuşma yapıyor ve Hamas’ı hiç ağzına almıyor. ABD nin ve İsrail’in kuklası Abbas bir saat konuşma yapıyor elle tutulur hiç bir şey yok. Ama AKP ve yandaşları tarafından yapılan yorumlar ve açıklamalar , milletin aklıyla alay etmekten başka bir şey yok.
Sonuç olarak Filistin de kardeşlerimizin kanı akmaya devam ediyor.
O kadar söylenecek söz var ki şu son yaşanan hadise üzerine… Ümmet neden bu halde? Merak eden bu hadiseye baksın. Ülke neden bu halde? Merak eden bu hadiseye baksın. Gazze neden bu halde? Merak eden bu hadiseye baksın. Baksın tabi ama vicdan gözlüğünü çıkarmadan. Zerre kadar insani ve imani hassasiyeti olan bir kişi şu Abbas denen işbirlikçinin ülkemize gelişinin ancak gaz alma kapsamında olduğunu bilir. Ancak ne yazık! Ne yazık ki orada Allah yolunda can veren Hamaslı mücahitlere kin kusan ile onların canına kast eden İsrail’e her türlü lojistik desteği veren timsah göz yaşları döküp milletin meclisinde milletin gazını alıyorlar. Ama ne yapsalar fayda yok. İşbirlikçi olduklarını biliyoruz. Onlar kendilerini zaten biliyorlar. İnşallah daha gözünü açamadan şehit olan yavrularımızın intikamını almayı Mevlamız nasip edecek ve yapılanlar yanlarına kalmayacak.
Ya Rabbi!
Adil Düzen şafağına bizi eriştir. Sabahı bize yaklaştır. Ya Rabbi, yeryüzünde fiili cihat yapan HAMAS’lı mücahitlere ve onlara fikri cihat ile eşlik eden Milli Çözüm’e kurtuluşu nasip et.
Ya Rabbi!
Bedir’de Efendimizin (sav) sana niyaz ettiği gibi niyaz ediyoruz. Ya Rabbi, bu aziz topluluğu muzaffer eyle. Başta siyonist şeytan ve onun İsrail, ABD, AB, Çin, Rusya gibi asıl uşaklarına ve ülkemizdeki işbirlikçi iktidar gibi tali uşaklarına tümden azametini göster, mazlumların intikamını almayı nasip et. Amin.
Zafere; imkân, iktidar ve konvensiyonel kuvvetle değil; iman, cesaret ve özel teknolojik yeniliklerle ulaşılırdı!
Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran kudret orduları meleklerin ışıklı çadırlarını fark etseydiniz,
Kaderin göklerin Hâkimi’ne bağlı olduğunu bilir, süper zalimleri güç sahibi, atomu ise kıyamet sebebi görmezdiniz.
Boşluk olarak gördüğünüz muhteşem göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını ve deruni imkânlarını bilseydiniz,
Kâinatın o eşsiz Mimarı’na titreyerek secde eder, nefsinizden ve fani heveslerinizden geçerdiniz.
Çok şükür rehberimiz kuran ,hak yolu aydınlatan çağın sahibi aziz ERBAKAN hocamıza namzet üstadımız Ahmet Akgül müz var
Elhamdülillah
“Bazılarının gündeme getirdiği Uygur meselesi bir insan hakları meselesi değildir. Bu Çin’in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir. Filistin her zaman Çin’e inandı. Filistin-İsrail ihtilafının bir an önce sona erdirilmesinde Çin’in arabulucu olması gerekmektedir.”
13 Haziran 2023 Pekin Çin Halk Cumhuriyeti’
Mahmut Abbas.
Kyn: Devlet Bahçeli Twiteer
Uygur türklerine yapılan Zülmü ve katliamı , insan hakları meselesi olarak görmeyen bir mahmut abbas TBMM sinde konuşturma bence saçma..
HER FIRSATTA İSRAİL’E UŞAKLIĞINI İLAN EDEN MAHMUT ABBAS’IN TBMM’DE KONUŞTURULMASINDAN İSRAİL TARAFI MEMNUNİYET DUYMAKTAYDI.
Eğer gerçekten Filistin davasına ve direnişine sahip çıktığınızı göstermek istiyorsanız, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırmanız ve Meclis’te konuşturup, cesaret ve ciddiyetinizi ispatlamanız daha duyarlı ve tutarlı bir tavır olmaz mıydı?
Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı…
Mülk 20
(Ey Siyonist ve emperyalist zalim güçler ve Allah’tan ziyade bunlardan çekinen ve güvenen gafiller! İşte bu yegâne kuvvet ve kudret sahibi olan) Rahman’a karşı (ve O’na rağmen), size yardım edeceğine (inandığınız ve süper güç sandığınız) şu sizin ordunuz (uçak gemilerinizden, balistik füzelerinizden ve tank roketlerinizden oluşan bir sürü devasa filonuz; Cenab-ı Hakkın Kudreti karşısında neymiş ve) kimmiş (ki korkup onlara sığınmaktasınız…?) Oysa gerçekte bütün kâfirler, (ve onlardan korkan gafiller) sadece boş bir gurur ve aldanış içinde bulunmaktadırlar.
https://www.mealikerim.com/67/mulk/20
Mülk 22
O halde, (süper güç dedikleri zalim merkezlerden ve hain işbirlikçilerden korkarak veya menfaat umarak; bunlara yaranmak için) yüzüstü kapanarak sürünen (uşak ruhlu kimseler mi) daha doğru (ve onurlu) sonuca (hidayete) ulaşır, yoksa sırat-ı müstakim üzerinde (İslam ve Kur’an çizgisinde ve insanlığın hizmetinde) dümdüz ve başı dik yürüyen mi (Allah’ın rızasına ve başarıya kavuşacaktır? Elbette, haklı ve hayırlı yolda ve onurla yürüyen; halkın ve mazlumların çıkarlarını gözeten ve sadece Allah’a güvenen kimseler mutlu sona varacaklardır; tarihen de, tabiaten de, dinen de, vicdanen de bu hep böyle olacaktır.)
https://www.mealikerim.com/67/mulk/22
Rezil gidişattan, bıktık usandık
Haksız ve ahlâksız, halden utandık
Medet kıl Allah’ım, gayrı uslandık
Rahmete gebedir, türlü zahmetin
Bitsin Haçlı-Siyon, gelsin İzzetin!..
Aşık rızan arar, Seni özlüyor
Yıllardır hasretle, yürek közlüyor
Milli Çözüm ehli, fetih gözlüyor
Yetsin aydın günler, bitsin zulmetin
Kudret Azametle, gelsin İzzetin!..
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/goster-kudretini-yetsin-izzetin-siir-3/
İsmail Haniye, Erbakan Hocamıza yazdığı mektubun sonunda; “Değerli Büyüğüm Muhterem Necmettin Erbakan! Bize ve halkımıza vermiş olduğunuz destekten dolayı ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne vaki saldırısından önce ve sonra, farklı şekillerde bizlere verdiğiniz yardımlar ve vakur duruşunuzla her zaman yanımızda yer aldınız. Sizlerle olan irtibat ve dayanışmayı artırarak sürekli kılmayı, sizlerden her zaman kardeşçe ve hayati önemde nasihatler almayı ve İslami yolda bizlere yardımcı olacak siyasi konulardaki değerli kanaat ve tavsiye hatırlatmalarınızı almayı bekliyoruz.” diyordu.
Mahmud Abbas ise;
“BMGK ile de çalışmaya devam edeceğiz. Filistin Devleti’nin uluslararası toplumda hak ettiği yeri sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuşuyordu. Yani “benimle devam ederseniz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da istediğiniz rolü oynayacağım.”
BMGK, BM, AB vb., Siyonist İsrail’in büyük hedefini gerçekleştirmek için kurulmuşlardı. Onların istediği; BOP çerçevesinde, İsrail’e bağlı yönetimlerin Filistin’in başında olması ve çıkarlarına hizmet etmesiydi.
Erdoğan hükümeti olarak; eğer gerçekten Filistin davasına ve direnişine sahip çıktığınızı göstermek istiyorsanız, HAMAS’ın yeni ve yürekli lideri Yahya Sinvar’ı Türkiye’ye çağırmanız ve Meclis’te konuşturup, cesaret ve ciddiyetinizi ispatlamanız daha duyarlı ve tutarlı bir tavır olmaz mıydı?
Daha önce söyledik, tekrar hatırlatalım; Mahmud Abbas, bizim Şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi İstanbul’daki işbirlikçi Damat Ferit Hükümeti konumunda iken, HAMAS ve Yahya Sinvar ise Kuvay-ı Milliye ve Büyük Millet Meclisi destekli Ankara Hükümeti konumundaydı…
Erbakan Hocamız nasıl buyurmuşlardı:
“Hakkın Tesisi için Çalışmamakla, Batıl’ın Hâkimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.”
Hakkın tesisi için çalışmak da; Erbakan Hocamızın unutturulmak istenen ve yalnızca Milli Çözüm’ün sahiplenip sesi olduğu projelerine sarılıp bu yolda mücadele ederek olur.
“Düşmanın stratejisini, şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir komutan için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır.”