YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6574dfc8342c6
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 3 3 4
Bugün : 208
Dün : 11955
Bu ay : 111078
Geçen ay : 302569
Toplam : 21354060
IP'niz : 18.205.26.39

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Akıl ve vicdan sahipleri için yazılmıştır; G20 YENİ DELHİ ZIRVASI VE SİYONİST YAHUDİLERİN ZURNASI!

 

Akıl ve vicdan sahipleri için yazılmıştır;

G20 YENİ DELHİ ZIRVASI

VE

SİYONİST YAHUDİLERİN ZURNASI!

      

Hindistan’ın ev sahipliğinde bu yıl “Tek Yeryüzü, Tek Aile, Tek Gelecek” ana temasıyla düzenlenen 2023 yılı 18’inci G20 Liderler Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın da katıldığı resmi karşılama töreniyle başlamıştı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Bharat Mandapam Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’ndeki törende zirveye katılan liderleri tek tek karşılayarak fotoğraf pozları dağıtmışlardı.

Hindistan’da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin bildirisinde, tarafların Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin güç kullanımından kaçınması gerektiği vurgulanarak, “Nükleer silahların kullanılması veya kullanma tehdidi kabul edilemez.” ifadesi yer almıştı. Tarafların Ukrayna’daki savaşa ilişkin milli tutumlarının ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ile BM Genel Kurulunda alınan kararların tekrarlandığı kaydedilen bildiride, tüm devletlerin BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine bütünüyle uyumlu davranması gerektiği vurgulanmıştı. Öyleyse; dünyadaki tüm savaşların ve anarşik çatışmaların altında Siyonist güdümlü BM yatmaktaydı.

Türkiye ve BM’ye “Karadeniz Tahıl Girişimi” Alkışı!

Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle tahıl ürünlerinin dünya pazarlarına sevkiyatı konusunda Türkiye ve BM’nin rolüne dikkat çekilen bildiride, “Türkiye ve Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda Rus gıda ürünleri ve gübrelerinin dünya pazarlarına erişimi için Türkiye ve BM’nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşmaları’na yönelik çabaları takdir ediyoruz.” değerlendirmesi paylaşılmıştı. Oysa bu tür girişimlerin zaten BM gözetiminde Erdoğan’a yaptırılması, AKP iktidarının parlatılarak Siyonizm’in daha karanlık senaryolarında kullanılması planının bir parçasıydı!

Siyonist Amaçlar Sloganda Saklıydı!

Hindistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen 18’inci G20 Liderler Zirvesi’nin ana temasını “Tek Yeryüzü, Tek Aile, Tek Gelecek” sloganı oluşturmaktaydı. Zirve için belirlenen slogan doğrultusunda, Siyonizm’in güdümünde ve “Bâtıl ekseninde yeni bir dünyanın temelleri mi atılıyor?” düşüncesini akıllara taşımıştı. Çünkü bu slogan, Siyonizm’in Gizli Dünya Devleti hayalini yansıtmaktaydı.

Erdoğan ile Netanyahu Tokalaşırken İsrail 16 Filistinliyi Şehit Eden Saldırılarını Başlatmıştı!

İşgalci ve Siyonist terör çetesi İsrail, “Eşek arısı yuvası, Lağım Faresi ortamı…” dedikleri Batı Şeria kampına en ağır silahlar ve bombalarla hücum edip 16 mazlum Müslüman’ı katlederken; sözde dindar kahraman Erdoğan, Siyonist İsrail’in Başbakanı Netanyahu ile tokalaşırken işgalci İsrail’in katil askerlerinin son 24 saatte 16 masum Filistinli Müslüman’ı şehit ettiği ortaya çıkmıştı. Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulunun yapıldığı New York’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siyonist İsrail Başbakanı Netanyahu ile çok sıcak ve samimi bir görüşme yapmıştı. Bu görüşme sonrası, Sn. Erdoğan’ın “BM 78’inci Genel Kurul temaslarımız kapsamında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme gerçekleştirdik. İstişarelerimiz ülkemiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olsun” açıklaması enteresandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail’in Başbakanı Netanyahu kameralara el ele tokalaşarak poz verirken sinsi Siyonist Netanyahu, zatialilerin kırmızı kravatına övgüler yağdırdığı anlarda, İsrailli eşkıyaların yaptıkları Filistinli katliamını, Sn. Erdoğan ne aklına ne de ağzına alamamış, şaka yollu bir uyarıda dahi bulunamamıştı. Çünkü bu tür cılk çıkışlar, sadece Türkiye’de ve dindar kesimlerden oy almak kastıyla lazımdı. Kutsal(!) Amerika’da ve putsal Netanyahu karşısında bunları konuşmanın sırası mıydı? Danışıklı ve kof bir “Van Münit!” çıkışı bile başına ne işler açmıştı!..

