YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
662356b0bc809
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 3 3
Bugün : 6943
Dün : 23989
Bu ay : 482812
Geçen ay : 453014
Toplam : 23261776
IP'niz : 18.116.63.174

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

ABD'den aşağılık gözdağı

Sözde stratejik müttefik, "Türkiye'nin sınır ötesi operasyon düzenlemesi halinde, Irak egemenliğini savunacaktır" diyerek gözdağı vermeye çalıştı.

‘'Irak'ın egemen bir ulus olduğunu bilmek önemlidir'' ifadesini kullanan Amerikalı Tuğgeneral Carter Ham, " Türklerin, PKK militanlarına yönelik operasyon düzenlemek için sınırı geçmesi durumunda Iraklılar, egemenliklerini ve topraklarının savunulmasını çok ciddiye alacaklardır" şeklinde havladı.

Amerikalı Tuğgeneral Carter Ham, Türkiye'nin sınır ötesi operasyon düzenlemesi halinde, Irak'ın egemenliğini savunacağını söyleyerek gözdağı vermeye çalıştı.

Amerikan ordusunun topraklarını savunmak için Irak kuvvetlerine yardım edeceğini kast etmediğini de belirten Tuğgeneral Ham, ABD'nin Türk müttefiki ile diplomatik bir çözüm bulunmasını umduğunu söyledi ve ‘'Eğer diplomasi başarısız olursa, durumu değerlendirmeli ve siyasi düzeyde neyin en iyisi olacağına karar vermeliyiz" uyarısını yaptı.

ABD Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komisyonunda Ermeni tasarısının geçmesinin ardından İncirlik üssünün kapatılması durumunu da değerlendiren Tuğgeneral Ham, askeri malzemenin sevkıyatının kesilmesi halinde, bunun Irak'taki Amerikan operasyonlarına dikkate değer bir etkisi olacağı gibi, Irak ticareti açısında da olumsuzluklara yol açacağını belirterek, ABD Savunma Bakanlığı'nın sevkıyat için alternatif bir B planı arayışında olduğunu hatırlattı.

Tuğgeneral Ham, ‘'Başka şeylerin yanı sıra, kuşkusuz bunun maliyeti çok daha yüksek olur'' dedi ve doğal olarak bugünkü konumu muhafaza etmeyi tercih ettiklerini açıkladı.

NATO'dan ‘itidal' baskısı

NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü arayarak Irak'ın kuzeyine operasyon konusunda itidal çağrısı yaptığı bildirildi.

NATO Sözcüsü James Appathurai, Genel Sekreter de Hoop Scheffer'in Gül'e, "ilgili tüm tarafların özellikle tansiyonun yükseldiği bu zamanda mümkün mertebe itidal göstermeleri gerektiği görüşünü dile getirdiğini" söyledi.

NATO'nun PKK'yı terör örgütü olarak gördüğünü hatırlatan sözcü, Türkiye'nin ittifaktan herhangi bir askeri yardım ya da NATO sözleşmesinden kaynaklanan haklarını kullanmak için resmi başvuruda bulunmadığını ifade etti.

Suriye-KKTC seferleri başlattı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Gazimagosa ile Suriye'nin Lazkiye limanları arasında tarifeli gemi seferleri, Rum yönetiminin tüm engellemelerine rağmen başladı. Ramazan Bayramı nedeniyle arife günü ve bayramın üçüncü günü özel sefer düzenleyen Akgünler Denizcilik Şirketinin tarifeli Gazimagosa-Lazkiye seferleri perşembe ve cumartesi günleri yapılacak. Gazimagosa'dan Perşembe günleri saat 09.00'da hareket edecek deniz otobüsü, aynı gün saat 16.00'da KKTC'ye dönmek üzere Suriye'den ayrılacak. Cumartesi gerçekleşen seferde ise dönüş Pazar günü yapılacak. 297 yolcu kapasiteli katamaran tipi deniz otobüsleriyle gerçekleştirilecek Gazimagosa-Lazkiye arasındaki gemi seferlerinin gidiş-dönüş toplam bedeli 100 ABD Doları (yaklaşık 120 YTL.) 0-4 yaş grubundan ücret alınmayacak seferlerde gidiş-dönüş biletler çocuklara 50 dolara, öğrencilere ise 75 dolara satılacak.

