KİM NEYE TALİP?
Allah rızasını, arayan gönül
Makam çıkar değil, kulluğa talip…
Bil vicdan huzuru, mü’mine ödül
Sadık yola; fasık, yolluğa1 talip…
Takdir Allah’ındır, itiraz boşa
Taksim yapılmıştır, ihtiras boşa
İmtihan sırrıdır, ihtiraz2 boşa
Kim koltuğa; kimi, kolluğa3 talip…
Kimseyi suçlama, nefsin sorgula
Hatasın anlamak, lütuf her kula
Derviş niye gider, tekke okula
Kim tarlaya; bazı, pulluğa4 talip…
Haksızlık yapanlar, o kayıp eder
Hem zalim sayılır, hem ayıp eder
Salih kul günahın; hep sayıp eder
Kanaat hoş; avam, bolluğa talip…
İşte Gazze halkı, cihada koşar
Yetimler birbirin, başını okşar
Cennete inanmış, dünyayı boşar
Sevdiğin uğurlar, dulluğa talip…
Hastır Hak yolunda, kahır çekenler
Ecir Dosttan deyip, boyun bükenler
Hurma devşirir mi, arpa ekenler
Kim ANKA’ya5; kimi, çulluğa6 talip…
Teslim ol; isyana, kalkışma sakın
Davaya yakışan, bir tavır takın
Bugünler geçici, yarına bakın
Kim tavuğa; kimi, folluğa7 talip…
Gerçekte var mıdır, madde sandığın
Mal makam evladım, diye kandığın
Hak Mevcud Allah’tır, anıp yandığın
Kim dava; kim davar, doluğa talip…
1- Yolluk: Resmi görevlilere verilen yol harçlığı.
2- İhtiraz: Saklanmak, sakınmak.
3- Kolluk: Kollayıcı zabıta, jandarma.
4- Pulluk: Toprağı süren demir araç.
5- Anka: İran efsanesinde, insanı her muradına kavuşturan kutlu kuş.
6- Çulluk: Eti yenen, orta boy bir kuş.
7- Folluk: Yumurtlama ve kuluçka için hazırlanan küçük mekân.
Rabbim, RIZASI İÇİN YAŞAYANLARDAN EYLESİN…
Sakın ha, mutsuzluğun sana galip gelmesin!
Vicdan huzurun, HİÇBİR şeye değişmeyesin.
Bıldırcın eti önünde, nankörlük etmeyesin
Dünyalık gelip geçici, cenneti feth edesin!
Lağımda ki çöp torbasını, fare gibi deşmeyesin!
Hakktan çektirtme elim, billah kalkamam
Dostta sürçmesin dilim, gayrı etsin tamam
Yarınları kim bile, Mevlaya artık yaran
Kim Davada kim hüsran, birliğe talip…
Allahım merhamet et, kulun çok garip…
Allah’ın taksimine, yani hayır ve şerden kısmetine razı ol ki, takdire iman etmiş olasın. İbadet, hizmet ve hareketlerine nefsini katma ki, nefeslerin kıymet kazansın!..
v Herkesin kıymeti gayreti kadardır; gayreti ise gayesi ve hedefi oranındadır. Hedefleri ve hayalleri kutsal ve kuşatıcı olanlar, büyük adamlardır. Gayesi ve gailesi (derdi) küçük olanlar da, ayarı düşük insanlardır.
v İslamsız insan, Kur’an’sız irfan, imansız vicdan olgunlaşamaz… En büyük akılsızlık; başkalarına haksızlık ve ahlaksızlık yapmaktır.
v Düşman gibi dine sataşanlar, şeytan gibi din istismarı yapanlar ve dünyalık hesapları için kutsalını ve davalarını satanlar; hepsi aynı ayardadır.
v Herkes senin aynandır. Akıllılık; kendinin güzel yönlerini de, çirkin hallerini de, başkalarında görüp anlamandır. Çirkinliğini gördüğün aynaları kıracağına, kendini düzeltip temizlemen daha akıllıcadır.