İşte New York’taki Türkevi’nde Erdoğan-Netanyahu Sohbetinin Satır Araları!

-Netanyahu (caddeyi göstererek): Onca yıl bu sokakta bir değişim görülmemişti, ama burası yeni. Tebrikler. (Eliyle bulundukları Türkevi’ni göstererek Erdoğan’a iltifat ediyor!?)

-Erdoğan: Teşekkürler!..

-Netanyahu: Kravatınızı beğendim. (İkisi de beyaz gömlek, kırmızı kravat giymişlerdi.) (Gülüşmeler…)

-Erdoğan: Her ikimizin gömleği de kravatı da aynı!

-Netanyahu: Kravatlarımızın benzerliği ikili ilişkilerimizin geliştiğinin göstergesidir!? (Evet, kişilik ve karakterleriniz de aynıydı!)

Siyonizm’in Yeni Senaryoları!

Sembolizm içeren (yani Siyonist amaçlarını ve araçlarını hatırlatan) ve Ukrayna konusunda uzlaşı sağlanan Hindistan Yeni Delhi’deki Zirve’de; iklim değişikliği, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma, cinsiyet eşitliği, teknolojik dönüşüm ve dijital kamu altyapısı, 21. yüzyılın uluslararası kuruluşları ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için hızlandırılmış süreç gibi konular ele alınmış, taraflar çeşitli taahhütlerde bulunmuşlardı…

2023’ün ilk aylarında günümüz sınamaları karşısında İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası düzenin işlevselliğini sorgulayan önemli toplantılar yapılmıştı. Bunlardan belki en önemlisi 22-24 Ağustos 2023 tarihlerinde (ikinci İsrail olarak bilinen) Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen BRICS Zirvesi olmaktaydı. Zirvede oluşuma taraf olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika çok uzun zamandır tartışma konusu olan BRICS’in genişlemesine yönelik tarihi bir kararla Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İran, Etiyopya ve Arjantin‘in üyeliğine yeşil ışık yakmışlardı.

Böylelikle bazı kesimlerce G-7’ye rakip teşkil ettiği savunulan oluşum çok daha güçlü bir alternatif blok olarak ortaya çıkmıştı. Ardından Kenya’nın başkenti Nairobi’de Birinci Afrika İklim Zirvesi toplanmıştı. Yaklaşık 1,4 milyar nüfusu temsil eden 54 Afrika ülkesinin kabul ettiği deklarasyonda, küresel finansal mimarinin tamamen elden geçirilmesi yönündeki talep tekrarlanmış, yatırım ve iklim finansmanının önünü açması için Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’na çağrıda bulunmuşlardı.

İşte G20 Zirvesi küresel güneyden gelen bu kuvvetli mesajların sonrasında yapılmıştı. Hindistan yıl boyunca küresel güneyin sesi olarak, güney yarım kürenin karşı karşıya kaldığı zorlukları toplantıların gündemine taşımıştı. İşin aslı ise, Siyonist sermaye odakları, şeytani hedefleri olan, Dünya hâkimiyetine ulaşmak için yeni senaryolar uydurmakta ve bunlar “yeni oluşumlar” diye yutturulmaktaydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcileri ile ne konuşmuşlardı?

Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kuruluna katılmak üzere New York’ta bulunan Erdoğan, Türkevi’nde temasları kapsamında Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcileri ile toplantı yapmışlardı. Bu görüşme her nedense basına kapalı yapılmıştı.

Hatırlayınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan olduğu dönemde bu Amerikalı Yahudi kuruluşlarından aldıkları ödüller çok tartışılmıştı.

Erdoğan, 10 Haziran 2005’te, eski adı B’nai B’rith olan Yahudi sivil toplum kuruluşu, Hakaretle Mücadele Birliği’nden (ADL), eski adı Courage to Care (Umursama Cesareti), şimdiki adı ise Jan Karski Cesaret Ödülü olan ve “Yahudileri Nazi Almanyası’ndan kurtaran kişilere takdim edilen” ve sade Yahudilere ve çok özel destekçilerine verilen bir ödül almıştı.

