RUSYA UKRAYNA SAVAŞI
VE
SİYONİZM’İN SON ÇIRPINIŞI
Rusya 24 Şubat 2022’de başlattığı saldırıyla Ukrayna’nın neredeyse üçte birini kendi topraklarına ilhak etmişti. Ama 6 Ağustos 2024’te Batı’nın (ABD ve AB ülkelerinin); silah, para ve asker desteği ile Ukrayna, kuzey bölgesindeki Rus topraklarına ani bir saldırı başlatmış, onlarca köy ve kasabayı içine alan 1500 km2 kadar bir alanı ele geçirmişti, üstelik bir nükleer enerji santraline yakın mahallere erişmişti. Bu durum, hem enerji santralinin istenmeden vurulmasına veya Putin’in çaresiz kalıp bilerek bir nükleer silah kullanmasına yol açabilir miydi?
Rusya, Azak Denizi’nin etrafını kuşatıp son bir hamleyle Ukrayna’nın Karadeniz’le tüm irtibatını kesebilirdi. Bu Zelenski’nin de sonunu getirirdi… Batı’nın Ukrayna desteğine karşı, Çin ve Kuzey Kore’yle iş birliğini güçlendirip geliştiren Rusya, 3. Dünya Savaşı’nı ve sonuçlarını göze alabilir miydi? 1. ve 2. Dünya Savaşı öncesi gibi, dünyada henüz kesin ve keskin bir bloklaşma-kamplaşma ortaya çıkmamış ise de, böyle bir tehdit ve tehlikenin var olduğu gerçeğini de hesaba katmak gerekliydi. Ve tabi hiç umulmadık gelişmeler de her an meydana gelebilirdi.
Zelenski, Ukrayna ordusunun Kursk Operasyonunda daha fazla bölgeyi ele geçirdiğini açıklamıştı
Ukrayna Cumhurbaşkanı, Kursk’a yapılan saldırının, Rusya’nın Ukrayna’nın Harkiv ve Sumi şehirlerini işgal etmesini engellemek için ‘önleyici’ olarak başlatıldığını vurgulamıştı. (26.08.2024)
Zelenski, yaptığı açıklamada Ukrayna ordusunun üç kilometre kadar ilerlediğini ve iki yerleşim yerini daha kontrol altına aldığını hatırlatmıştı. Başkent Kiev’de yabancı basın mensuplarına konuşan Zelenski, Kursk’a yapılan saldırının; Rusya’nın, Ukrayna’nın Harkiv ve Sumi şehirlerini işgal etmesini engellemek amacıyla “önleyici” olarak başlatıldığını açıklamıştı.
“Rusya, Harkiv bölgesini işgal etmeye hazırlanıyordu. Bugün orada 1,5 milyon insan yaşıyor çünkü, Rusya bu yöne saldırdı ve Harkiv bölgesindeki küçük kasaba ve köylerdeki evleri yıktı. Rusya bu şehri işgal etmek istiyor, bu onların operasyonunun bir parçasıydı ama biz bu saldırıyı bozduk,” diyen Zelenski’nin açıklamaları, Reuters Haber Ajansı için çalışan bir İngiliz gazetecinin Rusya’nın Kramatorsk’taki bir otele düzenlediği saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından yapmıştı.
Güvenlik danışmanı Ryan Evans’ın cesedi, 26 Ağustos 2024 gecesinde Ukrayna’nın doğusundaki Hotel Sapphire’e bir füzenin isabet etmesinin ardından enkaz altından çıkmıştı. Yaralanan altı kişiden dördü Reuters ekibinin bir parçası. Bunlardan biri Ukraynalı, diğer üçü ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Letonya ve Almanya’dan gelen yabancılardı.
Yetkililer, otelin bir İskender balistik füzesi tarafından vurulduğunu ve haber ekibinde yaralanmalar, beyin sarsıntısı olduğunu vurgulamış, olay yerindeki muhabirler ise eski oteli “enkaz” olarak tanımlamıştı.
Bu arada Kursk sınırının hemen ötesindeki Ukrayna’nın Sumi bölgesinde yaşayanlar, Rus güçlerinin neredeyse sürekli bombardımanına maruz kalıyorlardı. Siversk Operasyonel ve Taktik Grubu sözcüsü Vadim Mysnik, “Saldırıların çoğu sivilleri hedef alıyor. Son turda KAB güdümlü bombalarla da saldırıyorlar” diye yakınmıştı.
Daha güneyde Donetsk bölgesinde, Rus ordusu Ukrayna’nın doğusunda daha hızlı ilerlerken tahliyeler devam ediyordu. İnsanlar bombardımandan kaçmak için cephe hattındaki köy ve kasabaları terk etmek zorunda kalmıştı.
Ukrayna ordusu ve yetkililer, Rusya’nın kuzey, doğu ve güney Ukrayna’ya yönelik saldırılarında pek çok kişinin öldüğünü ve 37 kişinin yaralandığını açıklamıştı. Ukrayna Hava Kuvvetleri Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, gece boyunca yapılan saldırıların Çernihiv, Sumi, Harkiv ve Donetsk’in cephe hattı bölgelerini hedef aldığını hatırlatmıştı.
Ancak Zelenski’nin Kursk saldırısının Ukrayna’ya yönelik saldırıları önlemek için bir tampon bölge oluşturmayı amaçladığı iddiasına rağmen Rusya sınır bölgelerini sürekli vurmaktaydı.
Amerikalı yetkililer Kursk operasyonunun amacını açıkladı
Kursk bölgesinin işgali, yalnızca Rusya’nın dengesini bozup onu doğudan asker göndermeye zorlamak değil, aynı zamanda Batı’yı Ukrayna’yı silah konusunda daha kararlı bir şekilde desteklemeye teşvik etmek ve savaş yorgunu Ukraynalıları motive etmek amacındaydı. Ve Kursk operasyonu kısmen hedeflerine ulaşmıştı. The Wall Street Journal gazetesi özellikle Kursk’a yapılan saldırının; Ukrayna’nın, Rusya’nın askeri gücünü durdurmaktan aciz olduğu yönündeki söylemin yıkılmasına yardımcı olduğunu yazmıştı.
Kursk Operasyonuna Batı’nın tavrı
Amerikalı yetkililerden biri yayında, Ukrayna’nın operasyonun ayrıntılarını Batı’dan gizli tuttuğunu belirterek “Kursk bölgesinin işgali ABD’yi hazırlıksız yakaladı ve Ukrayna’nın neden bu kadar radikal bir adım attığı ve bundan sonra ne olacağı konusunda kafa karışıklığına yol açtı. Şimdi yönetim, Zelenski’nin iddiasının işe yarayıp yaramayacağını görmek için ihtiyatlı bir şekilde bekliyor. ABD, Ukrayna’ya operasyonu yürütmesi için alan verirken, konunun kamuoyunda tartışılmasını engellemeye çalışıyor. Beyaz Saray ve Pentagon’dan ABD’nin Avrupa Komutanlığı’nın Almanya’daki karargâhına kadar yetkililer temkinli bir iyimserlikle izliyor.” açıklamasını yapmıştı.
Zelenski, Kursk Operasyonunun amacının kısmen “tampon bölge” oluşturmak olduğunu belirtse de Pentagon, Ukrayna’nın bu bölgeyi genişletmeyi planlayıp planlamadığını ve bunun nasıl yapılacağını hâlâ bilmiyorlardı. Amerikalı yetkililer ayrıca Ukrayna’nın ele geçirilen bölgeyi elinde tutabileceğinden de şüphe ediyorlardı.
Bu yayına yapılan bir yorumda Amerikalı yetkililer, Ukrayna’nın Kursk’taki hedeflerini şöyle vurgulamışlardı:
“Kiev’in savaş alanındaki yenilgisine ilişkin söylemi kırmak; olası barış görüşmelerinden önce Ukrayna’nın konumunu sağlamlaştırmak ve değişim için kullanılabilecek Rus mahkûmların sayısını artırmaktır. Ve şu anda üç hedefe de kısmen ulaşılmıştır.”
Ukrayna lideri Zelenski’nin: “Savaşı bitirecek ‘zafer planını’ ABD Başkanı’na gelecek ay sunacağım!” yavşaklığı!..
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, ülkesinin 31 Ağustos 2024 Bağımsızlık Günü öncesi düzenlediği basın toplantısında, Rusya’yla savaşı sonlandırmaya yönelik planlarını Eylül ayında ABD’ye sunmaya hazır olduklarını açıklamıştı.[1]
Planı; “zafer planı” olarak tanımlayan Zelenski, Rusya’nın Kursk bölgesine yönelik operasyonun, “planın bir parçası olduğunu” vurgulamıştı. Zelenski, planı ABD Başkanlık seçiminde yarışacak adaylardan, Kamala Harris ve Donald Trump’la da paylaşacağını aktarmıştı.
Zelenski bu ifadeleriyle ABD’nin, yani Siyonist merkezlerin bir piyonu olduğunu açığa vurmuşlardı. Çünkü; suni kapitalist-komünist çarpışması, Amerika-Rusya kapışması görüntüsü altında Siyonist dünya düzeninin devamı sağlanmaktaydı!
Ukrayna İçin Paralı Asker Toplanmıştı!
Ukrayna’da savaşmak üzere gönüllü toplayan bir İspanyol şirketi, Ukrayna Savunma Bakanlığı ile temas halinde olduğunu iddia ederek 3 bin 400 euroya kadar sözleşme teklif ediyorlardı. Bazı özel askerlere; yaralanınca 30 bin, öldürülünce 40 bin dolar verildiği konuşulmaktaydı. Hatta azılı katillerin ve müebbet hapislerin Ukrayna’ya gönderildiği yazılmıştı.
Uluslararası Ukrayna Lejyonu’nda geleceğin İspanyol savaşçı adayları için en zor sınav, kazandıkları kilit bir mevziyi üç gün boyunca elde tutmaktı. Bunu yapmak için gönüllüler iki gece üç gün boyunca uyumadan stratejik noktayı savunuyorlardı. İspanya’da; Ukrayna’da savaşmak isteyenleri eğiten tek şirket olan G.O.A. Tactical’ın direktörü ve baş eğitmeni Francisco Galván, Euronews’e yaptığı açıklamada, “Tüm kurs içinde bu, en yüksek vazgeçme oranına sahip test” ifadelerini kullanmıştı. Bunların yanında; sırtlarında askeri teçhizatla koşma, işgal edilmiş siperleri “ele geçirme ve temizleme” ile baskı altında stres testleri gibi diğer egzersizler de vardı.
Bu kiralık paralı savaşçıları; günlük 700 euro karşılığında, savaş alanında neler olacağını deneyimlemek için beş günlük eğitim alıyorlardı. Testlerden başarıyla geçenler muharip birliklere katılmaları halinde Ukrayna Savunma Bakanlığı ile aylık 3 bin 400 euro değerinde bir sözleşme imzalama şansına sahip oluyordu.
Yetkililer “Şirketimizin Ukrayna da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki savunma bakanlıklarıyla bağlantıları vardı. Yaptığımız şey, savaşmaya ilgi duyan bir kişiyi değerlendirmek ve onlarla temasa geçebilmeleri için irtibat bilgilerini vermek.” diyorlardı.
Normalde irtibata geçmesi gereken kişinin gönüllünün kendisi olduğunu ama referansları sayesinde bağlantılarının zaten gönüllülerin başvurusunu bekliyor olduğunun altını çizen Galvan “Daha sonra doğrulama sertifikasını gösteriyor ve işi alıyor” açıklamasını yapmıştı. Galvan bu prosedürün, şirketin Wagner Group gibi paralı asker şirketi olarak bilinen özel güvenlik ve savunma yüklenicisi olarak sınıflandırılmasını önlediğini vurgulamıştı.
“Ukrayna’da savaşan insanlarımız var. İçlerinden biri birkaç ay dinlenmek için İspanya’ya geri döndü ve işte o zaman (Ukraynalı yetkililer tarafından) savaşmak için adam toplayıp toplayamayacağı soruldu,” diyen Galvan, Rusya’nın geniş çaplı işgaline karşı savaşan Ukrayna’nın askere ihtiyacı olduğunu aktarmıştı.[2]
500 Bin Askerin Paralı Kısmı Gizli Tutulmaktaydı
Ukrayna ordusu asker sayısı konusunda kesin rakamlar vermekten kaçınsa da Statista Research, Ukrayna’da 500 bin asker olduğunu tahmin ediyor ki bu sayı çatışma başlamadan hemen önceki sayının iki katıydı. Kayıp sayısı konusunda da pek çok spekülasyon vardı. Ancak ABD askeri istihbaratı bir buçuk yıllık savaşta yaralılar dahil 190 bin kayıp olduğunu tahmin ediyorlardı.
Ukrayna’nın daha fazla askere ihtiyacı vardı!
Ukrayna istihbaratı tarafından denetlenen Uluslararası Lejyon, dünyanın dört bir yanından gelen paralı askerlerden oluşmaktaydı. Mart 2022’de Ukrayna Savunma Bakanlığı bu gönüllüleri ordusuna katmak için bir program başlatmıştı. Şu ana kadar bu taburda savaşan kişilerin sayısı kamuoyuna açıklanmamıştı. Paralı adayların askeri, polis ya da güvenlik sektöründe en az iki yıllık deneyime sahip olmaları şart koşulmaktaydı.
Kolombiyalı paralı askerler Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşıyorlardı!
Ukrayna’ya savaşmaya giden Kolombiyalı askerler, ülkelerindeki deneyimli Astsubayların aldığının en az dört katını kazanıyorlardı. Topraklarını Rus işgalinden kurtarmak için mücadele içindeki Ukrayna’nın asker gücü ikinci yılını doldurmak üzere olan savaş nedeniyle tükenmiş durumdaydı. Rusya’nın “savaş makinesiyle” çarpışması, dünyanın en uzun soluklu çatışmalarından birine dönüşen Ukrayna, mücadele için yabancı savaşçılara kucak açıyordu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin yabancı savaşçılara yaptığı çağrıya yanıt vererek dünyanın dört bir yanından cepheye giden gönüllüler arasında Kolombiyalı profesyonel askerler de yer almıştı. Kolombiya’nın orta kesimlerindeki Medellin kentinden giden 32 yaşındaki Checho, Ukrayna’daki bir askeri hastanede tedavi gören yaralılar arasındaydı.
Kendisinin ve ailesinin güvenliğinden endişe ettiği için cephedeki ismini kullanan genç savaşçı, Rus güçleriyle üç gün süren şiddetli çatışmalarda yaralanan bir meslektaşını kurtarmaya çalışırken yaralanmış; atılan el bombasından çıkan şarapnel çene kemiğini parçalamıştı.[3]
Kolombiyalı emekli askerlerin durumları
Kolombiya ordusu onlarca yıldır uyuşturucu kaçakçılığı yapan karteller ve isyancı gruplarla savaşıyorlardı ve bu sayede Kolombiyalı askerler dünyanın en deneyimli askerlerinden biliniyorlardı. Kolombiya ordusunda her yıl 10 binden fazla asker emekli olmaktaydı. Emekli askerler 2000’li yılların başında Irak’taki petrol kuyuları da dahil olmak üzere altyapıyı koruyan ABD için çalışmak üzere denizaşırı ülkelere gitmeye başlamıştı.
Kolombiyalı emekli askerler ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’nde eğitmen olarak işe alınmış ve Yemen’de İran destekli Husi’li isyancılara karşı yürütülen savaşa katılmışlardı. Kolombiya’nın küresel güvenlik endüstrisi için bir devşirme alanı olarak oynadığı rolün karanlık yönü de bulunmaktaydı. Örneğin, Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise suikastine katılmakla suçlanan iki Kolombiyalı öldürülmüş ve 18’i tutuklanmıştı.
Rusya, Ukrayna’nın yarıdan fazla bölgesinde enerji altyapısını hedef alan füze saldırılarına başlamıştı
Rusya, 26.08.2024 sabahı Ukrayna’ya karşı büyük bir füze saldırısı düzenleyerek, Ukrayna’nın 15 bölgesini -ülkenin yarısından fazlasını- vurmaya başlamıştı. İnsansız hava araçları (İHA), seyir füzeleri ve hipersonik balistik Kinzhal füzelerin kullanıldığı saldırılarda, Ukrayna genelinde elektrik kesintileri meydana gelmişti.
Elektrik şebekesini dengelemek için acil kesintiler yapılmıştı
Saldırıların doğuda Rusya sınırındaki Sumy bölgesinden, güneyde Mykolaiv ve Odesa bölgelerine ve batıda Rivne bölgesine kadar geniş bir alanı etkilediği anlaşılmıştı. Sumy’de yerel yetkililer, 194 yerleşim yerinde tam elektrik kesintisi olduğunu, 19 yerleşim yerinde ise kısmi elektrik kesintisi yaşandığını aktarmıştı.
Polonya, hava savunmasını etkinleştirme kararı almıştı!..
Ukraynalı yetkililere, enerji kesintileri sırasında insanların cihazlarını şarj edebilecekleri ve içecek alabilecekleri sığınak türleri olan “yenilmezlik noktaları” açmaları talimatı yayımlanmıştı. Komşu ülke Polonya’nın doğu kesiminde NATO’nun ve ülkenin kendi hava savunma sistemleri harekete geçirilmiş durumdaydı.
Telegram’ın CEO’su Durov’un tutuklanması Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik planlarını zorlaştıracaktı
Telegram, Rus Silahlı Kuvvetleri tarafından yaygın olarak kullanılmakta ve Kremlin tarafından sıkı bir şekilde kontrol altında tutulmaktaydı.
Telegram’ın kurucu ortağı Pavel Durov’un 28.08.2024 günü Fransa’da tutuklanması, Rusya’nın Ukrayna’da devam eden savaşa yönelik askeri planlarını uygulamasının daha zor ve karmaşık hale gelmesine yol açmıştı. Telegram, Rusça konuşanlar arasında çok yaygın ve Ukrayna’daki savaşta, hem sahadaki operasyonlar hem de Kremlin’in söylemlerini yaymak için kritik bir rol oynamaktaydı. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Savaş Çalışmaları Enstitüsü’ne (ISW) göre, “Telegram, Ukrayna’daki Rus askeri personeli için resmi iletişimlerin ana alternatifi.” konumdaydı.
Sorbonne İşletme Okulu’ndan araştırmacı Christine Dugoin-Clement, Euronews’e verdiği demeçte, “Telegram sadece bir haber kaynağı değil, aynı zamanda farklı seviyelerdeki eylemleri koordine etmek için kullanılan, video depolamak, büyük dosyaları paylaşmak ve benzeri işler için kullanılan bir tür ana mesajlaşma aracı. (Telegram’da) Kremlin ya da Rusya Savunma Bakanlığı ile az ya da çok doğrudan bağlantılı çok sayıda kanal bulunuyor.” açıklamasını yapmıştı.
Telegram, 2018 yılında Rus hükümetinin kontrolüne girmekten kaçınan şifreli bir sohbet uygulamasıydı; ancak uzmanlara göre Kremlin, faaliyetleriyle ilgili daha katı mevzuatları uygulamaya koyarak Telegram’ı manipüle etmeyi başarmıştı. Dugoin-Clement, “10.000’den fazla takipçi toplayan kanalların sahipleri, medya ve sosyal ağları kontrol etmekle görevli olan Roskomnadzor’a bilgi sağlamak zorunda” itirafını yapmıştı.
“Aynı yasada, 500.000’den fazla kullanıcı tarafından takip edilen bir kanalınız varsa, Roskomnadzor veya FSB bunu talep ederse tüm kullanıcı bilgilerinizin sağlanması gerektiği açıklanıyor. Yani tam bir kontrol yok ama diyebiliriz ki bu bir tür iş birliği.”
Telegram’ın kurucu ortağı Durov’un Fransa’da tutuklanmasının ardından Rus güçlerinin platformdan ayrılmaya başlayacağı konuşulmaktaydı. Bu da, uç bir senaryoya göre, ülke genelinde platformun tamamen engellenmesine yol açacaktı.[4]
Sonunda Telegram CEO’su Pavel Durov, nasıl olduysa, 50 milyon euro kefalet karşılığı serbest bırakılmıştı!?
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!” tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.
“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” misali, insanların komünizmle (Rusya ve Çin’le) korkutulup, kapitalizme (ABD ve AB’ye) razı olmalarını sağlamak için bu çarpışmaların gerçekçi(!) olması ve gerekirse yüz binlerce insanın gözden çıkarılması bile, Siyonist Yahudilerin umurunda olmayacaktır. Dünya genelindeki ABD ve AB’ye karşı Rusya ve Çin dengesi yanında, Komünist Kuzey Kore – Kapitalist Güney Kore, Zengin Kapitalist Amerika, Fakir Komünist Küba gibi yerel dengelere de ihtiyaç duymuşlardır. 2. Dünya Savaşı öncesi Japonya’yı Büyük İmparatorluk hevesiyle kışkırtıp, silahlanma yarışını hızlandırıp Çin’e ve Kore’ye saldırtan Siyonist odaklar, ardından Japonya’yı atom bombalarıyla teslime mecbur bırakarak Çin’i kurtarmışlar; aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan ve aynı ülkeyi paylaşan Kore’yi “Komünist Kuzey Kore -Kapitalist Güney Kore” olarak ikiye ayırmış ve savaştırmışlardı. Güney Kore hızla kalkındırılmış, refah seviyesi yaygınlaşmıştı ama Kuzey Kore esaret ve sefalet altında kıvrandırılırken, bir yandan da atom bombası ve nükleer balistik füzeler yaptırılmıştı.
Hatta Rusya, Ukrayna karşısında bocalayınca, Putin, Kuzey Kore’den füze rampaları gibi silahlar almaya mecbur kalmış ve karşılığında Kuzey Kore’nin hayvancılığına katkı sunmak üzere bir gemi dolusu keçi ve oğlak yollamıştı!..
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
- https://www.bbc.com/turkce – 26 Ağustos 2024
- Euronews – 08.09.2023
- Euronews – 09.02.2024
- https://tr.euronews.com -27/08/2024
Bir avuç siyonist yahudi dğüzenlerinin devamı ve arzı mevud hayalleri için sadece Müslümanları değil, inaç ırk ayırt etmeksizin kimsenin gözünün yaşına bakmaksızın mazlum insanların perişan olmasına aldırış etmemekteydi.
İşte tam burada Adil Düzen’in farkı ortaya çıkmaktaydı. Çünkü İslam Slim kökünden gelmekteydi. Onlar tüm İnsanlığın köleliğini isterken Adil Düzen tüm İnsanlığın saadetini hedef almaktaydı.
2024’ten SONRA KÖTÜLÜĞÜN TEMSİLCİLERİ OLAN NE İSRAİL NE DE AVANESİ OLMAYACAK İNŞAALLAH!..
Tüm dünya insanlığı zulüm yaşıyor . Dünyanın hemen hemen her yerinde savaş , terör , ekonomik krizler , ahlaki sendromlar , insan haklarındaki onusuz tablolar , vicdansızlıklar , nemelazımcılıklar … Kuvveti üstün gören zihniyetlerin – Siyonizmin ve İşbirlikçilerinin biran evvel ; Hakkı ve adaleti üstün görenlere , insanlığın karnını kafasını kalbini doyurabilecek olan Milli Çözüm Zihniyetine geçiş insanlığın öncelikli meselesidir. Milli Çözüm Zihniyetine bağlı Adil Düzen Medeniyetine geçmeden huzur hürriyet ve haysiyetimizi koruyabilmek mümkün değildir.
Makaledeki şu ifadeleri yinelemeyi yarar görüyorum:
…
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” misali, insanların komünizmle (Rusya ve Çin’le) korkutulup, kapitalizme (ABD ve AB’ye) razı olmalarını sağlamak için bu çarpışmaların gerçekçi(!) olması ve gerekirse yüz binlerce insanın gözden çıkarılması bile, Siyonist Yahudilerin umurunda olmayacaktır.
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Yeni ve Adil Bir Dünya’nın kuruluşu ancak Erbakan Hoca’mızın D8’ler projesiyle mümkündür. Bu projenin ülkemiz liderliğinde uygulamaya başlanması için Milli Görüş-Milli Çözüm iktidarına ihtiyaç vardır. Irkçı Siyonizm’den ve Batı’dan ve bunların kurduğu kuruluşlardan medet ummak gaflet, cahillik ve hatta bütün insanlığa hiyanettir. Kendi aralarında bile birbirlerini kırıp geçirmekten çekinmeyen, sömürü çarklarının devamı için bunca milleti mazlum ve perişan duruma düşüren bir zihniyetten ölüm, kan ve zulümden başka ne beklenebilir. Evet; Erbakan Hoca’mızın “Siyonizm’i timsaha benzeten tarifi” ciltlerce kitapla açıklanabilecek ve insanlığı bu melanet şebekelerine karşı uyarabilecek yegane ve özlü sözdür. İnsanlık Adil Düzen’e kavuştuğu zaman, Hoca’mızın bu ve diğer bütün sözleri insanlığa kıyamete kadar ışık tutacaktır.
Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
İnşallah
Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!..
Dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!..
Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Yoktur başka çaresi; bir devrim yaşanacak
Çün doğal bir süreçtir; bu devir kapanacak
Zulmün, küfrün kökünü; çok derin kazıyacak
Hayra, huzura doğru; bir evrim başlayacak
Üstad Ahmet Akgül
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!” tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” misali, insanların komünizmle (Rusya ve Çin’le) korkutulup, kapitalizme (ABD ve AB’ye) razı olmalarını sağlamak için bu çarpışmaların gerçekçi(!) olması ve gerekirse yüz binlerce insanın gözden çıkarılması bile, Siyonist Yahudilerin umurunda olmayacaktır. Dünya genelindeki ABD ve AB’ye karşı Rusya ve Çin dengesi yanında, Komünist Kuzey Kore – Kapitalist Güney Kore, Zengin Kapitalist Amerika, Fakir Komünist Küba gibi yerel dengelere de ihtiyaç duymuşlardır. 2. Dünya Savaşı öncesi Japonya’yı Büyük İmparatorluk hevesiyle kışkırtıp, silahlanma yarışını hızlandırıp Çin’e ve Kore’ye saldırtan Siyonist odaklar, ardından Japonya’yı atom bombalarıyla teslime mecbur bırakarak Çin’i kurtarmışlar; aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan ve aynı ülkeyi paylaşan Kore’yi “Komünist Kuzey Kore -Kapitalist Güney Kore” olarak ikiye ayırmış ve savaştırmışlardı. Güney Kore hızla kalkındırılmış, refah seviyesi yaygınlaşmıştı ama Kuzey Kore esaret ve sefalet altında kıvrandırılırken, bir yandan da atom bombası ve nükleer balistik füzeler yaptırılmıştı.Hatta Rusya, Ukrayna karşısında bocalayınca, Putin, Kuzey Kore’den füze rampaları gibi silahlar almaya mecbur kalmış ve karşılığında Kuzey Kore’nin hayvancılığına katkı sunmak üzere bir gemi dolusu keçi ve oğlak yollamıştı!..Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/rusya-ukrayna-savasi-ve-siyonizmin-son-cirpinisi/
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Siyonizmin Son Çırpınışı
• Rusya, 24 Şubat 2022’de başlattığı saldırıyla Ukrayna’nın neredeyse üçte birini kendi topraklarına ilhak etmişti. Ancak 6 Ağustos 2024’te Batı ülkelerinin desteğiyle Ukrayna, kuzey bölgesindeki Rus topraklarına ani bir saldırı başlatarak 1500 km2 kadar bir alanı ele geçirdi ve bir nükleer enerji santraline yakın mahallere ulaştı.
• Bu durum, enerji santralinin istenmeden vurulmasına veya Putin’in çaresiz kalıp bilerek bir nükleer silah kullanmasına yol açabilirdi. Rusya, Azak Denizi’nin etrafını kuşatıp son bir hamleyle Ukrayna’nın Karadeniz’le tüm irtibatını kesebilirdi. Bu da Zelenski’nin sonunu getirebilirdi.
• Batı’nın Ukrayna desteğine karşı, Çin ve Kuzey Kore ile iş birliğini güçlendiren Rusya, 3. Dünya Savaşı’nı ve sonuçlarını göze alabilir miydi? 1. ve 2. Dünya Savaşı öncesi gibi, dünyada henüz kesin ve keskin bir bloklaşma-kamplaşma ortaya çıkmamış ise de, böyle bir tehdit ve tehlikenin var olduğu gerçeğini de hesaba katmak gerekliydi.
• Zelenski, Ukrayna ordusunun Kursk Operasyonunda daha fazla bölgeyi ele geçirdiğini açıklamıştı. Ukrayna Cumhurbaşkanı, Kursk’a yapılan saldırının, Rusya’nın Ukrayna’nın Harkiv ve Sumi şehirlerini işgal etmesini engellemek için ‘önleyici’ olarak başlatıldığını vurgulamıştı.
• Zelenski, yaptığı açıklamada Ukrayna ordusunun üç kilometre kadar ilerlediğini ve iki yerleşim yerini daha kontrol altına aldığını hatırlatmıştı. Başkent Kiev’de yabancı basın mensuplarına konuşan Zelenski, Kursk’a yapılan saldırının; Rusya’nın, Ukrayna’nın Harkiv ve Sumi şehirlerini işgal etmesini engellemek amacıyla “önleyici” olarak başlatıldığını açıklamıştı.
• Ukrayna ordusu ve yetkililer, Rusya’nın kuzey, doğu ve güney Ukrayna’ya yönelik saldırılarında pek çok kişinin öldüğünü ve 37 kişinin yaralandığını açıklamıştı. Ukrayna Hava Kuvvetleri Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, gece boyunca yapılan saldırıların Çernihiv, Sumi, Harkiv ve Donetsk’in cephe hattı bölgelerini hedef aldığını hatırlatmıştı.
• Ancak Zelenski’nin Kursk saldırısının Ukrayna’ya yönelik saldırıları önlemek için bir tampon bölge oluşturmayı amaçladığı iddiasına rağmen Rusya sınır bölgelerini sürekli vurmaktaydı.
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/rusya-ukrayna-savasi-ve-siyonizmin-son-cirpinisi/
Tarihte yaşanan her örneğin topluca yaşandığı bir dönemdeyiz. Katiller, haydutlar da var; Kahraman Yiğitler de… Münafık işbirlikçiler ve dilsiz şeytanlar da var; makam ve menfaate davasını satmayıp, avazı çıktığı kadar Hakk’ı haykıran, insanları Hakk’a çağıran da… Bu toplu harekette herkes kendi imtihanını verip, ahiretine yatırım yapıyor. Şeytanın avanesi timsahın çenelerini çarpıştırırken, Hakk’ın adamları o çeneyi komple kıracak, o vucüdu ortadan kaldıracak plan, proje ve hamleleri yapıyorlar.
İşte Milli Çözüm Dergimizde daha önce yazdığı gibi “Dünya’nın dönüşümünün fikri alt yapısı Türkiye’den Aziz Erbakan Hocamız ve Milli Çözüm eliyle, fiili alt yapısı ise Gazze’den Hamas’lı mücahitler eliyle başlamıştır.” Bakalım bu dünyayı ifsat etme çabaları, şeytanlık davaları uğruna binlerce masumu katletmeleri siyonist kuduz İsrail’i kurtarabilecek mi? O sıkışan kuyruklarının işareti olarak bir şekilde bitirmeye karar kıldıkları Rusya-Ukrayna savaşı, acaba kuyruklarının komple kopmasının sebebi mi olacak? Hep birlikte göreceğiz inşallah.
Farklı ülkeler savaşmış gibi görünsede arka plandaki siyonizmi tanıyıp görenler ve tedbirini alanlar devlet aklı olmaktaydı.
Siyonist Nahum Goldmann’e göre , “ Yahudilerin Tanrı’sı ile diğer insanların `Tanrı’sı’ farklıdır.” Bu Şeytani anlayışın doğal sonucu, kendilerinin seçilmiş, üstün bir halk; Yahudilerin dışındakileri de, onların köleleri saymaktadır. Nitekim Siyonist önderlerden Haham Cohen’in Talmud adlı eserinde bu ayırım, açık bir şekilde ortaya konulmaktadır: “Dünya insanları, İsrail ve diğer milletlerin hepsi olarak ikiye ayrılır. İsrail seçkin ırktır, bu temel dogmadır.”
Naturi Karta Yahudi Cemaati resmi sözcüsü Haham David Vayz idi. Haham David’in İsrail ve geleceği, ayrıca son Gazze vahşetiyle ilgili sözleri dikkat çekiciydi. Konuşulan konuların özeti şöyleydi:
1- Şu anki İsrail devleti Yahudi öğretilerine ve Tevrat hükümlerine göre caiz ve geçerli değildir. Siyonist devlet ve işledikleri cürümler kesinlikle Allah’a isyan ve Yahudiliğe hıyanettir.
2- Tevrat’ta “sakın kimseyi öldürme ve hırsızlık etme” emirlerine rağmen Siyonist devletin son Gazze harekâtı bir vahşettir, apaçık dalalettir ve Şeytan’a askerliktir.
3- Filistinlilerin bu saldırılar karşısında kendi savunma ve sahip oldukları toprakları koruma gayreti tabiidir ve mecburi bir reflekstir.
4- Biz de Netanyahu’nun Washington’u ziyareti sırasında hahamlar ve on binlerce Yahudiler olarak Gazze saldırısını telin ettik ve aleyhlerinde gösteriler düzenledik.
5- Şu anki Yahudi Devlet (Siyonist İsrail) dünyadaki Yahudileri temsil etmemektedir. Bilakis dünyada Yahudi düşmanlığını körüklemektedir.
6- Allah’tan dileğimiz bu Siyonist devletin yok olup, yine Müslümanlarla Yahudilerin asırlarca beraber yaşadıkları topraklarda tekrar selamete erişmeleridir. O toprakların asıl sahipleri Filistinli müminlerdir. Ancak insaf ve itidal ehli (Siyonist olmayan) Yahudiler de huzurlu ve onurlu vatandaş olarak bu topraklarda Müslümanlarla birlikte yaşayabilir.
7- Yahudilerin Süleyman Mabedi’ne çıkması ve Mescid-i Aksa’nın altını oyması bizim öğretilerimize göre büyük vebaldir. Siyonist devletin şu anda yaptığı kazı çalışmaları ise tamamen Allah’a isyan hareketidir. Şu anki Siyonistler ne Tevrat prensiplerine, ne 10 emre, ne de Cumartesi yasaklarına riayet etmemektedir.
8- Dünyanın ve bizlerin huzura kavuşması için muhakkak Siyonist İsrail Devleti’nin yok olması gerekmektedir. Ancak bu yok oluş silahla değil, Allah’tan bir mucize olarak silahsız gerçekleşecektir.
9- Şimdiden İsrail’in bin kere hak ettiği yıkılışla ilgili alamet ve işaretler zuhur etmiştir. Yalnız kesin bir vakit vermek için henüz erkendir.
10- Tevrat’a, göre: Bütün dünya tamamen şer ve zulümle dolduğu zaman Mesih gelecektir ve Siyonist-emperyalist sistemi Allah Hz. Mesih eliyle yıkıp devirecektir.
Siz İslam Birliği yerine Haçlı Avrupa Birliği’nin peşine takılırsanız, siz İslam Ortak savunma Paktı yerine Siyonizm’in askeri karargâhı NATO’ya bağımlı kalırsanız, Allah aşkına, İslam ülkeleri yöneticilerinin kurusıkı kınamalarını İsrail ciddiye alır mıydı? Bakınız ABD’nin yıllık askeri harcaması 400 milyar dolardır. Rusya’nın 70, Çin’in 50, diğer Avrupa, Amerika Hindistan ve Uzakdoğu ülkelerinin ve müttefiklerinin 230 milyar dolar, hepsi 650 milyar doları aşmaktadır. Oysa İslam ülkelerinin tamamının Milli savunma harcaması 50 milyar doları bulmamaktadır. İslam Ortak Savunma Paktı’nın kurulması halinde bu masraflar dörtte bire düşecek, ama etkinliği on kat artacaktır.
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!” tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!..
…
Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!” tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Ne kapitalizm, ne komünizm tek çare ADİL DÜZEN ve YENİ BİR DÜNYA, buda ancak buna inanan Milli Çözüm eliyle olur.
Bitti artık finaldeyiz, senelerce üstadımız anlattı inanmadınız, bari seneler öncesinden Henry Kisinger’in sözüne inanın hadi onada inanmadınız simpsonlar’a inanın, oda olmadı israilli generalin sözüne inanın…
“Köre nedir köre ne, göre nedir görene” diyor ve Allah vadini gerçekleştirecek bunuda bu vaadine inananlar eliyle yani Milli Çözüm eliyle olacak inş.
Suni kapitalist-komünist çarpışması, Amerika-Rusya kapışması görüntüsü altında, Siyonist dünya düzeninin devamı sağlanmaktadır!
…
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!” tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.
…
“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” misali, insanların komünizmle (Rusya ve Çin’le) korkutulup, kapitalizme (ABD ve AB’ye) razı olmalarını sağlamak için bu çarpışmaların gerçekçi(!) olması ve gerekirse yüz binlerce insanın gözden çıkarılması bile, Siyonist Yahudilerin umurunda olmayacaktır. Dünya genelindeki ABD ve AB’ye karşı Rusya ve Çin dengesi yanında, Komünist Kuzey Kore – Kapitalist Güney Kore, Zengin Kapitalist Amerika, Fakir Komünist Küba gibi yerel dengelere de ihtiyaç duymuşlardır. 2. Dünya Savaşı öncesi Japonya’yı Büyük İmparatorluk hevesiyle kışkırtıp, silahlanma yarışını hızlandırıp Çin’e ve Kore’ye saldırtan Siyonist odaklar, ardından Japonya’yı atom bombalarıyla teslime mecbur bırakarak Çin’i kurtarmışlar; aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan ve aynı ülkeyi paylaşan Kore’yi “Komünist Kuzey Kore -Kapitalist Güney Kore” olarak ikiye ayırmış ve savaştırmışlardı. Güney Kore hızla kalkındırılmış, refah seviyesi yaygınlaşmıştı ama Kuzey Kore esaret ve sefalet altında kıvrandırılırken, bir yandan da atom bombası ve nükleer balistik füzeler yaptırılmıştı.
Hatta Rusya, Ukrayna karşısında bocalayınca, Putin, Kuzey Kore’den füze rampaları gibi silahlar almaya mecbur kalmış ve karşılığında Kuzey Kore’nin hayvancılığına katkı sunmak üzere bir gemi dolusu keçi ve oğlak yollamıştı!..
…
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!..
…
Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!” tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Tarihi devrim ve dönüşümler, ya büyük felaketlerin neticesinde veya büyük liderlerin öncülüğünde gerçekleşiyor. Dünyamız ise, her ikisine birden sahip olmanın, hem sancısını hem avantajını yaşıyor.
Tarihin tabii seyrini, kaderin ezel ve ebed projesini hiçbir güç değiştirip bozamayacak ve milyarlarca mazlumun gönül sesini ve temennisini duyarak, medet ve merhamet buyuran Allah, vadini mutlaka tamamlayacaktır.
Ayrı ayrı dinden ve görüşten bütün inanışların; Farklı kültür ve kökenden bütün insanların, birlikte barış ve bereket içinde yaşayacakları adil bir düzen kaçınılmazdır.
Hiçbir ülkeye ve hiçbir ülküye zorlama ve dayatma yapılmayacaktır. Muhammed Muhtar Han’ın dediği gibi:
“Her ülkenin bünyesi, değişik bir mevsim gibidir. Kültürü ise, her mevsimde yeşermeyen narin bir çiçek misalidir.
Eğer dışarıdan başka çiçekler ithal edilmeye veya bir ülkenin mevsimi, o yeni çiçeklere göre değiştirilmeye kalkışılırsa; artık bu suni mevsimde yerli çiçek yetişmeyecektir.
Yabani çiçek için, tabii mevsimleri değiştirmek büyük risktir; bu yanlış ve yararsız uygulamanın, o ülkede getirdiklerinden çok daha fazlasını götürdükleri acı bir gerçektir.
Bırakın da her mevsimin çiçeği, kendi ikliminde kalsın; çünkü doğru olan, her çiçeği, kendi ülkesinde ve kendi ikliminde sevmektir.”
Bu merhamet medeniyeti, manevi boşluk ve dünyevi sarhoşluk içinde kıvranan Batılıları da kucaklayacak ve kurtaracaktır.
“Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Sözün özü, siyonizm şunu diyor ben inandığım yolda var gücümle çalışırım, maddi olarak dünyayı sömürürum, insan kaynağı olarak sayısal olarak yetemeyebilirim, benim kavmiminde canı tatlıdır. O zamanda yoksul ülke ve kanun kaçağı ve katilleri devşiririm hedeflerim doğrusunda Şavaştırırım.
Batı desteğiyle kışkırtılan Rusya Çin ve Kore’yi yanına alarak nükleer kullanmaya zorlanabilirdi. Dünya yeni bir dizayn için kuruplaştırılmaya devam edilmekteydi. (Ancak inşallah bu sefer tarihi iyiler dizayn edecekti.)
Batı desteğiyle Ukrayna’nın 500.000 askerle Rusya’yla mücadelesi, 2 yıldır yaralılar dahil 190.000 kayıp verilmesi 3. dünya savaşının başladığını göstermektedir.
Kolombiyalı askerlerin 4 katı maaşla Ukrayna adına sahada Rusya’ya karşı savaşması ülkemizdeki göçmenlerin olası bir karışıklıkta Türkiye’ye karşı nasıl bir güvenlik tehdidi olabileceğini de göstermekteydi. Olası bir karışıklıkta dışarıdan adam taşımaya bile gerek yoktu, zaten içerde fazlasıyla ne olduğu belli olmayan unsurlar vardı!!!…
Erbakan Hoca’nın: “Siyonizm’i bir timsaha benzetirseniz, bunun alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu iki çenenin sürekli açılıp kapanmaları ve çarpışmaları, zannedildiği gibi düşmanlıklarından değil; dişleri arasına giren avlarını parçalamak ve gövdeyi Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!”tespiti kadar mükemmel bir tanım hâlâ yapılamamıştır.
“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek”misali, insanların komünizmle (Rusya ve Çin’le) korkutulup, kapitalizme (ABD ve AB’ye) razı olmalarını sağlamak için bu çarpışmaların gerçekçi(!) olması ve gerekirse yüz binlerce insanın gözden çıkarılması bile, Siyonist Yahudilerin umurunda olmayacaktır. Dünya genelindeki ABD ve AB’ye karşı Rusya ve Çin dengesi yanında, Komünist Kuzey Kore – Kapitalist Güney Kore, Zengin Kapitalist Amerika, Fakir Komünist Küba gibi yerel dengelere de ihtiyaç duymuşlardır. 2. Dünya Savaşı öncesi Japonya’yı Büyük İmparatorluk hevesiyle kışkırtıp, silahlanma yarışını hızlandırıp Çin’e ve Kore’ye saldırtan Siyonist odaklar, ardından Japonya’yı atom bombalarıyla teslime mecbur bırakarak Çin’i kurtarmışlar; aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan ve aynı ülkeyi paylaşan Kore’yi “Komünist Kuzey Kore -Kapitalist Güney Kore” olarak ikiye ayırmış ve savaştırmışlardı. Güney Kore hızla kalkındırılmış, refah seviyesi yaygınlaşmıştı ama Kuzey Kore esaret ve sefalet altında kıvrandırılırken, bir yandan da atom bombası ve nükleer balistik füzeler yaptırılmıştı.
Hatta Rusya, Ukrayna karşısında bocalayınca, Putin, Kuzey Kore’den füze rampaları gibi silahlar almaya mecbur kalmış ve karşılığında Kuzey Kore’nin hayvancılığına katkı sunmak üzere bir gemi dolusu keçi ve oğlak yollamıştı!..
Özetle; dünya genelindeki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki bu zulüm ve sömürü çarkının, suni sağ-sol kutuplaşmasının perde arkasını ve Siyonist tezgâhını çok iyi bilen, bunların yerine Adil Düzen projeleriyle; savaş ve sömürü yerine, barış ve bölüşüm sistemini geliştiren Millî Görüş=Milli Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır!.. Zaten emekli İsrail Generalinin itirafıyla: “İsrail, en fazla 1 yıl içinde çökecek ve yıkılacaktır!”
Her taşın altından çıkan Siyonist Yahudiler!
Ukrayna’da yaşanan turuncu devrimden sonra İsrail, ABD ve AB yanlısı Zelenski Hükümeti (Yahudi tiyatrocu) işbaşına gelmiş ve binlerce masum sivil Siyonist hesaplara kurban gitmişti!
Rusya – Ukrayna savaşı başlamadan hemen önce İsrail, işgal ettiği Filistin Topraklarında yeni konutlar inşa etmiş hemen ardından ise Ukrayna savaşından kaçan Yahudileri bu konutlara taşımıştı!
Siyonistler Büyük İsrail’i kurmak ve mevcut kapitalist sistemde değişiklikler yapmak istemekte ve bunun için 3. Dünya savaşını çıkartma hesabı yapmaktalardı.
Modern dünyada yaşanan Rusya – Ukrayna savaşı, savaş tarihinde yeni bir dönem başlatmıştı.
3 yıldır aralıksız, acımasız ve bütün şiddetiyle süren çatışmalar şu gerçeği ortaya çıkarmıştı;
Konvansiyonel silahlarla yapılan savaşlarla kesin zaferlerin kısa süre içerisinde kazanılması çok düşük bir olasılıktı.
3. Dünya savaşı çok yakın görünürken bu şartlarda savaşlar yıllarca sürecek, ülkelerin ekonomileri tamamen çökecek, açlık ve kıtlık hat saflara çıkacak belkide yeni bir kavimler göçü yaşanacaktı.
İkinci bir ihtimal ise Siyonistler ve Emperyalist Devletler, nükleer güç kullanacak dünya nüfusunun çok büyük bir kısmı yok olacak ve Siyonistler yeni dünya düzenini kuracaklardı!
Üçüncü bir ihtimal ise Siyonist güdümlü Kapitalist ve Komünist Devletler anlaşacak (ABD, İsrail, AB, Rusya ve Çin) bütün güçleriyle asıl hedef olan cennet vatanımıza saldıracaklar ve 22 ülkenden toprak alıp Büyük İsrail’i kuracaklardı!
İsrail ilk ve en basit hedef olarak Gazze’ye seçmişti. Bir gece ansızın Hamaslı Mücahidleri gafil avlayarak Gazze’ye işgal etmeyi planlarken, 7 Ekim’de Erbakan Hocanın kuruculuğunu üstlendiği Hamas, İsrail’i ve dünyayı şaşkına uğratıvermişti!
Ardından Lübnan, Suriye ve İran’a göz diken İsrail, Haçlı Uşakları ile birlikte asıl hedefinin Türkiye olduğunu bir yıl önce Milli Çözüm yazmış ve komplo teorisi uydurmakla suçlanmıştı.
Şimdilerde ise CB Erdoğan, “Lübnan’dan sonra sıra bizde.” nidaları atmakta ve Anayasayı değiştirmek için türlü kirli ittifaklara zemin hazırlamaktaydı!
İsrail tehdidine karşı TBMM’de gizli oturum yapılmış ve ardından kredi kartlarından savunma sanayi için vergi alınacağı açıklanıvermişti?!
99 depreminden sonra her ay alınan damga vergisinin, yol yapımında kullanıldığını açıklayan AKP’li bir yönetici değil miydi?
Amaç ülke gündemini değiştirip, mevcut Anayasaya göre yargılanabilen yöneticilerin paçasını kurtarma gayreti olmasındı?!
Tek isteğimiz, İsrail’e karşı tedbir almaya imanı ve cesareti yetmeyen bu hükümet, bari İsrail’e uşaklık yapmaktan vazgeçsindi! Artık bıçak kemiğe dayanmıştı ve tarihten önce hesap soracaklar kapıya dayanmıştı! İşte bunun farkında olan işbirlikçiler çırpındıkça batmaktaydı! Siyonistlerin gözden çıkardıkları işbirlikçilerin anahtarları teslim etmekten başka çaresi kalmamıştı çünkü yola çıktıklarında paçalarına kadar battıkları çamur artık boylarını aşmıştı!
SON BİR İTİRAF VE PİŞMANLIK BELKİ İŞE YARARDI!
Çünkü artık isteselerde yozlaştırdıkları kurum ve kadrolarla ülkemizi kurtarmak imkansızdı!
Yüce Türk Milletine, elleriyle kurdukları tuzakları kendi dilleriyle açıklamak, Siyonistlerin insafına kalmaktan çok daha mantıklı sayılırdı!.
HESAPTA OLMAYAN DÖRDÜNCÜ ŞIK!
İşbirlikçi zihniyetin yerini alacak olan hükümet;
Yeni bir Kuva-i Milliye ruhuyla halkı ve ordusu ile kenetkenmiş, şanlı tarihini, dünya dengelerini, Kur’ani prensipleri, Peygamber Efendimizin siyaset ve stratejisini çok iyi bilen..
İmanlı, cesaretli ve dirayetli liyakat ve sadakat ehli bir lider ve kadroya sahip olmalıdır. Zaten tarih hep bu şekilde yazılmıştır!
İslam barış ve bereket dinidir!
Peygamber Efendimiz (SAV) Mekke’nin Fethi ile biz Mü’minlere önce gönüllerin fethedilmesini öğretmiştir!
Fakat şeytanlaşmış zalimlerin cezalarını kendi elleriyle vermiştir.
Yeni Bir Dünya kurmak için dünyayı yok etmek isteyen Siyonist zalimlerin ana karargahlarını (İsrail) yerin dibine batıracak, Emperyalist ve işbirlikçilerini ise hizaya sokacak fakat bu imkansız gibi görünen icraatları yaparken bütün dünyada ki vicdan ehline “ohh çokta iyi oldu, gerçek islam ne güzel bir din imiş” dedirtebilecek, ardından ise sömürü saltanatı kapitalizmin yerini alacak faizsiz ve adaletli bir düzeni kurup yürütebilecek bir kadro var mıydı? Siyonistlerin Nükleer Silahlarını çalışmaz hale getirebilecek, attıkları füzeleri kontrol altına alıp kendi başlarında patlatabilecek, bütün dünyanın enerjilerini, elektriklerini ve elektronik sistemlerini, kontrol altına alıp zalimlere diz çöktürecek bir teknoloji mümkün müydü? Yoksa Milli Çözüm yine hayallerle yaşıyor ve komplo teorileri mi üretiyordu?!
Hayır! Erbakan Hocamızın üretip Milli TSK’ya teslim ettiği teknolojileri bizzat biliyor, Milli Mütabakat Hükümetinin siyaset ve strateji, Melhame-i Kübra, geçiş dönemi ve tam hakimiyet dönemine hazırlanıyordu.
Erbakan Hocamızın kutlu hedefini fiili cihadını Hamas, Fikri cihadını ise Milli Çözüm yüklenmişti ve Hamas’ın fitilini yaktığı kurtuluş ateşi, Türklerin sahaya inmesiyle mübarek Mescid-i Aksa’da beraber namaz kılma şerefine erişecek Allah’ın izniyle!
Milli Çözüm’ün yıllardır anlattığı, Yüce Yaradan tarafından vaad edilmiş müjdelere inanmayanlar bir “inşallah” bile diyemeyenlere söylenecek söz bitmişti ve artık vakitte gelmişti!
Adil Bir Düzen, bir avuç sadık Mücahid’in eliyle kurulacak ve hiçbir güç buna engel olmayacaktır!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!.