EKEN KAZANIR
Kim ermiş ki muradına, kuru hayal hevesle
Sabırla hikmet ipeğin, sarıp büken kazanır…
Hiç zirveye çıkılır mı, birkaç adım nefesle
Bil ahiret tarlasına, tohum eken kazanır…
Dost maksudun sevdasına, gönül kuşun salınca
Sabır sebat sadakatle, menzile yol alınca
Vücudun hizmet gayretle, aklın fikre dalınca
Günah nifak safrasını, kusup döken kazanır…
Hep ibadet istikamet, üzre düzgün gidersen
Hak için halkı severek, aşk davası güdersen
Bencil bahil duyguları, şu kalbinden gidersen
Rabb Taala huzurunda, hep diz çöken kazanır…
Ilık suya kanaat et, hain elden bal içme
Zora yokuşa talip ol, sen hep kolayı seçme
Çok yorulsan dinlenirsin, ama sakın vaz geçme
Hak Adil Düzen uğrunda, kahır çeken kazanır…
Ayak yanlışa kayarsa, hedef şaşar yan basar
Emredileni yapmazsan, üstadın surat asar
Seni hocandan ayıran, Hacc yolu bile hasar
Kur’an meal okuyarak, göz yaş döken kazanır…
Şeytan seni farklı yöne, çekerse bil tuzaktır
Yarar gösterir zarardır, hem hayırdan uzaktır
Uçuracak sandıkların, uçuruma kızaktır
O sonsuzluk bahçesine, fidan diken kazanır…
Yanmadan pişilmiyormuş, yâr aşkına göğüs ger
Çiğ kalırsan kokuşursun, Dost uyarsa kulak ver
Nefsi gurura kapılma, laf dinle maksuda er
Milli Çözüm ikazına, boyun büken kazanır…
Gayen hep Allah rızası, hedefin cennet olsun
Tutumlu yaşarsan niye, gayrıya minnet olsun
Hak için arslan kesilmek, isterse cinnet olsun
Süper güce baş kaldırıp, Hak’tan ürken kazanır…
Dünyalık hesap peşinde, dava rolü oynarsın
Rabbin için kıpırdamaz, nefsin için kaynarsın
Kutlu yolundan cayarsan, cayır cayır yanarsın
Sade Allah rızasına, talip iken kazanır…
Kiralanma Siyonizm’e, koru izzet iffetin
Mazlumlara merhametli, zalim haine çetin
Erbakanca tavır alıp, yaşasan mü’min metin
Emperyalist canavarın, dişin söken kazanır…
https://www.millicozum.com/mc/2022/ocak-2022/eken-kazanir-siir/
Takdir Allah’ındır, itiraz boşa
Taksim yapılmıştır, ihtiras boşa
İmtihan sırrıdır, ihtiraz2 boşa
Kim koltuğa; kimi, kolluğa3 talip…
Hâris el-Muhâsibî’ye rızadan sorulduğunda o şöyle cevaplamıştır: “Allah’ın hükmünde âdil olduğunu ve hiç bir hükmünde itham edilemeyeceğini kulun bilmesidir.”
Hakiki kul Allahın takdirine ve taksimine boyun eğen, Rabbinin. onun için ne murad etmisse Eyvallah diyebilmelidir. Şüphesiz Allah (cc) Adili mutlaktır.Kul, bunu bilip saedece Rızai İlahiye ulaşmak için hiç bir dünyevi menffaat beklemeden çalışmalıdır. Zaten çalışana Allah(cc) mutlaka istediğini verecektir!
Kişi hangi şeye önem verirse tabiatı onu o tarafa ve o tarafın ehline çekecektir, kişi kendisine münasip olana meyledecektir.
Neye, neden talip olmalıyız? Efendimiz’in (sav) buyurduğu üzere, “şükreden bir olmak mı?” hedef. Yoksa burda olduğu gibi orada da han, hamam, saray hevesi mi? Haşa, Rabbimizin tüm ikramları yeryüzü ve içindekilerden daha değerlidir lakin O’nun Zatının rızasına erebilmek hepsinin üstünde değil midir? İnsanın canı ne desek hep yolluğu çeker de yol bitince kıymetli olanın olanın yol olduğunu her seferinde anlar. İşte bu yüzden kurtuluşa giden yollar kurtuluş kadar kıymetli ve azizdir. Milli Çözüm bu yolda olan bir kervan olarak birlikte yürüdüklerine yolluk adına hiçbir şey vaad etmiyor. Sadece bu yolda olabilmeyi ve bu yol üzereyken Hakk’a dönebilmeyi umut ediyor. Ondandır ki yolluğu bol olanların çevresi kalabalık, yolda olanlar ise çekirdek bir ekip gibi. Mevlamız bu kutlu yolundan bizleri ayırmasın. Ümitle bu İstikamet üzere kalmayı nasip eylesin.
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
“…O, hidayete erecek (iyi niyet, gayret ve karakterde) olanları daha iyi bilir.” (Kasas: 56)
“Allah, (aklı ve vicdanıyla, Hakka ve hayra yönelip) hidayet bulanların hidayetini arttırır. (İslamiyet’i kabul edenlerin ve gereğini yerine getirenlerin hidayet ve feraseti çoğalır.)…” (Meryem: 76)
Kulluğa TALİP!
Kimi ümidini dünyaya bağlamış!
Kimi hayallerini cennete saklamış!
Elenmeye geldik altın mı? Bakır mıyız?
Dostlar hep günahların silmeye talip!…
Şükür ki Erbakan Hocama talebe olmuşuz!
Ahmet Hocamızdan nasihat duymuşuz!
Cenneti istemeye yüzümüz yok Ya Rab!
Huzurunda iyi kul olmaya talibiz!
Kişi hangi şeye önem verirse tabiatı onu o tarafa ve o tarafın ehline çekecektir,
kişi kendisine munasip olana meyledecektir.
“İnsanların nerede aradıklarından ziyade, neyi aradıklarına bakmak lazımdır. İslami kılıflar ve sloganlar arkasında, nefislerinin sinsi ve siyasi arzularına ulaşmaya çalışanlar, en tehlikeli ve tahripçi insanlar olup çıkacaktır. Ama kendisi gibi herkes için de hayrı ve huzuru arayanlar ve bu amaçlarına ulaşmak için İslami ve insani metotları ve araçları kullananlar, barış ve bereketin kutlu yolcularıdır. Belki bunların bir kısmı aradıklarına ve arzuladıklarına bu dünyada ulaşamayacaklar, ama vicdani huzur ve onur içinde yaşayacaklardır. Ve unutulmasın ki, kutlu hedeflerine ulaşanlar ise, sadece arayanlar ve umutla yola çıkanlardır.”
Üstad Ahmet Akgül
“Milli Çözüm olarak yeni ve Adil bir dünya amacımıza, mutlu medeniyet sevdamıza ve kutlu davamıza olan bağlılık ve sadakatimizden dolayı, bu uğurda karşımıza çıkacak tüm zorluklara, sıkıntı ve belalara sabretmekle; bıkkınlık ve zafiyet göstermeyip sebat etmekle kutlu hedefe ulaşılacaktır… Sabah-akşam Allah’ı zikredip tesbih edeceğiz, seher vakitleri tevbe-istiğfar edip affı mağfiret dileyeceğiz ve Cenabı Hakk’ın rahmetini umup, gazabından yine Kendisine sığınacağız ki işlerimizi kolaylaştırsın.”
Üstad Ahmet Akgül
“Her insanın hayalleri, onun hedefleri ve idealleri oranındadır. İdealleri ise, kişinin imanı ve ümitleri kadar olacaktır. Çünkü olumlu ve onurlu hayaller kurmak; inancımızı hayatımıza hâkim kılmak ve kutlu amaçlarımıza ulaşmak için, zihnimizde ve kalbimizde kurguladığımız tasarımlardır. Mutlu ve umutlu hedefleri olmayanların, haliyle hayalleri de kuruyacaktır. Hayalleri ve hedefleri olmayanların projeleri, projeleri olmayanların da ciddi, sistemli ve sürekli girişim ve gayretleri olmayacaktır.”
***
Davası hakkın ve hayrın hâkimiyeti olanların, bütün sevdası ve maksadı; Allah’ın rızası ve insanlığın rahatı ve rafahıdır. Nefsü hevasını İlahlaştıran ve dünyaya tapınanların, aşk şiirleri safsatadır.
Üstad Ahmet Akgül
Hatasın anlamak, lütuf her kula
Hastır Hak yolunda, kahır çekenler
Ecir Dosttan deyip, boyun bükenler
Hurma devşirir mi, arpa ekenler
Kim ANKA’ya; kimi, çulluğa talip…
Yalnız Müslümanları değil, bütün insanlığı kurtaracak ve kuşatacak Adil Düzen projelerini ortaya koydu Erbakan Hoca. Ve adım adım mutlu ve mübarek hedeflere doğru koşulurken Masonik münafıklıklar devreye girdi. Neymiş efendim: Bu iş partiyle olmazmış …. Rabbani metotlar kullanılmalıymış…. Tavizsiz olunmalıymış…. Daha takva birisi bulunmalıymış…. gibi dışı hoş içi boş laflar yükselmeye başlamıştı. Hatta dış güçler ve malum çevreler Milli Görüş iktidarını önlemek için bazı dini gruplara ve tarikatlara müsamaha göstermeğe ve yardım etmeye koyuldular… Mustafa Kemal Atatürk’tensonra ve Erbakan Hocanın çıkışına kadar ki süreçte Milli Güçler yani iyiyi doğruyu güzeli faydalıyı adil olanı oluşturmak kurmak için bir temsilci malesef olmadı. Milli Görüş hareketinin çıkışıyla artık sağcılar solcular dinci yazarlar…. Hepsi birden Amerika’ya Avrupa’ya atıp tutmaya hatta bazıları Siyonizm’i ve masonluğu ele almaya başladılar. Ama fırsat buldukça da Milli Görüş’ü karalamaya devam ediyorlardı… Çok şükür insanımız uyandı… Amerika’ya Avrupa’ya atıp tutup sonrada Milli Görüş’ün Aleyhine tavır takınanların tam bir çelişki hatta münafıklık çifte standartlılık içinde olduklarını anladı. Çünkü bugün mecburen gevelemeye mecbur kaldıkları gerçekleri Aziz Erbakan Hocamız Ve O’nun en sadık talebesi ve takipçisi Üstad Ahmet Akgül Hocamız 50 yıldır haykırmaktaydı. Çünkü Batınında dış güdümlü partilerin de alternatifi Milli Görüş – Milli Çözüm’dü.. Çünkü Milli Görüş’e – Milli Çözüm’e karşı olmak Erbakan’ın aleyhinde Üstad Ahmet AKGÜL’ün aleyhinde bulunmak Amerika’nın İsrail’in yanında olmakla dış güçlerin hesabına çalışmakla eş anlamlıdır. Öyle ya Siyonizme asker olmak için ille de İsrail üniforması giymek şart değildi.!
Milli Çözüm Allah’ın peygamberin yolunda , Aziz Erbakan Hocamızın öğretileri öğütleri müjdeleri projeleriyle insanlık huzur bulsun zalimler kahru perişan olsun diye etkisiz kalsın diye tüm toplumu dünya halklarını bu Batıl zalim siyonizme karşı FİKRİ MÜCADELESİYLE uyandırmaya çalışmakta ve hamdolsun bu hedefinde başarılı olduğunu hep birlikte görmekte ve ümitlerimiz yeşermekte. Çok şükür bizleri bu maksada bu hedefe yönlendiren Milli Çözüm’e sonsuz şükranlarımı arzediyorum.
” Hakk’ın ilim bahşettiği kuluna ejder kesilse tüm mahlukat , korkutamaz. O kul bilir ki, ona O’nun takdirinden başka hiçbir şey asla dokunamaz. Kan olmadan bağrı, düşmeden başı, o gerçekleri tebliğden beri duramaz. Birdir ona dünyada mezar ile saray, o dostu post üzerinde aramaz.”
İman öyle güçlü bir kaledir ki, o kaleyi tesis edebilen muazzez kumandanın kalesi düşmez, Hakk’ın önünde mahçup olup, halkın önünde ezilmez.
( MUHAMMED MUHTAR HAN – SİYASİ SİYASET ESERİNDEN 83. SAYFA)
Sadık mümin yola, sahtesi yolluğa talip
Hak ehli zafere kitli, şerlisi makama talip
“Mes’ul olduğun şeyle meşgul ol”mazsan
Şeytan gönlündeki aşka ve imana talip
Rabbimiz mümin kullarına iki cennet vaad ediyor ve ikisine de talibiz…
Kader planını Rabbimiz hazırlamış; herkes, kimin ne olacağı ne yaşayacağı planında belli, kim başkan, müdür, amir, kazanacağı mal mülk para pul hepsi belli ama helal mi? haram mı? adil bir şekilde mi? zulüm mü? ederek kazanacağını kulun kendisi tercih edecektir.
Hatanı anlarda tövbe edersen Hz.Adem olursun, yok hatanda ısrar eder ve kendini haklı görürsen de azazilken iblis oluverirsin.
Kanaat eden huzur ve bolluğu yaşar, kanaat etmez isen bu dünya senin olsa ıstırap içinde kıvranırsın ve de dünya o insana dar gelir.
Mümin bir kul ahiret odaklı yaşadığı zaman iki dünyası da huzur dolar.
Hası posasından ayrılmış has kulların, potada eritilip ayrıştırılmış boyun büken kulların, ne ektinse onu biçersin…
Teslim olmayan dünya ahiret perişan olur. Bize yakışan semi’na ve atana, bu dünya iki kapılı bir han bak işte yaş oldu 45 gel teslim ol kurtul…
La Mevcuda illallah zikri çekersin, o zaman derdin nedir, gel O Yüce Yaratıcıya teslim ol kurtul…