Bazı itirazlar üzerine açık kaynaklarda ödülün, “Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın şahsına değil, Holokost’tan bazı Yahudileri kurtaran Türk diplomatlar adına verildiği” vurgulanmıştı. Erdoğan’a ödülü ADL Direktörü Siyonist sermayedar Abraham Foxman sunmuşlardı.

2004 yılındaki bir ABD ziyaretinde ise Amerikan Yahudi Komitesi (AJC) tarafından, doğrudan Erdoğan’a, “Terörle mücadele ve barışı teşvik” gerekçesiyle Courage Award (Cesaret ödülü) takılmıştı.

İsrail ile ilişkileri inişli çıkışlı seyreden ve asla inançlı ve kararlı bir insana yakışan duyarlı ve tutarlı bir tavır izlemeyen Erdoğan, 19 Kasım 2012’de ise Gazze saldırılarını sert bir dille kınayıp “İsrail bir terör devletidir” diye çıkışmış ve dindar halkımızın havasını almaya çalışmıştı.

Şimdi Sormak Lazımdı:

Terör devletinin Başbakanı da, elbette terörist konumundaydı… Şimdi terörist Netanyahu ile, üstelik Türkevi’nde görüşüp şakalaşması nasıl yorumlanmalıydı? Ve hele terörist olduklarını söyledikleri İsrail ile normalleşme anlaşmaları imzalamaları, yetmez, Suudi ve Körfez yöneticilerine, Siyonist ve terörist İsrail’le normalleşmeleri için arabuluculuk yapmaları, hangi vasıftaki Müslümanlara yakışırdı?

Erdoğan’ın Türkevi’nde ağırladığı “Hayırsız Adamdan” “Filistinsiz Ortadoğu!” Haritası!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüştükten sonra “HAYIRLARA VESİLE OLUR” dediği Siyonist Başbakan, Filistin’e ait topraklarda Filistin’i yok sayan küstah tavrını tekrarlamıştı. Suudi Arabistan yönetimiyle normalleşme yolunda olduklarını vurgulayan ve Riyad öncülüğünde “Yeni Ortadoğu” planladıklarını belirten İsrail çetebaşısı Binyamin Netanyahu, BM Genel Kurulunda Filistin’in olmadığı bir harita sunmuşlardı. Filistin’in olmadığı haritada işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi, çete oluşumu İsrail’in bir parçası sayılmıştı.

Terörist başı Netanyahu, yeni bir barış çağının başlangıcının müjdelendiğini ifade ederken, “Filistinlilerin bu harekete karşı çıkmamaları” gerektiğini savunmaktan sakınmamıştı. Böyle bir barışın Arap-İsrail çatışmalarının bitmesine katkı sağlayacağını belirten Netanyahu, “Bu girişimler, diğer Arap devletlerini de İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye teşvik edecektir” diyerek, BM toplantısının ve G20 Yeni Delhi zırvasının asıl gizli amacını da açığa vurmuşlardı. Netanyahu’nun Filistin’i yok sayan tavrına karşı, Sn. Erdoğan’ın suskun kalması, hatta Türkevi’nde saygıyla ağırlayarak bu küstahlığını onaylaması, herkesin gerçek ayarını ve amacını da ortaya koymaktaydı… “Görenedir görene… Köre nedir köre ne?!”

Erdoğan-Amerikan Yahudi Toplumu Temsilcilerinin görüşmesinin perde arkası!

Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’in (BM) 78. Genel Kurulu sırasında New York’taki Türkevi’nde ağırladığı Amerikan Yahudi Toplumu üyeleriyle yapılan görüşmede önemli “birliktelik mesajları” verildiği ortaya çıkmıştı.

Türkevi’ndeki kabule katılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Amerikan Yahudi Toplumu Üyeleri arasındaki görüşmenin detaylarını Hürriyet’e anlatan Haham Marc Schneier, geçmişte de bu formattaki görüşmelere katıldığını ancak şu ana kadar gördüğü “en sıcak, en rahat ve en samimi” buluşmanın 21 Eylül 2023 Çarşamba günü yapılan olduğunu aktarmıştı.

ABD’deki Yahudi Toplumu Üyelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeye davet alabilmek için yoğun çaba sarf ettiğini aktaran Schneier, şunları hatırlatmıştı: “Şunu şahsen biliyorum. Cumhurbaşkanı ile görüşmeye davet almak şu an New York’taki en çok istenen bilet gibi. Bence bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir saygı gösterisiydi; çünkü kendisi İsrail ile ilişkiler kurma ve güçlendirme isteğini defalarca içten bir şekilde ortaya koymuş birisiydi. Kendisi (İsrail Cumhurbaşkanı Isaac) Herzog ile yakın bir ilişki geliştirmişti. Şimdi de Başbakan Netanyahu ile daha iyi bir ilişki geliştirmek istemekteydi!”

Siyonist Haham Schneier, görüşmede masaya yatırılan en önemli noktalardan birinin, Türkiye’nin Biden yönetimi ve ABD Kongresiyle olan ilişkilerini geliştirmede Amerikan Yahudi toplumunun oynayabileceği rol olduğunu vurgulamıştı. Yahudi toplumunun en büyük önceliğinin anti-Semitizm’le mücadele olduğunu belirten Haham, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yahudi düşmanlığının görüldüğü coğrafyalarda sorunun çözümü konusunda rol oynayabileceğini belirttiğini açıklamıştı.

Son yıllarda ABD’nin başkentinde Türkiye karşıtı lobilerin çalışmalarından ötürü oluşan olumsuz havanın birlikte aşılabileceğini belirten Haham Schneier, Erdoğan’a hitaben şunları aktarmıştı: “Özellikle Washington, ABD Kongresi ve ikili ilişkiler söz konusu olduğunda Amerikan Yahudi topluluğunun yanınızda bulunması çok yardımcı olur ve bana göre bu ittifakın Washington’da şu an bir araya geldiğini görüyoruz!” Schneier, Amerikan Yahudi Toplumu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Türkiye-ABD ilişkileri konusunda yardımcı olmak için samimi bir istek olduğunu da özellikle vurgulamıştı.

Peki, bu Siyonist Haham MARC SCHNEIER KİM olmaktaydı?

ABD merkezli Etnik Anlayış Vakfı’nın kurucusu Haham Schneier, Yahudi Toplumu’nun Müslüman cemaatler ile Amerikalı siyahlarla ilişkilerini geliştirmeye odaklanmıştı. Özellikle Körfez ülkeleri ile İsrail ilişkilerini geliştirmeye çabalayan Haham Schneier, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un 2022’deki Türkiye ziyareti için çalışmıştı. Türkiye-İsrail yakınlaşmasını destekleyen ve Erdoğan’a bu amaçla yol gösteren bir şahıstı.

Erdoğan İsrail’i Ziyaret Ederken “Aksa’da Namaz Kılma Dileğini” de Siyonistlere Aktarmıştı!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun önümüzdeki aylarda Türkiye’ye gelmesi için bir plan üzerinde çalışıldığını kaydeden Schneier, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da İsrail’e bir ziyaret gerçekleştirme isteğini Amerikan Yahudi Toplumu liderlerine de ilettiğini vurgulamıştı. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’i ziyaret etmek için samimi bir hevesi olduğunu anlıyoruz. Hakikaten bu ziyareti gerçekleştirmek istiyoruz” diyen Yahudi kanaat önderi, Erdoğan’ın ziyaret sırasında El Aksa Camii’nde namaz kılmak arzusunu paylaştığını da aktarmıştı.

Haham Schneier, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın artan İslamofobi ve anti-Semitizm ile mücadeleye de değindiğini açıklamıştı. Erdoğan’ın, bunun Müslüman ve Yahudi toplumlarını daha da yakınlaştırmak için bir fırsat teşkil ettiğini görüşmede aktardığını da sözlerine ekledi.

Ve şimdi ey gafil ve safdil yandaşlar!.. Bizim, Sn. Erdoğan’ın gerçek ayarı ve amacıyla ilgili, belgelerle yazıp konuştuklarımızı; “Abartıyorsun, yanlış yorumluyorsun!” diyerek dikkate almadınız! Şimdi artık hiç değilse Siyonist Haham SCHNEİER’in samimi iltifatlarına inanın ve kimlere hizmet ettiğinizi lütfen anlayın!?

Avrupa Parlamentosu’nun Raporu: AP-AB’ye Katılım Süreci Yeniden Başlatılamayacaktı!

Avrupa Parlamentosu’nun hazırladığı 2022 yılı Türkiye Raporu yayımlanmıştı. Raporda, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin “mevcut koşullar içinde” yeniden başlatılamayacağı belirtilirken, AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin geleceği için karşılıklı çıkarları kapsayan “paralel ve gerçekçi” bir çerçeve bulmaya yönelik sürecin başlatılması tavsiyesinde bulunmuşlardı. Raporda ayrıca; Türkiye’den, İsveç’in NATO üyeliğine en kısa sürede onay vermesi gerektiği hatırlatılmıştı.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor’un hazırladığı 2022 Türkiye Raporu, AP Genel Kurulunda yapılan oylamada 18’e karşı 434 oyla onaylanmış, 152 milletvekili çekimser oy kullanmıştı. Temel haklar, hukukun üstünlüğü gibi konularda eleştirilere yer verilen raporda, Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin perspektif ise iş birliği odaklı aktarılmıştı. Türkiye ile üyelik müzakerelerini sonlandırmayı içeren değişiklik önergesi ise 460 oyla reddedilmiş ve raporda yer almamıştı. Ayrıca Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin (AB) insani ihtiyaçların karşılanması ve yeniden yapılanma çabalarına destek vermeye devam etmesi gerektiği vurgulanmıştı. Raporda Türkiye’nin Ukrayna’daki savaşı kınamasından ve Ukrayna’nın egemenliği ile toprak bütünlüğüne bağlılığından memnuniyetle söz edilirken, AB’nin Rusya’ya yönelik politikasıyla Türkiye’ye yüzde yüz uyum gösterme çağrısı yapılmıştı.

“İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ EN KISA SÜREDE ONAYLANMALI” dayatması!

Raporda ayrıca, Türkiye’den, İsveç’in NATO üyeliğini en kısa sürede onaylaması dayatılmıştı. Türkiye’deki demokrasi, yargı ve medyanın bağımsızlığı ile farklı etnik ve dini gruplarla, kadın ve LGBTİ haklarına yönelik iddiaların yer aldığı raporda; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının tümüne uyma çağrısı tekrarlanmıştı.

Raporda Türkiye’nin, AB’nin dış politikasıyla birçok açıdan farklılık göstermeye devam ettiği kaydedilirken, Türkiye’nin Suriye, Irak ve Libya’da oynadığı role yönelik eleştiriler yapılmıştı. Türkiye’nin AB için kilit önemdeki bölgelerden Batı Balkanlar ile özel bağlarının altının çizildiği raporda, Doğu Akdeniz’de son dönemde gerilimin azalmasına ilişkin olumlu ifadeler yer almıştı. Raporda ayrıca, Kıbrıs’ta tek çözümün, tek uluslararası yapıya sahip iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon temelinde olduğu safsatası hatırlatılmıştı. Türkiye’nin, dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etme çabaları takdir edilmiş, AB Komisyonu’na Türkiye’ye daha fazla destekte bulunma çağrısı (sahtekârlığı) yapılmıştı.

Erdoğan’ın: “Gerekirse Avrupa Birliği ile Yolları Ayırabiliriz!” Palavrası!

Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere ABD’ye gitmeden önce havalimanında bir basın toplantısı yapmıştı.

Basın toplantısında Avrupa Parlamentosu’nun kabul ettiği Türkiye raporuna ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB) Türkiye’den kopmanın gayreti içerisindedir. Bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmeden sonra gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırabiliriz” diye çıkışmıştı. Bu sahte tavır bize “Kırk kişi hakaretle dürtmeden ben kızamıyorum!” diyen kervan korumacısını hatırlatmıştı!? Avrupa Parlamentosu raporda, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinin devam edemeyeceğini vurgulamıştı.

Bu arada “TEK GÖZ”lü İklim ve Kalkınma Liderlik Ödülü’ne Emine Erdoğan layık bulunmuşlardı. Bunun üzerine “Geliyor gelmekte olan, sustuğumuz sürece!” diyenler haklıydı. Çünkü bu oluşumun arkasında da Siyonist odaklar vardı. Birleşmiş Milletler’in ilgili toplantısındaki resim: “Cinsiyetsiz, kişiliksiz ve tek tip insan” ise yine aynı eşcinsellik ahlâksızlığını hatırlatmaktaydı. Ayrıca aynı resim, külliyede de yeni proje kapsamında gündeme taşınmıştı!?

ABD Ordusu Kayıp F-35 Savaş Uçağının Yerini Bile Hemen Bulamamıştı!

ABD Ordusu, pilotun fırlatma koltuğunu kullanarak paraşütle atladığı bir F-35 savaş uçağının bulunabilmesi için halkına yardım çağrısı yapmıştı. Uçak, 17 Eylül 2023 Pazar günü öğleden sonra Güney Carolina eyaleti üzerinde seyrederken kaybolmuştu. Adı açıklanmayan pilot, fırlatma koltuğunu kullanıp paraşütle atlayarak kurtulmuştu. Olayın nedeni henüz net değildi, ancak yetkililer “bir aksilik” olduğunu söylüyordu. Arama çalışmaları, Charleston kentinin kuzeyindeki iki göl etrafında devam ediyordu. Uçağın bilinen son konumu Moultrie ve Marion Gölleri arasındaydı.

Charleston’daki Hava Üssü’nün daha önce Twitter olarak bilinen X platformunda yaptığı açıklamada “Acil durum ekipleri hâlâ F-35’i bulmaya çalışıyor. Çalışmalar sürerken, halktan sivil ve askeri makamlarla iş birliği yapmalarını istiyoruz” deniliyordu.

Aynı anda uçan bir diğer F-35’in ise üsse güvenli bir şekilde döndüğü belirtiliyordu. Lockheed Martin’in yaptığı, 80 milyon dolara mal olan F-35’ler dünyanın en gelişmiş savaş uçaklarından biri olarak biliniyordu.

F-35’ler ayrıca dünyanın bu tipteki en büyük ve en pahalı silah programlarına da sahip bulunuyordu. 2018’de de Güney Carolina’daki bir kazanın ardından ABD Ordusu tüm F-35 filosunu geçici olarak yerde tutma kararı alıyordu.[1]

19 Eylül 2023’te ABD’li yetkililer, F-35’in enkazının Charleston Hava Kuvvetleri Üssü’nün kuzeydoğusundaki kırsal Williamsburg bölgesinde bulunduğunu açıklamıştı. Güya pilot paraşütle atladığında uçak otomatik uçuşa alınmış, devre dışı bırakılan aktarıcısı ve gizli teknolojisi radar takibini engellemiş.

Şimdi soruyoruz ve gafilleri uyarıyoruz: Kendi ülke sınırları ve bilinen bir bölge alanında düşüp kaybolan güya son sistem bir savaş uçağını bile bulmakta zorlanan bir ABD’nin, ta uzaydan kol saatimizdeki rakamları okuyabilme palavralarına inanmayın! Siz, “Bu uçağı kim düşürdü ve sakladı?” sorusu üzerine yoğunlaşın…

TSK Güçlendirme Vakfı’na Dolaylı Engel mi Çıkarılmaktaydı?

Bu arada TSK Güçlendirme Vakfı’na bağlı olan, ve çoğu, rahmetli Erbakan Hocamız tarafından kurulan; ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN gibi oldukça stratejik savunma sanayi şirketlerimizin ve üstün teknoloji üretimlerinin, üvey evlat muamelesine tâbi tutulup, her fırsatta damat ortaklı Bayraktarların ve ürettiği İHA ve SİHA’ların öne çıkarılması… Bunların üretim ve pazarlama aşamalarına resmen destek çıkılıp TSK Güçlendirme Vakfı’na bağlı şirketlere ve üretimlerine bir nevi köstek olunması, kafaları karıştıran ve sorumlularını Yüce Divan’a taşıyacak olan talihsiz bir yaklaşımdır. Hatta bu Baykar firmasının İsrail’le özel iş birliği yapması ve gizli teknoloji transferi yaptıklarının konuşulması… Bir dönem elektrik motorlarının İsrail iştirakli Ukrayna firmasından sağlanması… Ve son ABD ziyaretinde bu maksatla ELON MUSK’la bazı özel görüşmeler yapılması ve iş birliği hazırlıkları elbette mide bulandıran ve hesabı sorulacak olan kirli irtibatlardır.

TUSAŞ, İHA sistemleri eski mühendislik direktörü Remzi Barlas’ın bazı uyarı ve itirafları üzerine başına getirilen susturma ve pusturma operasyonlarının da elbette asıl nedenleri gün yüzüne çıkarılacaktı. Oysa Devlete yaraşan; bu konudaki resmi ve özel tüm girişimlere sahip çıkılması ve kolaylık sağlanmasıydı.

 


[1] CNN – 18 Eylül 2023

 

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Mus'ab ERYILDIZ

Mus'ab ERYILDIZ

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
1 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
CANDAN

dünyadaki tüm savaşların ve anarşik çatışmaların altında Siyonist güdümlü BM yatmaktaydı.

YORUMLAR

Son Yorumlar
1
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx