YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
674f9c23dc301
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 1 5 6
Bugün : 2346
Dün : 30630
Bu ay : 117161
Geçen ay : 890827
Toplam : 29861727
IP'niz : 18.97.9.175

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Siyonistlere ve İşbirlikçilerine Yaranmanın Yolu:
HÂLÂ ERBAKAN'A HIRLAMAKTIR1

İşbirlikçilere Yaranmanın Yolu: Hâlâ Erbakan'a Hırlamaktır

1- Hırlamak: Kin ve kızgınlıkla ters konuşmak, sinsice sataşmak.

5 2 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
27 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

“ERBAKAN HOCANIZI ÜZMEYİNİZ.” (ÇEÇEN DİRENİŞİ LİDERİ CEVHER DUDAYEV)

Şu fakir halkın karnını ilk kez doyuran Erbakan Hoca gibi bir “şansı” (evet milli bir talihti kendisi) karalamak resmen insaniyet yoksunluğudur!

Murat Bardakçı’dan Suat Kılıç’a… Azıcık insan olsaydınız, kapitalist-liberalist olmazdınız ki.. Yazı ve eylemlerinizde sömürü sisteminden yana bir rahatsızlık, adalet namına bir şey görürdük.

Daha da miğde bulandıran şey ise Suat Kılıç’ın Fatih Erbakan’ın yanında olması. Pes be.. Ama Allah Milli Çözüm’den razı olsun ki şu vicdani cevabı vermiş:

Geçmişi bilmeyen biri eski AKP Bakanı şimdi Yeniden Refah Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç’ın şu satırlarını okusa, 28 Şubat cuntasına zorla darbe yaptırılıp zahmete sokuldular diye düşünse haklıydı. Değme 28 Şubatçı, darbeyi bu kadar güzel savunamazdı! Bu münafıkları cuntacılar ne kadar takdir etse azdı.

Makalede geçen şu ifadeyi hatırlatmakta yarar görüyorum :

(Sn. Erdoğan ABD’ ye gittiği kadar Erbakan’ın evine ve sohbetine gitseydi, hırsına yenilmezdi!)

Çok büyük bir mana taşıyan ifade… Kimlerle oturup kalktığımız, kimlerle yediğimiz içtiğimiz, kimleri örnek aldığımız, kimleri dikkate aldığımız, çok çok önemli… Malumunuz olduğu üzere; fizikte farklı kutuplar birbirini çekerken, insani ilişkilerde aynı kutuplar birbirlerini çeker…

Bir hadise anlatılır: 2 ayrı sahibi olan bir köpek varmış. Köpeğin sahibi olan o iki kişi köpeğin karşısına geçmişler. Köpeğin sahibinden birisi BANA GEL demiş köpeğe. diğer ikinci sahibi de BANA GEL BANA demiş… Köpek şaşırmış. Gitmiş sahibinden birini hart diye ısırmış. O zaman ne yapmışlar . Çat diye köpeği vurmuşlar. Burdan anlaşılıyor ki köpeğin bir sahibi olmalı… Sahibi köpeğin değil, köpek sahibinin ağzına bakmalı…. Köpeği köpek yapan sadakatidir. Teslim olunmadan sadık olunmaz…
Dolayısıyla en başta hatırlatmış olduğum makalede geçen o ifade çok çok önem arz etmektedir. Sayın Erdoğan ABD’ye gittiği kadar, günümüzde Aziz Erbakan Hocanın en sadık takipçisi ve talebeliğini yerine getiren Milli Çözüm’ün hatırlatmalarını dikkate alsaydı hem Filistin, hem Doğu Türkistan, hem Türkiye, Hem diğer İslam ülkeleri, hem de diğer insanlık alemi, makalede belirtilen HAVUZ SİSTEMİ – D8 HAREKETLERİNİN CANLANDIRILMASI – ADİL DÜZEN PROJELERİNE GEÇİŞLE maddi manevi saadete erecekti. Bu saadet öyle ya da böyle önünde sonunda yaşanacak ama asrımızın Kur’an’a tercümanı olan MİLLİ ÇÖZÜM’E ve şahsi MANEVİSİ Üstad AHMET AKGÜL’E bu teslimiyeti bu sadakati gösteremedikleri için gecikmektedir.

Evet makalenin manşeti : ” Siyonistlere ve İşbirlikçilerine Yaranmanın Yolu:
HÂLÂ ERBAKAN’A HIRLAMAKTIR “ son derece doğru tespit. Erbakan Hoca projeleriyle öğretileriyle öğütleriyle Mustafa Kemal Atatürk misali çok büyük devrimlere – çağ açıp çağ kapatan muhteşem icraatlara mührünü vurmuş ve bunları olgunlaştırıp pekiştiren ve Siyonizmi etkisiz yetkisiz kalmasına FİKRİ MÜCADELESİYLE sağlayan MİLLİ ÇÖZÜM – ÜSTAD AHMET AKGÜL ‘ün öncülüğünde MİLLİ MUTABAKAT HÜKÜMETİNE doğru hızla ilerlemekteyiz inşaallah. Siyonistleri ve İşbirlikçilerinin hedeflerini gayretlerini çıkmaza sürüklemek ve çürütmek ise ERBAKAN’A SADAKATİN – ERBAKAN’A TALEBELİĞİN – ERBAKAN’IN EN SADIK TAKİPÇİSİ olduğunun TESCİLİDİR, MİLLİ ÇÖZÜM ‘ÜN…!

Kara propaganda da her şey kullanılabilecek bir malzemedir, yeter ki bu malzeme istenen çıkara hizmet etsin.
onun içindirki Erbakan hocamızın sadece kendi kuruluşlarında değil,ona yakın gibi görünen kuruluşlarında içlerine kendilerine yakınları yerleştirmişler boş bırakmamışlar,tabi her ne yaparlarsa yapsınlar amaçlarına ulaşamayacaklardır zafer eninde sonunda inananların olacaktır.

Yoksa bu sataşmalar, Erbakan’a hırlamanın; Siyonist kodamanların ve işbirlikçi kiralıkların güvenini kazanmanın hâlâ en geçerli yolu olduğunu anlayanların hezeyanları mıydı?sorusunun cevabı evettir ve Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN Hocamızın söylediği gibi “Bugün gördüğünüz partilerin hepsi çoluk çocuktur. Bunların kafasıyla bir yere varılmaz. Meseleleri idrak edecek güçleri yok.Hakkın tesisi için çalışmamakla batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur. tespitleride ne kadar doğru olduğu birkez daha anlaşılmıştır.

Herkes vazifesini yapmakta idi. Herkesin amacı ve ayarını Allah net bir şekilde ortaya koyacak, hesap gününde Allah’ın sadık kullarına neden zora soktun, onlara neden tuzaklar kurdun dendiği zaman da bu kesimde ben bilmiyordum dememeleri içinde Rabbimiz Milli Çözümü hizmet etmekte idi. Herkes vazifesini yapmakta idi.                                                             

Cazip jelatinler ve kazip (yalancı) gerekçeler altında gizlenen “GERÇEK”leri anlamak için, bazen tek bir soru yeterli sayılırdı. Evet, “Erbakan’a düşman olan ve her girişimini baltalayan Siyonist odaklar, niye acaba Erbakan’a Hırlayanlara, her türlü imkân ve iktidarı sağlamakta ve madalyalar takmaktaydı?”
Aslında cevap çok basitti: İşin başına direkt “küresel odaklar” tarafından programlanan uygun bir yönetsel zincirin getirilerek; “Erbakan’ın amaçladığı tam bağımsız ve kalkınmış bir Türkiye” sorununun (!) aşılması çabasıydı.
Küresel odaklar bu çabalarının sonucu, Türkiye’yi, Zahiri İslamist Ama Hedefi Siyonist Bir Kayığa Bindirdiler!? Ancak bu kayığa binmenin zararı toplumun tüm kesimlerinde gün geçtikçe daha fazla hissedilmekteydi. Bugün yüksek askeri bürokratlardan, sefalet ve rezalet içinde kıvranan geniş halk katmanlarına kadar, herkes ve her kesim, Erbakan’ın kıymetini bilmemenin ve hatta nankörlük etmenin cezasını çekip durmaktaydı!

Koca iktidarları, imparatorlukları, diktatörlükleri parmağında oynatan Şeytan Şebekesi, her nedense Erbakan’ın gölgesinden bile korkuyordu. Hala karanlık komplolarla, dayatma kararlarla O’nu kötü göstermeye ve kösteklemeye çalışıyordu. Dış güçler ve işbirlikçileri hırsızlık ve arsızlıklarına engel olan Erbakan’ı yolsuzlukla suçluyor ve tabi çırpındıkça batıyordu. Çünkü “Eceli gelen it, cami duvarına kusuyordu ve Saltanatı sallanan Siyonist ise Erbakan davasına tosluyordu!” Evet, birileri Türkiye’yi karıştırıyor ve terörü teşvik ediyor, insanları kışkırtıyor, ama bugüne kadar olduğu gibi; böylesi basit fitne ve fesatlıklara alet olmuyor ve ucuz ve sonuçsuz kahramanlıklara tevessül ve tenezzül etmiyordu. Ama şuurlu, onurlu ve zorunlu bir karşılık gerekiyordu ve bu görev, takdirin cilvesi, Erbakan’ın sadık Milli Çözüm talebe ve takipçilerine kalıyordu.

Erbakan Hoca bahane uyduranlara “Ariel Şaron bu halinizi görse size maaş bağlar” derdi.

Aslında yazının başlığı, herşeyi özetliyor:
Siyonistlere ve İşbirlikçilerine Yaranmanın Yolu: HÂLÂ ERBAKAN’A HIRLAMAKTIR!

Tarih şahittir ki, Erbakan Hocaya iftira edenler ve ihanet edenler Siyonizm tarafından daima ödüllendirilmişlerdir. Bunu bilen din istismarcısı dünyacılar, siyonistlere göz kırpmak için Erbakan Hoca ve onun asil davasına dil uzatmaktadırlar.

Kimisi istismar ederek, kimisi de inkar ve dil uzatarak, dünyalık makam mevki devşirme derdindedir.

Ama yine tarih şahittir ki, ihanet edenler ve iftira edenler hafızalardan silinmişler, hakka ve adil elçilere sadakatla bağlı olanlar ise daima gönüllerde yer etmişlerdir.

Rabbimiz bizleri Sadıklardan eylesin. Nimetlerinin farkında olmayı ve şükrünü hakkıyla eda edebilmeyi nasip etsin.

Nur cemaline bakınca
Günahlarımı hatırlatıp
Mahcubiyet terleri döktüren
Asaletini özlerim…
Münafık maskelerin gizlediği
Şifreleri çözen,
Ve seneler sonrasını sezen
Ferasetini özlerim…
Fırsatçılara göz yummalarını
Fesatçıların yularlarını uzatmalarını
Ve böylece, kendi ayaklarıyla
Uçuruma yuvarlanmalarını sağlayan sabrını
Ve siyasetini özlerim…
Vefasızlara kök söktüren
Faziletini, Nezaketini özlerim!…
Erbakan’a Özlem Şiirinden alıntı

Hak davayı görüp bilip tanıdıktan sonra ihanete yeltenen’lerin ortak tavır ve özellikleri karşımıza şu şekilde çıkmaktaydı. Genellikle bastırılmış bir eziklik psikolojisine sahip olmaktalardı. Bunun tezahürü gereği ihanete kalkışmaktalardı. Başka bir ortak özellikleri ise yüksek kibir sahibi olmalarıydı. Bu yüksek kibir onları açığa vurmaktaydı. Diğer bir özellikleri ise Erbakan yanlış yapıyor ben daha iyisini yaparım kulisini yapıp baş kaldırmalarıydı. Bu işleri duruma göre ve gerektiği şekilde yapmaktalardı. Ve hepsi ben merkezli yüksek ego sahibi kişilerdi. Bu özelliklerinden dolayı Siyonizmin birer neferi oluveriyorlardı. Ancak Erbakan Hocamızı ne aldatabilmişler nede kandırabilmişlerdi. Erbakan Hocamızın üstün feraseti karşısında hep kaybeden olmuşlardı. Şimdi bile halen Erbakan Hocamıza hırlayınca Siyonizmin kemik vermesini umarak devam ediyorlardı. Günümüzde de Milli Çözüm vardı ve asla aldanmaz aldatılamazdı… Neden mi? Erbakan Hocamızın dediği gibi Milli Çözüm Hak kapısını tutmuştu, Hakkın ipine sarılan yanılmaz aldatılamazdı.

Prof. Dr. Merhum Aziz Necmettin Erbakan Hocamızın Lideri olduğu çok önemli bir hareket olan “Milli Görüş”tür. Milli Görüş’e istikamet veren, bu düşüncenin ufkunu tayin eden en muharrik amil de İslâm’ın ta kendisidir. Bu noktadan Milli Görüş’ün genel karakteristiğini şöyle hülasa edilebiliriz: Erbakan’a göre İslâm peygamberleri, insanları tevhid ve adalete davet ederek insanların hak ve adalet bilincini geliştirmişlerdir. Bütün peygamberlerin insanlığı davet ettiği İslam dini, yeryüzünü imar ve ıslah etmenin yol haritası hükmündedir. Peygamberleri rehber edinen İslam âlimleri, düşünür ve önderleri ilimle hidayeti birleştirdikleri için feraset, dirayet, sebat ve sabır sıfatlarına sahip olmuşlardır. Onlar, peygamberleri rehber edinerek tarihin akışını değiştiren çığırlar açmışlar ve beşeriyetin ufkunu genişleten hedefler belirlemişlerdir. Onlar, ilimde doğruların öne çıkmasına, ahlaki hususlarda iyi ve güzelin yaygınlaşmasına, iktisadi alanlarda kaynakların verimli kullanılarak faydalı mal ve hizmetlerin üretilmesine ve siyasette ise adaletin tesis edilmesinde aktif görev üstlenmişlerdir. Onlar yeryüzünün imar ve ıslahında önder olmuşlardır. Erbakan’a göre, bugün, yeryüzünün imar ve ıslahında söz konusu ettiğimiz, Çağımızın kurtuluşu Adil Düzen projeleri ışığında tüm insanların huzur ve mutluluk getirmesi için bir ömürü bu yolda harcayan ender lider  Erbakan Hocamıza  hadsizlik edenlerin kimlerin uşağı olduğu bellidir.
Ey zalim ler ve işbirlikçi hainler bu telaş ve korkunuzun verdiği hadsizliğınizin bedelini ağır ödersiniz. Korkunun ecele faydası yoktur bilseniz.
 

Mesele aslında Hak Batıl mücadelesinin dünya sahnesindeki figuranlarının oynadığı rollerdir. 28 Subat darbesini yapanlarla bugünkü iktidarlar kol kola güle oynaya “bak biz bu halkı nasıl kandırdık” fetö ile de kahraman olduk diye düşünen piyonlara değil arkalarındaki şeytani güç odaklarına: siz,Erbakanı bitirdik sanıyorsunuz ancak kestiğinizi sandığınız o ağaç şimdi dahada gür ve yeşermiş birşekilde geliyor hemde şeytanı bile şaşırtacak şekilde..Kim mi gelecek diye sorarsanız okadarınıda bilirsiniz herhalde…Kim Erbakan davasına sahip çıkıyorsa O gelecek!
Yeniden Refah Başkanı hiç değilse, davasına inanmayı bırak, babası olduğu için geçmişte Suat Kılıç gibileri kolunun altına alıp sarılmaktan dahi utanmamaktaydı. Belki de koltuğunun altına sıkıştırılmıştı. ABD den maaşlı kiralık yazarlar, kaleminizin mürekkebi artık bitti. İsteyerek veya istemeyerek bu ülkenin gerçek sahibinin olduklarının artık farkına varın ve o büyük eli öpün ki yarın iş işten geçmeden başınız ağırmasın… Milli Çözüm ve şahsi manevisi muhterem üstadımız tüm bu oyunları bozacak feraset, dirayet ve cesarete sahiptir. Çok yakında bilecek ve anlayacaksınız. Allah nurunu mutlaka tamamlayacak davasına samimiyetle hizmet edenleri zafere ulaştıracaktır. İnşaAllah

Yazar Yakup Köselere, Erbakan düşmanı YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıçlara, Erbakan’a hırlamanın prim yaptığı günlerin geride kaldığını, yemsiz bırakıldıkları için kötü yola düştüklerini, Milli Çözüm öncülüğünde kurulacak Milli Mutabakat Hükümeti sayesinde dünyanın çok yakın bir zamanda değişeceğini, Adil Dünya Düzeninin onlara da refah getireceğini, tercih ederlerse namuslarıyla da yaşayabileceklerini, tercih etmemeleri halinde ise namuslu yaşamak zorunda kalacaklarını birilerinin anlatması lazımdı.

Erbakan’a yapılan 28 Şubat darbesinin asıl amacının; Adil bir dünyanın kurulmasının, faizci, kapitalist, ırkçı emperyalizmin mazlum milletlerin uyanışının engellenmesi olduğu, darbenin asıl sebebinin D8’lerin kuruluşu ile yeni bir dünya amacının engellenmesi ve ülkemizin ekonomik bağımsızlığının önünde engel olan rantiye faiz ekonomisinin Erbakan’ın icat ettiği kamutek hesabı ile engellenmeye çalışılması olduğunu, bu milli hamlelerin engellenmesinin bir siyonist plan çerçevesinde nasıl organize edildiği ve o dönem kullanılan siyonizmin (9 M-[1- Mafya, 2- Medya, 3- Mason.] + [4- Münkir, 5- Müşrik, 6- Münafık.] + [7- Müdür (bürokrasi), 8- Milletvekili (hain siyasetçi), 9- Mel’un Mal (haram ve haksız servet) sahibi.] )piyonları ve aktörlerinin nasıl siyonizmin hizmetinde çalıştıkları en güzel şekilde bizlerin istifadesine sunmuştur. Sayın yazara emekleri için teşekkür ediyorum.

Ez cümle;

Erbakan Hocamızın yeni adil bir medeniyet inşasında şu iki sözü bizlere mirastır:

İslam savunma değil; taarruz dinidir.
İslam şekil değil; şuur dinidir.

Bu ışıkla inşallah Milli Çözüm Hareketi yeni bir dünyayı inşaa edecektir. Ve şeytanın çocukları İsrail’in yerin dibine geçirildiği, Adil Düzen’in ilan edildiği o şerefli gün yeryüzünde Erbakan Mührü’nü görecektir.!!

Çok güzel özetlemişsiniz👍😊

İSTİSMAR EDENLER Mİ DAHA ALÇAK?
İFTİRA ATANLAR MI?

Gazi Mustafa Kemal önce 1. Dünya Savaşında Çanakkale’de ardından Kurtuluş Savaşında Siyonist Merkezli Haçlı Birliğine dur demiştir! Gazi Paşa, İslam Dünyasının uyanış ateşini yakmış ve bir çok İslam Ülkesinin bağımsızlığına vesile olmuştur.
Büyük İsrail’in kurulmasına engel olmuş, işgalcileri vatanımızdan kovmuştur!
Sevr’in yırtılmasıyla birlikte bugün Ülkemizin bir Suriye, Irak, Libya olmaktan kurtarmış. Yetmez, Büyük İsrail’in kurulmasına engel olarak bütün dünyanın kanayan yaramız Filistin olmasına da engel olmuştur.
Hasta Adam olarak adlandırılan Osmanlı’nın küllerinden Türkiye Cumhuriyetini kurmuş, Mason Localarını kapatmış.. 1937’de İsrail’i kurmak isteyen Haçlı Birliğine “Kudüs’ü canımız pahasına koruyacağız, gerekirse bütün İslam dünyasıyla üzerinize yürürüz!” diyerek brifing vermiş ardından hastalığı doktorlar tarafından azdırılmış ve bir sene sonra hakkın rahmetine kavuşmuştur…
Mason Localarına hizmet edenlerin, Atatürk’ü istismar etmesi veya Atatürk’ten gıcık almaları AB sevdalısı olan işbirlikçi AKP ve CHP yöneticilerinin ana vazifeleridir..
Halkımızı kutuplaştırmak Haim Nahum Doktrini ve BOP Projesinin bir parçasıdır!

ATATÜRK’Ü EN İYİ ANLAYAN LİDER, ERBAKAN HOCA’DIR!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkemizi;
Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma, yerli ve milli imkânlarımızla kalkınma, çok uluslu Milletimizi, ortak paydamız olan İslam ile kaynaştırma ve barış içerisinde Büyük Bir Türkiye kurma hedefini en iyi anlayan lider Erbakan Hoca’dır!
Sultan Abdülhamid’in emek verdiği neslin büyük bölümü, Damat Ferit Hükümetinin hınayetleri ile şehit edildiği unutulmamalıdır!
Erbakan istismarı ile adam yerine konan, mal ve makam sahibi olan alçaklar ise Erbakan’a olan nefretlerini her fırsatta kusmakta ve Siyonistlere yağcılık yapmaktadır!

MİLLİ ÇÖZÜM’CÜ BİR MİLLİ MÜTABAKAT HÜKÜMETİ NEDEN ACİLEN KURULMALIDIR?

Haim Nahum Doktrininin 7 Maddesi Türk Halkını;
Aç bırak, işsiz bırak, borca esir et, dininden uzaklaştır, kutuplaştır, çarpıştır ve küçük lokmalar halinde kolayca yut şeklinde bir asırdır uygulanmakta ve din istismarcısı AKP ve AKP’yi iş başında tutma görevini üstlenen muhalefet döneminde son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
Milli Çözüm 20 küsür yıl önce Bizim Atatürk kitabı ile gerçek Atatürk’ü topluma tanıtmış ve Kemalistlerin planlarını bozmuştur.
Milli Görüş ile Gerçek Atatürkçülüğün empoze edildiği gibi aykırı zıt görüşler olmadığını.
AKP ile CHP’nin yani Din İstismarcısı ve Atatürk İstismarcısı Kemalistlerin, temelde bir farkının olmadığını belgeleriyle ispatlamıştır.
Erbakan Hocamıza ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan haksızlıklara karşı (ne çocukları, ne de askerleriyiz diyenleri)Milli Çözüm’ün yüzde biri kadar karşı çıkamayanlar utanmalıdır!
Milli Çözüm;
AKP’yi ayakta tutan Bel’am kılıklı sahte Hocaların din istismarını ise asrımızın ihtiyaçlarına uygun olarak hazırlanan, Bütün Siyonistlerin ve işbirlikçilerinin korkulu rüyası olan Meali Kerim’i hazırlayarak Halkımızın, İslam’ı sahte hocalardan değil bizzat Kur’an-ı Kerim’den öğrenebilmesi için tarihi bir hizmette daha bulunmuştur!

Kuva-i Milliye ruhu ile Halkımızı, ayaklarımızın altından kaymak üzere olan vatanımızı korumak, ortak paydalar ile yeniden kenetlenmesini sağlamak, tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkıp anlamak, Ülkemizin parçalanıp İsrail’e vilayet yapılmasına engel olmak..
Yerli imkânları ile kalkınmış, adaletli, barış içerisinde yaşayan, zengin ve ahlaklı Büyük Türkiye’yi yeniden inşaa etmek!
Dünyaya yeniden Adalet getirmek için çalışmaktadır!
İttihatçı kafalara, ABD-AB mandacılığı yapan münafıklara meydan bırakılmadı ve bırakılmayacaktır!
Abdülhamid Han, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın hedefleri, çabaları, projeleri ve hayalleri boşa gitmeyecek ve özgür bir Filistin Kurulacak, İslam Birliği sağlanacak ve Yeni Adil Bir Dünya Milli Çözüm şuuru ile mutlaka kurulacaktır!

Yoksa bu sataşmalar, Erbakan’a hırlamanın; Siyonist kodamanların ve işbirlikçi kiralıkların güvenini kazanmanın hâlâ en geçerli yolu olduğunu anlayanların hezeyanları mıydı?

Hidayeti kararıp, hıyanete yolculuk eden bir “Müslüman”ın tehlikeli gidişi!

Ülkeyi pazarlamanın adı “Yenilikçilik” olarak değiştirilmişti! “Bizi iktidara taşıyın, Türkiye’yi siz alın!” diyenler de “ilerici” sayılıvermişti!

(Erbakan Hocamıza karşı veya davasının üzerine beton dökülmesine yönelik sinsi tüm girişimlerin (Yenilikçi, Haspa, Gül’ü SP’nin başına oturtulması planları) karşısında çelik kalkan gibi duruş sergileyen “GÜÇ” Erbakan Hocamızın Milli Görüş davasının devamını sağlayan en etkili “GÜÇ”

Hak her şart altında değişmeyen doğrulardır.
Batıl ise şartlara göre değişkenlik göstermektir.
İşte Erbakan hocam her şart altında hakkı savunan batılın karşısında, hatta sözde müslüman olduklarını iddia eden tüm Marazlı münafıkların karşısında dimdik duran hakkı savunan kahraman.
Şimdi sözde dindar kahraman olan zavallı zevat!. Deyil dünya lideri olmak, futbol maçını bile
yönetemezsiniz, . Sizin mayanız yok, mayanız, hani ansızın Gazze ye gideceksiniz bir yıl oldu, Sisi ey sisi deyip kucak açtınız,
bırakın dünyaya meydan okumayı siz en iyi kof kahramalık kitabını okumuşşunuz,
Hala Erbakan hocama dil uzatıp kahraman olmaya çalışan zavallılar bu kadar uzun yazmayın Erbakan’a düşmanız deyinki kısa yoldan gidip bir baltaya da siz sap olun.

Farkındalığımızı geliştiren çok yararlı bir yazı teşekkür ediyoruz.

Kıssadan Hisse...
Yaşanmış Vakıa.
Allah’ın verdiği mal, evlat ve nüfuzla şımaran bir köy ağası; kapısının önüne çıkarak kibirle kendi kendine seslenir.
Biraz peltek bir lisanla;
“Bu tarlalar kimin? Halil ağanın..
Bu trakörler kimin? Halil ağanın..
Bu oğullar kimin? Halil ağanın..
Eee yıkılırmı bu G..vat? Yıkılmaz ha..” der yine kendi cevap verir.
Vakta ki gün gelir ne Halil ağa kalır, ne mal; çocukları ekmeğe muhtaç olur.
Şimdi yeryüzünde Siyonizmin azgın zulümlerini görüp hala yıkılmayacağını zanneden ahmaklar; öyle gözüküyorki çok yakında Siyon tanrınızın tarumar olacağı, yalakalık yaparak paye almaya çalıştığınız piyonların devrileceğini gözünüzle göreceksiniz! Fakat bunların hesabının sorulması için mühlet verilmeseydi sizin ayarınız ortaya çıkmayacaktı, ve dünyalık hesaptan da kurtulacaktız öyle mi?!..Fakat “Allah (cc) imhal eder, ihmal etmezdi.” Haydi gözleyin, biz de bekliyoruz Allah’ın va’dini!..

Prof Necmettin Erbakan kimdir?
Milli Çözüm Nedir?

Erbakan Hoca;Devletin bünyesine yerleştirilmiş karanlık odaklarla, toplumun seküler kesimlerinden, dindarlarına, sağcı muhafazakarlardan, solcu marksistlerine kadar, herkesin ipliğini pazara çıkaran.. Özellikle dindarlık iddiasında bulunan kitlelerin, samimiyet ölçülerini ortaya koyan ve TEK başına, küresel karanlık odaya karşı mücadele yürüten, Millî Kahramandır.!

Bugün ise bu görevi, Millî Çözüm muktesebatı ve Şahsı Manevisi yürütmektedir.!

Ve İnşallah Erbakan Hocamızın finale getirdiği bu mücadele bayrağını , yine O’nun proğram ve hedefleri ile Milli Çözüm şuuru ve Ahmet AKGÜL Hocamız burca dikecektir.

Dün bir tanıdık ahbapla olan telefon görüşmemizde, o kişi aynen şöyle dedi: “Kıyamet öncesi bir haldeyiz, ahlâk çürümüş, namus ortadan kalkmış, gençler bitik, hiç kimsede doğruluk şeref haysiyet kalmamış, her yerde zulüm ayyuka çıkmış, hiç böyle bir çürümüşlük görmedik daha önce… Aslında başımıza taş yağması gerekirken, Allah kimin yüzü suyu hürmetine bize ekmek-su veriyor diye düşünüyorum… Başımıza ne zaman taş yağacak diye korkuyorum.”
Bu teyzemiz, toplumun geldiği durumu böyle özetlerken, bu yandaş takımı tam tersini iddia ederek, hükümetin İsrail uşaklığını meşrulaştırmanın derdine düşmüşler.

yakup köse denilen bu şahıs, 28 Şubat mağduriyeti üzerinden -dinini satıp dünyalık yapmanın yolunu bulan- sığ ve sıradan bir AKP yalakası…

Müslüman, her şart altında aynı kişidir.

Münafık, şartlara göre değişken olandır.
 
Demek ki Aziz Erbakan Hocam, işte tam da bunun gibi; Müslüman görünümlü “sığ-gevşek”lerin halini görmüş, bunlar mağdur olmasın, çünkü bunlar mağdur olurlarsa dini-davası için öyle birtakım zor şartlara dayanamazlar, sonra dönekleşip dinini-davasını satarlar diye, kan yutmuş-kızılcık şerbeti içtim demiş ve 28 Şubat’ın tüm sorumluluğunu TEK BAŞINA üstlenerek iç savaşı önlemişti… Buna rağmen; en büyük hakareti de yine bu “sığ-gevşek” münafıklardan görmüştü…

İşte bunun gibi “sığ-gevşek”lerin hâlâ Hocamıza dil uzatıp HIRLAMALARI bile ERBAKAN HOCA’NIN BÜYÜKLÜĞÜNE DELİLDİR.

Bu Stockholm Sendromlu işbirlikçi yalakalarının ruh halini Mücahit Gültekin’in şu sözleri ne güzel özetlemişti:

“Hükümetin İsrail’le yaptığı ticareti aklamak için öyle argümanlar kullanılıyor, öyle manipülasyonlar yapılıyor ki, bunlar dindar kamuoyunun bir kesiminde zamanla İsrail’in içselleştirilmesine neden olacaktır. 
20 yıllık dönemde yanlarından geçmedikleri pek çok şeyi meşrulaştıran bazı dindarlar bu gidişle sanırım finali İsrail savunusuyla yapacaklar.”

Son kertede geldiğimiz nokta budur.

İşte Yandaş Yalakaların yalakalık yaptıkları Siyonist İşbirlikçileri.
Hidayeti kararıp, hıyanete yolculuk eden bir “Müslüman”ın tehlikeli gidişi!
Erdoğan-Çevik Bir İkilisi’ne “üstün hizmet madalyası” nev’inden bir ödül takan JINSA (Yahudi Milli Güvenlik İlişkileri Enstitüsü) ve Amerikan Jewish Commite (Amerikan Yahudi Komitesi) olmaktadır.
Bu iki kuruluşun üstünde yer alan NSA (Beyaz Saray’ın Ulusal Güvenlik Örgütü) ve NSA ile eşit statüde bir resmi devlet kuruluşu olup ABD Gladyosu’nun beyin takımını bir araya toplayan bir örgütlenme olan USIP’te (Birleşik Devletler Barış Enstitüsü) görevli yetkililer ise yine Erdoğan’a yakından ilgi duymaktadır.
USIP’in CIA ve Pentagon ile irtibatlı olan; bünyesinde generaller, diplomatlar ve bilim adamları bulundurarak İsrail’in askeri, siyasi ve ekonomik güvenliğini öncelikli hedef olarak gözeten bir devlet kuruluşu olduğu göz önüne alınacak olunursa; Erdoğan ve ekibinin hızla basamakları tırmanan başarı grafiği ile iktidara geldikten sonra sergiledikleri “siyon merkezli politikalar”ı anlayabilmek şüphesiz daha kolay olacaktır.

Fatih Erbakan’ın, Muhterem babasının ve Haklı davasının gayretini çekiyor sananlar yanılmaktaydı…
AKP Eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç 2002’deki ‘Son Ispartalı’ isimli kitabında, “Necmettin Erbakan’ın din istismarcısı ve 28 Şubat’ın mimarı” olduğunu söyleyecek kadar küstahlaşmıştı.
Şimdi Yeniden Refah Partisi’nde Genel Başkan Yardımcısı olan Kılıç’la Fatih Erbakan da aynı kafada mıydı, yoksa yardımcısının ayarından ve ahlâkından habersiz durumda mıydı?

Yandaş Yalakalık, Erbakan’a hırlamanın; Siyonist kodamanların ve işbirlikçi kiralıkların güvenini kazanmanın hâlâ en geçerli yolu olduğunu anlayan kiralık kafaların hezeyanlarıdır.
Yandaş Yalakalık, gevşek akıllıların, Erbakan Hocamıza hırlamaları, böylece Siyonist Şeytanlara ve işbirlikçi hainlere kuyruk sallamamalarıdır.
Yandaş Yalakalık, Erbakan’a sataşmakla “Büyük adam” sayılacağını zannedenlerin ahmaklığıdır.

Yandaş Yalakaların, Erbakan Hocamızın, örnek dirayetini ve yüksek metanetini anlamamaları!
Erbakan Hoca, 28 Şubat tezgâhını ABD merkezli Siyonist odakların planladığını anlamıştı.
Erbakan’ın Refah-Yol İktidarı döneminde uyguladığı ekonomi harikası HAVUZ SİSTEMİ’nden rahatsız olan faiz ve rantiye baronları… Bazı NATO kafalı komutanlar… Kiralık ve kışkırtıcı Medya patronları… Ve işbirlikçi Masonik siyaset erbabı… Evet, bunların tamamı yerli figüranlardı.
Erbakan Hoca, ucuz kahramanlık damarıyla direnseydi, Türkiye’de Asker-Millet çatışmasını kızıştırmak ve ülkenin ufuklarını karartmak için böyle bir bahaneyi dört gözle bekleyen dış güçlere fırsat sunmuş olacaktı.
Ama O; ülkesini, milletini ve devletinin geleceğini düşünerek, şahsi ve siyasi çıkar heveslerini dizginlemiş, büyük liderlere yakışan bir tavırla, 28 Şubat sürecini bir iç SAVAŞA dönüştürme planlarını boşa çıkarmıştı.
Ancak Erbakan Hocamızın örnek dirayetini ve yüksek metanetini, gevşek akıllıların ve kiralık yalakaların anlaması imkânsızdı.

Yandaş Yalakalık yapan tıynetsiz tipler, İsrail İşbirlikçisi münafıkları alkışlamaktalardı.
Sadece, dindar kahraman görünümüyle ve dünya lideri rolüyle sürekli İsrail’e atıp tutan, ama bir yandan da binlerce gemi dolusu malzemeyi İsrail’e taşıtan…
İsrail’i korumak üzere Doğu Akdeniz’e konuşlanan ABD savaş gemileriyle ortak tatbikat (pardon, geçiş eğitim manevrası…) yapan…
Kısaca aslında İsrail’e destek çıkıp ama Filistinlilerle yas tutup ağlayan münafıkları alkışlamaya uyarlı kiralık kafalardı…
Yandaş Yalakaların alkışladığı kahramanlar, şu kuduz İsrail’le “Normalleşme Anlaşmalarını” bile askıya alamamışlardı.

Yandaş yalakalara sormak lazımdı:
Hâlâ Erbakan’ı pasiflikle suçlamakla saçmalamak yerine…
Hatta kendi askerimize ve Teğmenlerimize sataşmak yerine…
Sn. Erdoğan’ın şu katil ve terörist İsrail’e: “Ya bu zulmü durduracaksınız, ya da gerekeni yaparız!” diye bir nota vermesi gerektiğini niye hiç hatırlatmıyorlardı?
Oysa Erbakan Hoca’nın Başbakanlığında, bu Siyonist kuduzlar bir tek Filistinlinin burnunu kanatamamışlardı…

“MES’UL OLDUĞUN ŞEYLE MEŞGUL OL”

Söyleyen ne güzel söylemiş
Mes’ul olduğunla, meşgul ol demiş
Bize, sorumluluk bilincini öğretmiş
O gerçek lider ve öğretici imiş..

Her anı, Allah yolunda geçen ömür
Önceden, tüm oyunları sezip görür
Cesur ve mert, Hakkın sözcüsüdür
Örnek şahsiyet, dava öncüsüdür..

Hâlâ hırlıyor, kuduz finolar
Siyona, yamanmaya çalışıyorlar
Kemik az gelince, kuduruyorlar
Ağızlardan boşalıyor, salyalar..

İmtihan süreci, devam ediyor
Dünyalık için, ahiret kaybediyor
Makam para hırsı, kaybettiriyor
Faiz ve kumar, ocaklar söndürüyor

Dava kardeşini, eğer üzersen
İyi niyetini, suistimal edersen
Okşayıcı sözlerle, söğüşlersen
Hesabı sorulur, bir gün senden..

Çok uyarıldın, hâlâ bu ne inat
Vazgeç artık, etme nefse itaat
Getir ki, kurtulasın, aza kanaat
İnsana zarardır, fazla şatafat..

Meşgul olmaz, Mes’ul olduğundan
Boş işlerle, geçirdiği zamandan
Hesaba çekilir, tüm yaptığından
Uzak durun, haramdan ve yalandan

Milli Çözüm, gerçek özüm
Budur size, son sözüm
Gördüğü sürece, gözüm
Gerçekleri haykırarak, ölürüm
Bizim için, diriliş ve şehadettir ölüm

Yalağında kemik kalmayan, sahipleri kemik atsın diye Hocamıza saldırıyor. Tabi, şeytani zekâvetleri geçmişten ders alıyor. Erbakan Hocamıza ihanet edenlerin eriştiği makamları görüp, bir kemik de kendilerine düşsün diye en alçak sahtekarların bile tenezzül etmeyeceği yalanları peş peşe sıralıyor bu “CİCİ MÜNAFIKLAR!”
Oysa mensubu oldukları hareket tarihe geçti. Siyonizme uşaklıkta çığır açan bu harekete mensup olan, yüzünde zerre utanma kalmayan bu Yakup Köse gibi papağanlara muhakkak bir yem veren olacaktır. Ancak şunu bilmelerinde fayda var ki o kazanım diye övündükleri ne varsa aslında kazanamadılar. Hem din ve davalarını sattılar hem de karşılık olarak aldıkları sahte çıktı. Güya vesayeti yok etme namına yaptıkları ne varsa hepsi ellerinde kaldı. Yakında kendi öz çocukları gözlerini oyarsa şaşırmasınlar. Gerçi en başları “kandırılmaya” müsait bu süper beyin topluluğu ona da bir bahane bulur ya hayırlısı…

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
27
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...