Rumlar, KKTC Suriye feribot seferlerine karşı çıktı.

Rum yönetimi, KKTC ile Suriye arasında yapılacak gemi seferlerini engelleme yönünde sonuç alamadı. Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'e bir mektup göndererek, Gazimagosa ve Lazkiye limanları arasındaki seferler hakkında açıklama talebini tekrarladı.

Bayramı dolayısıyla arife ünü v bayramın 3. günü Lazkiye'ye özel seferler yapıldı. Gazimagosa-Lazkiye arasında Perşembe ve Cumartesi günleri yapılacak tarifeli seferler ise 18 Ekim'de başladı. Ve Beşşar Esad, Türkiye'ye ziyaretinde, Kuzey Irak müdahalemizi desteklediğini açıkladı.

Telekom'a sabotajda CIA ve MOSSAD parmağı

Başkentte Türk Telekom'a ait kablolar kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kesilerek, sabotaja uğradı.

Edinilen bilgilere göre gece saatlerinde Eskişehir yolu Temelli-Polatlı arasında bulunan fiberoptik kablolar ile alternatif olarak kullanılan Haymana yolu 6. kilometrede bulunan iletişim hatları, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kesilerek sabotaja uğradı. Türk Telekom'a ait kabloların kesildiği ihbarını alan yetkililer kısa sürede olay yerine gelerek, incelemelerde bulundu. Kabloların kesildiği fark eden Türk Telekom yetkilileri durumu Jandarma ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yeri ve çevresinde geniş çaplı arama başlatan güvenlik güçleri, sabotajı gerçekleştirenleri bulamadı.

Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Celalettin Dinçer, kabloların kesildiği yere gelerek incelemelerde bulundu. Yaptığı incelemelerin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dinçer, "Saat 12.15'i geçiyor. Bugün akşam üzeri Eskişehir yolu üzerinde Temelli ve Polatlı arasında fiberoptik kablomuza yine bir sabotaj yapıldı. O kablonun yedeği olan kablo, yani iletişimi sağlayan kablo buradan geçiyordu. Şuan biz Gölbaşı'ndan Haymana istikametine 6. kilometredeyiz. Saat 20.00 sıralarında da bu kabloyu kestiler. Ekiplerimiz hemen olayı emniyet ekiplerine haber verdi. Ancak olayı gerçekleştiren kişileri yakalayamadı. Yetişemedik maalesef" dedi. Dinçer açıklamasında başlatılan hukuki işlemi sonuna kadar takip edeceklerini vurgulayarak, "Ben tabii ki ispatlayamadığımız bir şey için kimseyi suçlamak istemiyorum ama grev kararı alındığı günden şuana kadar bu tür arıza sayısı 180'dir. Normalde Türk Telekom'un bütün Türkiye çapında 1 ayda oluşan arıza sayısı, yol çalışması, direk devrilmesi vs. bundan dolayı 10'u geçmez. Ama bakın 3 gün geçmedi 178 tane bu tür arızalarla bu tür sabotajlarla karşı karşıyayız" açıklamasını yaptı.

Güler Kömürcü, gizli bir hıyanete parmak basmıştı:

Siyaset yapıcıların tezkere oynaşmalarıyla meşgul ettikleri gündemde gözden kaçırılan, Türkiye'nin ulusal güvenliği üzerinde ciddi tehdit oluşturabilecek bir ‘garip vaka' yaşandı. Türkiye genelinde Türk Telekom işçileri toplu greve başladı.

Öncelikle bu grevin zamanlaması oldukça dikkat çekici bulunuyor. Bir yanda ‘Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyona tezkere verilir ve de Güneydoğu'da teröristlerle güvenlik güçleri arasında yüksek yoğunlukta çatışma sürer iken aynı anda da Türk Telekom işçileri grev kararı alıyor ve gazetelerdeki haberlere bakılırsa özellikle son birkaç gündür, Hakkari, Bitlis ve Batman'da iletişim durma noktasına geliyor.

Evet, ısrarla, altını çizerek tekrarlıyorum; Hakkari, Batman, Bitlis başta olmak üzere yurdun değişik yerlerinde ‘grev' yüzünden iletişimin kesilmesi, hastanelerde, bankalarda ve hava yollarında aksaklıkların başlaması, sizce ‘tezkere- Kuzey Irak'a askeri operasyon' zamanlaması hesaba katıldığında bunun bir rastlantı olmadığı anlaşılıyor.

Gazetelere yansıdığına göre: kimliği belirsiz (!) kişi veya kişilerce' Diyarbakır- Batman arasında bulunan fiber optik kablolara zarar verilmesi yüzünden internet bağlantısı sağlanamıyor, şehirde iletişim ağı çöküyor..

Güneydoğu illeri dışında, Türkiye'nin iletişim altyapısını sağlayan 13 ayrı bölgede fiber optik kablolar kesiliyor. İnternet, sabit telefon ve cep telefonu hizmetinde kullanılan hatların kesilmesiyle ilgili, Türk Telekom yöneticileri ‘alarm' duruma geçip şu açıklamayı yapıyor: ‘Türkiye genelinde 13 ayrı yerde fiber optik kablo kesilmesi olayı yaşandı. Türkiye'nin yurtdışı internet çıkışları sabote edilmiş, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki internet altyapı şebekesinin durdurulması hedeflenmiştir. Açıkça makasla bu kabloların kesildiği tespit edildi. Kesilen yerler özellikle seçildi. Yedeği olmayan hatlar seçildi. Kablo kesilmesi için seçilen yerler, bu işin konuya hakim kişilerce yapıldığını gösteriyor.' Türk Telekom yöneticileri böyle diyorlar.

Grevdeki Telekom çalışanları ise "birileri grevimizi haksız duruma düşürmek için bu sabotajları provokasyon olarak gerçekleştiriyor" diyor. Ama, Ankara'da bir işçi kabloları keserken suçüstü yakalanıyor.

Peki emniyetten askeriyeye kadar herkesi sabote eden bu ‘meçhul profesyoneller' kim? Hem işçileri hem de işçiler üzerinden ülke güvenliğini tehdit altında bırakanlar kim/kimler?

Üstelik kesilen fiber kabloların yerlerini bir basın toplantısıyla açıklayan Türk Telekom yetkilileri, yapılan sabotajı anlatır iken, ulusal güvenlik gereği son derece gizli tutulması gereken Türkiye'nin iletişim haritasını TV ve gazeteler aracılığıyla milyonlarca insana deşifre etmişlerdir. Türkiye'nin telefon ve internet iletişim altyapısını sağlayan haritasının deşifre edilmesiyle, terörist grupların, sabotajcıların işleri kolaylaşmıştır. Yetkililer, bu kadar stratejik önemi olan bir haritayı, bu tür sonuçları fark edemeyip, nasıl kamuoyuna sunabilirler?'46

ABD, sınır ötesi harekâta neden panikte?

Yeniçağ'ın isabetli yorumuna katılıyoruz:

Tezkere ve sınır ötesi operasyon gündeme geldiğinden beri Washington'da bir telaş bir panik yaşandı.

Önce Dışişleri ve Savunma Bakanları, yardımcılarını Moskova üzerinden apar topar Ankara'ya yollandı.

Derken Pentagon ardı ardına açıklamalar yaptı.

Ve tezkere TBMM'de oylanırken Başkan Bush da konuşma veya uyarma ihtiyacını duydu.

İyi ama neden?

ABD'deki bu panik Barzani ve hatta PKK'da bile yok.

Hatta Irak'lı liderlerin devreye girmesi de Washington'un baskısından.

Acaba ABD niçin bu kadar telaşlı?

Hem Türkiye, K.Irak'a daha önce 23 kez girmedi mi?

O zaman susan ve hatta teşvik eden Washington'da bugün var olan tedirginlik niye?

Bu sorunun cevabı şudur:

ABD böyle bir harekâtla Irak'taki bütün plan ve projelerinin akamete uğrayabileceğini düşünüyor.

Washington malum, Irak'a çöl safarisi yapmaya gelmedi.

Amacı, BOP'u hayata geçirmek, yani İsrail'in geleceği ile petrolü güvenli hale getirmektir.

Bunun için de K.Irak coğrafyasında Bağımsız Kürdistan olmazsa olmazdır.

Siz bakmayın Washington'un Irak'ın toprak bütünlüğünü istiyoruz demesine!

Böyle bir şeyi isteyen, Şii, Sünni çatışmalarını tetiklemez ve çatışma ortamlarını inşa etmezdi.

İşte amacı BOP'a erişmek olan ve bunun realizesi için finale geldiğini düşünen ABD, Türkiye'nin sınır ötesi operasyonu ile pişirmiş olduğu aşına su katılacağını düşünüyor ve onun için panik atak görüntülerini veriyor.

Washington'a göre Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi harekat ısrarındaki amaç, gerçekte PKK'yı etkisizleştirmekten ziyade Bağımsız Kürdistan'a dur demeye yöneliktir.

ABD'ye göre Türk askerinin K.Irak'a girip çıkmaması ve orada tampon bir güvenlik bölgesini tesis etmesi, güçlü ihtimaldir. Böyle bir şey ise projenin, yani Kürdistan devleti ilanının etkilenmesi ve hatta akamete uğraması demektir.

İşte Washington bunun için paniktedir.

Değilse daha önce 23 kez Kandil'i döven TSK'ya neden itiraz etsin ki?

Bazıları farkında olmasa ve gizlemeye çalışsa da:

Bu tezkere ve ona karşı isyanlar, aslında Kürdistan Devletinin dolaylı mücadelesidir.

Bu mücadele ABD kararlılığı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin karşı kararlılığı arasında geçmektedir.

Peki AKP hükümetinin tavrı mı? Maalesef AKP, bu bağlamda çok güven vermiyor.

Dileriz yanılırız ve AKP de, ABD'nin finaline geldiği bölge dizaynı projesine dik durup meydan okur… Aksi halde tarih, Erdoğan için ikinci Damat Ferit diye not düşecektir..

Gürleme, yağ…

Erdoğan'ın hedefi harekât mı, kıskaç mı, blöf mü? Yeni Şafak'tan Zaman'a, Vakit'ten Sabah'a AKP matbuatı risk taşıdığı, dengeleri sarsacağı ve keyiflerini bozacağı gerekçesi ile sınır ötesi harekâtı hiç mi hiç istemiyor. AKP'li kalemşorlar Başbakan Erdoğan'ın son tutum ve tavırlarını da geçmişte Öcalan'ın sınır dışı edilme sürecinde Suriye'ye takınılan devlet tavrıyla örtüştürüyor ve hadiseyi kıskaç operasyonu olarak yorumluyor… İlk bakışta benzerlik var gibi görünen iki hadise gerçekte farklıdır. Evet Suriye kıskaca alınmıştı ama bugün ABD'yi Suriye benzeri bir kıskaca alamazsınız. Keza Irak ve K.Irak liderleri de Washington güdümlü olduğu için ne kıskaca alınabilir ne de tehdide boyun eğer. Dolayısı ile devletin takındığı iki tutum arasında, içerik açısından büyük farklılıklar var. Suriye o gün eğer direnseydi çok iyi biliyorum, önce deniz yolu ile ablukaya alınacak, ardından da diğer fiili kuşatmalar gündeme gelecekti. Oysa bugün, bunu ABD'ye yapmanın imkanı yoktur. Dolayısı ile kıskaç ve buradan sonuç çıkarma yaklaşımı gerçekçi değildir. Türkiye, gelinen bu noktadan sonra sadece gürleyerek sonuç alamaz. Mutlaka ama mutlaka yağmalıdır. Dolayısı ile tezkereden sonra sınırın ötesine geçmek, artık sadece güvenlik değil aynı zamanda beka sorunu haline gelmiştir. Yok bu yapılmaz ve hâlâ sözde diplomatik tüluatlara devam edilirse, Türkiye'nin blöfçü olduğu bütün dünyaya kanıtlanır ki böyle bir şey esarete girmekle eş anlamlıdır.47

Kullanmayacakları bir tezkere ile halkımızın havasını indirmek isteyenler yanılıyor!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaklaşık altı aydan beri sürekli tekrarladığı çağrılara rağmen, kulaklarını tıkayıp gözlerini Washington'a diken BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan birden bire tavır değiştirdi.

ABD Temsilciler Meclisi'nde gündeme alınan Ermeni soykırımı yasa tasarısını fırsat bilen Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teröristlerin barınağı haline gelen Irak'ın kuzeyine yönelik ‘sınır ötesi' operasyon düzenlemesi için hükümete yetki veren tezkereyi alelacele Meclis'e sevk etti.

Tezkere, Meclis'te bulunan 550 milletvekilinden 507'sinin oyları ile kabul edildi.

Şimdi yetki Tayyip Erdoğan'da.

Eminiz ki, bazılarınız hâlâ ‘iyi niyetinizi' koruyor ve Erdoğan'ın hükümetin başı sıfatı ile Meclis'ten aldığı yetkinin ardından hemen Türk Silahlı Kuvvetleri'ne "İlk hedef Irak'ın kuzeyidir, ileri" emrini vereceğini bekliyorsunuz, değil mi?

Ama Erdoğan, asla buna cesaret edemez.

Neden?

Çünkü, yeniden iktidar koltuğuna oturabilmek için kapalı kapılar arkasında verdiği "Irak'a askeri harekatta bulunmayacağız" mealinde gizli bir taahhüdü var.

Nitekim, tezkerenin Meclis'e indirileceğini duyar duymaz, apar topar Ankara'ya gelerek, "Gerekirse birlikte operasyon yapalım" çağrısında bulunan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi, giderken aynen şöyle diyordu:

– "Biz istediğimizi aldık."

Nitekim, aradan birkaç saat geçmeden Paris'te bulunan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, aynen şu ifadeleri kullanıyordu:

– "Gerek Erdoğan, gerekse Gül ile iyi ilişkiler içerisindeyiz. Türkiye'nin bir sınır ötesi operasyon düzenleyeceğine ihtimal vermiyoruz."

Akşam saatlerinde kameraların karşısına çıkan Pentagon sözcüsü Geoff Morrell ise, göstermelik tezkereyi aynen şu cümle ile yorumluyordu:

– "Türkler Irak'ın kuzeyine sınır ötesi bir operasyon düzenlemek için aslında pek istekli görünmüyorlar."

Demek ki adamlar, adamlarını iyi okuyorlar.

ABD yönetimi, belki bir ‘iyi niyet' gösterisi olarak 11'nci kez Temsilciler Meclisi'ne indirilen Ermeni soykırımı tasarısını, yeniden ‘geçici olarak' rafa kaldıracak.

Üzerinde gürültü koparılan tezkere de, kısa bir süre sonra unutulup kaybolacak"48 tespitleri doğru ama, TSK bu fırsatı kaçırmayacak ve Amerika destekli PKK'nın katliamları yanlarına kar kalmayacak.

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Halil YAMAN

Halil YAMAN

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx